Ahkam Tefsirinde 4.Ders"Orucun Farz Oluşu"

#1 von Kurban , 10.05.2021 11:39

Ahkam Tefsirinde 4.Ders"Orucun Farz Oluşu
"Süre Bakara:183"يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ ﴿١٨٣﴾"
184,"اَيَّاماً مَعْدُودَاتٍۜ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَر۪يضاً اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ وَعَلَى الَّذ۪ينَ يُط۪يقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْك۪ينٍۜ فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراً فَهُوَ خَيْرٌ لَهُۜ وَاَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿١٨٤﴾"
Mealleri;"﴾183-184﴿ Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.
185,"شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُۜ وَمَنْ كَانَ مَر۪يضاً اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ يُر۪يدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُر۪يدُ بِكُمُ الْعُسْرَۘ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿١٨٥﴾
"﴾185﴿ O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
186"وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَاد۪ي عَنّ۪ي فَاِنّ۪ي قَر۪يبٌۜ اُج۪يبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِۙ فَلْيَسْتَج۪يبُوا ل۪ي وَلْيُؤْمِنُوا ب۪ي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ ﴿١٨٦﴾"
﴾186﴿ Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler.
187"اُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ اِلٰى نِسَٓائِكُمْۜ هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ عَلِمَ اللّٰهُ اَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَخْتَانُونَ اَنْفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنْكُمْۚ فَالْـٰٔنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُوا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَكُمْۖ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتّٰى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الْاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الْاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِۖ ثُمَّ اَتِمُّوا الصِّيَامَ اِلَى الَّيْلِۚ وَلَا تُبَاشِرُوهُنَّ وَاَنْتُمْ عَاكِفُونَۙ فِي الْمَسَاجِدِۜ تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ فَلَا تَقْرَبُوهَاۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ ﴿١٨٧﴾
Meali:﴾187﴿ Oruç gecesinde kadınlarınızla birleşmek size helâl kılındı. Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz. Sizin kendinizi sıkıntıya sokmakta olduğunuzu Allah bilmiş, tövbenizi kabul etmiş ve sizi bağışlamıştır. Şimdi artık onlarla birleşin ve Allah’ın sizin için yazdığını isteyin. Fecrin beyaz ipi siyah ipinden sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde ibadete çekilmişken kadınlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır; sakın bu sınırlara yaklaşmayın. Allah âyetlerini insanlar için işte böyle açıklar. Umulur ki sakınırlar.
Ayetlerin Lafzi Tahlili:
الصِّيَامُ(Essiyam)Lüğatte savum kelimesi herhangi bir şeyden çekinmek ,onu yapmayı terketmek.
Şeriat de savum,fecri sadıktan güneş batıncaya kadar niyet ederek yeme ,içme ve cinsi münasebeti terketmektir.
فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ (Fe iddetun min eyyamin uhar)sayılacak herhangi bir şey demektir.Cümlesi birlikte ise bir kimse için, Ramazan ayında özür -hastalık ve seferlik hali gibi durumlar da diğer günlerde orucu tut..demektir.
يُط۪يقُونَهُ فِدْيَةٌ (Yutigunehu fidyetun)Oruç tutmakta meşakket ve zorluk çekenler Fideye versin.Fideye kelimesi bir kimsenin şahsı için feda ettiği şey demektir.
Şeriat de ise ,gücünün yetmediği bir ibadeti terk eden kimsenin, onun karşılığı olarak verdiği mala denir.
Fidye bazı yönleri ile keffarete benzer.
شَهْرُ رَمَضَانَ(Şehru Ramazan)
Ramazan ramz kökünden gelir,güneşin yakıcı sıcaklığı anlamına gelir.
Günahları yakması ve bu ayın sıcak aylara denk gelmesinden dolayı Ramazan denmiştir.
الرَّفَثُ (Errefes)Cima öncesi münasebetler demektir.Asıl manası fahiş ve kötü çirkin iş ve sözler demektir.
İbni Abbas r.a ise Cima dır, der.
تَخْتَانُونَ (Tahtanune)Hiyanet kökünden gelir. Hiyanet etmek yada hiyaneti düşünmek demektir.
Hıyanet emanetin zıddıdır.
عَاكِفُونَۙ(Akifune) İtikaf hali, bir yerde durup ayrılmamak demektir.
Taha 91 "Onlar ise demişlerdi;Musa biz dönüp gelinceye kadar o buzağıya tapmakta kaim ve daim olmaktan katiyen ayrılmayacağız"
bu anlamda kullanılmıştır.Allahın rızası amacıyla bir cami de durmak manasına dır.

Ayetlerin İcmali Manası
Allahu teala geçmiş ümmetler de farz kıldığı gibi orucu bu ümmete de farz kılmıştır.Ayrıca farz orucun belli ve sayılı günlerde olduğunu belirtti.
Hasta ve müsafir olanların başka günler de tutmaları yada hiç tutamayanların fidye vermeleri öngörülmüştür.
Orucun farz olduğu ay,Ramazanı ayı olduğu.
Bu ayın Kuran ayı ve dünya ve ahiret mutluluğun kaynağı olan Kuranın kendisin de indiği aydır.
Bu ay da Kadir gecesi bulunmaktadır.Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu Kadir süresin de belirtilmiştir.
Ramazan ayı ve orucu aslın da bir kolaylık olduğu belirtilmiş..Allah ın da bunlar ile kolaylık murad ettiğini açıklamıştır.
Cenabı Hak ayet de kadını vücudu örten ve beşeri isteklerini yerine getirmek bakımından elbiseye benzetmiştir.
İbni Abbas r.a "Onlar sizin için ,siz de onlar için birer elbisesiniz"ayetini tefsir ederken elbise mesken olarak tefsir etmiştir.
Birbirine olan ihtiyac bir meskene olan ihtiyaca benzetilmiştir.
Ancak ramazan ayında geceleri birbirlerine yaklaşmalarında bir beis yok dur denmiştir.
Yalınız Ramazan ayın da itikafa girenlere Bu birleşme ve yakınlaşma yasaklanmıştır.
Zira ibadet anın da dünya zevklerinden uzaklaşmak gerekmektedir.

Ayetlerin Sebebi Nüzulu
a.İbni Cerir Taberinin ,Muaz bin Cebel r.a dan :Rasülüllah a.s medineye teşrif ettikleri zaman , Aşura günü ile her aydan üç gün
oruc tutarlardı.Sonra Allahu teala":Bakara ﴾183-184﴿ Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.Ayeti kerime ile oruc farz klındı.
Bu ayetin nüzulun dan sonra isteyen oruc tuttu.Tutamayan Fidye verdi.
Daha sonra "﴾185﴿ "O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
Bu ayetin inmesiyle bütün sağlıklı ve mukim olan herkes oruc tutmaya başladı.
b.Selamete bin el Ekva r.a nın rivayetin de "Gücü yetmiyenler ise bir yoksulu doyurma fidyesi vermesi öngörülmüştür."
"Femen şehide minkumüşşehre felyesumhu"içinizden kim o aya erişirse onu oruclu olsun,tutsun"ayeti inince muhayyerlik kısmı nesih edilmiş oldu.
Bundan sonra sağlıklı ve mukim bir şahıs kesinlilkle oruc tuttu.Bak Muhari Müslim.
c.Bir arap topluluğu Rasülüllah a.s gelerek "Allahu tealaya yakınlığından mı sessizce yada uzaklığından mı bağırarak yüksek sesle dua ediyoruz"diye sordular.
Ayetin"Kullarım sana beni sorunca,benim onlara yakın olduğumu bildir.Dua edince ,dualarına icabet ederim."Ayeti nazil oldu.
d.Buhari ,Berra bin Azib r.a dan :Sahabiler den bazıları iftar vakti bile oruclarını iftar etmezlerdi.
Öylece yatarlardı,gece ve gündüz öylece oruclu olurlardı.
Sahabe den biri hanımın davetine icabet etmeden yatıp uyuya kaldı ve hanımı kendisinden şikayetci oldu..
Ertesi gün bu durum Rasülüllah a.s ma şikayet edilince;"Oruc günü gecesinde hanmınıza yaklaşmakta size helal kılındı"ayeti nazil oldu.
Buhari ve kurtubi de geçen şekliyle:
Bütün gece facri sadık olana kadar,ak iplik kara iplikten ayırt edilinceye kadar (sahur)da yeyin,sonra gece oluncaya kadar oruclu olun "ayeti nazil oldu.
Ayetler deki Şeri Hükümler
1.Hüküm:
Ramazan Orucun dan önce müslümanlara oruç farzmıydı?
"O sayılı günlerdir"ayetin zahirine göre müslümanlara farz olan oruc,Ramazan ayı günleridir.
İbni Abbas ve Hasan r.a dan rivayet edilen ve İbni Ceriri Taberinin de tercih ettiği görüşe,
Ve çoğu müfessirlere göre Ramazan ayı orucu dur.
Katade ve Ata dan "Müslümanlara daha önce her aydan üç gün oruç tutmak farz kılınmıştı.Sonra ise Ramazan ayı orucu farz kılındı.Rivayet edildi.
Bu görüşü ayetin:Gücü yetemiyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye lazımdır"kısmıdır.
Zira Ramazan ayında muhayyerlik yoktur ve zaman tayin edilmiştir.
Bu sebepten ayet de geçen,belli günler de oruç tutmak Ramazan ayı orucunun dışında bir oruçtur.
2.Hüküm:
Allah'u tela hasta ve müsafire rahmeti gereği Ramazan ayı orucunu yemeyi mübah kılmıştır.
Fakihler hangi hastalığın orucu yemeyi mubah kılacağı konusun da ihtilaf etmişlerdir.
1.Ata ve ibni Şirin den yapılan rivayete dayandırılan görüşe ve Zahirilerin de savunduğu görüşe göre:
Kısa bir yolculuk yada parmak ve diş ağrıları da olsa hastalık ve yolculuk orucu yemeyi mubah kabül eder.
Zira ayet de hastalığın ağırlığı ve yolculuğun ne kadar uzun olduğu belirtilmemiş.
Davudu Zahiriye göre:Yolculuk takriben 8 km seferi olmak için yeterlidir.
Kısa müddet için yolculuk yapan da müsafirdir.
2.Bazı alimlere göre oruc yeme ruhsatı,orucu tuttuğu zaman çok zorluk çekecek olursa,hasta ve yolcunun orucu tutmama ruhsatıdır.
3.Görüş ise çoğu fakihler ve ehli sünnet alimlerin, 4 Mezhebe mensub olanların görüşüdür.
Buna göre;Hastayı yoran,iyileştirmesini geçiktiren zahmet ve yorgunluğa sevk eden uzun yolculukta orucu yemeyi mubah kılar.
Cumhurun Delili de:
Çoğu fakihlere göre insana zorluk vermeyen yolculuklar da orucu yemek mubah olmaz.
Parmağı ve dişi ağrıyan insan için bu ruhsat yok dur.Zira bir orucu zorlayan bir güçlük yoktur.
Sahih olan cumhurun görüşüdür.Zira oruç yeme ruhsatı ,kolaylık ve zorluğu gidermektir.Kolaylığın sağlanması ,zorluğun bulunduğu yerde olur.
İmamı Kurtubi Bu konu da şöyle der;
Hastalığın iki çeşidi vardır.
a.Oruç tutamıyacak durumda olanın oruç tutması haramdır.
b.Orucu güçlükle tutabilen için oruç yemesi müstehab dır.
c.Ağır durum da olmayıp,hastalığı artması söz konusu olanların oruç yemesi sahih olur.
Yaklaşık malikiler de bu görüştedir.

3.Hüküm
Hangi Yolculuk Oruç Yemeyi Mübah kılar?
Fakihler arasın da ,bir kimsenin oruc yiyebilmesi için,yolculuğunun uzun olması gerektiği hususunda ittifak etmişlerdir.
Fakat uzunluğun miktarı konusun da ihtilaf etmişlerdir.
a.İmamı Azam Ebu Hanifey ve İmamı Sevri ye göre;
Oruc yemeyi mubah kılan yolculuk,3 gün,3 gece dir.
Bu ise 24 fersahtır.Bir fersah takriben 8 km dir.8 çarpı 24 eşittir=192 km dir.
İmamı Azamın Delilleri;
1.Oruç yeme de 3 gün yolculuğun olmasın da icma vardır.
2.Rasülüllahın hadisin de "Mukim kimse 1 gün ve bir gece ayağından mestini çıkarmaksızın mesh yapar.
Müsafir ise 3 gün 3 gece cıkarmadan mesh eder.
Ruhsatlar ancak şeriatın tayin ettiği ölçüler dir.
Bu ise 3 gün 3 gece yolculuk dur.
Buhari Kasrissalat babın da Abdullah ibni Ömer den yapılan rivayet de:Bir kadın yanın da mahremi olmadan 3 günden fazla yolculuk yapamaz.
Bu hadis den anlaşılan seferilik üç gün dür.Bundan daha azi seferi değildir.
Ebu Hanife(r.a)den başka bir görüş;
1.Evinden ayrıldığı gün,Yalınız yolculuk yaptığı gün,3.Gideceği yere ulaştığı gün.Buna göre oruc yemeyi
mubah kılan seferin 3 gün yapılan yolculuktur.İbadetler de ihtiyatla amel etmek daha münasibdir.
İmamı Şafi ve İmamı Malike göre:
Oruc yemeyi mubah kılan miktar 2 gün 2 gece dir.Bu müddet 8 çarpı 16 eşittir=128 km dir.
Delilleri;Zira iki günün yolculuğuna tahammül etmek de zorluk vardır.
İbni Abbas dan yapılan rivayet de"Ey Mekkeliler!Yolculuğunuz dört Bürd den az olursa Namazlarınızı tamam kılınız.
Eğer Mekkeden Asfahana kadar giderseniz namazınızı seferi olarak kılınız.
Not:Bir Bürd,4 Fersahtır.Yani 4 çarpı dör 16 fersah eder.16 çarpı 8 ise 128 km eder.
İmamı Şafi,Ata ve İbni Abbas dan yapılan rivayet de "Arafat'a giden kimse namazını kısaltabilir mi?sorusuna Hayır dedi.
Merru ez Zehrana giden kimse
seferi olur mu?
İbni Abbas r.a Hayır dedi ve ekledi;
Cidde ve asfahan ve Tayife giden kimse namazını kısaltabilir,dedi.
Malikinin görüşü ise Kurtubinin naklettiği "Abdullah ibni Ömer r.a İbni Abbas dan yolculukları 4 bürde ulaştığın da
oruclarını yer ,ve namazlarını seferi olarak kılardı.denilir.der.
Ancak Malikiye göre Sefer müddeti en az bir gün bir gecedir.
Buhariden geçer:"Allaha ve ahiret gününe inanan kimse bir gün ve bir gece yanın da mahremi olmadan yolculuk yapması helal değildir.
Evzayi göre ise Oruc yemeyi mubah gören miktar 1 gündür.
Bir günden az olan yolculuklar, az olan yolculuklar dır.Mukim kimse çoğu kez bu az yolculuğu yapar.
Müsafir yolculuk aynı günde evine dönemiyecek olan kimsedir.
Bu ise bir günden fazla olan yolculuklardır.
4.Hüküm
Müsafir ve Hasta için Oruç Yeme,Ruhsat mıdır yoksa Azimet midir?

İmamı Azam ve İmamı Şafi r.a ve İmamı Malike göre:
Yolculukta rahatlıkla tutabilen kimse için ,orucunu tutmak daha faziletlidir.Zira Ayet de "Oruç tutmanız sizin için hakkınız da fidye vermekten
daha hayırlıdır."buyurulmuştur.
Sefer de ise rahatlıkla tutamayan orucunu açması daha faziletlidir.Ayet de "Allah size kolaylık diler,güçlük istemez"buyurulmuştur.
İmamı Ahmed bin Hanbele r.a göre;
Ruhsatı tercih ederek,orucunu açmak daha faziletlidir.
Cumhur alimler görüşü tercihe daha layıkdır.
Zahirilere göre ise:
Hasta ve yolcunun oruç yemesi farzdır.Ayrıca Hasta ve yolcu iken tutulan oruçlar Ramazan orucun yerine geçmez.
Ayet de "oruç tutamadığı günler yerine başka günler de tutar"kısımı bir emirdir..Emirden farz anlamı çıkar
Rasülüllah'ın"Sefer de oruç tutmak sevab değildir"ifadesi de hasta ve müsafirin oruçu yemesi farz olduğunu bildirir.
Ayrıca Zahiriye göre Orucu yemek azimet dir. Bu görüş bazı Selef alimleri tarafından da rivayet edilmiştir.
Cumhura göre ise Seferinin oruç yemesi ruhsat dır.
5.Hüküm:
Yolculuk ta oruç tutmak mı ,yemek mi daha faziletlidir?
İmamı Azam,Ve Şafii ve Malik r.a göre;
Yolculukta rahatlıkla tutabilen kimse için,orucunu tutmak daha faziletlidir.
Ayet de "Oruç tutmanız sizin hakınız da yemenizden ve fidye vermenizden daha hayırlıdır"
buyurulmuştur.
Sefer de ise rahatlıkla tutamayan kimsenin"Allah size kolaylık diler,güçlük istemez"buyuruğu ile teyid edilen görüş,orucu yemesidir.
6.Hüküm:
Kazaya kalan Ramazan orucunu ,diğer bir zaman ara vermeden kaza etmek farz mı dır?
Cumhur alimlerine;Ebu Hanife,Şafii,Maliki,Hanbeli ve diğer Ehli sünnet e göre Kazaya kalan Ramazan orucunu
başka bir zaman da dilediği şekil de aralıklı veya aralıksız tutması caizdir.Ayet de bu konuda herhangi bir tayin ve takib ifadesi
yokdur.
Bu konuda Ebu Ubeyde den yapılan bir rivayet de;Dileyen orucunu aralıksız dileyen aralıklı orucunu tutar.
Ancak Bu konuda Hz.ALi ve Hz.Ömer den yapılan bir rivayet de Aralıksız olarak kazasının yapılması farzdır..ifadesi vardır.
Bu konu da yine Cumhurun görüşü tercih edilir.
7.Hüküm:
Ayetde geçen"güçü yetemiyenler "kimlerdir?
Hernekadar bazı alimler burada nesih vardır deseler de Buhari;Ata, oda İbni Abbas r.a dan "Güçü yetmiyenlerin üzerin de bir yoksul
doyumu bir fidye lazımdır."ayetin hükmü ,nesih edilmemiştir.
Zira bu fidye çok yaşlı ve oruç tutamıyacak derece de hasta olanlar için dir. Yedikleri her gün için fidye verirler.
8.Hüküm
"Hamile ve Emzikli Kadınların,Ramazan Orucu tutup tutamayacağı hakkındaki Hüküm nedir?"

Hamile ve emzikli kadın kendisi veya çocuğundan endişe ederek korkarsa orucunu açar.
Çünkü onların durumu hastanedekiler hükmündedir.
Hasanı Basriye göre "hamilelik den daha ağır bir hastalık yok dur."Fakihlere göre orucunu yer ve yerine gününe gün oruç tutar.
Bu konuda ittifak vardır.
Hem kaza ve hem de fidye vermeleri konusunda alimler arasın da ittifak yokdur.
İmamı Azam Ebu Hanifeye göre:
Yalınız kaza etmeleri gerekir.Zira Hamile ile emzikli kadın hasta gibidir.Yalınız kaza etmesi yeterlidir.
Çok yaşlı erkeğin de orucu tutması farz değildir.Tutamadığı zamanlar için fidye verir.
İmamı Şafiye ve imamı Hanbele göre hem kaza eder,hem de fidye verir.
Eğer hem kendi ve hem de çocuklarının hayatından endişeli olurlarsa sadece oruclarını kaza eder.
9.Hüküm
Ramazan Ayı Başlangıcı ne ile Tesbit edilir?

Cumhura göre Ramazan ayı başlangıcını tesbit için ,adil bir kişinin ayı gördüğüne dair şehadeti kafidir.
Zira İbni Ömer den yapılan rivayet de "Halk ile beraber Ramazn ayı hilalini görmeye çalışıyordum,Ayı görerek Rasülüllaha haber verdim.
O orucu tuttu.Halka da oruç tutmalarını emretti.Ebu Davud,Hakim Ebu Hayyan
Bu konuda bakara 189"Sana yeni doğan ayları sorarlar .De ki ;O insanların faidesi için bir de Hacc için vakit ölçüleridir".
Bazı görüşlere göre ise adil bir kimsenin görmesi de yeterlidir.Eğer hava bulutlu olurda ayı göremezseniz şaban ayını otuza tamamlayınız
rivayeti vardır. Buhari ve Müslim
İmamı Malike göre ayın görülmesin de iki adil kişi nin,Biz ayı gördük demeleri yeterlidir.
Zira bu konuda şehadet iki adil kişi nin şehadeti ile sabit olur.
10.Hüküm
Ramazan ayı hilalinin,ülkelere göre doğuş yerlerinin farklı oluşuna itibar edilirmi?

Hanefi,Maliki ve Hanbelilere göre;
Ülkelerin ayın doğuşunun farklı oluşuna itibar edilmez.Bir ülkede ayın görülmesi diğerlerine de oruç tutmaya yeterlidir.
Zira hadisi şerif de "Ayı gördüğünüz aman oruç tutunuz,Şevval ayını görün ce de bayram ediniz"buyurulmuştur.
Bir müslüman dünyanın görmesi tüm diğer müslüman ülkelerin görmesi gibidir.
İmamı Şafiye göre,Ramazan ayı hilalini her şehir halkının ayrı ayrı görmesi lazımdır.Bir şehir halkının ayı görmesi diğer şahirler için yeterli değildir.
11.Hüküm
Hata ile Ramazan Orucunu Bozan Bir Kimsenin Hükmü Nedir?

Fakihler,Ramazan ayında oruç tutan kimsenin "Güneş battı"zannıyla orucunu açması veya "şafak atmıştır zanniyle sahur yemeği
yemesinden sonra yanıldığı ortaya çıkarsa ,onun orucu kaza edip edemeyeceği konusun da ihtilaf vardır.
Cumhur alimlerine göre;
(Hanefi,Maliki,Hanbeli ve Şafii ye )bu iki durum da da orucu kaza etmesi gerekir.
Zahiriye ve İmamı Hasanı Basriye göre bu iki durumda da orucu kaza etmesi gerekmez.
Ahzab 5"Hata ettikleriniz de üzerinize vebal yoktur."
Hadisi Şerifde "Ümmetimin hata ve unutma ve zorla yaptıkları şeylerin sorumluluğu yoktur.
Tercih Cumhurun görüşüdür.
12.Hüküm
Cünüblük Oruç Tutmaya Engel midir?

"..Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınız da yazdığını isteyin"ayeti cünüblüğün orucu bozmadığına delildir.
Zira sahur da cinsi münasebet yasaklanmamıştır. Cünüb halde sabahlayanın da orucu sahihdir.
Orucunuzu cünüb olarak sabaha çıkan kişinin orucu sahih olmasaydı,orucunuzu tamamlayanız diye emretmezdi.
Bu konu da Hz.Ayşeden bir rivayet de"Rasülüllahın oruçlu olduğu hal de cünüb olarak yatar.
Daha sonra güslünü yaparak sabah namazına giderdi.denilmekte.
Rasülüllahın orucluyken cünüb olduğu görülmektedir.Buna göre cünüblük oruca zarar vermez.
13.Hüküm
Nafile Oruc Tutan Kimse,Orucunu Bozarsa Kaza Etmesi Farz mı dır?

Fakihler bu konu da ihtilaf etmişlerdir.
Hanefi mezhebine göre nafile oruç tutan kimse orucunu bozma halin de onu kaza etmesi farzdır(vacibdir)
Zira nafile oruca niyet etmekle orucu kendine vacib etmiş oldu.
Daha önceden yaptığı niyetini yerine getirmesi vacib dir.
a."Sonra geceye kadar orucu tamamlayın"ayeti bütün oruçları içeirir, tutmaya başlayan orucunu tamamlamısı emir edilmiştir.
Farz ve nafile orucların bütününü içerir.Buna göre nafile oruçlara niyet edilince onu tamamlamak da farzdır.
b.Hz. Ayşeden yapılan bir rivayet de"Hafsa ile beraber nafile orucunu tutmuştuk.Bize beğendiğimiz bazı yiyecekler hediye edildi.
Rasülüllah'a bu durumdan haberdar edince "öyleyse ona karşılık kaza olarak bir gün oruç tutun"buyurdular.

Şafii ve Hanbeli mezhebine göre. orucunu bozduğu halde kaza etmesi farz değildir.Zira nafile oruç tutan kimsenin
orucunu tutması ve tutmaması konusun da muhayyerdir.
Ayet de "iyilik edenlere karşı bir yol yoktur."Nafile orucu tutanların orucunu bozduğu takdir de onu kaza etmesinin
farz olmadığının delilidir.
Hakim İsnadın da"Nafile oruç tutan kimse serbest dir. Dilerse orucunu tutmaya devam eder.Dilerse orucunu açar."

Maliki mezhebine göre de nafile orucunu tutan kimse ,orucunu bizzat kendi isteğiyle bozarsa,kaza etmesi farzdır.
Eğer kendi rızasının dışın da orucunu bozarsa kaza etmesi farz değildir.
Bu konu da İmamı Azamın görüşü tercihe layıkdır. Zira Rasülüllah nafile orucun kaza edilmesini emretmiştir.

14.Hüküm
İtikaf Nedir ve Hangi Camiler de Yapılır.?

İtikaf bir kimsenin herhangi bir maksadla bir yer de durmasıdır.
Şeriat da:
İbadet maksadıyla Beytullah da durmaktır.
İtikaf eski ümmetlerin şeriatlarında da vardır.
Bakara 125 de:"İbrahim ve ismaile de evimi tavaf edenlere,kalanlar,rüku ve sücud eyleyenler için titizlikle temizleyin
diye emir etmiştir.
Bakara 18 de"...Mescidler de itikaf da ibadet niyetiyle bulunduğunuz zaman kadınlarınıza geceleri de yaklaşmayın".

İtikafın hangi cami ve mescidler de olacağı konusunda ihtilaf ettiler.
Bazı alimlere göre itikaf,sadece Mescidi haram,Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa da olur.
Başak Mescidler de itikaf olmaz.Bu görüş Said bin Museyyebin görüşüdür.
Diğer bazı alimlere göre itikaf ancak cematları çok olan camiler de olur.
Bu İmamı Malik ve İbni Mesud .ra ın görüşüdür.
Cumhura göre;
İtikafın hangi mescid de olursa olsun yapılması caizdir.
Zira ayet de itikafın yapılacağı mescidler belirtilmemiştir.İtikafın mescidler de yapılacağı konusun da alimler arasın da
ittifak vardır.
Kadınlar ise itikafı kendi evlerin de yaparlar.Çünkü onlar,ayetin hükmü dışındadır.
15.Hüküm:
İtikaf Müddeti Ne Kadar dır?
İtikaf süresin ce oruç tutmak,onun şartlarındanmıdır?

itikafın süresi konusun da fakihler ihtilaf etmişlerdir.
Hanefilere göre; En az bir gün bir gece dir.
Hanefiye göre itikaf ya biran için de olsa mescid de bulunmak mendub itikafdır.
Ramazanın son on günlerinde itikaf ise sünnetdir.
Nezir edilen itikaf ise vacib itikafdır.
İmamı Malike göre itikafın süresi en az 10 gündür.
İmamı şafii ye göre itikafın süresi yoktur.İtikaf oruç tutmadan da olur.
Cumhura göre;
Hanefi,Maliki ve Hanbeliye göre oruç tutma dan itikaf olmaz.
Bu konuda Hz Ayşe den yapılan bir rivayet vardır.İtikaf yap,oruç tut..

 
Kurban
Beiträge: 1.013
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010

zuletzt bearbeitet 30.05.2021 | Top

   

Ahkam Tefsirin de 5.Ders/Haccın Farziyeti ve Umre
Kuranı Kerimi Tanıyalım

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz