Selam vermek veya almak farz mı sünnet mi?
Selam vermek veya almak farz mı sünnet mi?
KARDEŞLERİM! Bilindiği üzere İslam dini güzel ahlakı tamamlamakta ve insanlar arasında iletişimi kuvvetlendirip birbirinden emin olmayı sağlamaktadır.‘’Müslümanlar kardeştir’’ ilkesiyle hareket edip güçlü bağları oluşturmak en temel vazifemizdir. Selam vermekte böyledir. Müslümanlar arasında dostluk ve iyi niyet emaresi olarak selamı görmekteyiz. Zira selam veren kişi aslında ’’Sana geldim ama benden sana zarar gelmez, ben senin ancak iyiliğini istiyorum. Barış için buradayım. Sana zarar verecek şeylere karşı da Allah’tan sana himaye dilerim’’ anlamlı, niyetini ortaya koymaktadır. Fakat şu ince hususa dikkat etmeliyiz. Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Buna dayanağımız ise Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de Allah bize şöyle buyurmaktadır:

“Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.’’ (Nisa Suresi / 86. Ayet). Ayetlerin tefsirini okuyun.

Yukarıdaki ayet de bildirdiği üzere Rabbimiz bizden selamı almamızı ve ya aynı şekilde ya da daha güzeliyle karşılık vermemizi istiyor. Bu ayet net bir şekilde selama icabet etmeyi göstermektedir. Selam vermek aynı zamanda gittiğiniz ortamda bir eminlik vazifesi görmekte, selam verdiğiniz kişilerle aranızda bir güven bağı kurmasına yardımcı olmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak Resûlü Ekrem efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“EbûHüreyre (ra)’den rivayete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; İman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir işi göstereyim mi? Selamı aranızda yaygınlaştırınız.” (Müslim, İman: 17; EbûDâvûd, Edeb: 27)

Selam vermenin de belli kaideleri vardır. Uygulama şeklimizi yine Peygamberimizden öğreniyoruz. Efendimiz (s.a.v) başka bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyurmaktadır:

“Binitli yürüyene, yürüyen oturana, az olan guruba selam verir.” İbn’ülMüsenna kendi rivayetinde şunu da ilave etmektedir: “Küçükler büyüklere selam verir.” (Buhârî, İstizan: 17; Müslim, Selam: 27)

Ledun ilminin sahibi Peygamber efendimiz (s.a.v) aramızdaki bağların daha kuvvetli olması için selamı aramızda yaygınlaşmasını istiyor. İslam dini mensubları için selam vermek, ortak bir dildedir. Zira ‘’Selamunaleyküm’’ cümlesi her dilde ortaktır. Evrensel olarak anlaşılan bir hitap şeklidir.

Selam vermek aslında hem bir duadır. Karşımızdakine ‘’Allah’ın selamı üzerine olsun’’ demekteyiz. İlk olarak çıkış şekli Hz. Adem’in meleklere karşı kullandığı bir hadisi şerifte (1) rivayet edilir. Meleklerde ona ‘’Aleykümselam ve rahmetullah’’ diye mukabele de bulunmuşlardır.

Son olarak dediğimiz üzere, selamı vermek sünnet, almak ise farzdır. Selamı aramızda yaygınlaştıralım ve selam verene de en güzel şekilde selam verelim. Yazımızı şu Hadis-i Şerif ile bitiriyoruz:

“Üç şeyi her kim bir araya getirebilirse imanı da tamam toplamış olur. Nefsine karşı olsa da insafı elden bırakmamak, herkese selamı yaymak, fakir iken de infak etmek.”(Buhari, Ammar Bin Yasir’den rivayetle.)

Selamın Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatü. Allah’a emanet olun.

(1)RiyazüsSalihin

Bunu paylaş:
Selam vermek veya almak farz mı sünnet mi?
KARDEŞLERİM! Bilindiği üzere İslam dini güzel ahlakı tamamlamakta ve insanlar arasında iletişimi kuvvetlendirip birbirinden emin olmayı sağlamaktadır.‘’Müslümanlar kardeştir’’ ilkesiyle hareket edip güçlü bağları oluşturmak en temel vazifemizdir. Selam vermekte böyledir. Müslümanlar arasında dostluk ve iyi niyet emaresi olarak selamı görmekteyiz. Zira selam veren kişi aslında ’’Sana geldim ama benden sana zarar gelmez, ben senin ancak iyiliğini istiyorum. Barış için buradayım. Sana zarar verecek şeylere karşı da Allah’tan sana himaye dilerim’’ anlamlı, niyetini ortaya koymaktadır. Fakat şu ince hususa dikkat etmeliyiz. Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Buna dayanağımız ise Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de Allah bize şöyle buyurmaktadır:

“Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.’’ (Nisa Suresi / 86. Ayet). Ayetlerin tefsirini okuyun.

Yukarıdaki ayet de bildirdiği üzere Rabbimiz bizden selamı almamızı ve ya aynı şekilde ya da daha güzeliyle karşılık vermemizi istiyor. Bu ayet net bir şekilde selama icabet etmeyi göstermektedir. Selam vermek aynı zamanda gittiğiniz ortamda bir eminlik vazifesi görmekte, selam verdiğiniz kişilerle aranızda bir güven bağı kurmasına yardımcı olmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak Resûlü Ekrem efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“EbûHüreyre (ra)’den rivayete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; İman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir işi göstereyim mi? Selamı aranızda yaygınlaştırınız.” (Müslim, İman: 17; EbûDâvûd, Edeb: 27)

Selam vermenin de belli kaideleri vardır. Uygulama şeklimizi yine Peygamberimizden öğreniyoruz. Efendimiz (s.a.v) başka bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyurmaktadır:

“Binitli yürüyene, yürüyen oturana, az olan guruba selam verir.” İbn’ülMüsenna kendi rivayetinde şunu da ilave etmektedir: “Küçükler büyüklere selam verir.” (Buhârî, İstizan: 17; Müslim, Selam: 27)

Ledun ilminin sahibi Peygamber efendimiz (s.a.v) aramızdaki bağların daha kuvvetli olması için selamı aramızda yaygınlaşmasını istiyor. İslam dini mensubları için selam vermek, ortak bir dildedir. Zira ‘’Selamunaleyküm’’ cümlesi her dilde ortaktır. Evrensel olarak anlaşılan bir hitap şeklidir.

Selam vermek aslında hem bir duadır. Karşımızdakine ‘’Allah’ın selamı üzerine olsun’’ demekteyiz. İlk olarak çıkış şekli Hz. Adem’in meleklere karşı kullandığı bir hadisi şerifte (1) rivayet edilir. Meleklerde ona ‘’Aleykümselam ve rahmetullah’’ diye mukabele de bulunmuşlardır.
Son olarak dediğimiz üzere, selamı vermek sünnet, almak ise farzdır. Selamı aramızda yaygınlaştıralım ve selam verene de en güzel şekilde selam verelim. Yazımızı şu Hadis-i Şerif ile bitiriyoruz:
“Üç şeyi her kim bir araya getirebilirse imanı da tamam toplamış olur. Nefsine karşı olsa da insafı elden bırakmamak, herkese selamı yaymak, fakir iken de infak etmek.”(Buhari, Ammar Bin Yasir’den rivayetle.)
Selamın Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatü. Allah’a emanet olun.
(1)RiyazüsSalihin