Ğanimet Nedir ve Taksimi Nasıl Olur?
Dikkat
Devletler arası anlaşmalara gör Kölelik Uygulama dan kaldırılmıştır.
1.Ganimet, kâfirlerden savaşarak ve zor kullanılarak alınan maldır. Fey ise savaşmadan elde edilen mallara denir. Enfâl sûresi 1. âyette ganimetlerin Allah ve Rasûlü’ne ait olduğu belirtilmişti. Bu âyet ise, onun bir açıklaması mâhiyetinde Allah’a ve Rasûlü’ne ait olan kısmın miktarını ve bunun kimlere taksim edilmesi gerektiğini beyân eder. Bunun miktarı beşte birdir. Ganimet önce beşe ayrılır, sonra beşte bir tekrar beş hisseye ayrılıp âyette belirtilen yerlere verilir. Bunlar Allah ve Peygamber, Peygamber’in akrabaları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlardır. Kalan beşte dört ise savaşa katılan askerlere taksim edilir.
2.Ganimet; İslam alimlerinin bu kelimeden anladıkları mana, mağlup edilen kâfirlerden harpte zaptedilen silahlar, binek hayvanatı, savaş esiri olarak alınan ve artık köle veya mal hükmüne tabi olan erkek ve kadınlar ve bütün diğer emval-i menkûledir.
Nasıl Taksim edilir?
Halkına karşı savaş açılan bir ülke, ya sulh yoluyla, ya da savaşmak suretiyle zorla fethedilir. Müslümanlar, bir yeri sulh yoluyla fethettikleri takdirde hem o zamanki devlet başkanı, hem de ondan sonra devlet başkanı olacak şahıs, anlaşma şartlarına uymak mecbûriyetindedir. Araziler, anlaşmayı kabul eden karşı tarafın elinde bırakılır. Böyle bir yerin arazisi üzerine anlaşma şartlarına göre bir vergi konulmamışsa, o arazi öşr suyu ile (yağmur, dere, kuyu, çeşme) sulanıyorsa, öşr üzerine; haraç suyu (fetih öncesi sahiplerinin açtığı kanal suyu) ile sulanıyorsa, haraç üzerine anlaşma yapılır, buna göre vergi alınır. Müslümanların gayr-i müslimlerden savaşarak elde ettikleri araziler hakkında şu hükümler geçerlidir; devlet başkanı bu hükümlerden herhangi birini tatbik etmekte serbesttir.
1) Araziyi eski sahipleri elinde bırakır, kendilerine diğer ganimet mallarından barınabilecekleri miktarda mal verir. Arazilerinden haraç, kendilerinden de cizye alır. Hz. Ömer Irak`ı fethettiğinde böyle yapmıştır.
2) Fethettiği bölge ahâlisini oradan çıkarır, yerlerine hariçten getirilen gayr-i müslimler yerleştirilir. Bu tür arazi, "haraç arazisi" diye adlandırılır.
3) O belde ahâlisi kendi istekleriyle müslüman oldukları takdirde, arazileri kendilerine bırakılır veya o arazi ganimetler (ganimeti hak eden muhâripler) arasında taksim edilir. Resulullah (s.a.s.)`in feth edilen Hayber arazisi hakkındaki uygulaması böyledir.
4) Bir kısmı gaziler arasında taksim edilir, diğer kısmı da hazine masraflarına karşılık devlet için alıkonulur. Bu şekilde ahâliye verilen veya gaziler arasında taksim edilen araziye "öşrî arazi" denilir.
5) Herhangi bir taksimat yapılmaksızın bütün arazi, müslümanlar adına devlet tarafından muhâfaza edilir. Böyle araziye "memleket arazisi, mirî veya, emîrî arazi" denir.
İmam Mâlik`e göre savaşarak fethedilen araziler, gânimler arasında taksim edilmez; devlet tarafından vakıf olarak muhâfaza edilir. Elde edilen haraçı müslümanların, cihad, mescid, köprü gibi masraflarına sarfedilir.
İmam Şâfiî`ye göre böyle araziler diğer ganimetler gibi beş kısma ayrılır. Bunlardan bir kısmı devlet hazinesine, beşte dördü ise mücâhidlere taksim edilir.
Hanefi mezhebine göre gaziler arasında taksimatı yapılmasına karar verilen araziler, diğer ganimet malları oranına göre taksim edilir.
Ganimetlerden menkul (taşınabilir) malların taksimi: Ganimet mallarının beşte biri Allah`a (ayette geçen bu ifade, teberrüken zikredilmiştir), Resulune, onunla akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir (el-Enfâl, 8/41). Yolculardan maksat, yolda parası kalmayanlardır. Geriye kalan beşte dördü ise muhâriplere taksim edilir. Muhâriplerden piyade olanlar bir, süvari olanlar ise iki hisse alırlar. Kumandan da bir fert gibi hisse alır.
Bizzat harbe katılanlar hisse aldığı gibi bunlara yardım için hazır bulunan erler, savaş sahasında bulundukları halde hastalık ve benzeri özür nedeniyle savaşa katılmamış olanlarla, ganimet malları henüz İslâm yurduna getirilmeden evvel vefat eden muhâriplerle cihada yardım eden kadınlara, çocuklara, kölelere, zimmîlere ganimetten, gazilerin paylarından daha az bir miktar verilir. Buna "razh" denilir. Ganimet mallarının taksiminden sonra geriye kalan mal (taksimi mümkün olmayacak) kadar az bir miktar ise veliyyü`l-emr tarafından fakirlere dağıtılır.
Ganimet mallarını taksim edene "sahibi mekasım, emîri kısmet" denir. Bu memur isterse, taksimdeki güçlük nedeniyle, ganimet mallarını satar, elde ettiği parayı taksim eder.
Bu taksim, veliyyü`l-emr`in izni olmadıkça yapılamaz. Düşman ülkesi fethedilmediği halde elde edilen ganimetin beşte biri ayrıldıktan sonra geriye kalanı komutan tarafından muhâriplere taksim edilir. Ganimet mallarından az da olsa bir şey çalmak, bu mallardan daha taksim edilmeden hıyanet yoluyla birşey almak büyük günahtır. Buna "gulûl" denir. Ganimet toplayanlardan biri ganimet mallarından birşeyi telef etse ödemez; İmam Şâfiî`ye göre ise öder. Muhâriplerin, gayr-i müslimlerin yurdunda, denizlerinden çıkardıkları balık ve benzeri şeyler ile karada elde ettikleri av hayvanları, madenler, hazineler ganimet malından sayılır. Muhâriplerin, İslâm diyarı ile küfür diyarı arasında bulunan ormanda veliyyü`l-emr`in izniyle kesip İslâm yurduna götürdükleri ağaç, ganimet mallarından sayılır; mancınık ve gemi yapımı için kesilenler ise ganimetten sayılmazlar. Ganimet malları, İslâm yurduna götürülmeden taksimi yapılmaz. Harp hâlinde de taksimat caiz değildir. Şâfiî, Hanbelî, Malikî ve Zâhirî müctehidlerine göre bu taksim, düşman yurdunda da yapılabilir. Ganimet malları İslâm diyarına hükümetçe taşınması mümkün değil ise, mücâhidler arasında geçici olarak taksim edilir, onlar vasıtasıyla İslâm yurduna taşınır, tekrar hepsi bir yerde toplanır. Esas taksim bundan sonra (ilk taksime göre) yapılır. Muhâripler taksimattan önce ganimet malını satamazlar; yenilip içilecek cinsten olanlardan istifade edebilirler, fakat saklayamazlar. Silah, elbise, at gibi mallardan da geçici olarak istifade edilebilir, sonra taksimata tabi tutulur. Taksimattan evvel düşman ülkesinde ölen muhâribin vârislerine ganimetten birşey verilmez. Ancak İslâm yurduna döndükten sonra ve ganimetin taksiminden evvel ölen muhâribin mirasçılarına ganimetten hissesi verilir. İmam Şâfiî ve diğerlerine göre, düşmanın mağlubiyeti kesinlik kazandıktan sonra ölen muhâribin vârislerine ganimetten hissesi verilir.
Enfâl suresinin kırk birinci ayetinde de belirtilen Hz. Peygamber`in hissesi O`nun vefatından sonra sözkonusu değildir. Abdulmuttalib oğullarının hisseleri de yoktur. Bu hisseler tamamen devlet hazinesine bırakılır; devlet kanalıyla da fakir yetimler ile diğer miskinler ve parasız kalmış yolculara harcanır. Bu hususta diğer mezhebler değişik görüş iler: sürerler. Veliyyü`1-emr veya komutan lüzum görürse fazla bir pay veya muayyen bir para vermek suretiyle mücâhidleri harbe teşvikte bulunabilir. Buna "tenfil" denir.
Savaş esirleri hakkında yapılacak işlem: Savaş neticesinde elde edilen esirler hakkında veliyyü`1-emr serbesttir. Bu esirlerden fiilen savaşa katılanları öldürebilir; köle ve câriye yapabilir; İslâm zimmetinde emân vererek hepsine hürriyetini verebilir; İslâm esirleriyle değiş tokuş yapabilir. Arap müşriklerinin esir erkekleri ise ya İslam`ı kabul ederler ya da öldürülürler.
Evzâî, Hasan İbn Muhammed et-Temîmî, Hasan el-Basrî, Hammâd b. Süleyman gibi müctehidlere göre esirleri öldürmek câiz değildir. Öldürülmelerinin câiz olduğunu ileri süren. müctehidler, bu konuda gereğine göre hareket etmede veliyyü`1-emr`in serbest olduğunu söylerler. Müslümanların eline esir düşmeden evvel müslüman olan ise sadece köle yapılır. Düşmana âit köleler, müslüman olarak İslâm ülkesine iltica etseler veya müslüman olduktan sonra bulundukları ülke müslümanlar tarafından zabtedilse ya da müslüman olmaksızın İslâm ordusuna iltihak etseler, derhal hür olurlar.
Düşmandan alınan esirler hakkında köleleştirme kararı verilince bunların (diğer ganimet malları gibi) beşte biri devlet bütçesine âit olarak ayrılır, geriye kalanı gânimetler arasında paylarına göre taksim edilir. Bu durumda kölelerin öldürülmesi câiz değildir. Esiri, taksimden evvel öldüren bir mücâhide sadece ta`zir cezası verilir, keffâret ve diyet ödetilmez. Komutan, isyan etmeleri veya taraflarınca kurtarılma ihtimalleri olmadıkça, esirleri öldürmeye yetkili değildir. Bu yetki devlet başkanına âittir. Esir edilen kadınlar, çocuklar öldürülmez. Esir edilen kadınlar İslâm yurduna getirilince eski kocalarıyla nikâh ilişkileri kesilmiş olur. Kocaları da kendileri gibi esir olan kadınların nikâhları devam eder. Bakıma muhtaç olan esir çocuklar, esir analarından ayrılmazlar. Hanefîlere göre esirleri karşılıksız salıvermek caiz değildir.
İmam Şâfiî hariç, diğer mezhebler de aynı görüştedir. Ekonomik şartlar zorlamadıkça esirleri para karşılığı azat etmek Hanefilere göre caiz değildir. İmam Şâfiî bu görüşte değildir. Düşmandan alınan esirler, müslüman esirlere mukabıl değiştirilebilir. Buna "müfâdatu`l-üserâ" denir. Esir düşen müslümanları para, silah, hayvan karşılığı kurtarmak caizdir. İslâm`ı kabul eden bir esir, müslüman esir karşılığında değiştirilmez. (İlgili hadisler için bk. Sahih-i Buhârî Tecrîd i Sarih Tercümesi, VII, 426, VIII, 438, X, 340).
"Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin" (el-Enfâl, 8/69). Allah`ın insanlar için takdir ettiği rızkın en helâl olanlarından biri ganimet mallandır. Savaş ganimet için yapılmaz; Allah`ın kelâmını yüceltmek, İslâm`ı hâkim kılmak ve küfrün galebesine son vermek ve İslâm adaletini başka ülkelere götürmek gibi ulvî gayeler için yapılır. Böyle bir gayenin gerçekleşmesi için meydana gelen savaşta ölenlere Allah şehid sıfatıyla cenneti nasib ederken; sağ olan gazilere de gösterdikleri gayrete bir lütuf olarak, düşmandan alınan ganimetleri helâl kılmıştır. Geçmiş ümmetlere ganimetten istifadeye izin verilmezken bu lütuf Muhammed (s.a.s.)`in ümmetine takdir edilmiştir.
Enfal Süresi 41
وَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا غَنِمْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَاَنَّ لِلّٰهِ خُمُسَهُ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَابْنِ السَّب۪يلِۙ اِنْ كُنْتُمْ اٰمَنْتُمْ بِاللّٰهِ وَمَٓا اَنْزَلْنَا عَلٰى عَبْدِنَا يَوْمَ الْفُرْقَانِ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
41.Şunu bilin ki, ganimet olarak aldığınız şeylerin beşte biri Allah’a, Rasûlü’ne, onun akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Eğer Allah’a ve iki ordunun karşılaştığı, hak ile bâtılın birbirinden ayrıldığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız bunun böyle olduğunu kabul edin. Allah her şeye hakkiyle güç yetirendir.
Ğanimet:Savaş yoluyla düşmandan alınan menkul veya ğayri menkul mala denir.
Humus:Beşde bir demektir.Yetama öksüz kalan çocuklar
Mesakin:çok fakir olanlar..İbnissebil:Parasız yolcu..
Yevm ul Furkan.Bedir savaşı günü..Ceman.mümin ve müşrüklerin iki topluluğu..
Ayettteki Şeri Hükümler
1.Ğanimet ile Fey aynı şeymidir?
Bu konuda alimler arasın da farklı fikirler ,içtihadlar vardır.İmamı Şafi ve bazı alimlere göre sulh yoluyla alınanlara Fey denir..Savaş yoluyla alınanlara Ğanimet denir.Alimlerin bu görüşte icmaı vardır. Sahih olan da budur.
2.Hüküm Humus Beş de bir Nasıl Taksim edilir?
Ayetde beşde bir anlatılırken geri kalan dört pay nasıl taksim edileceği beyan buyurulmamıştır
Bu sebepden Alim ve müfessirler arasında farklı içtihadlar olmuştur.
1.Bazılarına görre Kabeye harcanır.
2.Cumhuru ulemaya göre allahın rızası anılarak humus beş paya ayrılarak fakirlere verilir.
Bir payda rasülüllahın tercihine bırakılır.Beşte biri benim geri kalan sizin hadisi şerifi de buna delildir.
Bazı alimlere göre hısımlardan maksad Bütün Kureyşlilerdir.Yada Haşim Oğullarıdır.Yani ehli beyit ve sülalesidir.
İkinci Hüküm
Humus Nasıl Taksim ediilir?
Ayet de humus dan başka geriye kalan dört hissenin nasıl taksim edileceği hakında bir şey beyan edilmemiş olup bu konuda Müctehidlerin farklı içtihadı vardır.
1.Bazı müfessirlere göre bu pay Kaabeye sarfedilir.Yani Dini ve Devlet hizmetlerin de kullanılır.
2.Cumhuru müfessirlere göre Ehli beyit ve bütün müslümanlara taksim edilir.
Üçüncü Hüküm:Ganimet Nasıl taksim Edilir?
Rasülüllah pay ederken yayaya bir pay atlılara iki pay olarak taksim etmiştir.
Dördüncü Hüküm:
Bu Ayet(Enfal 41) Enfal 1.ayeti nesheder mi? Bazi alimler Enfal 41 in Enfal 1. ayeti nesettiğini söyler.
Çünkü biirnci ayet de ganimetin Allah ve rasülünün hakkı olduğunu zikrederken,41. ayet de beşde dördünün mücahidlerin olduğu
anlatılmaktadır.Öyleyse Bu ayet önceki enfal 1. neshetmektedir.Sahih görüş ise Birinci ayet icmalen daha sonra ki ise Tafsili açıklama getirmektedir.Burada Nesih yoktur.