17.Ders:Savaş da Elde Edilen Ğanimet ile İlgili Hükümler

#1 von Kurban ( Gast ) , 29.06.2022 07:18

17.Ders:Savaş da Elde edilen Ğanimet ile İlgili Hükümler
Bismillahirrahmanirrahim
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْاَنْفَالِؕ قُلِ الْاَنْفَالُ لِلّٰهِ وَالرَّسُولِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَصْلِحُوا ذَاتَ بَيْنِكُمْࣕ وَاَطٖيعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُٓ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنٖينَ ﴿١﴾

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذٖينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ اٖيمَاناً وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَۚ ﴿٢﴾
﴾2﴿ Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler.
اَلَّذٖينَ يُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَؕ ﴿٣
﴾﴾3﴿ Namazlarını özenle kılarlar, kendilerine verdiğimiz şeylerden bir kısmını Allah yolunda harcarlar.

اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَـقاًّؕ لَهُمْ دَرَجَاتٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَمَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرٖيمٌۚ ﴿٤﴾
﴾4﴿ Gerçek müminler işte onlardır. Rableri katında onlar için yüksek mevkiler, bağışlanma ve değerli rızık vardır
Lafzi Tahlil
El Enfal:Nefel in çoğuludur.Nefel Fazlalık demektirSünnet namazlara da nafile ve nevafil denir.
Zate beynikum:Araların da ki ahvali düzeltiniz..
Vecilet kulubuhum:Vecil Korkmak,kalbleri korkar..
Zadet imanen:zade ziyade olmak,fazlalaşmak demektir.
Tevekkelun:Tevekkul itimad ve guvenmek demektir.
Deracatun:Cennet de yüksek mevkiler.
Mağfiret:Günahlardan vazgeçmek demektir.
Nuzül Sebebi:
Âyetlerin iniş sebebi şöyledir:
Bedir günü Resûlullah (s.a.s.) müşriklere baktı; onlar bin kişiydiler, ashâbı ise üçyüz on küsür kişiden ibaretti. Bunun üzerine kıbleye döndü, ellerini yukarı kaldırdı ve Rabbine şöyle dua etmeye başladı:
“Rabbim! Bana olan va‘dini yerine getir. Rabbim, bana va‘dettiğini ver. Rabbim, bu küçücük müslüman topluluğu helâk olursa yeryüzünde sana ibâdet eden hiç kimse kalmayacak!”
Ellerini göğe uzatmış, kıbleye dönmüş halde o kadar dua etti ki ridâsı omuzlarından düştü. O sırada Ebubekir (r.a.) yanına geldi, ridâsını aldı, omuzlarına koydu, onu kucakladı ve:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Anam babam sana feda olsun! Rabbine niyâzın, yakarman artık yeter. Hiç şüphen olmasın, O sana vâdini mutlaka yerine getirecektir” dedi ve bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerîmeleri indirdi. (Tirmizî, Tefsir 8, 3/3081; Müslim, Cihâd 58; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 30)
İlâhî yardımlar, gözleri saran tatlı bir uyku ve ruhları serinleten güzel bir yağmur halinde inmeye başladı:
Ayetlerin Tefsiri
“Ganimetler” diye çevrilen enfâl kelimesi, lugat mânası “fazlalık, fazladan” demek olan nefelin çoğuludur. Düşmandan elde edilen maddî değerler için fıkıhta üç terim kullanılmaktadır: Nefel, ganimet, fey. Savaşarak elde edilene ganimet, savaşmadan ele geçirilene fey denilmektedir. Nefel ise hem ganimet mânasında hem de ganimetin belli bir parçasını ifade etmek için kullanılmıştır. Açıklamakta olduğumuz âyette enfâl, ganimet mânasını ifade etmektedir. Ancak Hz. Peygamber’in gerekli gördüğü hallerde bazı kimselere ganimetten bir şeyler verdiğini (tenfîl) bildiren hadislerde (Müslim, “Fezâilü’s-sahâbe”, 44) kelime dört mânada kullanılmıştır: a) Bir düşman askerini öldüren kimseye verilen “maktulün üzerinden çıkan zatî eşyası” (seleb). Bunda tahmîs uygulanmaz; yani beşte biri hazine için alınmazdı. b) Savaşa girip ganimet elde etmiş bulunan bir kıtaya, tahmîsten sonra ödül olarak verilen pay. c) Ganimetin beşte birinden verilen ödüller, yapılan yardımlar.

d) Ganimetin bütününden çobanlık, istihbarat, kılavuzluk gibi hizmetleri üstlenen kimselere verilen pay (Ebû Ubeyd, s. 430).

Bedir Savaşı’nda ele geçirilen ganimetlerin kimlere ait olacağı ve nasıl paylaştırılacağı konusunda, bazı sahâbîler arasında tereddüt ve tartışma ortaya çıkınca Allah Teâlâ ganimetin nasıl paylaştırılacağını belirlemeden önce, bu tavrın ahlâkî sakıncasına işaret buyurmuş ve eğitmeye yönelik telkinlerde bulunmayı murat etmiş; savaşta ve barışta müminlerin asıl hedef ve vazifelerinin neler olduğunu, nelere öncelik vermeleri gerektiğini açıklamıştır. Buna göre her şey gibi ganimet de Allah’ındır. O’nun resulü vahyi tebliğ etme ve dini öğretme yanında örnek gösterme ve uygulama vazifesi ile de yükümlü kılınmıştır. Tam mânasıyla mülk olarak Allah’a ait bulunan ganimetin kullarına nasıl paylaştırılacağını açıklama ve bunu uygulama vazifesi de Resûlullah’a aittir. Müminler ganimet için savaşmamalı, ganimete göz dikmemeli, bir şey verilirse almalı, verilmezse hak iddia etmemelidir. Mülkiyeti Allah’a, kullanım ve dağıtım şekillerindeki tasarruf hakkı da Resûlullah’a ait bulunan bir madde üzerinde tartışan, bu arada birilerinin öfkelenmesine ve incinmesine sebep olanlara düşen vazife ise hemen gönül almak, ilişkileri yeniden normal çizgiye getirmek ve güzelleştirmektir. “Ganimetin Allah’a ve resulüne ait olması” böyle anlaşılınca ileride gelecek olan ve ganimetlerin beşe bölüneceğini, beşte birinin Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara ait olduğunu ifade eden âyetin bunu neshettiğini, hükmü değiştirdiğini söylemenin anlamı kalmamaktadır. Bu âyet konunun ahlâkî boyutunu, meseleye bir kul gibi yaklaşmanın örneğini vermekte, 41. âyet ise Allah’ın kendine ait olanı nasıl dağıtmayı murat ettiğini açıklamaktadır. Bazı tefsir ve fıkıh âlimlerine göre bu âyet, ganimet ile ilgili hüküm ve uygulamanın ilk aşamasını açıklamaktadır. Hz. Peygamber Bedir Savaşı’nda alınan ganimetlere bu âyetin hükmünü uygulamış, tamamı kendisine bırakılmış bulunan ganimetin beşte birini (tahmîs) ayırmadan hepsini gazilere dağıtmıştır. Sonra ganimetin beşte birini ayırmasını, geri kalanı savaşa katılanlara dağıtmasını bildiren 41. âyet gelmiş ve bu âyetin hükmünü değiştirmiştir (Ebû Ubeyd, s. 426). Burada neshi kabul etmeyen fakih ve müfessirlere göre iki âyeti, yukarıda açıklandığı şekilde anlayıp birleştirmek, birlikte uygulamak mümkündür, nesih söz konusu değildir, ayrıca Hz. Peygamber’in Bedir Savaşı’nda tahmîsi uygulamadığı yönündeki rivayet de sağlam bir rivayet zincirinden yoksundur (İbn Kesîr, III, 549-550).Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 661-662
Ayetler deki Şeri Hükümler
1.Hüküm
Ğanimetin Hükmü Ve Taksim Usulü

Allah ve Rasülü ğanimeti taksimde tek söz sahibidir.
İslam Devletlerin de de Devlet raisi bu yetkiye sahib olur.
Bazı alimler bu ayetin ahkamının mensuh olduğunu söylediler.Cumhur alimlere göre bu ayet mensuh değildir.
Enfal 1 ayelerin hükmü enfal 41 ile mensuh olduğunu söylediler.
İbni Kesire göre Enfal 1 i Enfal 41 tefsir etmekte olup ayetler arasın da nesih yoktur..
2.Hüküm
Bazı mücahidleri ganimetten fazla pay verilmesi

Buna Tenfil denir.
İmam Ğanimet taksim den önce mücahidlere bazı taksimat da bulunur..
İmamı Malike göre bu uygulama istisnai durumdur ve uygulaması mekruhdur..
Savaş dünya için değil ilayı kelimetullah için yapılar savaş dan önce taksimat yapılmaz der..
3.Hüküm
Tenfil taksimatı animet payından mı yoksa Humus 1/5 beş de bir paydan mı verilir?

İmamı Malik Ve Ebu Hanifeye göre:
Humus.bei de birden verilir.Rasülüllah a.s da beşde birden taksim etmekle mükellefim buyurmuştur.
İmamı Şafiiye göre ise
Tenfil ğanimetin tümünden pay edilir.Bak Ahkam Tefsiri C2,S 35

Kurban
zuletzt bearbeitet 01.07.2022 07:23 | Top

   

18.Ders:Cepheden Kaçma ile ilgili Hükümler
16.Ders:Müşriklerin Mescidi Harama Girmeleri ile ilgili Hükümler

Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz