Sahabenin Dereceleri

#1 von Gast , 18.02.2013 10:17

2. Sahabenin dereceleri

Sahabînin yukarıda verilen tariflerinden de anlaşdıyor ki, Hazreti Pey­gamberden bir hadîs veya bir kelime rivayet eden, hattâ mevkiindeki yüceliği gözönünde tutularak onu kısa bir süre için gören kimse dahî sahabeden sayıl­maktadır. Sahabîlik, insana derece, mertebe ve yüksek şeref kazandıran bir sıfattır. Kur'ânı Kerimden nazil olan âyetlerle ve Hazreti Peygamberden sadır olan hadîslerle sahabenin faziletleri dile getirilmiş ve bu neslin diğer müslü­man nesillere üstünlüğü açıkça belirtilmiştir [321]. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, her ne kadar yukarıda verilen tariflerde, Hazreti Peygamberi kısa bir süre için gören kimselere de sahabî ismi verilmiş olsa bile, onu görenler ara­sında diğerlerinden önce müslüman olanlar ve bütün ömürlerini onun yanında geçirenler vardır; onunla birlikte gazvelere iştirak edenler vardır; onunla bir­likte İslâm'ın yayılması, Allah isminin yüceltilmesi için çalışanlar, mücadele edenler vardır; onunla birlikte mürşikler tarafından tehdit edilenler, işkenceye maruz kalanlar, ölümle karşılaşanlar ve yurtlarını, mallarını, eş ve çocuklarını terkedip başka yerlere hicret etmek zorunda kalanlar vardır; nihayet şebid olanlar vardır. Elbette bütün bunlar arasında derece farkı olması tabiidir ve Hazreti Peygamberi yalnız bir saat içinde görüp ondan işittiği tek bir hadîsi rivayet eden sahabî ile, bütün ömrünü onun hizmetine vermiş, yahut islâm için onunla birlikte mücadele etmiş, yahutta bu yolda şehid olmuş sahabî arasında bu derece ayırımını yapmak gerekmektedir; kısacası her sahabîyi fazilet bakımından bir ve aynı mertebede saymak mümkin değildir. Aynı konuya temas eden Ibn Hacer de şöyle demiştir: "Hazreti Peygamberle daima beraber bulunan, onunla harplere giren veya sancağı altında şehid edilen sa-habîlerin, onunla daima beraber bulunmayan, onunla birlikte harplere işti­rak etmeyen, onunla az konuşan, az yürüyen, yahut onu uzaktan gören, ya-hutta Badece çocukluğunda gören sahabîlere üstün olduklarına şüphe yoktur. Her ne kadar sohbet şerefi hepsi için ve hattâ rivayet yönünden Hazreti Pey­gamberden hiç hadîs işitmeyen ve hadîsleri mursel olan kimseler için hâsıl olsa bile, birincileri diğerlerinden üstündür. Bununla beraber ru'yet (görme) şerefine nail olmaları dolayisıyle hepsi de sahabeden sayılır". [322]
işte, sahabe arasında, tabii olması gereken bu fark dolayısıyle İslâm uleması onları tabakalara ayırmışlardır:
Hafız İbn Kegîr'e göre, Peygamberden sonra, belki de bütün insanların efdali, Hasreti Peygamberin halifesi Ebü Bekr'dir. Herkesten önce Hazreti Peygamberi tasdik ettiği için kendisine şıddift denilmiştir. Ebü Bekr eş-Şıddlk'tan sonra 'Ömer İbnu'l-Hattâb, sonra cOgmân tbn tAffâo, sonra da *Alî ibn Ebl f âlib gelir. Bu sıra, aynı zamanda Muhacir ve Ensarın da kabul et­tiği bir sıradır; çünkü 'Ömer İbnu'l-Hattab, kendisinden sonra yerine geçe­cek olan halîfe işini altı kişilik bir şûraya havale ettiği ve iş, 'Osman ile 'Ali­ye münhasır kaldığı zaman, 'Abdurrahraan İbn cAvf, geceli gündüzlü olmak üzere üç gün sokaktaki adama, evdeki kadına ve mektepteki çocuğa sormuş, biç kimsenin 'Alî'yi *Ogmân'a takdîm ettiğini görmemiştir. Bu sebeple o da 'Osman'ı ^Ali'ye tercih etmiş ve işi ona vermiştir. Buna rağmen bazı Küfe ehlininc Ali'yi 'Ogmân'a takdim etmeleri hayret vericidir. Sufyân eg-Şevri-nin de bu görüşte olduğu, fakat sonradan bundan rücû ettiği söylenir. Keza Vekl* ibnu'I-CerrSh, İbn Haygeme, İbn Huzeyme ve el-Hattâbî'den de bu görüş nakledilmiştir; fakat bu da zayıf ve merdûdtur. Dört halîfeden sonra fazilet yönünden üstün olanlar, cAşere-i Mubeşşeredtn olan diğer sahabîler [323], sonra sırasıyle Bedir ve Ubud gazvelerine iştirak edenler, Hudeybiye'de Rıd­van bey'atinde bulunanlardır [324].
El-Hâkim Ebü cAbdillah en-Neysâbürî (321-405) ise, sahabeyi oniki ta­bakaya ayırmıştır; onun bu tasnifi, diğerleri arasında en çok şöhret kazana­nı olmuştur. El-Hâkim şöyle der;
1. Ebû Bekr, cOmer, cOgmân, 'Alî ve diğerleri gibi Mekke'de ilk müslüman olanlar. Tarihçiler azasında, cAIî İbn Ebi Tâlib'in ilk müslüman oluşundagörüş ayrılığı bulunduğunu bilmiyorum. Ancak görüş ayrılığı, onun müslüman olduğu sırada bulûğa ermiş olup olmadığı meselesinde çıkmıştır. Fakat doğru olan şudur ki, baliğ olmuş rical arasında ilk müslüman Ebû Bekr'dir. Nitekim Hazreti Peygambere "bu İşte sana tâbi olan kimdir?" denildiği zaman "bir hür ve bir köle" cevabını vermiştir ki, o sırada Ebü Bekr ve Bilâl onunla bera­ber bulunuyordu.
2. Sahabenin ikinci tabakası Dâru'n-Nedve ashabıdır. (Omer îbnu'l-Hattâb müslüman olduğu ve îslâm'ı izhar ettiği zaman, Dâru'n-Nedve'ye Hazreti Peygamberin yanına götürülmüştü. Orada Mekke ehlinden bazıları da Hazreti Peygambere bey'at etmişlerdi.
3. Habeşistana hicret eden sahabe.
4. Sahabenin dördüncü tabakası, cAkabe*dc Hazreti Peygambere bey'at edenlerdir. Nitekim "fulân cakabiy", "fulân cakabiy" denir.
5. Beşinci tabaka ikinci 'Akabe ashabı olup çoğunu Ensar teşkil edi­yordu.
6.Altıncı tabaka, ilk Muhacirler olup Medine'ye girmeden önce Hazreti Peygamber Küba'da iken ona yetişenlerdir. Burada bir de mescid inşa edil­mişti.
7. Bedir gazvesine iştirak edenlerdir ki, Hazreti Peygamber bunlar hak­kında "Allah, elbette ehl-i Bedre muttali olmuştur; dilediğinizi yapınız; Allah sizi mağfiret etti" buyurmuştur.
8. Bedir ile Hudeybiye arasında- hicret eden sahabîler.
9. Dokuzuncu tabaka, Rızvân bey'atine katılanlar olup» Allah Ta'âlâ haklarında "ağaç altında sana bey'at eden mü'minlerden Allah elbette razı oldu" âyetini inzal buyurmuştur [325]. Rızvân bey'atı, Hudeybiye'de, Hazreti Peygamberin Kureyşli kâfirler tarafından umreden menolunması üzerine vu> kubulmuştur. Burada Hazreti Peygamber, gelecek sene umre yapmak için Kureyşlilerle bir de anlaşma imzalamıştı. Hudeybiye bir kuyunun bulunduğu yerin ismi idi ve bu kuyunun yakınında bir de ağaç vardı. Bu ağaç sonradan kaybolmuştur.
10. Onuncu tabaka, Hudeybiye ile Mekke'nin fethi arasında hicret eden sahabîlerdir. Bunlar arasında Hâlid İbnu'l-Velld. cAmr lbnul-cÂş, Ebü Huray-ra ve daha bir çok kimse vardı. Hazreti Peygamber Hayber'i aldığı zaman her taraftan muhacirler akın ediyorlar, o da Hayber ganimetlerini bu muha­cirlere dağıtıyordu.
11.Bu tabaka, Mekke'nin fethi üzerine müslümau olan Kurcyşlilenleıı bir cemaattır. Bir kısmı tâat üzere müslüman olmuş, bir kısnn da kılıç, kor­kusu ile İslâm'a girip zamanla alışmışlardı.
12. Nihayet onikinci tabaka, Hazreti Peygamberi Mekke'nin fethi sıra­sında ve veda haccıııda gören çocuklardır. Es-Sâ'ib İbn Yezîd ve 'Abdullah Ibn Salebe bunlardandır. Btı ikisi Hazreti Peygambere gelmişler, o da onlar için ve isimleri uzayıp gidecek diğer kimseler için duada bulunmuştur. Ebu'l-fııfeyl'Âmir tbn Vasile ve Ebü Cuheyfe Vehb İbn cAbdillah da Hazreti Pey­gamberi tavaf esnasında ve Zemzem yanımla görenlerdendi [326]


   

Peygamberimizin Üstünlügü
Kelâm ilminin Doğuşu

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz