397. HUTBE: ANNE-BABANIN ÜZERİNDE EVLAD HAKKI

#1 von M.Hoca ( Gast ) , 09.07.2015 12:03

397. HUTBE: ANNE-BABANIN ÜZERİNDE EVLAD HAKKI
1.KISIM
Aziz ve Asil Mü'minler!
Kulluk kitabımız Kur'an-ı Kerim'de yüce yaratıcımız olan Allah-u Teala şöyle
buyuruyor: "Ey İman Edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve
taşlar olan bir ateşten koruyun Onun üzerinde sert, şiddetli, Allah'ın
kendilerine emrettiğine isyan etmeyen ve ne emrolunurlarsa yapan melekler
(zebaniler) vardır." (Tahrim: 6)"Veya onları erkekler ve kızlar olmak üzere
(beraber) çift (ikiz) olarak verir. Dilediğini de kısır bırakır. Muhakkak
ki O, Alim (hakkıyla bilen)dir, Kadir (herşeye gücü yeten) dir." (Şura:
50)"Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. (Neticesi) kalıcı olan salih
amel ise, Rabbinin katında sevabca daha hayırlıdır, ümit bağlamak cihetiyle
de daha hayırlıdır." (Kehf: 46)"Kadınlar ve oğullar, yığılmış yüklerle
altın ve gümüş yığınları, salma atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler
(kabilin)den nefsin arzu duyduğu şeylerin sevgisi insanlara süslendi (güzel
gösterildi) Bunlar dünya (geçici) hayatının menfatidir. Halbuki varılacak
olan yeri güzeli ancak Allah katındadır." (Al-i İmra: 14)
Muhterem Müminler!
Geçen Cuma, ana-baba hakkından bahsettik. Bugün de evlet hakkından
bahsetmeye çalışacağız inşallah. Çocuklarımız, ister erkek, isterse de kız
olsunlar; hepsi de bize Allah tarafından emanet olarak verilmiş birer
nimettirler. Dünya adına bir zinnettirler. Şu fani alemde iyi bir zurriyet
ve salih bir evlat, nimetlerin en büyüğüdür. Bundan dolayı Nebi ve
murseller, Alah'tan salih bir nesil istemiş ve dualarında da bunu dile
getirmişlerdir. Örneğin Hz. İbrahim (as). O, şöyle dua ediyordu: "Bana
salihlerden (olacak bir çocuk) ihsan eyle! Bunun üzerine (biz de) onu halim
bir oğul (olan İsmail) ile müjdeledik." (Saffat: 100-101). "İhtiyar hal
(im)de bana İsmail'i ve İshak'ı ihsan eden Allah'a hamd olsun! Şüphesiz ki
Rabbim, elbette (her) duayı hakkıyle işitendir." (İbrahim: 39) Zekeriyya
(as)'ın duası: "Zekeriyya'yı da (yad et) Hani (o da) Rabbine:" Rabbim! Beni
tek bırakma; sen (herkes fena bulduktan sonra, baki kalarak) varislerin en
hayırlısısın diye nida etmişti." (Enbiya: 89)
Muhterem Müslümanlar!
Evet, çocuklarımız ilahi bir nimet ve anne-babanın elinde bir emanet,
omuzlarında ise büyük bir sorumluluktur. Dolayısıyle her çobana güttüğü
sürüden hesap sorulacak; korudun mu yoksa zayı mı ettin diye? Ta ki, kişiye
ev halkından da hesap sorulacak ne yaptın diye? Bir hadisi şerifte
peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: "Kişiye, bakımlarıyla sorumlu
olduklarını zayı etmesi, ona günah olarak yeter!"
Anne ve babanın üzerinde evlet hakları vardır ve onları Allah ve Resulunun
beyan ettiği üzere evlatlar üzerinde eda etmek vaciptir. Çocuğun baba
üzerinde ki haklarındandır ona, temiz saliha, ıslah edici ve temiz bir anne
seçmesi...Ta ki, iyi çocuklar, kız ve oğlanlar yetiştirsinler diye. Yine
peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: "Nutfeleriniz için araştırma
yapınız. Zira, ırk ta esastır." (Buhari) Yani, ataların, anne ve babaların
huyları kalıtım yoluyla geçer. Evet müslüman babanın üzerine vaciptir ki,
iyi ve terbiyeli bir nesil yetiştirmek için saliha bir zevceyi ihtiyar
etmek (seçmek) Güzel nebat, iyi ve temiz topraktan gelir. Aynen bunun gibi
çok önem verip araştırmak lazım.
Aziz ve Muhterem Müslümanlar!
Bakınız bu konuda mevlamız olan Allah (c.c.) ne buyuruyor: "(Toprağı) iyi
olan beldeye gelince, onun bitkisi, Rabbinin izniyle, (güzel) çıkar. Kötü
olanı ise ancak zor çıkar (çıksa da pek faydası olmaz) Şükredecek bir kavim
için ayetleri böyle açıklıyoruz." (Araf: 58). "Kadınlarınız sizin için bir
tarladır; öyle ise tarlanıza dilediğiniz şekilde gelin ve kendiniz için
(salih amellerle) hazırlık yapın! Hem Allah'tan sakının ve gerçekten siz
O'na kavuşacak kimseler olduğunuzu bilin! (Ey resulüm!) O halde mü'minleri
müjdele!" (Bakara: 223)
Burada görüldüğü gibi, ekin ekilecek tarla verimli ve toprakta elverişli
olmalıdır ki, ekilen şey güzel ve temiz olsun. Yine ebeveyn'e gereken
görevlerden biri de, çocuğuna iyi bir isim vermesi. İsimlerin en güzeli
peygamberimiz (s.a.v)'in beyayına göre; "Abdullah, Abdurrahman vb.leridir."
(Müslim ve Ebu Davud)Peygamberimiz (s.a.v) başka bir hadisinde; "Sizler
kıyamet günü isimleriniz ve babakrınızın isimleriyle çağırılacak sınız.
Öyleyse isimlerinizi güzel seçin (koyun)" (Ebu davud)
Çocuğun anne üzerinde hakkı ise sütünü emzirmesidir. Dolayısıyle
emzirilmek, evladın, anne üzerindeki haklarından dır. Bir ayette şöyle
beyan edilir: "Anneler de emzirmeyi tamamlamak isteyen (baba) için,
çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Çocuk kendisinin olan (babaya) da,
meşru (örfe uygun) bir şekilde onların (annelerin) yiyecek ve giyecekleri
(ni temin etme borcu) vardır. Kimse gücücün yetmeyeceği şeyle mükellef
tutulamaz. Ne anne, yavrusu yüzünden ne de çocuk kendisinin olan (baba)
çocuğu yüzünden zarara uğratılır. (Baba öldüğü zaman) mirasçının üzerine de
bunun aynısı (borçtur) Artık (anne ile baba) kendi rızalarıyle ve müşavere
ederek (çocuğu sütten) ayırmak isterlerse, bundan dolayı ikisinin üzerin
bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (süt anneye) emzirtmek isterseniz,
verdiğiniz (ücret)i güzellikle teslim ettiğiniz taktirde artık size bir
günah yoktur. O halde Allah'tan sakının ve bilin ki şüphesiz Allah, ne
yapıyorsanız hakkıyle görendir." (Bakara: 233)
Değerli Din Kardeşlerim!
Çocuğu mezirme anne üzerine vacibtir. Emziren annenin nafakası da babaya
aittir. Eğer bir anne özürsüz çocuğunu emzirmezse ve cimrilik yaparsa,
çocukların haklarını zayı etmiştir. Çünkü anne sütünün yerini başka hiçbir
şey tutmaz. Zaruret hali mustesna. Bunun en iyi delili; Allah çocuğu
yarattı günlük yiyeceğini ve rızkını anne göğsüne yerleştirdi. Halbu ki
Allah, inek, koyun, deve vs. sütü de yaratmıştır. Fakat hikmeti anne sütüne
koymuştur. Bugün doktorlar bunu en geniş ve ilmi olarak keşfetmiş ve ortaya
çıkartmışlardır. Hangi süt ve hangi çeşit olursa olsun, anne sütünün yerini
tutmaz. İlim ve tebabet bunu ispat etmiştir. Bu gerçekleri bilen bir
annenin, çocuğunu kendi sütünden mahrum etmesi, Allah'ın bu ikramını ve
ruzkını harama dönüştürmesi caiz değildir. Bir ayeti kerimede: "Anneler de
emzirmeyi tamamlamak isteyen (baba) için, çocuklarını iki tam emzirirler.
Çocuk kendisinin olan (babaya) da, meşru (örfe uygun) bir şekilde onların
annlerin) yiyecek ve giyecekleri (ni temin borcu) vardır. Kimse gücünün
yetmeyeceği şeyle mükellef tutulamaz. Ne anne yavrusu yüzünden ne de çocuk
kendisinin olan (baba) kendi rızalarıyla ve müşavere ederek (çocuğu sütten)
ayırma isterlerse, bundan dolayı ikisinin üzerinde bir günah yoktur. Eğer
çocuklarınızı (süt anneye) emzirtmek isterseniz, verdiğiniz (ücret)i
güzellikle teslim ettiğiniz takdirde artık size bir günah yoktur. O halde
Allah'tan sakının ve bilinki şüphesiz Allah, ne yapıyorsanız hakkıyla
görendir." (Bakara: 233)
Zeki çocuk annesine nisbet edilir. Bir insanı övecekleri zaman; "o helal
süt yemiş-içmiş bir insandır!" derler. Bu şekilde kişinin zeka, sıhhat ve
cisminin iyi olduğunu bu sözlerle ifade ederler. Ayrıca "Sağlam kafa (akıl)
sağlam vucudda bulunur" ifadesi de buna atfen söylenmiştir.
Pek Muhterem Mü'minler!
Annelerin bir çoğu, evladlarını zayı etmişlerdir. Anne sütünde cimri
davranmışlardır. Neden? "Efendim! Emzirme işi annenin gençliğini etkiler,
güzelliğini kaybeder, cilt güzelliğini soldurur..diye çocuklarının
haklarına tecavüz ediyorlar. Olur da böyle bir saçmalık olur mu yani?
Çağdaş yobaz anlayışın bir ürünüdür bu! Çocuğun süt emme müddeti bitince,
terbiyesi anne ve baba arasında müşterek olur. Peygamberimiz (s.a.v)
buyuruyorar ki; "Her doğan çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Sonra anne
babası onu Hırıstiyan, yahudi, mecusi veya başka bir dine mensub yapar.!"
(Buhari -Muslim)
BURADAN SONRASI GELECEK HAFTA OKUNABILIR ANNE-BABANIN ÜZERİNDE
EVLAD HAKKI
2.KISIM
Muhterem Müslümanlar!
Anne ile baba, oğul ve kızların terbiyesinde yardımcı olmaları, kalblerine
haya ve iman ağacı dikmeleri, edep, ahlak ve görgü kurallarını küçük
yaşlardan itibaren öğretmeleri üzerlerine vacib olur. Bu küçük yaşta
başlaması, taş üzerine nakış yapmak gibidir. Yine peygamberimiz (s.a.v):
"Çocuklarınıza ikram ediniz, edeplerini güzel yapınız. Zira evladınız size
hediyedir.!" (İbni Mace)Başka bir hadiste de: "Çocuğa yedi yaşında namazı
öğretin, on yaşına gelince (kılmazlarsa) dövünüz; yataklarını da ayırınız!"
buyuruyor. (Ebu Davud- Tirmizi)
Aziz ve Çok Değerli Müslümanlar!
Ana-babanın görevlerinden biri de, küçük yaşlarda onlara "izin" edeplerini
öğretmesidir. Allah Kur'an-ı Kerim'de:" Ey İman Edenler! Sahip olduğunuz
köle (ve cariye)ler ve içinizde biluğ çağına girmemiş olanlar (yanınıza
gireceklerinde) şü üç vakitte sizden izin istesinler: Sabah namazından
önce, öğle vakti elbielerinizi çıkarttığınız sırada ve yatsı namazından
sonra. (bunlar) sizin açık bulunabileceğiniz (muhtemel olan) üç vakittir.
Bunların ( bu vakitlerin) dışında birbirinizin yanına dolaşan kimseler
olarak (bulunmanızda) ne size, ne de onlara bir günah yoktur. İşte Allah,
size ayetleri böyle açıklıyor. Çünkü Allah, Alim (herşeyi bilen)dir, Hakim
(her işi hikmetli olan)dır." buyuruyor. (Nur: 58) İslami terbiye, edeb ve
görgü kurallarını yardımlaşarak öğretmeleri temel görevleridir. Daha
dünyadayken; ahiret gününde oğul ve kızlarının mesut ve bahtiyar olmalarını
temin etmeleri elzemdir. Fakat bunu yapmaz iseler, baba ıslah eder, anne
ifsad ederse, ana yapar-baba yıkar sa; netice iyi olmaz ve faideli bir
terbiye de elde edilmez. Çünkü böyle bir terbiye anlayışı olmaz. Allahu
Teala yine şöyle buyuruyor: "(Tebuk seferinden) geride bırakılan
(munafık)lar, Allah Resulune muhalefet ederek(sefere çıkmayıp)
oturmalarıyle sevindi (ler), mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad
etmekten hoşlanmadılar ve: "bu sıcakta sefere çıkmayın!" dediler. De ki:
Cehennem ateşi sıcaklık cihetiyle daha çetindir! Eğer anlasalardı!" (Tevbe-
81)
Aziz Din Kardeşlerim!
Oğlan ve kız çocuklarımızın bozulması toplumun bozulmasına sebebiyet
vermiştir. Bu hal ise şuradan dan kaynaklanıyor olabilir: Terbiye konusunda
anne ve baba birbirlerine yardımcı olmamışlar. Bilakis bazı babalar
oğullarını dini terbiye ile terbiye etmeye kalkmış, çocukların annesi buna
karşı çıkarak şiddetli itirazlarda bulunmuş; zavallı baba teslim bayrağı
çekmiş, anne kendi istediği gibi terbiye etmeye başlamış, sözde çağın
gereğini yerine getirmiş, açık-saçık edep ve ahlak anlayışından noksan veya
hiç yok bir şekilde ki hayat tarzı ile çocuklara bir şeref ve namus
anlayışı aşılamış, bu arada babanın din terbiyesi foksuyonunu kaybetmiş,
bir fayda vermemiş, elde ne şeref ne de ırz kalmış, söz de tesir etmiyor,
anne ise çağdaş terbiye anlayışına devam ediyor, din duygusu ve Allah
korkusu kalmamış, yetişme çağındaki çocukların yoldan çıkmasına göz
yumuyor, bir çok şeyleri babasından gizliyor, perde arkasından parasal
yardımda buluyor, gerektiğinde babasının cebinden çalarak çocuğuna veriyor,
bununla çocuğuna iyilik yaptığını sanıyor, farkında olmadan çocuğunu
cehennme atıyor, kötüye kullandığı yetkileri, şecaat vermeleri,
bozulmalara, suç işlemele re, ahlakın dejenere edilmesine sebebiyet
veriyor. Sonunda pişman oluyor, ama son pişmanlık fayda vermiyor.
Saygı Değer Mü'min Kardeşlerşm!
Bunun aksi de oluyor. Anne iyilik için mücadele ediyor, baba ise aksini
yapıyor. Anne güzel bir şekilde İslam ahlakını vermeye çalışyor, baba ise,
çocuklarının önünde sıgara içiyor, içki içiyor, bir sürü haramlar işliyor,
çocukları bunu seyrediyor. Çocukla rınız hakkında Allah'tan korkun! Çocuk
küçük bir fidan gibidir. Onu güzel diker ve bakarsan, sularsan, inayet ve
riayetinle gereken ihtimamı gösterirsen, o büyür meyvesini verir. Fakat, o
taze fideyi diker de ihmal edersen, suyunu vermez, otlarını temizlemez,
yapılması gerekenleri yapmazsan, meyve sini vermez, bilakis diken olur,
zakkum olur ve faidesiz hale gelir. Kız ve oğlan çocuklarımız da
böyledir.Nebilerin serveri, peygamberimiz (s.a.v)´ e kulak verelim: "Kimin
üç kızı, yahut üç kızkardeşi olur da onlara iyi muamele ederse, edeplerini
güzel yapar, iyilik yaparsa ve onları evlad edinirse, muhakkak ki cennete
girer!"(İbni Hibban)
Muhterem Muslümanlar!
İnsanların kimisi çocuklarının amir-memur, görevli-tüccar, sanatkar vs.
olmasını isterler. Ama helal mı haram mı bakmazlar! Eski insanlar şöyle
derlerdi: Çocuğunu doyur, edebini güzel eyle, onun için edeb topla, altın
kazanma! Erkek çocukların tabiatı gereği iyi ve kötü herşeyde babalarını
taklit ederlerken, kızlar çocukları ise herşeyde annelerini taklid ederler.

Ey Anne ve Babalar!
Çocuklarınızın nasıl olmasını istiyorsanız siz evvelen öyle olmaya çalışın.
Çocuk babasının sırrıdır. Kur'an da şu ayete kulak verelim: "Ve iman edib
zurriyetleri de kendilerine iman ile tabi olanlara gelince, (biz) onların
zurriyetlerini (cennette) kendilerine katmışızdır; bununla beraber onların
amellerinden kendilerine hiçbir şey eksiltmemişizdir. Her kişi kendi kazan
dığına karşılık (bizzt kendi nefsiyle) bir rehindir!" (Tur: 21)
Nuh (as) suresinde Allah'ın beyanına göre kafir, facir ve kafiri doğurur.
Ancak, Allah'ın muhafaza ettiği ve hidayet verdiği mustesna. Aklı selim bir
insan, bir müslüman babanın küçük çocukların ve büyüklerin önünde sigara
içerken utanıyor. Veyahut çocuğuna "oğlum git! dükkandan sıgara al gel!"
diyor. Şimdi bu baba çocukları üzerinde vebal ve tehlike değil mi?
Aziz Cemaati Müslimin!
Bazı babalar varki, ne din var ne de ahlak! Kız erkek çocukları ile deniz
kenarlarına giderler, hayadan, edepten ve hasmetten soyunurlar, bir masa
etrafında çırıl-çıplak hep beraber otururlar, utanmadan, arlanmadan herşeyi
ortaya dökerler. Bazı baba ve anneler de var ki, çocuklarına yalan
söylemeyin diye ders verirler, fakat kapının veya telefonun çalınca,
çocukların birine: "Kapıya veya telefona bak, annem ve babam yok de!"
derler. Çocuk kendi kendine düşünür: Evde oldukları halde onlar için evde
yok nasıl derim? İşte bu şekilde babasından veya anasından ve onların bu
muamelesinden sonra yalanı öğrenir. Peygamberimizin çok hoşuma giden şu
hadisini beraber okuyalım: Resulullah (s.a.v) efendimiz, bir adamın kendi
çocuğunu çağırırken duydu. Adam çocuğa diyorki: "Gel bak sana bir şey
vereceğim!" Bunun üzerine çocuk babasının bu çağrısı üzerine yanına gider.
Sonra Resulullah (s.a.v) adama sordu: "Çocuğa bir şey verecek miydin" Adam:
"Evet!" dedi, "Ey Allah' ın Resulu!" Bunun izerine efendimiz de buyurduki:
"Şayet çocuğa bir şey vermeseydin, bu, senin üzerine yalan olarak
yazılırdı!" (Tirmizi)Ruhi ve ahlakı bozulma ve çözülmeler başla dı. Yeniden
kendimize gelelim. Çocuklarımızı maddi yönden hastalan dıkları zaman,
tedavi ettiğimiz gibi, manevi yönden de tedavi edelim. Dini yönlerini
yeniden ıslah edelim, terbiyelerini güzelleştirmek için bizler de örnek
olmaya çalışalım.Şehirler ve insanlar bozuldu. Çünkü anne ve babalar çocuk-
larını iyi ve gereği gibi terbiye edemediler. Bir hadis meali ile
bitirelim: "Bir baba evladına güzel ahlak kadar kıymetli bir şey (mal-mülk
vs) veremez!" (Tirmizi)

M.Hoca
zuletzt bearbeitet 19.07.2017 09:18 | Top

   

HUZURLU HAYAT İÇİN HUZURLU AİLE
Hul' Babı/Ric'at Babı/Talak-ı Farr/Talik ile Talak/Talakı Kadına Tevfiz etmek

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz