Bilim

ilerde ne olur, geçmişte neler olmuş bilemem. Fal ayrı bir konudur ve grafoloji ile ilgisi yoktur. Grafoloji bilim dalı olarak uzun zaman önce kabul edilmiştir. Yani herhangi bir sakıncası yoktur,fakat şahsi görüşüme göre geçmiş veya gelecek hakkında bilgiler vermek ve bilgiler edinmek sakıncalı olabilir.

Bilmediğimiz, henüz tam olarak çözülememiş doğa üstü olaylarla bağlantılı olan falcılık henüz karanlık bir alandır ve güvenilirliği kesin değildir. imzadan veya yazıdan çıkartılan yorumlar tamamen mevcut çizgiler, vurgular, şekiller,... 'den yola çıkılarak oluşturulur. imzaya konsantre olup bir yerlere bağlanma durumu yoktur :)

Yorumlarım asla fal ve büyü benzeri konular içermeyecektir. tamamen ve sadece mevcut kişiliğinizin analizinden ibaret olacaktır.

"söylenen sözler duygusal deneyimlerin sembolleridir, yazılı sözler ise söylenenlerin sembolleri. nasıl ki herkesin konuşma biçimi farklıysa, yazıları da farklıdır."
Aristotle eskiden tarih boyunca sanatçılar, filozoflar ve bilim adamları yazı ile yazı sahibi arasındaki bağlantıya ilgi duymuşlardır. ikinci yüzyılın başlarında romalı tarihçi Suetonius TRANQUILLUS, Augustus CAESAR ın imzasındaki aralıkların yeterli olmadığından kendisinin cimri bir yapıya sahip olduğunu iddia etmiştir. Eski Çinli filozoflar da kaligrafların (yazı yazma sanatçısı – hattat) tekniklerini kullanarak kişilik analizleri yapmışlardır.

Yazısından yola çıkarak, bir kişinin kişiliği hakkında nasıl yorum yapılabileceği ile ilgili ilk kitap 1622 de ‘ideographia’ adı altında İtalya nın Capri kentinde, Camillo BALDO adında bir fizikçi tarafından yayınlanmıştır. konunun sistemleştirilmesinde ciddi gayret gösteren ve hatta bu bilime ismini koyan da fransız Abbe Hypolite MICHON olmuştur. MICHON 1872 de çalışma arkadaşı Jules CREPIEUX-JAMIN ile birlikte işaretler, el yazıları ve insanlara etkisi ile ilgili bir okul kurmuştur. 1904 de alman filozof Ludwig KLAGES, el yazsının da yürüme şekli veya yüz ifadesi gibi bir kendini ifade fenomeni olduğu teorisini geliştirmiştir. yazının değişik ifadelerdeki hareketlerinde – ritm - temel prensipler belirlemiştir. KLAGES den etkilenen isveçli grafolog Max PULVER psikoanalitik teoriye bağlı kalarak farklı yazı karakterlerini sembollerle yorumlamıştır. GOETHE de grafolojinin sembolik yönünden oldukça etkilenmiş ve yazılarında bunu birkaç kez belirtmiştir.

Konu özellikle BALZAC, LAVATER, Edgar Allen POE, Elizabeth Barratt BROWNING, Charles DICKENS,… gibi yazarların da dikkatini çekmiştir. George SAND, Robert BROWNING, CHEKHOV, Albert EINSTEIN ise grafolojiyi bizzat kendileri uygulamışlardır.

Grafoterapi

Yazını veya imzanı güzelleştirerek, değiştirerek, sadeleştirerek, estetik görüntüsünü belirginleştirerek,... ve bu konuda çalışarak kişisel gelişimine paralel bir imaj elde edebilirsin. yani kendine imza atarak ve yazı yazarak yardımcı olabilirsin. eksiklerini fark edebilir ve törpüleyebilirsin. bu yöntemi özellikle çocuklarda uygulamak, sakinleşmelerine, söz dinlemeyi öğrenmelerine, özenli olmalarına yardımcı olmaktadır.

Güzel yazı yazmaya çalışmaya küçük adımlarla başlamalısın. güzel yazının en belirgin özellikleri okunaklı, estetik, kendi içinde belli bir uyum içinde olması,…vb.’dir. diyelim ki “y” harfinin biçimini beğenmiyorsun, ya da abartılı buluyorsun: Önce güzel bir “y” bulana kadar çalışmalı, istediğin “y” harfini bulduğunda da yazılarındaki “y” harflerini değiştirmeye kendini alıştırmalısın.

Bunu önce yavaş sonra da daha hızlı yapabilmelisin. ta ki o “y” senin harfin olana kadar. daha sonra diğer harflere geçebilirsin. aynı çalışma biçimi imzan için de geçerlidir. ayrıca bu çalışmaları yaparken hafif bir müzik dinlemek daha da faydalı olabilir. ayrıca, kalemin ve kâğıdın kalitesi, dik oturmak, ortam ve ışık da önemli etkenlerdir. çalışırken bile dinlendiğini hissedecek ve fazla zaman kaybetmeden rahatladığını ve değiştiğini fark edeceksin.