3- Kitap okuyan veya iş yapan yanında Kur'an-ı kerim okumaya başlamak, onlar dinlemezse günah olur. Birinin okuyup, başkalarının sessizce dinlemeleri gerekir. İşi olanların dinlemeden işlerine gitmeleri günah olmaz. Kur’an-ı kerimi dinlemek, farz-ı kifayedir. (Halebî-yi kebir)
Farz-ı kifaye, bir kişi onu yapınca, diğerlerinden bu mesuliyet kalkar demektir. Yani bir kişi okunan Kur’an-ı kerimi dinlerse, başkaları dinlemeyip işlerine gidebilir, onlara günah olmaz. Ama orada dururlarsa dinlemeleri gerekir.
2- Camiye girince tehıyyet-ül-mescid olarak, iki rekât namaz kılmak, sünnettir. Kur'an-ı kerim okunuyorsa, sünnet olan bu namaz kılınmaz. Çünkü Kur’an-ı kerimi dinlemek farzdır. Farz-ı kifaye için dahi, sünneti terk etmek evladır. (Eşbah şerhi)
1-Kur’an-ı kerimi dinlemek farz-ı kifayedir. İş gören, uyuyan ve camide namaz kılan veya vaaz veren yanında, yüksek sesle, Kur’an kerim okumaya başlamak günahtır. (Redd-ül-muhtar)
2-Hanefi, Şafi ve diğer mezheplere göre Kur'an-ı Kerim’ i dinlemek farz mı, vacip mi, sünnet mi?
3-Araf suresinin 204. ayetini değerlendiren Hanefî alimleri, buradaki emrin hem namazda ve hutbede hem de namaz dışında geçerli olduğu görüşündedir. Bu görüşü savunan Hanefî mezhebi alimlerine göre, Kur’an’ı dinlemek vaciptir. Eğer bir yerde fıkıh yazan (ilimle meşgul olan) bir kimse olduğu halde, birisi orada Kur’an okur da o kimse de meşguliyetinden ötürü dinleyemezse okuyan günahkâr olur. (el-Bahru’r-râik- şamile- 3/372)
4-Hanefi, Şafi ve diğer mezheplere göre Kur'an-ı Kerim’ i dinlemek farz mı, vacip mi, sünnet mi?
Araf suresinin 204. ayetini değerlendiren Hanefî alimleri, buradaki emrin hem namazda ve hutbede hem de namaz dışında geçerli olduğu görüşündedir.
6-Ancak Hanefî mezhebinde bu dinlemenin (vacip olarak) farz-ı ayın mı yahut farz-ı kifâye mi olduğu konusunda farklı görüşler vardır. En sahih olan görüşe göre bunun farz-ı kifâye olmasıdır. Yani Kur’an okuyanı dinleyen bazı kimseler varsa, vacibin yerine gelmesi için bu yeterli olur.
5-Bu alimlerin (cumhurun) dayanağı söz konusu ayetin, namaz içinde ve hutbe esnasında olduğuna dair gelen sahih bazı hadis rivayetleridir. (bk. Taberî, Razî, İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)
6-467- Kur'ân-ı Kerîm'i dinlemek bir farz-ı kifayedir. Bununla beraber başka bir işle uğraşmakta olan kimselerin yanında Kur'ân âyetlerinin sesli olarak okunması uygun değildir. Bu durumda Kur'ân'ı dinlemeyenler değil, okuyanlar günah işlemiş olur.
7-Bu alimlerin (cumhurun) dayanağı söz konusu ayetin, namaz içinde ve hutbe esnasında olduğuna dair gelen sahih bazı hadis rivayetleridir. (bk. Taberî, Razî, İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)
Cennet irmaklarinin nereden kaynadigi,sarabin cennet halkinin mesrubati olmasi
Ve her kim dünyada sarab icerse ahirette onu icmeyecegi ile cennet ahlaisinin elbiseleri
Ve kullandiklari kablar var,söyleki;
Imam-i Buhari ile baska hadiscileerin rivayet ettikleri hadisi-i serif te;
…muhakkak cennette yüz derece vardir ki Allah onlari Allah yolunda harb eden mücahidler icin hazirlanmistir.Iki derecenin arasi ye rile gök arasindaki mesafe kadardir.Siz Allahtan istediginiz zaman ondan firdevs cennetini isteyiniz.Cünki orasi cennetin en yüksegidir.
Onun üstünde de Allah’in arsi vardir .Cennet irmaklari da Firdevs’den kaynayip cikarlar,
Buyurdu.Cennetin ortasi(yüksekliginden kinaye dir.)Firdevs cennetin enalasi,yahut
Ortasi,yüksek kismidir.Katade böyle tefsir etmistir..diger bazi müfessirler gore;Firdevs cennetin tümünün adidir..
Imam-I Nesai rivayetinde;
Dünya da ipekli elbise giyen, ahirette onu giyemez.
Dünyada sarp icen ahirette sarab icemez,altin kapta yemek yiyen ahirette altin kap icinde yemek yiyemez.Cennet halkinin elbisesi, cennet halkinin mesrubati,cennet halkinin kablaridir.
Alimler;ahirette bu nimetlerde mahrum olunmasi bu islerden tevbe etmeden ölürlerse diye aciklik getiridler
Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen |