Foren Suche

  • Silinmeyen DostlukDatum22.08.2011 14:12
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Birbirini candan seven iki arkadas birlikte yolculuga cikmis.Ormanlardan,vadilerden,nehirlerden gectikten sonra nihayet yollari bir cöle ugramis.Iki arkadasin cöldeki yolculuklari uzun süre devam ettiginden iclerinden birinin cani iyiyce sikilmis.Can sikintisini gidermek,biraz neselenmek icin arkadasinin ensesine kuvvetli bir tokat atmis.
    Yorgunluk canina tak ettigi sirada bir de arkadasindan kuvvetli bir tokat yiyerek saskina dönen diger yolcu,kumlara ´´Bugün en iyi arkadasim bana tokat atti!´´yazmis ve dostuna ´´Bana neden tokat attin?´´demeden yoluna devam etmis.
    Iki dostun bitmek tükenmek bilmeyen yolculugu cölde devam ederken arkadasindan tokat yiyen yolcu,aniden ince kumlardan olusan bir kum girdanina düsmüs.Iste tam bu sirada daha önce kendisine tokat atan arkadasi imdadina yetismis.Tam kumlara gömülmek üzereyken arkadasinin elinden tutmus ve onu kumlara gömülmekten kurtarmis.
    Daha önce kendisine tokat atan dostunun kendisini kumlara gömülmekten kurtardigini gören yolcu bu sefer de cöldeki bir tasa bicagiyla,´´´Bugün beni en iyi arkadasim ölümden kurtardi!´´yazmis ve böyle bir arkadasi oldugu icin Allah´a sükretmis.
    Diger yolcu ise arkadasinin bu defa kuma degil de bir tasa,´´Bugün beni en iyi arkadasim ölümden kurtardi!´´diye yazmasina hayret etmis ve ona,
    -Sen daha önce tokat attigimda,´´Bugün en iyi arkadasm bana tokat atti!´´sözünü kumlara yazmistin.Seni bugün kumlara gömülmekten kurtarinca tasa,´´Bugün beni en iyi arkadasim ölümden kurtardi!´´diye yazdin.Bunun sebebini ögrenebilir miyim,demis.
    Arkadasi tebessüm ederek,
    -Sen bana daha önce tokat attigin zaman öfkelenmeden kumlara ´´Bugün en iyi arkadasim bana tokat atti!´´diye yazdim ki esen dostluk rüzgarlari bu sözümü silip götürsün.Beni kumlara gömülmekten kurtardugun zaman ´´Bugün beni en iyi arkadasim ölümden kurtardi!´´diye taslara yazdim ki hicbir rüzgarin dostlugumuzu silmeye gücü yetmesin.Dostlugumuz sonsuza dek sürsün,demis.

    A.Basak Sezgin

  • KIRMIZI LALEDatum22.08.2011 12:18
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Bülbül küstü güle.
    -Saatlerdir ötüyorum basucunda senden hicbir ses gelmiyor;ben yapacagimi bilirim!dedi.
    Intikam alircasina lalenin basinda ötmeye basladi.Gül duysun ve kiskansin diye sesini iyice yükseltti bülbül.Karanfil,papatya,menekse...Cicek adina ne varsa hepsi lalenin basina toplandi.Kiskandilar laleyi.Kimse anlayamadi,neden?Birden kipkirmizi oldu lale.Bülbül iyice costu.Saatlerce öttü.Sesi kesildi.Artik ötecek hali kalmamisti.Döndü.Lakin gül yoktu ortalarda.Telaslandi.Gözyaslari icindeki orkideye sordu:
    -Gülüm nereye gitti?
    -Az önce öldü!dedi orkide.
    Bin pismandi bübül.
    -Ama ben kiskandirmak istemistim sadece,dedi.
    Gözyaslarini usulca sildi orkide ve belki de en bilge durusuyla:
    -Hata yaptin bülbül kardes.Gül,kirmizisini senin ötüsünden aliyordu.Sen gidince ne kirmizi kaldi ne de gül.Simdi nerede kirmizi bir lale görürsen bil ki bir gül daha ölmüstür,dedi.

    Dünyanin En Akilli Insani´indan Masallar-Erdal Demirkiran

  • KÖPEKDatum11.08.2011 13:30
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Mecnun bir köpegi oksar,öper,adeta yaninda yanip erirdi.
    Etrafinda husu ile dolasir,seker ve saf gül yuyu sunardi.
    Bir fodul ona,´´Ey ham Kays!Bu yaptigin ne delicesine bir is!Köpegin agizi her an pistir ve ondan ise pis isler zahir olur´´deyip,köpegin ayiplarini saydi.
    Ayiplari gören,gayb aleminden birsey bilemez.
    Mecnun dedi ki,´´Sen suret ve cisimlerden ibaretsin.Benim gözümle bak da dua ehlinden ol.Bu köpek,Hakk´in cözülmez bir tilsimi,Leyla´nin mahallesinin bekcisidir.
    Himmetini,uyanik gönlünü gör.Bak,nereyi secip yerlesmis.
    O benim magaramin yüzü kutlu Kitmir´idir.Belki de ask dertlilerinin piridir.
    O ayin mahallesini bekleyen köpegin bir kilini nice arslanlara degismem.
    Ey Sevgili!Senin köpeklerine arslanlar kul köle olsunlar.
    Anlatmak imkansiz,sus vesselam.´´

  • KURTULUS KAPISIDatum11.08.2011 12:33
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Hace Alaüddin Hazretlerinin naklettigine göre,Sah-i Naksibend Hazretleri sunlari anlatmisti:
    -Arayis dönemlerimin baslarinda,aralarinda konusan iki kisi gördügümde kendilerini can kulagi ile dinlerdim.Allah Teala hakkinda konusuyorlarsa,sevinir hosnut olurdum.Ancak Allah Teala´dan baska bir seyden bahsediyorlarsa üzülür,kederlenir ve oradan hemen uzaklasirdim.

    Rabbim!..Konusmasi,Sen olmayanin
    Susmasi,konusmasinin en güzeli...
    Rabbim!..Zikri,Sen olmayanin
    Gafleti bulunmayani,en iyisi...
    Beni kederlendiren,
    Istiyakla kendisini arzuladigim Sevgili,
    Beni ayakta tutan,sözlerdeki Sevgili...

    Iste kardesim,sen de Allah Teala´yi zikirden geri durma,sakin vaktini bosa harcama.Esinle,dost ve kardeslerinle birlikteyken,Allah Teala´nin emir ve yasaklarina yöneltecek konusmalar yapmalisin.Unutma,sahib oldugun vakit ve sayili nefeslerin,kiymetli mücevherler gibidir.Bu yüzden elindeki kiymetli sermayeyi kaybedip,ypksunluk günlerinde muhtac hale düsme!..
    ´´O gün;artik,insanlara mallarinin yahut evlatlarinin hicbir fayda saglayamayacagi bir gündür.Ancak Allah Teala´nin huzuruna saglam ve temiz bir kalple gelen kimse müstesna..´´
    Sah-i Naksibend Hazretleri anlatir:
    -Seyyid Emir Külal Hazretlerini görme arzusu gönlümü sarmisti...Onu bir kez daha görebilmek icin Nesef´e dogru yola koyuldum.Ciran Ribati´na ulastigimda,elinde uzun bir sopasi ve basinda da keceden yapilmis bir külahi bulunan bir atliyla karsilastim.Bu zat bana yaklasti;elindeki sopasiyla bana vurup ´´Halil´ i gördün mü?´´diye sordu.
    Kendisine cevap vermek istemedim.Ama o zat,tekrar yolumu keserek cevremde dolanip durdu.Kendisine,´´Senin kim oldugunu biliyorum!Gel;Keravül mevkiindeki konaga kadar yol arkadasim ol.´´dedim.O ise sohbet etmek istiyordu.Hic orali olmadim ve kendisine birsey söylemeden yanindan ayrildim.
    Seyyid Emir Külal Hazretlerinin yanina vardigimda,´´Nicin yolda karsilasmis oldugun Hizir´a (a.s.)iltifat etmedin´´diye sordu.Ben,´´Evet onun Hizir(a.s.)oldugunu biliyordum ama sizi görmek arzusu ile yola düsmüsken,sizden baskasiyla mesgul olamazdim!..´´dedim.
    Iste kardesim,seni irsad etmesi icin kendisine teslim oldugun mürsidini,biricik kurtulus kapisi görmelisin.Baska bir yön bulurum demeyesin!..
    Seyh Abdülkadir Geylani Hazretlerinin bir müridi vardi.Adi Ebu Mesud Sibli(k.s.)di.Bir gün mürsidi,Abdulkadir Geylani Hazretlerinin evine gitmisti.O vakit Hizir(a.s.)eve geldi,selamlastilar.Ama o,Hizir´a (a.s.) iltifat etmedi.Hizir(a.s.) kendisini taniyip tanimadigini sorunca o,söyle cevap verdi:
    -Taniyorum,sen Hizir´sin.Ancak Seyh Abdülkadir Hazretlerine olan muhabbetim,onun disinda bir naskasi icin bosluk birakmiyor.
    Iste kardesim,mürid seyhinin faydali bulutlari,faziletli okyanuslari ve ender bulunan incilerinden yararlanmak icin,devamli seyhiyle beraber olmali.Mürsidinin sevgisi ve muhabbeti disinda kalan hicbir seye gönülden baglanmamalidir.
    Hace Alaüddin Hazretlerinin söyledigine göre Sah-i Naksibend Hazretleri söyle anlatmistir:
    -Validem Nesef´teydi.Yanina gitmek üzere Buhara´dan yola ciktim.Kuyu basinda,sabah namazini kilan bir gencle karsilastim.Gencin tevazuyla ellerini kaldirip Allah Teala´ya yürekten yakarip dua ettigini görünce amin dedim.Duasini bitirince ona,´´Öylesine güzel,neler istiyordun rabbinden?..´´diye sordum.Gencin,´´Rabbim!..Eger annem ve babam,beni senden alikoyarlarsa bana,onlari görmeyi nasip etme!..´´dedigini duyunca halime sükrettim.

    Bana yakin akrabalik,
    Uzakliksa onunla Hakka asiklik;
    Ben yabanciyim,onlara.
    Ugrunda terk ettim
    Nefsimi,akrabalarimi,
    Hakk´a yakinlik kuranlara
    Dostum,iste bunlara...

    Iste kardesim,bu ifadeleri ve siirleriyle Sah-i Naksibend Hazretleri aslinda su ayete isaret etmis oluyor:
    ´´De ki;eger sizin babalariniz,ogullariniz,kardesleriniz,esleriniz,asiretiniz,topladiginiz mallar,kesat gitmesinden korktugunuz ve sevdiginiz meskenler,sizin icin Allah ve Rasulu´nden (sallallahu aleyhi ve sellem) yahut Allah yolunda cihat etmekten daha sevimli geliyorsa; o halde Allah´in (gazap) emrini yerine getirecegini bekleyip gözleyin.Allah fasik bir kavmi hidayete erdirmez.´´

    Bir kul,kalbini sadece rabbine yöneltip,yalniz ona itaat etmedikce fasiklik halinden kurtulamaz.Ebu´l Abbas el-Mürsi Hazretlerinin su siiri ne kadar güzeldir:

    O´nun evi ve makami kilmazsam
    Eger,kalbimi;
    Sevilen ve sevenlerden olamam.
    O´na ulatirmakta bulamazsaniz
    Eger caremi;
    O vakit selameti bulamam.

    Nitekim hikmetli sözlerden birinde,´´Gercek sevgili,kalpte ortak istemez.Ortak yapilan isleri de sevmez.Iste bu yüzden sevgililer,baskasinin ortak edildigi amelden ve baskasina yönelen kalpten bir sey elde etmezler.´´denilmektedir.

    O halde kardesim,sen de kalbini yabancilardan arindir ve onu marifet sirlariyla doldur.Aksi takdirde kalp,varlik alemini göstermeye uygun bir ayna olarak nasil parlayabilir?Kalp sehvetlere bulanmisken Allah Teala´ya dogru nasil yol alabilir?Gafletten arinip temizlenmeyen bir kalp,hangi yüzle Allah Teala´nin huzuruna kabul edilmeyi ümit edebilir ki?!..

    Sah-i Naksibend Hazretleri hacca ilk gidisinden sonra,dönüste Nesef yoluyla Kasr-i Arifan´a ulasmisti.Muhterem pederi ise Buhara´da bulunuyordu.Hace Hazretleri bir keresinde,babasini görmek icin kendisine bir haberci geldigini,gercekte Allah Teala´nin ana-babaya saygi göstermeyi emretmemis olsaydi,bu haberciye itibar etmeyecegini söylemisti.Daha sonra binegine binmis Buhara´ya dogru yola koyulmustu.Hace Hazretleri bir müddet yol aldiktan sonra,kendisinde bir hal meydana geldi.Tövbe istigfar etmeye basladi.Bir yandan da söyle diyordu:

    -Bu yolun büyükleri,´´Hem bizim muhabbetimizi istiyorsun hem de bizden baskasina yöneliyorsun!..´´diyerek beni azarlayip kinadilar.Ama kullugunu hakkiyla yerine getirmeyen kimse,babam dahi olsa bana yabancidir.

    Sah-i Naksibend(k.s.) Sohbetlerinden Bir Güldeste
    Hace Ahmed b.Ibrahim b.
    Allan es-Sidki el-Maliki-Tasavvuf Klasikleri-Semerkand

  • YILDIZDatum09.08.2011 19:51
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Sizler

    YILDIZlar

    gibisiniz.

    En az onlar kadar parlak,

    en az onlar kadar güzel,

    en az onlar kadar sicaksiniz

    ama bir farkla;

    onlardan gökyüzünde

    BINLERCE

    var..

    sizler...

    BIR TANESINIZ![rose]

  • Cektigimiz Yanimiza Kar KaliyorDatum09.08.2011 19:45
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Allah Teala insanogluna yaratilistan bazi erdemler vermistir.Yasadigimiz imtihan dünyasinda bu erdemler sürekli olarak siginacagimiz güvenli kiyilardir.Sabir iste bu dingin kiyilardan biridir.
    Türkcemizde´´Cektigim yanima kar kaliyor´´diye bir söz vardir.Verilen emegin bosa gittigini,yok yere sikintiya girildigini ima etmek icin kullanilir.Sabir da sikintili bir istir.Ama sabrettigimiz zaman cektiklerimiz yanimiza gercekten kar kalir.Bize sayisiz faydasi dokunur.Tabiiki en büyük faydasi ahirettedir ama ahlakimizi güzellestirdigi icin dünyadaki kiymeti azimsanamaz.Cünkü kanaat,tevekkül,hilm,tevazu gibi güzel ahlaka dair pek cok haslet sabirla kazanilir.
    Sabir hakkinda söylenmis sözler,onun kapsami ve kisimlari hakkinda bilgi vermektedir.Mesela sahabenin büyüklerinden Ibn Abbas r.anhuma hazretleri söyle buyurmustur:
    ''Kur´an-i Kerim´de zikredilen sabir üc kisimdir;
    -Emirleri yerine getirmekteki sabir,
    -Yasaklari terk etmekteki sabir,
    -Musibetlere karsi sabir.´´
    Meshur alim ve mutasavviflarimizdan Ebu Talib Meki rh.a. de sunlari söylemistir:
    ´´Sabir kisim kisimdir:Bunlarin en önemlileri nefsin isteklerine karsi direnmek ve Mevla´nin isteklerine hizmete devam etmektir.Insanin var gücüyle cabalamasi,kalbini nefsani duygulardan,seytani arzu ve isteklerden,dünyevi süs ve gösteristen arindirmasi da sabir cesitlerindendir.Afetlere feryat etmemek de sabirdandir.´´

    GÜNAHLARA KEFARET

    Basimiza gelen sikintilarin da aslinda biere ilahi rahmet olduguna dair pek cok hadis-i serif vardir.Bunlardan birkacini zikredelim:
    ´´Malina zarar gelmeyen ve hic hasta olmayan bir kulda hayir yoktur.Allah bir kulunu sevdigi zaan ona bazi sikinti ve musibet verdiginde de sabir ihsan eder.´´(Münavi)
    ´´Allah bir kulunun iyiligini isterse(yaptigi kötülüklerin) cezasini dünyada verir.´´(Ahmed b.Hanbel)
    ´´Bir müminin basina bir sikinti gelse hatta diken batsa bu vesileyle günahlari silinir.´´(Buhari)

    HALKA HAK ICIN SABIR

    Sabrin bazi sartlari vardir.Sadece dogrudan Allah´tan gelene degil,halktan gelen eziyetlere de katlanmak bu sartlardan biridir.Insanlarin yaptiklarina da Allah rizasi icin katlanilir.Hadis-i Serifte,´´Insanlar arasina karisip onlarin sikintilarina katlanmak,insanlardan uzak durup uzlete cekilmekten hayirlidir.´´buyrulmustur.(Tirmizi)
    Tabiin´in büyüklerinden Hasan Basri k-s- söyle demistir:
    ´´Iyi komsuluk sadece komsuya eziyet etmemek degildir.komsunun yaptigi eziyetlere sabretmek de gerekir.´´

    MUSIBET GELDIGINDE

    Basa gelen sikintiya tahammül etmek ve söylenmemek de önemli bir sarttir.Bir gün Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem oglu öldügü icin feryat eden yasli bir kadina rastlar ve ona:
    -Allah´tan kork ve sabret ,der.
    Bunun üzerine kadin:
    -Sen benim derdimi anlayamazsin,diye cevab verir.
    Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem oradan uzaklasir.Kadina o kisinin kim oldugu söylenince pismanlik duyar ve özür dilemek üzere Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanina gelir.Özrünü iletir.Rahmet Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem söyle cevab verir:
    -´´Sabir ancak bela ilk basa geldigi andaki tavirdir.´´(Müslim)

    NIMETE DA SABIR

    Allah dostlari yalniz sikintilara degil nimetlere de sabredilmesi gerektigini,hatta bu sabrin daha zor oldugunu belirtmislerdir.Bu konuya yine Ebu Talip Mekki rh.a. sunlari söylemistir:
    ´´Sabrin bir cesidi de afiyet ve sihhat haline sabretmektir.Nefsin arzu ve isteklerine ragmen zenginlik halinde gereksiz harcama yapmamaya ve nimeti kötü yollarda kullanmamaya tahammül de sabirdir.Bir müminin bu hususlara katlanmasi ve Allah´tan kendisine güc vermesini istemesi gerekir.Bunlar da bela ve musibetler gibidir.Denilmistir ki,bela ve musibetlere mümün sabreder,afiyet ve nimeteyse ancak siddiklar sabreder.´´

    SONU CENNETSE

    Bir müminle bir inkarci balik tutmaya cikmislardi.Inkarci,inandigi ilahin adini anarak agini atiyordu ve her seferinde bir sürü balik cekiyordu.Mümin de Allah´i zikrederek agini atiyordu ama agina hic balik takilmiyordu.Mümin ancak aksama dogru bir tek balik tutabilmisti ki o da elinden kayip suya düstü.Mümini koruyan melek bu duruma cok üzüldü.Allah Teala melege müminin ve inkarcinin ahiretteki hallerini gösterdi.Mleek de;
    -Müminin gidecegi yer cennet olduktan sonra dünyada cektigi sikintinin ne kiymeti var,dedi.

    Semerkand Aylik Tasavvufi Dergi-Nisan 2011

  • Sarmisak TarlasiDatum28.07.2011 01:20
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Baba ile oglu oturmus dostluk üzerine sohbet ediyorlardi.Oglu babasina:
    -Baba ,dedi;Senin bunca tecrübene ve aramizdaki bunca yas farkina ragmen senin sadece tek bir dostun var!Oysa benim öyle mi? Senden daha tecrübesiz ve kücük olmama ragmen sayisini bile bilemedegim kadar cok dosta sahibim,galiba ben senden daha cok seviliyorum diye de ekledi gülümseyerek.
    Babasi olgun bir tavirla:
    -Peki evlad dedi;dostlarimizi sinamaya var misin?Bakalim kim hakiki gercek dosta sahib deneyelim var misin?
    -Varim diye hemen atildi oglu, peki ama bu nasil olacak diye de sordu ardindan?
    Babasi:
    -Dediklerimi aynen yaparsan kimin hakiki dosta sahib oldugunu anlarsin, dedi.
    Oglu:
    -Peki ama senin tek bir dostun, benim onlarca dostum var nasil olacak?
    -Olsun, dedi babasi; senin onlarca dostuna karsi ben tek dostumla hazirim dedi ve anlatmaya basladi yapmasi gerekenleri;
    -Benimle gel, dedi ve birlikte agila gittiler,ordan bir koyunu aldi ve kesti, bir cuvala koydu, agizini da siki siki bagladi ki disardan icinde ne oldugu belli olmasin.
    -Simdi dedi geceyarisi o dostlarinin kapisina bir bir gideceksin ve bu disina kan damlayan cuvalin icinde ne oldugunu söylemeden senin arka bahcene gömebilir miyim? diye soracaksin, sonra da bana gelip olani biteni anlatacaksin.
    -Peki dedi oglu hicbir anlam veremese de, bir anlasma yapmisti babasiyla ve ona uyacakti.
    Geceyarisi tek tek dostlarinin kapilarini caldi, her acan kisiye de kanli cuvali gösterip, bunu senin arka bahcene gömebilir miyim?diye sordu.Bunu duyan her dostu korku ve dehsetle onu reddetti.Bir tek kisi bile ne kabul etti ,ne de derdini sordu.Hepsinden ümidini kesmis bir halde evine döndü.Babasi daha o birsey demeden
    -Anlasildi evlad dedi simdi sinavini verme zamani bizim o tek dosta kaldi simdi ayni sekilde benim dostuma git ve selamimi söyle dedi.
    Oglu yine elinde kanli cuvalla geceyarisi bu sefer babasinin o tek dostunun kapisini caldi.
    -Babamim selami var bu cuvali sizin arka bahceye gömebilir miyim? dedi.
    Dostu hic tereddütsüz genci iceri aldi,bahceye gittiler hemen orayi kazdi ve cuvalin icindekini bile sormadan oraya gömdü üzerine de kokusu cikmasin diye sarmisak ekti genci ugurladi.
    Genc saskinlik icin de babasinin yanina geldi ve yine hala üzerinden atamadigi saskinlikla babasina olani biteni anlatti ve:
    -Baba sen kazandin!Sen gercekten hakiki bir dosta sahibmissin dedi.Babasi:
    -Dur acele etme dedi o henüz sinavini tam vermis degil, ve oglunu birkac gün sonra yanina cagirdi;simdi dedi o dostumun yanina gideceksin ve hicbirsey demeden bir tokat atacaksin.Genc iyiden iyiye sasirmis ne,tokat mi atacagim ama neden? dedi.Babasi:
    -Sorma ve yap dedi.Oglu saskinlikla babasinin dostunun yanina gitti, dostu kapiyi acar acmaz da bir tokat patlatti!
    Dostu gayet sakin ve düsünceli bir halle:
    -Git babana selam söyle biz bir tokata sarmisak tarlasi satanlardan degiliz!dedi
    Evine gelip olani biteni babasina anlatan gence babasi:
    -Ya iste evlad!Asil dost sadece sayida degil,asil dost sadece yardimda degil,asil dost haksizliga da ugrasada cani da yansa sana senden daha cok dost olandir!dedi.
    Genc iste asil o an anladi hakiki dostun kim oldugunu!

    -Anonim-

  • Kesmeyen BicakDatum26.07.2011 17:10
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Türkiye´nin heryerinden müsterileri vardi.Yaz-kis demeden lokantasi dolup tasardi.´´Ustam,en körpesinden en tazesinden.´´sözü onun slogani olmustu.Gercekten lokantaci,kuzularin en körpesini seciyor ve müsterilerini memnun ediyordu.
    Her pazar yakin köylere gider ve kuzulari secerek alirdi.Hep karli cikan o olurdu.Köylüler o gelince hemen meydana toplanir ve kuzularini satmak isterlerdi.Iyi para da verirdi hani.Köylüler de bilirdi onun ´´En körpe en taze´´olani sectigini.Ve en körpe en taze olana en cok para verdigini.
    O pazar kuzu almaya gitmemisti lokantaci.Ama yine de cok sevincliydi.Cünkü dünyalar tatlisi bir kiz cocugu olmustu.Ne kadar kücüktü.Elleri,ayaklari,burnu,agzi ne kadar da güzeldi.Ilk defa baba oluyordu lokantaci.Sevincine diyecek yoktu.
    Üc gün ise gitmedi.
    dördücü gün lokantanin ciragi heyecanla geldi.Soluk soluga kalmisti.
    ´´Ustam...Ustam müsteriler etlerden sikayetci.´´dedi.
    ´´Ne demek bu?´´
    ´´Bir gelsen diyor ustabasi.´´
    Lokantaci hemen gitti.Müsterileri tek tek dinledi.Etleri bir de kendi kontrol etti.Sonuc vahimdi.Gercekten de etlereskisi kadar lezzetli degildi.
    ´´En körpe en taze degil bunlar!´´diye bagirdi lokantaci.Heman hazirlandi.Arabasina binerek kuzulari aldigi köye yöneldi.Cok sinirliydi.´´Bu sefer daha körpesini,daha tazesini alacagim.´´dedi.
    Bir yandan köyleri geziyor bir yandan da kücük kizi aklina geliyordu.O kücücük elleri,yüzü,gülüsü,aglayisi...Ne kadar da masumdu.Masumluk ona ne kadar da yakisyordu.Ne kadar cok seviyordu kücük kizini.
    Köye girer girmez köylüler hemen yanina toplandi lokantacinin.Nicin geldigini cok iyi biliyorlardi.Her gelen kuzusunu gösteriyordu ona.Ama o bir türlü istedigini bulamiyordu.Bu sefer herkese olumsuz cevab veriyordu.Bu islerden cok iyi anliyordu.
    ´´En körpesini en tazesini secmeliyim.´´diyordu kendi kendine.
    Köylüler bir türlü kuzularini begendiremiyordu bu sefer-lokantaci israrla´´En körpesi´´diyordu.
    Pazarliklar sürerken bir kuzu melemesi duyuldu uzaktan.O kadar icten o kadar masum ve o kadar tatli meliyordu ki...Annesi de zaman zaman ona eslik ediyordu.Lokantaci sesinden tanidi kücük kuzuyu.Birden istahi kabardi.
    ´´Bu...Iste bu!´´diye bagirdi.
    Köylüler sasirmisti.Kuzu sesi Sakir Agalarin evinden geliyordu.Daha yeni dogmustu.Annesinden süt emiyordu.
    ´´Bu olmaz.Daha süt emiyor.´´dedi köylüler.
    Lokantaci coktan kararini vermisti.Hemen sesin geldigi yere yöneldi.Sakir Aganin kapisini caldi.Kapi acildiginda hemen konuya girdi:
    ´´Ne istiyorsun Sakir Aga bu körpeye?´´
    Sakir Aga cok yüksek bir para istedi.´´Nasil olsa veremez.´´diye geciriyordu icinden.
    Lokantaci hic tereddüt etmeden cebinden parayi cikartti.
    Herkesin huzurunda sayarak Sakir Agaya uzatti.Köylüler onu engellemek istediler.Daha kücük oldugunu söylediler;ama lokantaci hic dinlemedi onlari.
    Kuzunun boynuna ip baglayip arabasina koydu.Hala meliyordu yavrucuk.Annesi de sesini yükseltti.Sanki vedalasiyor ve son bir kere olsun ugurluyordu yavrusunu.Köylülerden aglayanlar bile olmustu.
    O gece kesecek ve ertesi güne tipki eski günlerdeki gibi kuzu pirzola yapacakti.
    Kuzu,lokantaya gelene kadar meledi.O kadar meledi ki halsiz düsüp arabaya öylece uzandi.Adeta kücük bedeni cansizdi.Lokantaci kuzuyu indirmekn icin arabanin yanina gittiginde hayvancikta hal kalmamisti.Kucagina aldiginda garib bir hal hissetti.Cünkü kuzu cok hafifti.Tipki evdeki kücük kizi gibi.Sicakligi,burnu,gözleri ne kadar da ona benziyordu.Kucagina aldigindabasi gögsüne düstü.Bir an icinden acima duygulari gecti.Hemen kendini toparlayarak:
    ´´Ne oluyor bana öyle?Ben aciyacak adam degilim!´´dedi icinden.
    Yere yatirdi kuzuyu.Kesecekti;ama bir türlü kuzu uyanmiyordu.Cok halsizdi.Ne kadar da masum yatiyordu öyle.´´Ben bicaklari hazirlarken o da uyanir herhalde.´diyerek mutfaga yöneldi.En keskin bicagi secti.
    Kuzu hala uyuyordu.Kücük bedeni soguk betonu isitiyor ve bir türlü uyanmiyordu.
    ´´Yeter ama!´´dedi lokantaci.´´Cok isim var cok...´´diye bagirdi.Elini kuzunun boynuna götürdügünde garib bir sey oldu.Parmak uclarinda bir sicaklik hissetti.Önce bir anlam veremedi.Tekrar bicagi kücük kuzunun kücük bedenine götürürken sicakligin daha da arttigini hissetti.Parmaklarina baktiginda beyninden vurulmusa döndü.Elindeki bicak düstü.Arkasindan kendisini hickiriklara birakan gözyaslari...
    Kendini kesmek üzere olan bicaktan habersiz olan kuzu,lokantacinin parmagini annesinin memesi zannderek emiyor...
    Hem de her seyden habersiz olarak.
    ´´Sefkatsiz kucakta ruhu acikir bebegin!´´

    Enfes Öyküler-Turgay Yalaniz

  • Namazla DirilmekDatum26.07.2011 16:07
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    ´´Sana vahyedilen kitabi oku ve namazi dosdogru kil.Gercekten namaz,hayasizliktan ve kötülüklerden alikoyar.´´Ankebut-45

    Hazreti Mevlana´nin enfes degerlendirmeleri:

    Gönül ustasi Hz.Mevlana da,insani Ilahi huzura ulastiran tekbir,kiyam,rüku,secde,selam ve dua gibi namaz rükunlerine oldukca düsündürücü manalar kazandirir.
    Namaza tekbirle girmek,´´Ilahi,biz senin huzurunda kurban olduk´´demektir.(Tekbir getirerek kurban kesildigi gibi,tekbirle namaza baslamak da ´Allah´im,canimiz sana feda olsun´ anlamindadir.)
    Namazda kiyamda durmak,Allah´in huzurunda kiyametteki muhasebeyi hatirlatir.Kul,biraz sonra hakkiyla yerine getiremedigi kullugundan ve isledigi günahlardan dolayi,utancindan ayakta durmaya dermani kalmaz,ruküya egilir.
    Basi ruküda iken ´´Hakk´in suallerine cevab ver!´´diye Ilahi ferman gelir.Kul,ruküdan basini mahcup olarak kaldirir,Ayakta duramaz,yüz üstü secdeye kapanir.
    Tekrar ona´´Secdeden basini aldir!Yapmis olduklarindan haber ver!´´diye ferman gelir.O yine mahcuo bir halde basini kaldirirsa da tekrar yüz üstüne kapanir.
    O agir yükün tesirinden dizleri üstüne cöker.Saga selam verir;peygamberler ve melekler tarafina bakar,onlardan sefaat talep eder.Onlar derler:´´Care ve yardim günü gecti.Care ancak dünyada olabilirdi.Orada salih amellerde bulunmadiniz,o günler gitti.´´
    Sola selam verir;akraba ve yakinlarinin tarafina bakar.Onlardan da bir fayda göremez.
    Herkesten ümidini kesince,dua icin iki elini kaldirir.´´Ya Rabbi,herkesten ümidimi kestim.Kuluna melce ancak sensin.Senin rahmet ve magfiretine sinir yoktur.´´

    Edeb Ya Hu-Ibrahim Refik

  • Tasavvuf Nedir?Datum26.07.2011 04:22
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Dedem Ismail ibn Nüceyd derdi ki:´´Bana göre tasavvuf,seriatin emir ve yasaklari altinda sabretmektir.´´
    Kettani de söyle demis:´´Tasavvuf ahlaktir.Ahlaki senden üstün olanin tasavvufu da senden üstündür.´´
    Ibn Ebi Sa´dan da söyle demis:´´Tasavvufta zarif olmayan böndür.´´
    Tasavvuf hallerin temizligidir.Halleri temiz olan ve herseyin temizini tercih eden sufidir.Tasavvuf hallerin,islerin ve huylarin en iyisini alip uygulmaktir.Sufi,varin ve yogun kendisini mesgul ve rahatsiz etmedigi insandir.Sufi yakin görünen,fakat erisilmesi güc olan insandir.
    Semerkand Aylik Tasavvufi Dergi-Nisan 2011

  • Ey Mutluluk Geldiysen Üc Kere Vur!Datum26.07.2011 04:13
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Sonuc yerine bir temenni;

    Sevginin elleri bütün bir bedenimizdir.Bir televizyon programcisinin dedigi gibi´´Insanlari niye öldürüyorsunuz?Kendi hallerine biraksaniz zaten ölüyorlar.´´Ayriliklari ikilestirip yerimizi´´dar´´etmenin hicbir anlami yok.
    Ayni rüzgarla camasir kurutup,ayni günesten isinip ayni yagmura semsiye acan insanlar...
    Gecmisten getirebildiginiz bir sevgi sözcügü yok mu?
    Bir kirmizi gül alabilecek kadar paraniz?...
    ´´Ac kapiyi dostum ben geldim!´´diyebilecek kadar takatiniz?...
    Bütün acilarini kirmizi renkli sarabin derinliklerine birakmak zorunda da degilsiniz üstelik.
    ´´Acilar yok aslinda,
    O bizim yalanimiz.
    Sevmek var...
    Özlemek var...
    Beklemek var...´demesi gibi sairin tatmadigin duygulara dön hani.
    Amac,muhabbetin bol;cennetin kalabalik olmas degil midir?
    O zaman...
    Aramizda asilmaz duvarkar örmek degil;kücücük köprüler kurarak mutlu olabilmektir hayat.
    Tezgahin basinda olanlardan,hamuru kendi yoguranlara kadar herkese;ama herkese mesajim:
    Yüreginiz umutlu,
    Sevdaniz kanatli,
    Sofraniz tatli,
    Mutlulugunuz katli,
    Ve...Ömrünüz bahtli olsun efendim.
    Enfes Öyküler-Turgay Yalaniz

  • Görünmeyen GücDatum26.07.2011 03:57
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Hala elektirigin,miknatisin,ruhun,elektronun mahiyeti bilinmiyor.Bunlar yaptigi islerle kendilerini belli ederler.
    Gencecik delikanli vefat etmisti.Onu morgda gördüm,sonra gasil,kefenleme ve defin islerinde bulundum.
    Ona baktim baktim düsündüm:Gözünde,kulaginda,elinde ve ayaginda hic degisiklik olmamisti.Fakat göremiyor,isitemiyor ve yürüyemiyordu.Her organi yerli yerinde fakat calismiyordu.
    Ayrica bu genc,atlar,ziplardi.Gereginde sirtinda 50kilo da yük alip tasirdi.Simdi birakin yük tasimasini,kendisini tasimaya dört kisi gerek.
    Ruh,görünmeyen bir güc.Insan kendi ruhunu göremiyor,onu eliyle tutamiyor.Bu görünmeyen ruh,problem cözüyor,renkleri ayiriyor,aletler,cihazlar yapiyor.
    Görmedigine inanmayan insanlar,herseyden evvel kendi ruhlarinin varligina da inanmamali.
    Psikoloji,ruhu degil,ruhun yaptigi isleri anlatiyor.Ruhun yaptigi isleri kabul edelim,ILIM olarak onu ele alalim fakat ruhun varligina inanmayalim ,bu nasil mantik?
    Materyalizmle,spiritüalizmi de bu acidan ele almak lazim.Materyalizm,ruhu,maneviyatciligi inkar ederken,Allah´in sifatlarini da maddeye vermekten cekinmez.
    Aslinda materyalizmle,spiritüalizm,ruhla ceset misali bir bütün olarak ele alinirsa problem cözülebilir.
    Simdi sizlere,bu konuyla ilgili Mahmut Kirazli´nin yazdigi bir siiri takdim edecegim:

    Deveyi Tasiyan Nerde?

    Bir deve kervani yolda giderken,
    Mola verilmisti,
    Yolculuk bu ya:
    Gidilir,durulur,
    Konar,göcülür,
    Zaten bu alemde her sey yolcu ya!..
    HAKIKATTE,ZAMAN,MEKAN GECILIR...

    Derken bir dinlenme sonunda yine,
    Devam edilecek;kalkti kafile,
    Fakat kervan basini bir telas aldi,
    Zira hecinin biri yola kalkmadi...
    Cöktügü yerde kimildamiyor,
    Vursan tüyü kipirdamiyor...

    Toplandi basina kervan erkani...
    Üzerinde yükü bin kilo kadar,
    Kendi agirligi bir o kadar,
    Tüyleri simsicak ve yapi tamam,
    Mutlak sükunet var ki anlatamam:
    ´´Sabit bir noktaya dikmis gözünü...´´´
    Kervan basinin dinle sözünü:

    ´´Biraz evvel devem dipdiri idi,
    Yükünü,kendi tasir,giderdi...
    Ruhu mu,cani mi,nereye akti?
    Cesedi,kalibi bombos birakti.
    Kafam catlayacak,bu ani derde:
    YÜKÜ VE DEVEYI TASIYAN NERDE?

    iNSAN BU-Hekimoglu Ismail

  • ISRARLI OLMAKDatum26.07.2011 03:28
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...


    Israr,riza-i Ilahi´nin celbine vesiledir.Ayni zamanda o;teblig adaminin samimiyet nisani ve anlatilanlarin da vicdanlarda makes bulmasinin sirridir.Israr,anlatilan meselelerin,azametine uygun bir hassasiyetle ele alinmasinin en acik emaresidir.Bunun manasi sudur:Cenab-i Hakk insanlarin,´´La ilahe illallah Muhammedü´r -resulullah´´demelerine ehemmiyet veriyor ve bu cümlenin gönüllerde yer etmesini istiyor.Iste teblig adami,Cenab-i Hakk´in ehemmiyet verdigi bu meseleye hayatini adayip,kelime-i tevhidin gönüllere yerlesmesi icin sürekli ugrasmasi itibariyle,Rabbinin büyük gördügü seye,yine o seyin azametine uygun sekilde mukabele etmis oluyor.Evet onun israri,iste böyle bir manaya gelmektedir.
    Ayrica,Allah´in tazim ettigi ve büyük gördügünü,tazim edip büyük kabul etmek,kalbte takva alametidir.Kur´an bu hakikate isaretle:´´´Bu böyledir.Kisinin Allah´in seairine saygili olmasi kalbin takvasindandir.´´demektedir.
    Zaten Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem de,Cenab-i Hakk´in büyük gördügü tevhid kelimesinin söylenmesini,´´Kalbi tasdik ederek´La ilahe illallah´diyen,muhakkak cennete girer´´buyurarak yüceltiyor ve ashabina da daima bunu telkin ediyordu.Mesela Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem,Halid bin Velid(r.a.)´e,´´Allah´in kilici´´ ünvanini vermisti.
    Bununla Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem,Hz.Halid(r.a.)´in istikbalde kazanacagi fetihleri,adeta daha isin basinda tebrik ediyordu.Iste bu Halid,bir gün her ne sebeble olursa olsun harpte ´´La ilahe illallah´´diyen birini öldürmüstü.Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem o kadar üzülmüstü ki,ellerini kaldirmis ve:´´Allah´im!Halid´in yaptigindan sana siginirim´´diye Rabbine ilticada bulunmustu.

    Hic unutmam,bir gün kendisini cihat yapiyor kabul eden birisi bana aynen,´´Biliyor musun?Bir gün Islam hakim olursa,evvela camileri dolduran su miskin insanlarin kelleleri kesilmelidir..´´demisti ve ben,bir bekleyis,bir intizar degil;sadece dalaletin ifadesi olan bu söz karsisinda donup kalmistim.Bu zavalli,sarfettigi bu sözü Islam adina söyledigini zannediyordu...
    Öyle ise mürsid ve mübellig,Allah´in tazim ettigi seyde israr etmelidir.Bu,onun davasinda ne kadar samimi ve hasbi oldugunu gösterir.Evet,davasi ugruna bütün bir ömrünü vermeyen mürsid olamaz.Böyle olmayanlara zaten mürsid demek dogru degildir.Mürsid,anlattigini yüz defa anlatacak,dinlemezlerse´´yüzbirinci´´deyip yine anlatacaktir.Sartlarin olgunlasmasini bekleyecek,muhatabinin kabul gösterecegi ani yakalamaya calisacak;darilmadan,gücenmeden bir ömür boyu hep anlatacaktir..tipki nebiler gibi
    ,Zira onlarin hayati bütünüyle isrardir.Evet onlar,hakki israrla teblig etmislerdir.
    Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem´in nübüvvetle serfiraz olmasindan sonra ki yirmiüc senelik hayati,bu derinlikte gecmistir.Anlatmis,hem de durmadan,dinlenmeden anlatmistir.Ebu Cehil´e kim bilir kac kere gidip gelmis ve ´´Islam´´demistir!Mekke´nin ileri gelenlerine sayisiz denecek kadar ziyafetler vermis ve yemek esnasinda,firsat buldukca onlara dini telkin ve teblig etmistir.
    Sahabe de,sürekli ayni metafizik gerilim icindeydi..evet israr onlarin da ayrilmaz vasiflari olmustu.Onlari takip eden bütün ulu kisiler de israri kendilerine sira edinmislerdi.
    Israr,insanin teblig adina kendi vazifesini idrak etmesinin tabii bir neticasidir.Zira her tebligadami kendi vazifesinin,sadece anlatmak oldugunu cok iyi bilmelidir ki,Hakk´a karsi da haksizlik etmis olmasin.Evet,insanlari hidayete ulastirmak ne onun gücünün yetecegi bir istir,ne de onun vazifesine dahildir.Muhatabi hidayete erse de ermese de ,teblig eden kisi,teblig sevabini kazanmistir.Diger taraftan onun bu davranis ve düsüncesi,teblig ettigi hakikatlerin kabul görmesinin de sirli bir sifresi durumundadir.Neticeyi Allah´tan bekleme,ihlasa ermislik demektir.Ihlas ki,bütün ibadetlerin özü ve hayat kaynagidir.
    Irsad Ekseni-M.Fethullah Gülen

  • ILM-I FIRASETDatum22.07.2011 00:22
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Firaset,sezme ve ileri görüslülük demektir.Bir kimsenin dis görünüsünden onun ahlak ve karakterini tahmin etmek firaset ilmine girer.Bu is daha cok tecrübeye dayanir.Genis anlamda firaset ise,duyu organlariylave akilla ulasilmayan,fakat sezgi gücüyle hissedilip anlasilan bilgi mertebesidir.Bu ise herkese nasib olmayan ve sebebi bilinmeden ilham seklinde hatira gelen bir durumdur.Sadik rüyalar ve yorumlari da bu bölümden sayilir.Insan bedeninde dis görünüse göre kisinin ahval ve ahlaki hakkinda olusan kanaat ve firaset,aslinda kesin ilim degil,tahmini ve zanna dayali bilgidir.Bu da kisilerin akil,idrak ve anlayis gücüne göre farkli seviyede olur.Bazi kimseler bazisiyla birkac dakikalik sohbet ve gözlem sonunda o sahsin karakterini isabetle tahmin edebilirler.Ancak bu hususta her sahis ayni degildir.Kimi insanlarin teshis edilmesi hayli gec ve güc olabilir.
    Daha ziyade tecrübe ve müsahadeye dayanan,insanin dis görünüsüne göre huyunu ve suyunu tahmin ve tespit eden eserler eskiden beri yazilagelmistir.Ibrahim Hakki Erzurumi,Marifetname adli kitabinda bu bahse ayirdigi birkac manzumesinde carpici bilgiler verir.Bu bilgilerin büyük cogunlugu hayati tecrübelerle dogru cikmaktadir.Su da unutulmamali ki hos olmadigi bilinen huy ve davranislar,terbiye ve iradeyle düzeltilip islah edilebilir.Ibrahim Hakki hazretlerinin ifadesiyle:´´Kim ki saci saridir/Kibr-ü gazab karidir.´´Bir baska edipte söyle söylemis:´´Suretin siretine sahiddir/Baska sahid aramak zaiddir.´´
    Imam Safii hazretleri firasetten cokca nasiblenmis bir alim olarak bilinir.Bir gün Imam Muhammed´le birlikteyken bir adam görmüsler.Imam Muhammed demis ki:´´Su adam bir marangozdur.´´Imam Safii:´´O bir demircidir´´demis.Sonra adama sanatinin ne oldugunu sormuslar.Adam da :´´Önce demirciydim,simdi ise marangozum .´´demis.Böylece ikisinin de firaseti isabetli olmus.Abbasi halifelerinden Mehdi-Billah,gördügü bir rüyayi unuttugu icin tasali olarak sabahlamis.Tahmin ve tabirde uzman olan Huveylid isimli kimseye bu halini bildirmis.O adam da :´´Sen rüyanda bir daga cikmissin´´demis.Mehdi hayretle:´´Vay sihirbaz,dogru söyledin!´´deyince Huveylid :´´Ben sihirbaz degilim.Sen konusurken elini basina sürdün.Oradan rüyada bir dag basina ciktigini tahmin ettim.´´demistir.
    Bülugu´l Ereb,3/215-220;Ibrahim Hakki,Marifetname(Istanbul 1330),s.211-13

  • ILM-I IRAFETDatum21.07.2011 23:51
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    İLMİ İRAFET
    Irafet olaylar arasindaki benzerlikler ve alametler vasitasiyla gecmisten(ve gelecekten),kayiplara karismis esyadan haber vermektir.
    Bu isi yapanlara ´´arraf´´ denir.Araflarda esya ve hadiseler arasinda herkesce farkedilmeyen gizli benzerlik ve münasebetleri,güclü kabiliyet ve üstün sezgileriyle kavrama özelligi görülür.Arraflar bazen istikballe ilgili tutarli tahminlerde yaparlar.Arraf ve kahin cok defa ayni manada kullanilmis olsa da,bilhassa gecmis ve simdiki zamanla ilgilenen arraflarin,gelecekten haber ucuran kahinlerden farkli olduklarindan süphe yoktur.Verdikleri bilgiler zan ve tahmin seviyesinde olsa da,kaybolan ve calinan esyalarin durumu icin eskiden beri arraflara müracaat edilmistir.
    Anlatildigina göre Abbasi halifesi Harun Resid zamaninda kör bir arraf varmis.Ona bir seyden sorulsa,yanindakilerden birinin sözünü isitince o sözden anlam cikararak isabetli bir sonuca ulasirmis.Birgün halifenin hazinesinden kiymetli esyalar calinmisti.Bilgi icin o arraf halifenin yanina getirildi.harun Resid yanindakilere,arrafa yöneltilecek sorudan sonrakimsenin bir söz söylememesini tenbihledi.Öyle yaptilar.Halifenin sorusuna muhatab olan arraf dikkatle cevresinden bir söz duymaya calisti.Fakat kimseden bir söz cikmayinca hayret ve izdirab icinde kaldi.Bu arada arraf elini hali üzerinde gezdirirken bir hurma cekirdegi buldu.Büyük bir sevincle dedi ki:´´Calinti nesneler inci,yakut ve zümrüttür!´´Harun sordu:´´Onlar nerededir?´´Arraf,´´Bir kuyudadir´´dedi.Onun dedigi gibi o madenleri bir kuyuda buldular.Bu duruma sasiran halife.ona böyle bir bilgiye nasil ulastigini sordu.Arraf dedi ki:
    ´´b
    Bir hurma cekirdegi buldum.Hurma ciceginin inci gibi beyaz olmasindan calinanlar icinde inci bulundugu kanaatine vardim.Sonra hurma cicegi,taze hurma olur.O ise yesildir ki zümrüdün rengi de öyledir.Sonra olgun hurma olur.O da kirmizidir ki,yakutun rengi de öyledir.Sonra bana esyanin yerini sordunuz.O sirada bir kovanin sesini duydum.Bundan anladim ki,calinan seyler bir kuyudadir.´´
    Bu durumdan cok memnun olan Harun Resid arrafa bol bol ikramda bulundu.

    Bülugu´l Ereb,3/224-25;el-Mufassal,6/772-73;Tasköprü-zade,Mevzuatü´l-Ulüm(Istanbul 1313),1/384-86

  • ON BIR ESASDatum21.07.2011 23:18
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    KELIMAT-I KUDSIYYE

    HUS DER-DEM
    Her nefesin farkinda olmak;Aldigi nefesten gafil olanlar,yahut nefeslerini ilahi maksat haricinde telef eyleyenler,yasiyor görünselerde ölüdürler.Gercekten diri olmak,kalbin diri olmasiyla mümkündür.Kalbleri diri olanlar her daim O´nun huzurunda bulunduklarini bildiklerinden gaflete düsmezler.

    NAZAR BER-KADEM
    Bakisini kendi adimlarina yöneltmek;Masivaya ilgi tefrikaya,yani kalbin dagilip parcalanmasina yol acar ve tefrikanin oldugu yerde tevhid olmaz.Nazar,nazar edilen seydeki zulmeti kalbe aktarir.Hele de bu,Rasulallah sallallahu aleyhi ve sellem´in ´´Iblis´in zehirli oklarindan bir ok´´diye niteledigi,harama yönelmis bir nazarsa,kalbin ölümü bile söz konusudur.

    SEFER DER-VATAN
    Dünyada sefer halinde olmak;Hz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem´in,´´Gercek muhacir,Allah Teala´nin yasakladigi haram islerden kacinan kimsedir.´´hadisi,hicret yolculugunun bir beldeyi terk edip digerine yönelmek suretiyle yapilmayacagini da anlatir.Günaha tesvik eden bir ortami terk edip iyilerin meclisine katilmak da bir hicrettir.

    HALVET DER-ENCÜMEN
    Halk icindeyken de Hak ile olmak;Halvetin batinda yasanmasi istenmektedir.Büyükler,halk icindeyken de Hak ile olabilmek,tasavvuf terbiyesinden gecmis kamil müminin halidir,derler.Kemal alameti keramet degil,halkin arasina girip onlarla ülfet ettigi,maisetini kendi kazandigi halde bir an bile Allah´tan gafil olmamaktir.

    YAD-KERD
    Daima Allah´i hatirlamak;Zikirde israr ederek kalbini beytullah kilan kisi her an Allah Teala ile olmanin huzurunu yasayacaktir.Zikrullahin tekrar edile edile kalbe yerlestiginin alameti,kisinin bütün aza ve amelleriyle,bütün zerreleriyle her daim zikir halinde olmasidir.Cünkü dervisin fikri ne ise zahire yansiyan zikri de odur.

    BAZ-GEST
    Allah´a dönmek;geri dönmek,birseyi yeniden aramaya cikmak anlaminda ki baz-gest ile,zikir esnasinda belirli bir sayidan sonra ilahi ente maksudi ve rizake matlubi cümlesinin söylenmesi kast edilir.Maksat zikir halindeyken kalbe gelen ve havatir denilen duygu yada düsüncelerden yüz cevirmek bunlarin kalbte yer etmesine firsat vermemektir.zakirin zikirdeki niyetini su veya bu sebeble kaybetme ihtimaline karsi yeniden hatirlatma,bozulan istikametini düzeltme usul ve imkanidir.

    NIGAH-DAST
    Teveccühü gözetmek;Kisi kalbi masivadan korumak icin kalbinin kapisini da dikkatle beklemeli,Allah´´tan baska hicbir varligin,hicbir düsünce ve hatiranin kalbe girmesine izin vermemelidir.Bu daha sonra düsünülecek bir tedbir olmali,öncelikle kalbin huzurunu bozabilecek yönelislerden kacinmaya calismalidir.

    YAD-DAST
    Zikir halini korumak;zikir,Allah Teala´nin yegane ilah olarak kalbe yerlestirilmesi ve insanin bütün davranislarina yön vermesi icin,tasavvufun hem metodu hem de hedefidir.Fakat hedefe bir kere varmak hep orada kalinacagina garanti etmez.Zirvede tutunabilmek icin de caba gerekir ki bu cabanin adi ´´yad-dast´´tir.

    VUKUF-I ZAMANI
    Zamana vakif olmak;gecmis,gecip gitmistir.Gelecel ise henüz elde degildir ve yasanacagina dair garanti yoktur.Öyleyse´´keske´´lerle,´´sonra yaparim´´larla icinde bulunulan ani heba etmemek gerekir.Simdi yasanilan ani,yapilmasi gereken en hayirli amelle doldurmamiz halinde zamana vakif olmaktan söz edilebilir.

    VUKUF-I ADEDI
    Zikirde sayiya riayet etmek;Zikirde sayiya riayet,doktorun yazdigi ilaci dozuna dikkat ederek almaya benzer.Bir hastaligin tedavisi icin ehlince verilen bir ilaci,düzenli kullanmamak nasil fayda saglamazsa,dozuna uygun almamak da fayda saglamaz.Hatta hastanin kendi kafasina göre ilacini alaztmasi veya cogaltmasi ona zarar verebilir.

    VUKUF-I KALBI
    Kalbin hallerini bilmek;kalb aynasi cabuk toz kapar.Vukuf-i kalbi,bu özelliginden dolayi kalbi sürekli murakebe altinda tutmak,onun hallerini gözetmek demektir.Kalbin kapisinda uyanik durmak,gönül beklemektir.

    Semerkand Aylik Tasavvufi Dergi-Temmuz 2011

  • ILACDatum18.07.2011 18:08
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Bir gün abid bir genc ile Basra carsilarinda beraber gezerken aniden bir tabibe rastladik,bir kürsüye oturmustu.Yaninda erkek,kadin,cocuk bircok kisi vardi.Her biri elinde su dolu bir kab tutuyor,hastaligina deva olacak bir ilac soruyordu:
    Yanimdaki genc ileri gecerek:
    -´´Ey tabib!dedi.Yaninizda günahlari yikayici,kalb hastaliklarina sifa verici bir ilac bulunur mu?´´
    Tabib ´´evet!´´ deyince genc:
    -Getir görelim !dedi.
    Tabib:
    -´´Benden on sey al;Fakirlik agacinin köklerini,tevazu agacinin kökleriyle birlikte al,icine tevbe erigi kat.Riza havanina koy,kanaat tokmagi ile döv.Takva tenceresine koy.Üzerine haya suyunu dök.Muhabbet atesi ile kaynat,sükür kadehine dök.Reca yelpazesi ile sogut ve hamd kasigi ile ic.
    Söylediklerimi yaparsan,dünya ve ahiretin musibet ve hastaliklarina karsi korunursun.
    Hasan Basri(r.a.)

  • Seyh Edebali´den Osman Gazi´ye...Datum18.07.2011 17:55
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Ey Ogul!Beysin...
    Bundan sonra öfke bize,uysallik sana...
    Gücengenlik bize,katlanmak sana...
    Gecimsizlikler,catismalar,uyumsuzluklar,anlasmazliklar bize,adalet sana...
    Kötü söz,som agiz,haksiz yorum bize,bagislamak sana...
    Ey Ogul!Bundan sonra bölmek bize,bütünlemek sana...
    Üsengeclik bize,uyarmak,gayretlendirmek,sekillendirmek sana...
    Ey Ogul!Sabretmesini bil.Vaktinden önce cicek acmaz.
    Sunu unutma!Insani yasat ki,devlet yasasin.
    Ey Ogul!Yükün agir,isin cetin,gücün kila bagli.
    Allah yardimcin olsun.[rose]

  • MERHAMET DIYALOGLARI...Datum18.07.2011 17:47
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    (Necip Fazil Kisakürek-Reis adli eserinden)
    Ne kelimeler ne duygular var ögretemiyoruz da sira merhamete geldi mi herkes bülbül kesiliyor.
    Etmeyin Reis bey!Siz aglayamazsiniz!Aglayabilseydiniz,anlayabilirdiniz!
    Siz merhametten acima duygusundan yalniz kötülük olacagina inanmissiniz.Yerine göre haklisiniz.Fakat ondan ne büyük iyilik dogacagini unuttugunuz icin en büyük hakki kaybediyorsunuz.Rahmet kaldirilmis sizin kalbinizdenReis Bey!Mühürlü kalbinizin acilmasini dilerim,Allah sizi de arindirsin.
    Reis Bey:Insandaki kötülük iktidarini döve döve pekistirmek yerine,hohlaya hohlaya yumusatmak.Merhamet!Hava gibi su gibi muhtac oldugumuz iksir...Basasagi bir cemiyeti,bas yukari edebilecek bir kudret.Acimasizca idama götürdügüm cocuk bana;´´Buz cölünde yol aliyorsunuz.´´demisti.Hepimiz,bütün insanlik buz cölünde yol aliyoruz!Aldigimiz nefesler bile,sipsivri kayalar seklinde donuyor.Bakarken gözle bicakliyor,dinlerken kulakla zehirliyoruz!Damak kirletiyor,el donduruyor?Bütün bunlarin kanunlarini bilmiyoruz da kanun cikarmaya kalkiyoruz!Olur mu hic?Sen kaplani besle,sonra niye pence atiyor diye kement at,ipe cek!Yaziktir kaplana,günahtir kaplana,merhamet!
    Hakim:O halde ceza ölcüleri,hak,adalet ve kanunlar lüzumsuz öyle mi?
    Reis Bey:Öyle degil!Bunlar doktorun care bulamayinca bütün bir uzvu budamaya mecbur kalmasi gibi ic tedavi üstünde tedbirler
    Savci:Efendim.Merhamet ekmek olsa da dilim dilim dagitilsa payina hicbirsey düsmeyecek lanetli budur!Üstelik yüce reislik makamindan bitirimhanelere düsüp,ipten kaziktan kurtulam insanlar arasinda eroin cetesi kuran bir bedbahtin karsinizda kurtarici edasiyla adalet dersi vermeye kalkismasi;tam bir senaattir!Kendisine yine reislik makamindayken söyledigi bir sözü hatirlatirim.´´Bizi daima islenen sucun cüzzamli suratina bakmaktan kaciran bu edebiyat esnafligini bir yana biraksinlar!Ve bu görünen sucun görünmeyen bir yani varsa onu ortaya döksünler!´´
    Reis Bey:Bu ne acindirici mantik...Benim merhamet tezim bir dedektif kaidesi midir ki sucluyu bulsun?Ben diyorum ki her fert bas ucuna;´´Suclu benim,herkes sucsuz!´´levhasini asmalidir.Ben diyoum ki yegane kurtulusumuz herkesin herkesi affetmesindedir.Daha ötesi kanunlarin sorumluluguna girer.Ama görüyorum ki anlatamiyorum...Hissediyorum ama anlatamiyorum!Cocuk,´´Aglayabilseydiniz anlayabilirdiniz...´´dedi.Agladikca anliyorum...Agladikca anliyorum...Artik bütün mantik hesaplarimi kaybettim,hem de öylesine kayebttim ki;Amerika´da bir cinayet islense de dünya capinda bir ses sorsa´´Katil kim ?´´;´´Benim!´´diye haykirabilirim!Soguk kis geceleri ,köprüaltinda yatan ciplaklarin vebali benim boynumda,gömlegimin yakasinda...Isterse careme adli tip baksin fakat bir hastaneye girsem de kan kanseri ceken hastalar görsem acaba onlari bu hale ben mi getirdim?diye düsünüyorum.Ben ne yaptim?Uykuda,bayginlikta,annemin karninda,babamin kaninda hangi cinayeti isledim?Hangi mukaddesati kirlettim ki kendimi gelmis gelecek bütün fenaliklarin tek sorumlusu biliyorum?Disimda ne ariyorlar?Icime dogru sucluyum ben!Bir de kalkmis belki kendimden birine,ondan öbürüne gecer,bir merhamet yangini cikar bütün ülkeyi sarar diye ;timarhanelik bir hayalin pesine düsmüs gidiyorum!
    Reis Beyefendi;Ceketim benimdir!Cep benim ceketime aittir.Eroin de o cebin malidir.Ben sucluyum bana acimayin Reis Beyefendi...bana acimak merhamete haksizlik olur!Göklerin merhamet dolu olduguna inaniyorum...Bizde nefsimizin beton catisini tepemize dikmis,yasamayi öldürüyoruz!Merhamet...Alem bu temel üzerinde!Eger topraga,tohuma,hatta kire,lekeye merhamet olmasaydi,su olur muydu?Rengi merhamet,sesi merhamet,piriltili,siriltili su...
    Ne duruyorsunuz!Sökün sahte su borularini!Ev ev merhamet sebekesi kurun!Tepelerinizdeki catilari yikin!Göklerle temasa gecin!O zaman göreceksiniz ki;aci su borularindan,kendi kendine tatli su akacak...Ve baslar üstünde,günese yol veren kubbeler yükselecek...

  • SESSIZ KAVALDatum13.07.2011 02:58
    Thema von Manam_1 im Forum Makale/Artikel/Anregun...

    Sürüsünün basinda kaval caliyordu coban.Bir adam geldi.Sürüye uzak bir yere oturdu.Saatlerce bir noktaya bakti.Coban adamin ne yaptigini merak etti, yaklasti.
    -Saatlerdir ne yapiyorsun sen burada?diye sordu.
    -Kaval caliyorum,dedi adam.
    Coban sinirlendi:
    -Nasil kavalmis o,hic ses cikmiyor?Oysa benim kavalimi bütün koyunlar duyuyor.O sesle otluyor,karinlarini doyuruyorlar.Senlik oluyor ben calinca.Seni kim duyuyor?...diyerek asagiladi adami.
    Adam gülümsedi.
    -Benim kavalim biraz derinde coban kardes,koyunlar duyamaz.Binlerce yil öteden dinliyorlar benim kavalimi,dedi.
    Coban tekrar kavalini aldi ve adama inat caldi.
    -Kaval sesi budur iste!Hic benziyor mu senin kavalina?dedi.
    -Evet haklisin,benzemiyor,hem de hic benzemiyor.Senin o caldigin coban kavalidir ve ölümü görünce susar.Benim caldigim filozof kavalidir,sesi coooook sonradan duyulur ve onu susturmaya hicbir ölümün gücü yetmez.dedi ve ötelere calmaya devam etti sessiz kavalini.
    Dünyanin En Akilli Insani´ndan Masallar-Erdal Demirkiran

Inhalte des Mitglieds Manam_1
Beiträge: 31
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz