Kurban ile ilgili Ayetler ve Sorular

#1 von Kurban , 08.10.2012 15:30

KURBAN
(BAKARA suresi 195. ayet):
وَأَنفِقُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ تُلْقُواْ بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ وَأَحْسِنُوَاْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ

Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever.
(ÂLİ IMRÂN suresi 183. ayet):
الَّذِينَ قَالُواْ إِنَّ اللّهَ عَهِدَ إِلَيْنَا أَلاَّ نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىَ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ النَّارُ قُلْ قَدْ جَاءكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِي بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالَّذِي قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

"Doğrusu Allah bize, (gökten inen) ateşin yiyeceği (yakıp kor edeceği) bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti" diyenlere şöyle de: Size, benden önce mucizelerle, (özellikle) dediğiniz (mucize) ile nice peygamberler geldi. Eğer doğru insanlar iseniz, ya onları niçin öldürdünüz?
(MÂİDE suresi 2. ayet):
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُحِلُّواْ شَعَآئِرَ اللّهِ وَلاَ الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلاَ الْهَدْيَ وَلاَ الْقَلآئِدَ وَلا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَانًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُواْ وَلاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَن تَعْتَدُواْ وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.
(MÂİDE suresi 27. ayet):
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِن أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ

Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), "Andolsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder" dedi (ve ekledi:)
(MÂİDE suresi 95. ayet):
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْتُلُواْ الصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَن قَتَلَهُ مِنكُم مُّتَعَمِّدًا فَجَزَاء مِّثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ النَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّارَةٌ طَعَامُ مَسَاكِينَ أَو عَدْلُ ذَلِكَ صِيَامًا لِّيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِ عَفَا اللّهُ عَمَّا سَلَف وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ اللّهُ مِنْهُ وَاللّهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ

Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır.
(MÂİDE suresi 97. ayet):
جَعَلَ اللّهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِّلنَّاسِ وَالشَّهْرَ الْحَرَامَ وَالْهَدْيَ وَالْقَلاَئِدَ ذَلِكَ لِتَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَأَنَّ اللّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir.
(HAC suresi 28. ayet):
لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَّعْلُومَاتٍ عَلَى مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ

Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansanlar . Artık ondan hem kendiniz yeyin,hem de yoksula, fakire yedirin.
(HAC suresi 32. ayet):
ذَلِكَ وَمَن يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِن تَقْوَى الْقُلُوبِ

Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.
(HAC suresi 33. ayet):
لَكُمْ فِيهَا مَنَافِعُ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ مَحِلُّهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ

Onlarda (kurbanlık hayvanlarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları (biteceği) yer, Eski Ev'e (Kâbe'ye) kadardır.
(HAC suresi 34. ayet):
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَى مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَلَهُ أَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ

Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele!
(HAC suresi 36. ayet):
وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُم مِّن شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا صَوَافَّ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ كَذَلِكَ سَخَّرْنَاهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Biz, büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah'ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.
(HAC suresi 37. ayet):
لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ

Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!
(KEVSER suresi 1. ayet):
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ (Resûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.
(KEVSER suresi 2. ayet):
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.
Kurban etinden Kasap ücreti verilebilir mi?
Kurban etinden kasap ücreti de verilmez. Hz. Ali'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah (a.s), develer kesilirken başında durmamı, derilerini ve sırtlarındaki çullarını paylaştırmamı emretti ve onlardan herhangi bir şeyi kasap ücreti olarak vermeyi bana yasakladı ve kasap ücretini biz kendimiz veririz" buyurdu. (Müslim, Edahî, 28; Ebu Davud, Edahî, 9; Nesâî, Dahâyâ,37)
Kurban etinin ve derisinin satılması caiz midir?
Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber, veda haccında Hz. Ali'ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir (Ebû Dâvûd; “Menâsik”, 20). Buna göre kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir. Derinin satılması halinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir. Ancak şart koşmamak kaydıyla kurbanın eti veya derisi kesene bağışlanabilir.
İsteyen kimse, önceden bedelini ödeyerek, müslümanların kurduğu bir vakıf ya da bir kuruluş organizesiyle vekaleten kurbanlarını kestirmeleri ve bu kurbanların etlerinin yoksul müslümanlara et olarak ulaştırılması caiz olduğu gibi söz konusu etlerin, kısmen veya tamamen et olarak Müslümanlara ulaştırılması imkanının sağlanamaması halinde bunların rayiç bedelle satılarak bedelinin uygun yerlere sarfedilmesinde dinen bir sakınca yoktur.
Kurbanın yenilmeyecek yerleri nelerdir?,Kurbanın yenilmesi caiz olmayan azaları şunlardır :
* İdrar yolu (ferci)* Hayaları* İdrar torbası* Safra kesesi (öd)* Akan kanı* Tenasül uzvu
Hayvanın bu kısımları kesildikten sonra parçalanırken ayrılır ve atılır.
Kurbanın derisi ne yapılır?
Kurbanın derisi sahibi tarafından istenirse seccade veya evde kullanılabilecek bir eşya yapılabilir. Kurban sahibi derisini istediği gibi tasarruf eder, dilediği hayır müessesesine verebilir.
Hac kurbanları Türkiye’de kestirilebilir mi?
İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadeti, Müslümanların Mekke’de bulunan Kabe’yi ve çevresindeki kutsal mekanları, bu ibadet için tahsis edilen belli zaman dilimi içinde, usulüne uygun olarak ziyaret etmeleri ve yapılması gerekli diğer görevleri yerine getirmeleridir.
Hac ibadeti, ifrad, temettu' ve kıran olmak üzere üç şekilde eda edilebilir.
Sadece hacca niyet edilip, umreye niyet edilmeyen ifrat haccında kurban kesmek zorunlu değildir.
Temettu haccı (aynı hac mevsiminde önce umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra hac için tekrar ihrama girilerek yapılan hac) ile kırân haccı (bir niyetle hac ve umre için ihrama girilerek yapılan hac)’nda harem bölgesinde (Kabe ve civarı) şükür kurbanı (hac kurbanı, hedy) kesilmesi vaciptir (Bakara 2/196). Bu nedenle, hac kurbanının harem bölgesi dışında kesilmesi caiz değildir. Bu konuda din bilginleri arasında herhangi bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.
Hac'da kesilen bu kurbanı, hacının bizzat kendisi veya vekalet verdiği bir kimse kesebildiği gibi, kurban organizasyonunun yürüten İslam bankası aracılığı ile de vekaleten kestirebilmektedir.
İslam bankası tarafından kesilen kurbanlar, o yörede ve İslam dünyasının çeşitli bölgelerindeki fakirlere ulaştırılmaktadır.
Hacda bulunan kişilerin, hac kurbanı (hedy) dışında, Bayram münasebetiyle nafile olarak kurban kesmek istemeleri halinde, bunu vekalet yoluyla Türkiye’de veya başka bir ülkede kestirebilirler..
Kurban kesmek yerine sadaka vermekle bu ibadet yerine getirilmiş olur mu?
Kurban ibadeti, kurbanlık hayvanı kesmek suretiyle yerine getirilir. Bunun için kurban bayramında kesilen kurbanı veya adak kurbanını kesmek yerine, parasını fakirlere vermekle bu ibadet yerine getirilmiş olmaz.
Fıkhi hükmü ister vacip, ister sünnet olsun; kurban ibadeti belirli şartları taşıyan hayvanların usulüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilir. Kurban bedelini yoksullara ya da yardım kuruluşlarına vermek suretiyle, kurban ibadeti ifa edilmiş olmaz. Şüphesiz Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak niyetiyle, fakir ve muhtaçlara yardım etmek, iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslüman’ın önemli vazifelerinden biridir. Ancak, bu iki ibadetten birini diğerinin alternatifi olarak algılamak dini açıdan doğru değildir.
Nitekim Peygamber (a.s.) efendimiz de, kurban meşru kılındıktan sonra her yıl bizzat kurban kesmek sureti ile bu ibadeti yerine getirmiştir. (Buhârî, “Hacc”, 117, 119; Müslim, “Edâhî”, 17).
Hz. Peygambere (s.a.v.) kurban bayramında, Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın her bir parçasının kişinin hayır hanesine kaydedileceğini ifade etmiştir. (Tirmizî, “Edâhî”, 1; İbn Mâce, “Edâhî”, 3)

Kurban kesildikten sonra fiyat belirlenmesi (Kurbanın Kilo İle Alınıp Satılması) caiz midir?
Kesildikten sonra sakatatını kellesini ve derisini hesaba katmaksızın geri kalan eti tartılarak kilosu şu kadardan fiyatı tespit edilmek üzere pazarlık edilerek satın alınan hayvanın kurban olarak kesilmesi ve yapılan bu alış-veriş caizdir.
Şu kadar var ki kilo fiyatının rayiç bedel şeklinde muallakta bırakılmayıp kaçtan olacaksa belirlenmesi ve derisi, kellesi, sakatatı gibi kısımlarının satıcıda kalmak üzere akitten istisna edilmemesi gerekir.
Aynı şekilde canlı olarak tartılarak kilosu şu kadardan fiyatı tespit edilmek üzere satın alınan hayvanın da kurban olarak kesilmesi ve yapılan akit caizdir.
Kilosunun fiyatı belli olmak kaydıyla, bir hayvanın canlı iken, yahut kesildikten sonra et olarak tartılıp fiyatının belirlenmesi suretiyle satılması caizdir.
İhmal sebebiyle zamanında kurban kesmeyen ne yapmalıdır?
Şartlarını taşıdığı halde ihmal v.b sebeplerle kurban kesmeyen bir kimsenin, o yıla mahsuben, bir kurban bedelini fakirlere vermesi, ayrıca tevbe ve istiğfar etmesi gerekir.
Alınan kurbanlığın ölmesi durumunda ne yapılır?
Almış olduğu kurbanlık hayvanı ölen kişi, yükümlülük şartlarını taşıması halinde, Bayramın ilk üç gününde ise yeni bir kurbanlık alıp kesmesi, Bayram günlerinden sonra ise kurban bedelini tasadduk etmesi gerekir.
Zengin bir kimsenin aldığı kurbanlık hayvan, kurban günlerinden önce ölürse, bu kimsenin yeniden bir kurbanlık hayvan alması gerekir.
Zengin bir kimse bir şahısa para verip "bununla kurbanlık hayvan al ve benim adıma kurban kes" dese; ancak bu şahıs parayı harcasa; zengin olan şahıs da bu durumu eyyam-ı nahr (kurban kesim günleri) geçtikten sonra öğrense vekilin söz konusu parayı tazmin etmesi gerekir. Zengin olan kimsenin kurban yükümlülüğü düşmez. Ancak eyyam-ı nahr geçtikten sonra bu paranın fakirlere tasadduk edilmesi gerekir.
Erkeğin eşi için kurban kesmesi gerekir mi?İslam dininde ferdin mülkiyeti esas olduğundan ailede (karı-koca) zengin olan kişi kim ise kurbanı onun kesmesi gerekir. Kişi dilerse karısı veya çocukları adına kurban kesebilir.
Kesilen kurbanın kanından sürmenin bir sakıncası var mıdır?
Kesilen kurbanın kanından eve, arabaya, alna sürülmesi ve bundan bereket umulmasının dini bir temeli yoktur; eski örf ve âdetlere dayanmaktadır.
Adetli kadın ve cünüp erkek kurban kesebilir mi?
Hayvan kesiminde, gerekli yeterlilik ve şartları taşıyan kişi; kadın olsun, erkek olsun kurban kesebilir.
Hayız gören kadın veya cünüp bir erkek kurban kesebilir. Kestiği de yenir.
Ana rahmindeki çocuk için kurban kesmek gerekir mi?
Anne karnındaki bebek için kurban kesilmesi gerekmez. Ancak kişi hanımım hamile kalırsa kurban keseceğim diye adakta bulunması halinde bu kişinin kurban kesmesi gerekir.
Kesilen kurbanın hasta olduğunun ortaya çıkması halinde yeniden kesmek gerekir mi?
Kesilen kurbanın hasta olduğu ortaya çıkıp, etinin sağlık sebebiyle imha edilmesi halinde, eğer kurban kesme günleri (bayramın ilk üç günü) çıkmamış ise iade edilen para ile yeni bir kurban kesilmesi, kurban kesme günleri geçmiş ise, bu paranın fakirlere tasadduk edilmesi gerekir.
Kurbanlık hayvanların gebe kalmasını önlemenin bir sakıncası var mıdır?
Allah Teâla diğer yeryüzü nimetleri gibi hayvanları da insanların hizmetine vermiş ve onlardan çeşitli şekillerde faydalanmayı helal kılmıştır.
Ancak kurbanlık için hazırlanan hayvanların daha fazla etlenmelerini temin maksadıyla gebeliklerinin sonlandırılması; fıtrata müdahale, ekolojik dengenin korunması ve hayvanlara karşı şefkatli davranma çerçevesinde ele alındığında dinen uygun değildir. Dinimizce uygun görülmeyen şeyleri yapmak günah olduğu gibi, böyle şeylere rıza göstermek ve aracı olmak da günahtır. Ancak, kurbanlık veya etlik olarak beslenen hayvanların gebe kalmalarını engelleyici ilaç ve benzeri şeylerin kullanılmasında dinen bir sakınca yoktur.
Kurban Bayramında yapılan ibadet ve merasimlerin dindeki yeri nedir, farz mıdır, sünnet midir?
Ezanımız, camimiz, minaremiz, selamlaşmamız, günlük dildeki dinî motiflerimiz, giderek açılsa bile kılık kıyafetimiz, bayramlarımız, âdâb-ı muaşeretimiz (görgü kurallarımız)... Müslümanlar olarak bizim alâmet-i fârıkamızdır (bizi başka din ve kültür mensuplarından ayıran işaretlerimiz, nişanlarımız, şiarlarımız, sembollerimizdir). Bugün bu nişanlarımızı korumak dünkünden daha önemli hale gelmiştir; çünkü artık topluluğumuz çoğulcudur, çok kültürlüdür, çok inançlıdır; bu çoklar yedi renk gibi ayrışmış, birbiri ile alakalarını asgariye indirmiştir; artık bu renklerin birleşerek bir aydınlık, bir aydınlatıcı ışık olması şöyle dursun, bazılarının çok severek kullandıkları mozaik bile oluşturmaktan uzaktır.
Müslümanların vazgeçilmez değerleri üzerine titremeleri gereken bir unsur da inanç (din, iman) nişanlarıdır. Onlar manaları, muhtevaları, içte ve derinde olanları muhafaza eden zarflardır, siperlerdir, zırhlardır; işleri ve işlevleri yalnızca korumaktan ibaret de değildir, onlar aynı zamanda telkin eder, talim eder, terbiye eder.
Bu bayramda kurban keseriz, bayram sabahı bayram namazı kılarız, Arafe günü sabah namazından sonra başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazı sonuna kadar devam etmek üzere "teşrık tekbirleri" getiririz, yoksullara kurban eti dağıtırız, ölü (mezarlarda) ve diri (evlerde) yakınlarımızı ziyaret ederiz, halleşir, dertleşir, hasret giderir, muhabbeti arttırırız. Günümüzde haberleşme imkanları geliştiği için ziyarete gidemediğimiz yakınlarımızı telefon vb. vasıtalarla arar, hal hatır sorar, bayramlarını tebrik ederiz.
Bayramda yapılan bu ibadetler ve merasimlerin dindeki yeri (hükmü; farz mı, vacib mi, sünnet mi olduğu) tartışılıyor. Asıl sorulması gereken soru şudur: Bunlar terkedilirse ne olur, neleri kaybetmiş oluruz? Bize göre en önemlisi bir şiarımızı kaybetmiş oluruz; "Şiarı kaybetmek caiz midir?", soru böyle sorulmalıdır.
Hiçbir İslam mezhebinde kurban, terkedilmesinde sakınca bulunmayan, yapılması da fazla önemli olmayan bir ibadet değildir; kurban önemli bir ibadettir, Hz. Peygamber (s.a.) buna önem vermiş ve hayatı boyunca yerine getirmiştir.
Bir müslüman gerekli ve meşru olmadıkça otu bile koparmaz. Gerekli ve meşru olunca insanı bile öldürür (savaşta düşman öldürülür ve düşman bir insandır). Kurban kesmek, başka hikmetleri yanında işte bu şuur ve teslimiyetin de sembolüdür, eğitimidir.
Şiarlarımızı koruyalım, yoksa bu toz duman içinde her şeyimizi kaybedebiliriz.
"Kurban kesmek insandaki şiddet eğilimini güçlendirir, sevgi ve merhamet dîni olan İslâm'da bu olmamalıdır" diyenler var; siz ne dersiniz?
Kurban bayramı yaklaşınca hayvanseverler ve etyemezler kurban kesmenin şiddetle ilgili yönünü öne çıkarıp bunu tartışıyorlar, kurban kesmek isteyen müslümanlar bazı detayları merak ediyor ve bu arada kurban derilerini ve etlerini istedikleri yere verme haklarını kısıtlayanları konuşuyorlar. İslâm âlemi kurban bayramı ve hac ibâdetinin manevî atmosferi içinde dinî tefekkür ve heyecanın yüce ufuklarına kanat açıyor..
Şiddet kayıtsız ve sınırsız olarak mahkûm edilemez; bir milletin maddî ve manevî değerlerine göz diken ve saldıran düşmana karşı şiddetin adı cihaddır, meşrû savaştır, bu savaşta ölenlere şehid, kalanlara gâzî denir. Tartışılan şiddet içeriye ve dışarıya, kendi insanlarına veya başka insanlara yönelik "haksız, hukuksuz" şiddettir.
Av yaparak veya belli usûller ile öldürerek hayvanların etinden ve başka parçalarından yararlanmak insanlık kadar eskidir, bütün ilâhî dinlerde meşrûdur ve ahlâka da aykırı değildir. Eğer insan dışındaki canlılar; gerektiği, insanlar buna ihtiyaç duydukları halde öldürülmeyecekse ne tarımcılık yapılabilir hattâ ne de -gözle görülmeyen canlılara basıp öldürme ihtimâli bulunduğu için- kırda bayırda yürünebilir. Merhamet adına söylenebilecek şey, hayvanların gereksiz yere öldürülmemesi ve gerektiği için öldürülecek hayvana eziyet edilmemesidir.
Kurban kesmekle insandaki şiddet eğilimi arasında kurulan ilişkiler, kurban keserek şiddet arzusunu tatmin eden insanın başka canlılara ve insana yönelik şiddet eğiliminin azalacağı gibi düşünceler, ilmî verilere dayanmamaktadır. Şiddeti azaltacak şey sevgidir, merhamettir, özellikle bütün yaratıkların sahibi ve yaratıcısı olan Allah sevgisidir, O'nun merhametinden yansımalara sahip olmaktır; bunlar da sağlıklı bir din ve ahlâk eğitimi ile elde edilir.
Sâffât sûresinde (102-110) Hz. İbrâhim'in, oğlu yerine kestiği kurban olayı güzel ve etkili bir üslûp içinde özetlenmiştir. Buna göre Hz. İbrâhîm rüyasında, Allah için oğlunu kurban ettiğini görmüş, bunu teslimiyet sembolü olarak almak yerine zahiri ile alıp uygulamaya kalkışmış; onun ve oğlunun bu itâat, fedâkârlık ve teslimiyeti Allah tarafından kurban olarak kabûl edilmiş ve bunun yerine bir koç kurban etmesine izin verilmiş, koç kurbanı, oğul (can) kurbanı yerine geçmiştir. Bu kurbanın gökten indirildiği, cennetten geldiği şeklindeki rivâyetler âyetlerde ve sahîh hadîslerde yoktur.Konuyla ilgili ilave soru ve cevapları:
Kurban kesilirken besmele çekmenin hükmü nedir? Hangi dua okunmalıdır?
İster kurban niyetiyle olsun ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken besmele çekilmesi gerekir. Hayvanın kesimi esnasında besmele kasten terk edilirse o hayvanın eti yenilmez. Ancak kasıtsız ve unutularak besmele çekilmezse bu hayvanın eti yenilir.
Kurban kesilirken üç defa “Bismillahi Allahü ekber” denilir ve şu ayetler okunur:


قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ لَا شَر۪يكَ لَهُۚ وَبِذٰلِكَ اُمِرْتُ وَاَنَا۬ اَوَّلُ الْمُسْلِم۪ينَ

Okunuşu: Kul inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi Rabbi’l-Âlemîn lâ şerîke leh. Ve bi zalike umirtü ve ene evvelü'l müslimîn. (En’am 6/ 162-163)

اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَآ اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ
(En’am 6/ 79)(Okunuşu: İnnî veccehtü vechiye lillezî fatare’s-semâvâti ve’l-arda hanîfen ve mâ ene min’el-müşrikîn.)

Kurban keserken abdestli olmak şart mıdır?
Kurban kesen kişinin abdestli olması şart olmamakla birlikte, kurban bir ibadet olduğu için kesenin abdestli olması daha faziletlidir.
Akika, adak, udhiyye ve nafile kurbanlar için aynı büyükbaş hayvana ortak olunabilir mi?
Ortak kesilen kurbanlarda, hissedarlardan her birinin kurbanlarını aynı maksat için kesmiş olmaları gerekmez. Ortakların her birinin ibadet niyetiyle katılmış olması kaydıyla bir kısmı udhiyye, diğer bir kısmı ise adak, akîka, nafile kurbanı olarak niyet edebilirler.
Satın alındığında sağlam olup sonradan kusurlu hale gelen bir hayvan kurban edilebilir mi?
Bir kimse sağlam bir hayvan satın alsa fakat daha kesilmeden hayvanda kurban edilmeye engel bir kusur meydana gelse, eğer satın alan kişi zenginse yenisini alıp kesmelidir. Yoksulsa yenisini almasına gerek yoktur, almış olduğu hayvanı kurban eder.
Doğumdan sonra boynuzların elektrikle kurutulması hayvanın kurban olmasına engel olur mu?
Doğumun peşinden hayvanların boynuzlarının elektrik ve benzeri yöntemlerle kurutulması suretiyle boynuzsuz olarak büyüyen hayvanların kurban edilmeğe engel başka özürleri yoksa kurban edilmesinde bir sakınca yoktur.
Kısırlaştırılmış hayvanlar kurban edilebilir mi?
Çeşitli amaçlarla kısırlaştırılmış veya burularak hadım hale getirilmiş hayvanlar kurban olarak kesilebilir. Kurban açısından bu herhangi bir eksiklik oluşturmamaktadır.
Kurban kesilen hayvanda bir hastalık ortaya çıkarsa yerine başka birinin kesilmesi gerekir mi?
Kurbanlık hayvanın kesilmeden önce hastalığı bilinmiyor ve başka bir özrü de yoksa kestikten sonra hastalığının anlaşılması halinde yeniden kurban kesilmesi gerekmez. Ancak satıcının, eskiden olan bir ayıbından dolayı kurbanlığın bedelini bayramın ilk üç gününde iade etmesi durumunda yeniden kurban alınarak kesilir. Bundan sonra iade edilmesi halinde bu para fakirlere sadaka olarak dağıtılır.
Dişi ya da erkek hayvandan hangisinin kurban edilmesi daha faziletlidir?
Deve, sığır gibi büyükbaş hayvanlarla, koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanların belirli şartları taşımaları durumunda, erkek olsun dişi olsun kurban olarak kesilebilecekleri hususu Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadis ve uygulamaları ile sabittir. Kurban edilecek hayvanın cinsiyeti, kurban ibadetinin fazileti açısından bir ölçü değildir. Ancak sığırın dişisinin kurban edilmesinin faziletli olduğu görüşünü ileri süren fakihler olmuştur. Bu görüşü o fakihlerin yaşadıkları toplum ve dönemin şartlarına göre değerlendirmek daha isabetli olur. Tarıma dayalı bir toplumda erkek sığırın gücünden daha fazla yararlanılma imkânının bulunması göz önünde bulundurularak böyle bir görüş ortaya atılmış olabilir. Ancak bu görüşler, dinin değişmez esasındanmış gibi kabul edilmemelidir. Bunlar, toplum menfaati göz önünde bulundurularak ortaya konulmuş görüşlerdir. Günümüzde de aynı esastan hareketle dişi sığırların kurban edilmesinin üretime zarar vermesi halinde, erkek sığırların tercih edilmesi uygun olur. Ayrıca kurbanlık hayvanın erkek veya dişi olması, kurbanın geçerlilik şartları arasında yer almamaktadır.
Kuyruksuz koyunlar kurban edilebilir mi?
Doğuştan kuyruksuz olan veya besili olması için küçük yaşta kuyrukları boğulmak suretiyle düşürülen koyunların kurban edilmelerinde bir sakınca yoktur. Ancak bir kaza sonucu kuyruğunun tamamı veya yarısından çoğu kopan hayvanın kurban edilmesi caiz değildir.
Akîka kurbanı nedir?
Yeni doğan çocuk için şükür amacıyla kesilen kurbana, “akîka” adı verilir. Akîka kurbanı kesmek müstehaptır. Akîka kurbanı olarak kesilecek hayvanda da, diğer kurbanlarda aranan şartlar aranır.
Akîka kurbanı, çocuğun doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir.
Akîka kurbanının etinden ve derisinden yararlanabilecek kimseler konusunda her hangi bir sınırlama yoktur.Kurban sahibi dahil herkes bu kurbandan istifade edebilir.
Şükür kurbanı ne demektir?
Temettü ve kıran haccı yapan kişilerin, aynı mevsimde hac ve umreyi birlikte ifa ettikleri için, kestikleri kurbanlara şükür kurbanı da denilmektedir. Aynı şekilde kişi, arzu ettiği bir amaca ulaşması veya bir nimete nail olması sebebiyle şükür kurbanı kesebilir. Bu kurbanların etinden sahipleri istifade edebilir.
Adak kurbanı ne demektir?
Kurban adayan kişinin kurban kesmesi vaciptir. Eğer kişibu adağı, bir şartın gerçekleşmesine bağlamışsa bu şart gerçekleşince kesmesi gerekir. Adak kurbanının etinden adak sahibi, usul ve fürûu (neslinden geldiği ana, baba, dede ve nineleri…ile kendi neslinden gelen çocukları ve torunları.) yiyemeyeceği gibi, bunların dışında kalıp zengin olanlar da yiyemez. Eğer kendisi yemek ister veya bu sayılanlardan birisine yedirmek isterse, yenilen etin rayiç bedelini yoksullara verir.
KURBAN BAYRAMI İLE İLGİLİ HADİSLER
Yazar Site Yöneticisi .
Uyunu'l-Ahbâr kitabında nakledilmiştir: Resulullah (s.a.a) kurban bayramında iki alaca renkli ve boynuzlu koç keserdi.[1]
Kuleyni el-Kâfî’’de nakletmiştir: "Resulullah (s.a.a) kurban bayramında iki koç keserdi. Birisini kendi tarafından diğerini de ümmetinin fakirleri tarafından."[2] KURBAN BAYRAMI İLE İLGİLİ HADİSLER

Caferiyat kitabında kendi senedi ile İmam Sadık (a.s)’ın değerli babalarından, Ali (a.s)’dan rivayet etmiştir: "Resulullah (s.a.a) "Kurban bayramı" namazında birinci rekatta yedi tekbir (Tekbiret-ül İhram, kunûtlar için beş tekbir ve rükûdan önce tekbir), ikinci rekatta beş tekbir (kunûtlar için dört tekbir ve rükûya gitmek için tekbir) söylerdi."[3]
"Caferiyat kitabında Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.a) Fitre ve Kurban bayramında "Sebbihisme Rabbike-l Âla" ve "Hel Atake Hadisu-l Gaşiye" yi kırâet ederdi."[4]
Fakih kitabında İmam Sadık (a.s) babalarından şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Resulullah (s.a.a)’ın küçük bir bastonu vardı. Uç kısmı demirdendi. Hazret, ona yaslanırdı. Fitre ve Kurban bayramlarında eline alırdı.[5]
Fakih kitabında İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Sünnet olan insanın "Fitre" bayramında namaz kılınacak yere gitmeden iftar etmesi, "Kurban bayramında" ise namazdan sonra bir şey yemesidir."[6]
Kâfî kitabında İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Aziz babam (s.a) Fitre bayramında namaz için çöle gittiğinde altına halı veya hasır sermek istedikleri zaman izin vermezdi, ve şöyle buyurdu: Bugün Resulullah (s.a.a)’ın çöle gidip ufka bakıp alnını-yüzünü yere bıraktığı gündür.[7] (Namaz kılardı)
İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Fitre ve kurban bayramında Resulullah (s.a.a)’in namazı mescitte kılmalarını istediler. Hazret; (çölde) çölde kılınmasını emretti.[8]
Muknie kitabında rivayet edilmiştir. Resulullah (s.a.a) Fitre ve kurban bayramında –hava sıcak veya soğuk olsun fark etmez- hırka giyip sarık takardı."[9]
Allame’nin Nihaye kitabında rivayet edilmiştir. "Resulullah (s.a.a) Fitre ve kurban bayramında namaza gittikleri zaman yüksek sesle tekbir söylerdi."[10]
Uyunu'l-Ahbârı'r- Rıza kitabında hizmetçi olan "Yasir" ve "Reyyan b. Salt" ve diğerleri İmam Rıza (a.s) ile Me’mun arasında Merv'de geçen olayı nakletmişlerdir. Hadiste şöyle gelmiştir: "Bayram geldiğinde Me’mun İmam Rıza (a.s)’ı çağırıp bayram namazını kılması ve hutbe okuması için (ata) binerek musallaya (namaz kılınan yere) gitmesini istedi. … Me’mun çok ısrar ettiğinden dolayı İmam (a.s) "Gitmeye mecbur olduğumdan dolayı Resulullah (s.a.a) ve Emirü'l Müminin (a.s)’ın bayram namazına gittikleri şekilde giderim…" buyurdu. Bayram sabahı güneş doğduktan sonra İmam (a.s) gusül alıp pamuk parçadan yapılmış beyaz sarığı başına bağladı, bir tarafını sinesine diğer tarafını arkasına attı. Bütün hizmetçilerine, kölelerine kendisi gibi yapıp gitmeye hazırlanmalarını emretti. Sonra kulpu demirden yapılmış bastonu eline alıp çıplak ayakla elbiselerini yukarı kaldırdı öyle ki baldırları görünüyordu, dışarı çıkmaya hazırlandı. Köleleri de aynı şekilde hazretin önünde durdular, hazret gökyüzüne bakarak dört defa tekbir dedi,… İmam (a.s) göz kamaştırıcı bir azamet ve büyüklükte, halkın karşısına çıktı, evin kapısının önünde durarak (yüksek sesle) "Allah-u Ekber Ala ma hadana, Allah-u Ekber ala ma razagena min behimet-ül Anâm ve'l hemdulillah ala ma eblana," köleleri de yüksek sesle hazrete eşlik ediyorlardı. … hazret her on adımda bir defa durup dört defa tekbir diyordu (yüksek sesle)…"[11]
Fakih kitabında rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) bayram namazı için bir yoldan gittiği zaman döndüğünde farklı yoldan dönerdi."[12]
Ş. Saduk el-Muknia kitabında buyuruyor: Kurban bayramında namazdan sonra, fitre bayramında namazdan önce bir şeyler yemek müstebaptır."[13]
Gevaliu'l-Leali kitabında Ebu Said Hudri’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) cenazeye ve bayram namazına giderken asla bir şeye binmezdi. (yaya giderdi.)[14]
Ş. Saduk Fakih kitabında senedi ile İmam Sadık (a.s)’ın değerli babalarından (s.a) şöyle nakletmiştir: Resulullah (s.a.a)’ın kulpu demirden olan bir bastonu vardı ve ona yaslanırdı, bayramlarda eline alırdı, namaz kılarken önüne bırakırdı.[15]
Ş. Saduk, el-Hidaye kitabında İmam Bakır (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Her şehrin ahalisinin "Fitre ve Kurban" bayramları için sahraya gitmeleri sünnettir. Sadece "Mekke" ahalisi hariç zira orada "Mescidu-l Haram"da namaz kılarlar."[16]
el-Kâfî’de İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) Kurban günü saçını keser tırnaklarını, bıyıklarının ve mübarek sakalının etrafını kısaltırdı."[17]
Mukanna kitabında ihram halinde tırnakları kesmek, bıyığı kısaltmak ve koltuk altı ve üstü tüylerini almak sünnettir.[18]
Aynı kitapta zikredilmiştir: (Mekke dışındaki) şehirlerde İmam ve önderleri olmadan yaşayan insanların ârefe günü bir araya gelerek Allah’a dua edip yalvarmaları müstehaptır.[19]
[1]- el-Uyun, c.2, s.63; Şeyh et-Tehzib kitabında ve el-Müstedrek Daaimu'l-İslam, c.2, s.174’den nakletmiştir. Feyzü'l-Kadir, c.5, s.226
[2]- el-Kâfî, c.4, s.465
[3]- c.3, s.296; et-Tehzib, c.2, s.322; Nuri el-Müstedrek’te Ş.İbrahim’den nakletmiştir. Mecmau'l Garaib, c.1, s.223 [4]- el-Caferiyat, s.40; el-Müstedrek, c.1, s.428
[5]- s.150; Caferiyat, s.184; Daaim, c.2, s.164; Emâli-i Saduk, 71 [6]- el-Fakih, s.134; el-Hidaye, s.53 [7]- el-Kâfî, c.3, s.461; ed-Daaim, s.188; el-Fakih, s.134 [8]- el-Kâfî, c.3, s.460
[9]- el-Muknie s.33; et-Tehzib, c.3, s.130 burada zırh gelmiştir, el-Bihar, c.90, s.349
[10]- Nihayetu'l-Allame, el-Bihar, c.91, s.118; Feyzü'l-Kadir, c.5, s.211
[11]- el-Uyun, c.2, s.149; el-Müstedrek, Mesudi’nin İsbatu'l-Vasiyye’den, c.1,s.430
[12]- el-Fakih, s.135; ed-Daaim, c.1, s.185; Feyzü'l-Kadir, c.5, s.123
[13]- el-Mukanna, s.46; el-Fakih, s.134; el-Hidaye, s.53
[14]- Gevaliu'l-Leali el-Müstedrek, c.1, s.119 ve 430 ed-Daavat’tan nakletmiştir.
[15]- el-Caferiyat, s.17; el-Müstedrek, c.1, s.52
[16]- el-Hidaye, s.53; el-Kâfî, c.3, s.461; el-Fakih, s.134; et-Tehzib, c.3, s.138 ve s.285; el-Müstedrek, c.1, s.439 [17]- c.4, s.502; el-Fakih, s.277 [18]- s.70 ,[19]- s.46

 
Kurban
Beiträge: 1.008
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010

zuletzt bearbeitet 24.10.2012 | Top

   

Marifetname den Secmeler
Kurban Üzerine Dini Sorular

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz