muderrisim@muderrisim.com Size gönderilen e-posta:~~~~~~~~~~~~
http://www.darulkitap.com/indir/gurer-ve-durer-molla-husrev-eser.html
NAMAZI TERK ETMENİN HÜKMÜ
Namaz, hicretten bir buçuk sene evvel İsrâ gecesi her mükellef üzerine farzkılınmıştır. İslam'ın, imandan sonraki en önemli emridir. PeygamberEfendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) yedi yaşına girmiş olan çocuklaraemredilmesini, on yaşına girdiklerinde üzerlerine daha birçok düşerek namazkılmalarının sağlanmasını hatta bunun için hafifçe dövülebileceklerinibuyurmuştur.(1)عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُاللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُرُوا أَوْلاَدَكُمْ بِالصَّلاَةِ وَهُمْأَبْنَاءُ سَبْعِ سِنِينَ وَاضْرِبُوهُمْ عَلَيْهَا وَهُمْ أَبْنَاءُ عَشْرِسِنِينَ وَفَرِّقُوا بَيْنَهُمْ فِى الْمَضَاجِعِAmr b. Şuayb babsından o da dedesinden (Allah onlardan razı olsun),Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle dediğini rivayetetmiştir:"Çocuklarınız yedi yaşma ulaştıklarında onlara namazı emrediniz.On yaşına geldiklerinde namaz kılmazlarsa onları (hafifçe)dövün ve (o yaşagelen çocukların)yataklarını da ayırın.”(2)Kitap, sünnet ve icma ile sabit olan namaz, farz-ı ayn bir ibadettir. Buhususta Müslümanlar arasında her hangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِعِينَ“Namazı kılın, zekâtı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.”(3)Bir diğer ayet-i kerimesinde Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلَاةَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًاوَعَلَى جُنُوبِكُمْ فَإِذَا اطْمَأْنَنْتُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ إِنَّالصَّلَاةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا“Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hepAllah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz,mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.”(4)Peygamber Efendimiz(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِقَالَ صلى الله عليه وسلم بُنِىَ الإِسْلاَمُ عَلَى خَمْسٍ شَهَادَةِ أَنْ لاَإِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ وَإِقَامِالصَّلاَةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ وَحَجِّ الْبَيْتِ وَصَوْمِ رَمَضَانَİbn Ömer (Allah onlardan razı olsun), Peygamber Efendimiz (SallâllâhuAleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “İslam beş temelüzerine bina edilmiştir. Allah'tan başka ilah bulunmadığına, Muhammed'inAllah'ın elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek,Beytullahı haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak” (5)Namazın farz olduğuna dair icma eden âlimler, onu inkâr edenin kâfir olduğukonusunda da icma etmişlerdir. Bu konuda her hangi bir ihtilaf söz konusudeğildir.Bu denli önemli bir ibadeti Müslüman olanın yerine getirmemesi düşünülemez.Hatta o kadar ki sadece baş işareti (ima) yapabilecek olan bir hastanındahi namazı terk etmesine ruhsat verilmemiştir. Namaz, bu önemine rağmenterkedilecek olursa onu terk eden hem dünyada hem de ahirettecezalandırılır. Namaz kılmayanların Ahirette ki cezalarına ilişkin olarak Allah Teâlâ şöylebuyuruyor:فِي جَنَّاتٍ يَتَسَاءَلُونَ * عَنِ الْمُجْرِمِينَ * مَا سَلَكَكُمْ فِيسَقَرَ * قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلِّينَ“Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlarve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” Onlarşöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”(6)فَخَلَفَ مِن بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُواالشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا“Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşinedüşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azabaçarptırılacaklardır.”(7)Namazı terk etmenin dünyadaki cezasına gelince: Hanefi fakihlerine göre;namazın farz bir ibadet olduğunu kabul ettiği halde, onu sırf tembelliğiveya umursamazlığından terk eden kişinin cezası; hapsedilmesi ve namazkılıncaya kadar dövülmesidir. Bu durumda ya tövbe edip namazını kılar, yada hapishanede ölür. Orucu terk edenin cezası da budur. Hanefilere göre Müslüman, namaz kılmadığından dolayı öldürülmez. ÇünküPeygamber Efendimiz(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَيَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُوَأَنِّى رَسُولُ اللَّهِ إِلاَّ بِإِحْدَى ثَلاَثٍ الثَّيِّبُ الزَّانِوَالنَّفْسُ بِالنَّفْسِ وَالتَّارِكُ لِدِينِهِ الْمُفَارِقُ لِلْجَمَاعَةِAbdullah (Allah ondan razı olsun), Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhive Sellem)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Allah’tan başka ilaholmadığına ve benim Allah Resulü olduğuma şahadet eden Müslüman birkimsenin kanı (öldürülmesi)asla helal değildir. Ancak üç şeyden dolayıhelaldir; dul kadının zinası, cana karşı can(8), dini terk edip cemaatten(İslam’dan)ayrılmak."(9)Şafîî, Malikî ve Hanbelîlere göre namazı terk eden kişi mürted (dindendönen) gibi üç gün tövbe etmeye çağrılır. Tövbe etmezse öldürülür. AncakŞafii ve Malikilere göre öldürülme sebebi, Hanbelilerin ileri sürdüğüöldürme sebebinden farklıdır.Şöyle ki; Şafîî ve Malikîlere göre namazı terk edenin öldürülmesi "hadden"dir. Zira namazı terk etmek; zina, iffete iftira, hırsızlık ve diğer şer'icezalar gibi” haddi gerektiren bir suçtur. Yani ceza hukukunda işlenen suçakarşı mahkemenin vereceği cezadır. Bu şekilde öldürülen, Müslüman olarakölmüş olur. Kâfir olduğundan dolayı öldürülmüş olsaydı Müslüman ölüyeuygulanan cenaze namazı ve sair işlemler ona uygulanmayacaktı. FakatMüslüman olarak ölmüş olacağı için cenazesi kılınacaktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:نَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَلِمَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındakigünahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz,derin bir sapıklığa düşmüştür.”(10)Bu konuda birçok hadisi şerif vardır. Bu hadislerden biri de Ebu Hureyre(Allah ondan razı olsun)’den rivayet edilen şu hadis-i şeriftir:عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَعَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِنَّ أَوَّلَمَا يُحَاسَبُ النَّاسُ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ أَعْمَالِهِمُالصَّلاَةُ قَالَ يَقُولُ رَبُّنَا جَلَّ وَعَزَّ لِمَلاَئِكَتِهِ وَهُوَأَعْلَمُ انْظُرُوا فِى صَلاَةِ عَبْدِى أَتَمَّهَا أَمْ نَقَصَهَا فَإِنْكَانَتْ تَامَّةً كُتِبَتْ لَهُ تَامَّةً وَإِنْ كَانَ انْتَقَصَ مِنْهَاشَيْئًا قَالَ انْظُرُوا هَلْ لِعَبْدِى مِنْ تَطَوُّعٍ فَإِنْ كَانَ لَهُتَطَوُّعٌ قَالَ أَتِمُّوا لِعَبْدِى فَرِيضَتَهُ مِنْ تَطَوُّعِهِ ثُمَّتُؤْخَذُ الأَعْمَالُ عَلَى ذَاكُمْEbu Hüreyre (Allah ondan razı olsun), Peygamber Efendimiz (SallâllâhuAleyhi ve Sellem)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey farz namazdır. Eğer bunamazı tam olarak yerine getirmişse ne güzel! Yerine getirmemişse ona şöyledenecektir: Bakın bakalım bu kişinin nafile namazı var mıdır? Eğer nafile namazları var ise, noksan olan farz namazları nafilenamazlarıyla tamamlanır. Sonra diğer farzlar için de aynı şeyleryapılır.”(11)Bu iki mezhebe göre namazı terk ettiğinden dolayı öldürülen kişinin cenazenamazı kılınır ve Müslümanların mezarlığına defnedilir.(12)Ahmed bin Hanbel (Allah ondan razı olsun)'e göre; hiçbir özür olmaksızınnamazı terk eden kâfir olacağından dolayı öldürülür.Umursamazlığı veya tembelliğinden dolayı namazı terk eden kişi, önce namazkılmaya çağrılır. Ona “Namaz kılarsan ne güzel! Kılmazsan senikatledeceğiz” denir. Bu davetten sonra kılarsa, ne güzel! Kılmazsa katlivacib olur. Ancak katledilmeden önce üç gün hapsedilir. Bu günleriçerisinde her namaz vakti, namaz kılmaya çağrılır, katledilmeklekorkutulur. Yine de kılmazsa katledilir. Ahmet b. Hanbel bu görüşüne şu ayeti ve beraberinde birçok hadis-i şerifidelil getirmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:فَإِذَا انسَلَخَ الأَشْهُرُ الْحُرُمُ فَاقْتُلُواْ الْمُشْرِكِينَ حَيْثُوَجَدتُّمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَاحْصُرُوهُمْ وَاقْعُدُواْ لَهُمْ كُلَّمَرْصَدٍ فَإِن تَابُواْ وَأَقَامُواْ الصَّلاَةَ وَآتَوُاْ الزَّكَاةَفَخَلُّواْ سَبِيلَهُمْ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ“Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerdeöldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onlarıgözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse,kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çokmerhamet edicidir.”(13)Bu ayete göre serbest bırakılma şartı tövbe edip namaz kılmasınabağlanmıştır. عَنْ جَابِر بْن عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى اللهعليه وسلم يَقُولُ إِنَّ بَيْنَ الرَّجُلِ وَبَيْنَ الشِّرْكِ وَالْكُفْرِتَرْكَ الصَّلاَةِCâbir b. Abdillah (Allah ondan razı olsun), Peygamber Efendimiz (SallâllâhuAleyhi ve Sellem)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Kuşkusuz kişinin,küfür ve şirk ile arasında namazı terk etmek vardır”(14)Ezcümle:Hanefî, Malikî ve Şafîîlere göre tembellik veya umursamaz-lığındandolayı namazı terk eden kişi, namazın farz bir ibadet olduğunu kabul ettiğisürece kâfir olmaz. Ancak günahkâr bir Müslüman olur. Çünkü bir kimsenin kelime-i şehadet getirdikten sonra cehennemde ebediolarak kalmayacağına dair kesin deliller vardır.عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَعَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَأُمِرْتُ أَنْأُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَقَدْ عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّبِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِEbu Hüreyre (Allah ondan razı olsun), Peygamber Efendimiz (SallâllâhuAleyhi ve Sellem)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Lâ ilâhe illallah(Allahtan başka ilah yoktur) deyinceye kadar insanlarla savaşmaklaemredildim. Artık her kim Lâ ilâhe illallah derse malı ve kanını bendenkorumuştur. (Malı alınamaz, kanı akıtılamaz[15].) Ancak bir hak nedeniyle(kısas edilmesi veya malının alınması)gerekirse müstesna. Artık bu kimseninhesabı Allah Teâlâ’ya aittir."[16]Hanbelilerin namazı terk edenin kâfir olduğuna dair getirdikleri hadisleriHanefî, Şafîî ve Malikîler, namazı terk etmeyi helal kabul eden veyakâfirin müstahak olduğu cezaya çarptırılmayı hak eden manasında teviletmişlerdir. Özetle şöyle denir: Namazı inkâr eden kâfir olur. Hiçbir dini mazeretiolmadığı halde sırf tembelliğinden dolayı namazı terk eden bir Müslüman,darbedilir ve kılıncaya kadar hapsedilir. Unutulmamalıdır ki bu türcezaları uygulama şahısların işi değildir. Aksine yetkili makamlarınişidir.Allah Teâlâ “Dinde zorlama yoktur” buyurduğu halde nasıl olurda namazkılmayan kişi bu tür cezalarla namaz kılmaya zorlanabilir şeklinde aklagelen suâlin de cevabı şudur. Evet, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: لَا إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْيَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَبِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى لَا انْفِصَامَ لَهَا وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. Ohâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlambir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”(17)Yani: Artık hak ile bâtıl açıkça orta¬ya çıkmış, biri diğerindenayrılmıştır. İslam’da, dine girmek için zorlama yapmak yoktur. Doğrudeğildir. Öyleyse kim, şeytan ve putlar gibi, Allah’tan başka tapınılantağutları/putları-şeytanı tanı¬maz da sadece Allah’ın, kendisinin rabbi vehak mabudu olduğuna iman ederse şüphesiz ki o, en sağlam bir iman kulpunayapışmıştır. O kulp kendisine sarılanı Allah’ın azabı ve cezasındankurtaracak olan en sağlam bir kulptur. Allah, kendi birliğini tasdikedenlerin ikrarını işiten, ihlas ve samimiyetlerini çok iyi bilendir.Bazı âlimlere göre bu ayetin hükmü kaldırılmıştır. Fakat sahih olan gö¬rüş,bu ayetin hükmünün kaldırılmadığıdır. Bu âyet, İslam devletine Cizyeve¬rerek boyun eğen ehl-i kitaba dair uygulanması gereken ahkâmdanbahsetmektedir. Bunlardan, ciz¬ye verenleri İslam’a girmeye, İslam dininikabul etmeye zorlama yoktur. Fakat İslam dininden dönenler bu hükmündışındadırlar. Onlar, İslam’ı kabul etmeye zorlanırlar. Aksi halde mürtetolan şahıs katledilir.Bir de “Dinde zorlama yoktur” ayet-i celilesiyle vurgulanan kişilerinİslam’ı kabul etmesi için zor kullanmanın doğru olmadığıdır. Yoksa namazgibi dinin direği olan vazifeleri Müslümanların yerine getirmesi içinyetkili makamların zorlama hakkı yoktur, manasında değildir. Cemaatle namaz kıldığı bilinen bir kişinin Müslüman olduğunahükmolunabileceği gibi hakkında bütün İslam ahkâmı cari olur.(18)
Muderrisim Hoca…-------
--1-Muhammed Emin ibn Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr 2-Ebu Dâvut, kitabu’s-salat, bâb: meta yu’meru’l-gulam bi’s-salat no: 495 3-Bakara Suresi/43 4-Nisa Suresi/103 5-El-Buhari kitabu’l-İman, bab:el-İman ve kavlu’n-nebiyyi buniye’l-İslâmuala hamsin no:8; Müslim, kitabu’l-İman bâb: kavlu’n-nebiyyi buniye’l-İslâmuala hamsin no:121. 6-Müddessir Suresi/40-43 7-Meryem Suresi/59 8-Yani kasten adam öldürme neticesinde yetkili makamlar tarafındanuygulanacak kısas. 9-El-Buharî, kitabu’d-diyât, bâb: 5; Müslim, kitabu’l-kasâme, bâb: mayubahu bihi demu’l-Müslim 10-Nisa Suresi/ 116 11-Ebu Davud, kitabu’s-salat, bâb:kullu salatin la yütimmuha sahibuhatetimmu min tadavvuihi no: 864 12-El-Fıkhu'l-İslami ve Edilletuhu / Vehbe Zuhayli: 1/504 13-Tevbe Suresi/5 14-El-Buhari, kitabu’z-Zekât, bâb: vucubu’z-zekât; Müslim, kitabu’l-İmân,bâb: el-emru bi kıtali’n-nas hatta yekulu lâ ilâhe illellâh. 15-Yani malı ve canı artık bize emanettir. Onu İslam mahkun-i’d-dem yanicanı ve malı heder edilemeyecek, devlet tarafından korunacak olan kişilerarasına alır. 16-El-Buharî, Kitabu’l-cihad ve’s-siyer, bâb:dua’u n-nebiyyi ile’l-islamivbe’n-nübüvvet; Müslim, kitabu’l-İman, bâb:el-emru bi kıtali’n-nas hattayekulû lâ ilâhe illellah 17-Bakara sûresi/256 18-Muhammed Emin ibn Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr -- Sitemize kaydoldugunuz icin tesekkürler ederim.