11.Hutbe-20 Hutbe

#1 von Kurban , 18.11.2021 08:05

11.Hutbe
Konu:Peyğamber efendimizin ahlakı
Ayet:"Lekad kane lekum fü rasülillahi üsvetun hasenetün
li men kane yercullahe vel yevmel ahire ve zekerallahe kesiran"Ahzap 21..
Ve kale sallallahu aelyhi ve sellem:
"Eddebeni rabbi fe ehsene tedibi.Ve kale fi hadisin aher:
"İnnema bu istu li utemmime mekarimel ahlakı"
Cematı Müslimin!
Cenabı Hak Kuranı kerimin de buyururyor ki:
Rasülüllah sizin için pek güzel bir numuneyi imtisaldir.
En yüksek ahlakı nefsin de toplamış bir misali fazilet dir.
Rasülü ekrem bir hadisi şeriflerin de"Benim rabbim terbiye ettiği için güzel terbiye etti,"buyurmuştur.
Diğer bir hadisi şerif de"Ben ancak mekarimi ahlakı tamamlamak için ba's olundum."
Öyle ise ey Cematı müslimin!
Dünya da ve ehiret de mesud olabilmek için efendimizi kendimize numune yapmak,onun ahlakı ile ahlaklanmak,
her hususda ona iktida etmek lazımdır.
İyi biliniz ki ,Rasülü ekrem s.a in ahlakı kuran da kuran dan ibaret dir.Şimdi dinleyiniz de efendimizi size biraz anlatayım;
Evvela efendimizin her hareketi akilane ve doğru idi.
Ömrün de hiç bir defa yalan söylemediler.Bir insan ile alay etmez.Kimsenin ğıybetini yapmaz.
Kimseye hased etmez.Ğammazlık etmez;
ifdtira ve hafiyelik gibi halleri hiç sevmez;Ve bu gibi kötü huylardan şiddetle menederdi.
Dünyaya veya ahirete faydası olmayan lakırdılarla vakit geçirmezdi.
Kimseye küsmez.Küs duranları sevmezd.
Efendimiz ticaretle de iştiğal etti.Fakat bi hakkın istikamet gösterdi.Ticaret de kıl kadar hile yapmazdı.aile hayatı çok
muntazamdı.Onlar ile çok iyi geçinir.Onları asla gücendirmezdi.
Çocuklarını da çok severdi.Büyüklere hurmet,küçüklere şefkat
gösterirdi.Yetim çocuklara,dul kadınlara pek ziyade merhamet eder,yardım da bulunurdu.İş bitirmeyi çok severlerdi.Komşu hakkını pek gözetir ve komşularını asla incitmezdi.
Hayvanların hukukunu da çok tanırdı.Hayvanlara tahammülünden ziyade yük vurmayınız.Buyururlardı.
Efendimiz cömerd idi.Herkese mertebesine göre ikram eder,
ve bizlere de böyle yapmamızı emir ederdi.Hem mutevazi hem vakur ve ağırbaşlı idi.Bir kimsenin evine,odasına girmek istediği vakit evvela kapusunu çalarak izin ister,ondan sonra içeri girerdi.Selam vermeden oturmazdı.Selam vermeden oturmazdı.
Gördüklerine selam verir,ve elini sıkardı.Bir meclise vardığı zaman nerede boş bir yer bulunursa hemen oraya otururdu.
Bulundukları meclis de yanındakileri iğrendirecek veyahud
onlara sıkıntı verecek haller de bulunmazdı.
Efendimiz iyi adam,kötü adam demez hastaların yanına gidip hal ve hatırlarını sorardı.lakin bulaşıcı hastalık olan yerlere
girilmemesini tavsiye ederdi.Bulaşıcı hastalığı olan kimselerin eline dokunmazdı.Böyle adamların yanına da lüzüm görülmedikce pek sokulmazdı.Cenaze arkasından kabre kadar giderdi.Efendimiz son derece temiz ve pak idi.
Temizliğ çok tavsiye ederlerdi.Ve Temizlik imandan gelir buyururlardı.Kendini temiz tutmayanın imanı noksan olduğunu
söylerlerdi.Saçı sakalını daima yıkar,darar güzel kokular sürer di. fena kokulardan ve dişlerini misvak ile sık sık yıkamasına çok ehemmiyet verirlerdi.Ümetine de bu yol da ek sıkı emirler vermişdir.Ğüsul icab etmese bile hafta da bir kere yıkanmamızı severlerdi.Fena kokulardan hiç hoşlanmaz dı.Efendimiz herkese karşı tatlı dilli,güler yüzlü idi.Kimseye fena söylemez,bed muamele
etmezdi.Kimsenin sözünü kesmezdi.Herkesin sözünü dinlerdi.
Hiç kimsenin gizli hallerini,ayıplarını araştırmaz.Bunun çok fena olduğunu söylerdi.Hizmetkarlarını pek hoş tutar ve incitmezdi.
Kendisi ne yer,giyerse,hizmetcilerine de onu yedirirve onu giydirirdi.
Efendimiz çalışkan insanları çok sever,tenbellikten asla hoşlanmazdı.Güzel olan dünyası için ahiretini,ahireti için dünyasını
terk etmeyup her ikisi için çalışan ve insanların başına yük olmayın,buyuruyorlardı.Kendisi için hoş görmediği bir şeyi başkaları için de hoş görmezdi.
Cematı Müslimin!Peyğamber efendimizin ahlakından belki bin de birini söyledim.Dünya ve ahiretimizin mamur omasını istersen onun her hareketini kendimize bir numune ,bir meş taklidi yapmalıyız.Onun yaptığını yapmalı,her dediğini tutmalı,işlemeyin dediklerini asla yapmamalı.Biz dünya ve ahiret de en yüksek mertebeyi bulmak,Allahın cennet ve cemaline nail olmak için
her halde Rasülüllahı takib ediniz.Her husus da onu kendinize numuneyi imtisal ediniz.Ona uyunuz.Onun izini bırakmayınız.
İyi biliniz ki onun hayatı bütün ahlak ve adabın ameli bir tecelligahıdır.O tekmili ahlakı aliye yi nefsin de cemetmiş bir şahsiyeti mümtaze ,bir numuneyi kemaldir.

12.Hutbe

Konu:Anaya Babaya İtaat
Ayet:"Ve Kada rabbuke ella ta'budu illa iyyahu ve bil valideyni ihsanen,İmma yebluğanne indekel kibere.
Ehaduma ev kilahuma
Fela tekul lehuma üffin vela tenher huma ve kul lehua kavlen keriman.Vahfıd lehuma cenahazzülli minerrahmeh.Ve kul rabirhamhuma kema rabbeyani sağiyran"
İSRA 23
Hadisi Şerif:
"Ruğime enfuhu,sümme ruğime nefuhu,sümme ruğime enfuhu:
Kıyle men ya Rasülallah?
Gale"men edreke valideyhi indekel kiberi ,ehadehuma huve kileyhima sümme lem yedhulil cenneh".
Ey Cemati müslimin!
Bilmiş olun k, Allaha ibadetden sonra boynumuzun büyük borclardan biri de Anaya babaya itatdır;onlara karşı hurmet ve riayetdir.Bu o kadar ehemmiyetli bir şeydir ki Allahu sübhenhu teala hazretleri Kuranı Kerimin de tekrar tekrar bundan bahsediyor.Hatta bazı eyeti kerimeler de kendisine şerik koşulmamasını emir edup akabin de anaya,babaya fena muamele etmemizi değil"üff"aman "bile"dememizi haram kılıyor.
Peyğamber efendimiz de anayı babayı hoş tutmamız için pek çok emirler veriyor.İhtiyar anası babası olup ta,onlara iyi muamele edemeyenlere,bu sebepten cennete giremeyenler yazıklar olsun,buyuruyor.
İşte biz bunları düşünelim de analarımıza babalarımıza hurmet
edelim.Hiç onlara karşı gelmeyelim.Onların kalblerini kırmayalım.
Kendilerini asla horlamayalım.Daima iyi sözler ile,iyi muamele ile
gönülerini hoş edelim.Hiç onlara karşı gelmeyelim.Onların kalplerini kırmayalım.Kendilerini asla horlamayalım.Daima güzel sözleri ile, iyi muamele ile gönüllerini hoş edelim.Şunu da bilmiş olun ki Ey cematı müslimin!
Onların haklı sözlerini tutup haksız sözlerine karşı da ses çıkarmayacağız.Dövüseler de, sevinseler de haşa el kaldırmak değil,dil bile uzatmayacağız.Onların her haline tehammül edecez.Allahın emri böyledir.Unutmayalım ki bizi dünyaya onlar getirmişler.
Bizim ile yaradan mevla arasın da onlar sebeb olmuşlar.Bizim sade dünya da getirmemekle kalmamışlar,en aciz zamanlarımız da bizim bin dürlü mihnetimizi ve meşakkatimizi de çekmişlerdir.
Bizi canı gönülden sevip bağırlarına basmışlar,kılımıza bir hata
bir hata olmasın diye hep üzerimize titremişlerdir.Şimdi o günlerimiz geçti.Biz büyüdük,her şeye gücümüz yeter bir hale geldik.Onların bize olan o iyiliklerini artık unutalımıyız?
Onların bize olan iyiliklerine karşu kalkup,taşkınlık etmelimiyiz,hele onlar başlarını ihtiyarlamışlarsa,hele onlar alil hasta düşüp bize muhtac bir hale gelmişlerse düşünün bir kere ;bize ne yapmak düşer?
Bir zamanlar biz büsbütün acizdik,onlar güçlü kuvvetli idiler.Öyle iken onlar bizi ezmediler.Hırpalamadılar.
Hep gözümüzün içine bakarak bizi büyüttüler.Şimdi onlar aciz düşdüler.Muhtac kaldılar.Biz güçlendik kuvvetlendik.Onlara güzelce bakacak bir hale geldik,artık hizmet sırası bize gelmiş.
Hızmet nöbeti bize düşmüşdür.Gün gelir biz de bu sırayı geçirup
bu nöbeti savarız.Büyütüb yetistirdiğimiz evladlardan elbet imdad umarız.İşte bunu iyice bilelim de atalarımızı,babalarımızı
horlamayalım. Onları yüksünerek horlamayalım.
Ey Müslümanlar!
Evladlarınız dan siz ne beklersiniz!
İtaat mı, zorbalık mı?Evladlarınız dan siz ne görmek istersiniz?
Hurmet ve riayet mi?Elbette onlardan itat ve riayet beklersiniz değil mi?İşte tıbkı bunun gibi atalarınız,babalarınız da sizden itaat umarlar.Sizden hurmet ve riayet beklerler.
Sizin evladlarınız dan görmek istediğiniz şeyi onların da siz den görmek istemeye hakları yokmudur?
Vardır.Yerden göğe kadar vardır.
Öyleyse siz de bu hakkı güzlece yerine getirin.Ananıza babanıza daima iyi muamele edin.Daima onları höşca tutup,hayır dualarını alın ki evladlarınız da anaya babaya hurmeti,riayeti sizden görüp öğrensinler.Onlar da size öylece muamele etsinler.
Onlar da size öylece muamele edup hayır dualarınızı alsınlar.
İyi biliniz ki anası babasını horlayan adamın evladı da fena öğrnek almış olur.Ana baba horlamayı daha küçükken oğrenmiş bulunur.Sırası gelince evde öğrendiğini yapar.Bu dünya etme bulma dünyasıdır.Kişi ettiğinin cezasını ergeç görse gerektir.
13.Hutbe
Konu:Ana Babaya Hurmet
Ayet:"Ve bil valideyn ihsanen imma yebluğanne indekel kibere ehaduhua ev kilahuma fela tekul lehuma üffin.Vela tenherhuma
ve kullehuma kavlen kerimen."İsra 23
Hadisi şerif:"Efdalüla'mali essalatü li vaktiha ve birrul valideyni"
Ey cematı müslimin!
Allahu teala Hazretleri Kuranı Kerimin de buyuruyor ki ana ya babaya ihsan ediniz.Onlardan biri veya ikisi de senin yanın da
ihtiyarlarsa sakın ha onlara "öff" bile deme!
Onlara nezahetle,tazim ve hurmetle sevile!Aleyhissalatu vesselam efendimiz bir hadisi şerifin de buyuruyor ki;
"Amellerin efdali vaktin de eda olunan namaz ile,ana babanın hukukuna riayetdir.Evet,,Ebeveynin hukukuna riayet pek büyük
ibadetdir.Ana baba dünya da ve ahiret de çocuklarının selamet
ve seadeti,ba'isi rifat ve nacatıdır.Ana baba çocuklarının büyümesine,talim ve terbiyesinle hadimdir.Bu sebeble çocukları üzerin de ananın babanın pek çok hakları vardır.Hatta müşrik olsalar bile Ebeveynin ahkamı şeriyeye muhalif olmayan emirlerine itaat etmek icab eder.
çocuklar peder ve validelerine karşı ne kadar itaat ve inkıyad etseler,onlara ne deree hurmet ve tazim de bulunsalar yine bu hususdaki vazifelerini tamamıyla yapmış,etmiş olmazlar.Şunu da biliniz ki Validenin hakkı pederden daha ziyade dir.
Peder ve valideye isyan;mucib husran,ba'isi hazelandır.En büyük günahdır.Nebiyi zi şan hz.leri buyururyor ki;
Peder ve valideyne isyan eden kimse Allaha ve rasülüne asi olmuş olur.
Cemati Müslimin!
Peder ve validenize dünya da itaat ettiniz gibi vefatlarından sonra da dua ve istiğfar da bulununuz.Onların vasiyetlerini tenfiz,Akraba ve ahibbasına ikram ediniz ki Onlar hakkın da vazifelerinizi ifa etmiş olasınız.Bir zat rasülüllah hazlerinin huzuru seadetlerine gelerek;
Ya Rasülallah!
Peder ve validem öldükten sonra onları memnun edebilmek için
yapacak bir şeyim kalırmı?
Diye süal etmiş Peyğamber zi şan hazretleri de.Evet;
Ebeynin vefatından sonra onlara dua ve istiğfar etmek,vasiyet ettikleri şeyleri yerine getirmek,dostlarına ikram,akraba ve teallukatına ihsan ve inam eylemek kalır.
Sen bunlar ile mukellefsin,buyurmuşdur.
Nebiyyi efham hazretleri bu hadisi şerifin de ümmetine uhuvveti islamiyenin,muhabbeti milliyenin muhafazasını emir buyurmuş oluyor.Zira bir kimse meutevaffa pederinin meslekini muhafaza,dostlarının hukukunu vikaye ederse ictimayı ,dini vazifelerini ifa ve beynel islam matlub olan muhabbet ve tesanüdü teyid ve takviye etmiş olur.
14.Hutbe
Konu:Evlenmek,Evlad Yetişdirmek
Ayet:"Ve enkihel eyama minku vessalihine min ibadikum ve imaikum "Nur 32
Hadisi Şerif:Tenakehu tenaselu fe inni übahi bikum ül ümem"
Ey Cemati Müslimin!
Hak teala Kuranı Kerimin de evlenin diyor.Evli olmayan erkekleri,kadınları evlendirin diye
emir ediyor.Kocasız kadınların evlenmesine mani olmayın diye
tenbih buyuruyor.
Peyğamber efendimiz de ümmetine "Evlenin evlad yetiştirin
çoğalın.Zira ben başka ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile
iftihar ederim.Diye buyuruyor.Evlenmekten çekinenleri hiç beğenmiyor.
Hatta evlenmek benim sünnetimdir.Benim sünnetim ile amel etmeyen yani evlenmek istemeyen yani evlenmek istemeyen
kimse benim ümmetimden değildir.
Beni seven benim sünnetime uyup evlensin,buyuruyor.
Peyğamber efendimiz bekarlığı tehlikeli gördüğünden makbul tutmuyor.Sizin en yaramazınız,en belalılınız evli olmayanlarınız dır.
Buyuruyor.Pak olarak Allah'a kavuşmak isteyen evlenmelidir.
Buyuruyor..
İşte bunun için ashab efendilerimiz bekarlıktan pek çekinirlerdi.Siz peyğamber efendilerimizin buyurduklarını kulağınıza küpe
edip başka laflara kanmayın.Bir takım vehimlere kanmayın.
Vesveselere kapılmayın !
Bu evlenmek meselesi bizim için o kadar lazımlı,o kadar ehemmiyetli bir şeydir ki;varlığımız buna bağlıdır.Evlenmek olmazsa zürriyet nasıl yetişecek,Ölüp gidenler yerlerini kimler tutacak?
Bu sebebten eyğamber efendimiz bize evlenmeyi hem medih ediyor.Hem de kolaylaştırıyor."Nikahın hayırlısı kolaylıkla olup bitiverenidir".Nikah akcesinin az konulması bir kadının meymenetli omasına delalet eder.Buyuruyor.
Demek ki düğünü güçlükle olan Yani uzun uzadıya hazırlıklar,bir çok dökülmeler saçılmalarla düğünü meydane gelen,Nikah akcesi de çok bulunan bir kadın meymenetli değilmiş..
Böylece nekadar kolaylaştırılıyorsa biz de görenin belası olarak işi o kadar güçleştirmeye çalışırız.Düğün dernek diye ortaya bin dürlü engeller çıkarırız.
Sade düğün ile iş bitmez,Onun sonun da geçinme derdi de vardır diye işi büsbütün sarpa sardırırız.Biz eğer biraz insaf edrsek,evladlarımızın mürüvveti görmeye engel olan lüzümsüz
masraflar dan vaz geçersen el darlığı,geçinme derdi gibi şeyler evvel Allah kolaylaşır.Yekiti yekite ver de rızkına karışma,diye atalarımızdan kalma bir söz vardır.
Bilmiş olun ki bu söz,Allah kelamından,peyğamber kelamından alınma bir sözdür.Siz sıdkınızı bütün edup buna inanın,aldanmazsınız!
EvetAllahın emrine,peyğamberin sünnetine uyarak bir yastığa baş koyan iki zavallıyı aç çıplak koymaz.Akılları başların da oldukca öylelerini cenabı mevla kimseye muhtaç etmez.Sen sakın:aceba nasıl olur da muhtaç etmez?Demeki kalkışma!Zira cenabı hak nasıl muhtaç etmeyeceğini bilir.O sen den sorulmaz.Allah isterse onların
eline bir feyiz,bir bereket verir.Bakarsın neye yapışırlarsa altun olur.
Hangi işe el uzatırlarsa bir bereket görülür.Böylelikle Allah adamı zengin ediverir.Yahud cenabı Hak o kadar el genişliği vermez.Lakin onların gönlün ü zengin eder.Çalışırlar,çabalarlar,ellerine geçeni iyi idare ederler.Yorğanlarına göre ayaklarını uzattıkları içun sıkıntı yüzü görmezler.Gözleri tok,gnülleri ğani olduğu içun hallerinden hoşnud kalır.Böylelikle hem kimseye muhtaç olmazlar.Hem de zenginlerden daha ziyade gönül hoşluğu ile yaşayup giderler.
Lakin sözlerime iyi dikkat edin! Bakın ben "Allahın emrine,peyğamberin sünetine uyarak bir yastığa baş koyan iki zavallıyı "dedim,Sonra akılları başında olmayı şart koştum.
İki zavallıcağız,yani iyi adamcağız,hoş kadıncağız;lakin elleri yufka demek istedim.Yoksa çöl tutmaz,Yahut bir baltaya sap olmaz.Bir takım haşerileri söze katmadım.Öyleleri evlenseler de yine yakalarını muhtaçlıktan kurtaramazlar.
Sonra:Akılları başların da oldukca dedim.Çünkü bir karı koca akılları başların da olmadıkca artık onlar için felah bulmanın imkanı yoktur.
Önün de de sonun da da öyleleri için na merde muhtaç olmak tehlikesi vardır.Dedelerimiz bütün bunları düşünmüşler de :Miskini miskine,sersemi serseme verde ötesine karışma,dememişler.
Yeğiti yeğite(Biribirine) verde rızkına karışma,demişler.İşte bunun için ey analar babalar,ey oğul kız sahibleri;
İşte bunun için ey ana babalar,Ey oğul kız sahibleri;
Sakın aleme unvan edeceniz diye evladlarınıza engel olmayın.Bin behane ile onları evlenmekten alıkoymayın.
Ey ergen ağalar! Bekar bekler.Siz de yiğitliği sade kol sallayup gezmekten ibaret sanmayın.Öyle bir takım our olmaz yollara
sapub da sonun da meyvesiz ağaçlar gibi kalmayın!
Eğer siz tam bir yiğit olmak ister iseniz,her şeyden evvel bütün fena huylarınız dan vaz geçin.Daima haktan ayrılmayın,daima işiniz güçünüz den geri kalmayın.
Bir yandan da masrafsızca israfsızca evlenmenin çaresine bakın.Evleneceğim diye gönlünüzü sakın öyle olmayacak şeylere de
konddurmayın.Halinize elvermeyecekleri almaya kalkışmayın.
Kendinize münasib,ahlakına güvendiğiniz bir helal süt emmiş
bulun.dökülmeden saçılmadan nikahınız,düğününüz oluversin.
Bakın o vakit Allah size nasıl el genişliği verir.
Bakın o zaman nasıl güzel güzel geçinip millete,memlekete hayırlı evlad yetiştirmeye muvaffak olursunuz.Siz şimdiden tezi yok bu dediklerimi yapmaya başlayın.Hem kendi rızkınızı hemde alacağınız kızcağızın rızkını dağdan daştan mı koparacağınız;
Denizden karadanmı çıkaracağınız,kağıtdan kalemden mi meydana getireceniz,her ne ise işinize sanatınıza göre ne yapmak lazım geliyorsa hemen yapın.Yorulmak,yolunda bulunmak sizden;kolaylık verup işinizi işinizi rast getirmekte Allahındır.
15.Hutbe
Konu:Herkes Kazancına bağlıdır.
Ayet:"kullun imri in bima kesebet rehinun"Müddessir 38
Hadisi Şerif:"İnne baberrizkı meftuhun min ledünil arşı ila kararı batnil erdı yerzukullahu kulle abdin ala kadri tehmetihi
ve himmetihi"
Cematı Müslimin!
Cenabı Allah Kuranı kerimin de "Her insan kazancına bağlıdır.Buyuruyor.Evet,herkes kazancına bağlıdır.
İnsan için sayinden başka bir şey yoktur.Herkes dünya ve ahiret de sayin semeresini görür;Allahu teala çalışanı ne dünya da ve nede ahiret de mahru etmez.Her müslüman,hem dünyasını hem ahiretini mamur etmek içun son drece çalışacaktır.Kendi nafakasını,çoluk çocuğunun nafakasını çıkarmak,dinine,milletine ,vatanına faydalı olmak içun çalışub para kazanmak her müslim üzerine farzdır.Bu niyetle çalışmak bir büyük ibadettir.
Bu niyetle helalinden mal kazanmak,Allah yolunda mucahe etmek kadar hayırlıdır.İnsan bu niyetle ne kadar çalışır,ne kadar zengin olursa Allahın ve peyğamberin yanın da kıymeti o derece artar.İyi ve namuslu insanlar içun para,mal çok iyi bir şeydir.
Namuslu bir zengin her dürlü hayrı yapar,hem kendisine,hem ailesine,hem memleketine hayırlı işler görür.Milletin yükselmesi için çok faydalı olur.Fakirlikle insan ne yapabilir?
Bir fakir ğayrilerine yük olmaktan başka ne iş görebilir?
İnsan bu zaman da parasız hiç bir iş göremez.Para olmadıkca
ne dini muhafaza edebilir,ne namusunu,ne de dünyasını!
Bunların hepsi para ile muhafaza olunur.
Para ise ancak çalışmakla elde edilir.Rızı kapusu arşu a'la dan tutun da ta,yerin altına kadar açıktır.
Yer de ve gökte ne varsa hepsi insanların intifaı için açılmış bir sır gibi dir.Fakat şunu hatırınızdan çıkarmayın ki,rızkımızı toplayabilmek için çalışmak ve her şeyden evvel rızık kapusundan içeri girmek lazımdır.
Kapunun dışında tenbel tenbel bekleyenler için rızık yoktur.
Rızık kimsenin ayağına gelmez.Kazanmanın üsullerini bellemek ve üsulu dairesin de çalışmak lazımdır.
Allah herkesi sarf edeceği kuvvete,sarfedeeği ğayret ve himmete göre rızıklandırır.Çok çalışan,yoluyla çalışan çok kazanır.Tenbel tenbel oturan hiç bir şey kazanamaz.Çünkü gökten ne altun yağar,nede gümüş!
Bakınız peyğamber a.s efendimiz ne buyuruyorlar:
"Muhakkak biliniz ki ,rızık kapusu arşu a'ladan yerin altına kadar açıktır."Allahu teala her kulunu sarf edeceği kuvvet ve himmete,emkine ve çalışkanlığına göre rızıklandırır."
16.Hutbe
Konu:İslam Dinin de Say'in Kıymeti
Ayet:"Ve ce alnelleyle libasen ve ce alnnehara meaşaa"S.Nebe 10
Hadisi Şerif:"Men talebeddünya halalen ve teaffüfen anil meseleti ve sayen ala iyalihi ve teattufen ala carihi lagiyallahe
ve vechuhu kel kameri leyletel bedri"
Ey cematı müslimin!
Hepinizce malumdur ki :Allahu tealanın kullarına ıhsan etmiş olduğu nimetler sayılamayacak kadar çoktur.
Bakınız!Cenabı Allah geeleri,sükun ve istirhatımızı temin edecek süret de yaratmış,gündüzleri de hayat ve faaliyetlerimize müsaid bir halde halk etmiştir.
Geceleyin istirahat eden insanlar,gündüz olunca yeryüzüne yayılarak fazlı ilahiyeden istifade ederler.
Alı veriş ile,kar ve kesb ile,zirat ile dürlü dürlü nimetler elde ederler.Eğer geceleri daimi olsaydı,her sabah güneş doğup dünyayı aydınlatmasaydı,Allahdan başka güneş doğdurmaya
kim kadir olur idi?
Her vakit gündüz olupda güneş hiç batmayaydı,bizim istirahat ve sükünetimizi temin eden geceyi getirmek kimin elinden gelirdi?
Kullarına lütuf,merhamet,kerem ve inayet sahibi olan Allahu teala geceyi istirhatımıza muvafık süret de yaratmış;
gündüzleri her türlü çalışmamıza mutabık bir hal de halk etmiştir.Öyle ise her sabah,bizi zıyasıyla hayata,seadete davet eden güneşin altın da tenbel tenbel oturmak,boş boş gezinmek müslümanlığa yakışmayan bir şeydir.
Müslümanlıkta sayin pek büyük bir kıymeti vardır.Kar ve kesb ile uğraşmak nafile ibadetden evla ve efdaldir.
Rasülüllah a.s efendimiz bir sabah ashabı ile oturuyorken
güçlü,ve kuvvetli bir gencin geçtiğini gördüler.Sahabeyi kiramdan bazıları "yazık vah bu genç gençliğini gücünü ve kuvvetini Allah yolunda sarfetse idi ne olurdu.Demeleri üzerine,süruru kainat efendimiz hazretleri:"böyle söylemeyin eğer o genç kendi nefsini,yahut ufak çocuklarını,veyahut ihtiyar ebeveyni geçindirmek için böyle sabahleyin hayata atılmış ise bu hareketi Allah yolundadır.Eğer gösteriş yahut aleme çalım satmak için ise onun çalışması Allah yolunda değildir.Buyurdular.
Hz.Ömer r.a buyuruyor ki :Rızık için çalışmayı terk edub de "Ya Allah"bana rızık ver.Demeyin.Bilirsiniz ki Gökten altun yağmaz. gümüş yağmaz.Rızkı sa'yiniz de arayın.
Ihvanı din iyi biliniz ki:Müslümanlık hayat dinidir.Fealiyet dinidir.Rasülüllah a.s başkasına muhtaç olmamak,evlad ve iyalinin refahı ve komşularına muavenet maksadı ile meşru bir sueretde dünya için çalışanlar yüzleri ayın ondördü gibi olarak Allahına kavuşurlar.Buyurmuşlar.
Müslümanların üzerine yük olan,kendi çalışmayub hayatını başkaların çalışmasında arayan kimse kendisnde başka bir günah aramasın.Bu günah ona yeter...!
17.Hutbe
Konu:Sa'y Ve Amel
Ayet:"Kullumrin bima kesebet rehinun"Müddessir 38
Hadisi Şerif:İnnellaha yuhibbul abdel müminel muhterife".
Ey Cematı Müslimin!
Allahu teala hazretleri Kuranı Kerimin de buyuruyor ki:
Herkes kazancına bağlıdır.Yani herkes kendi sa'yi ve ğayreti nisbetin de merzuk olur.Dünya ve ahiret seadetine kavuşur.Bilirsiniz ki Dünya hayatı başlıca üç şey ile kaimdir.
Ticaret,Zirat,Sanat.Sanat insanların muhtelif ihtiyaçlarını temine yeğane bir vasıtadır.Sanat dan mahrum olan bir millet terekkiye mazhar olamaz.Müslümanlıkta çalışıp helalinden kazanmak bir farizedir.Sanat ise bir farizenin ifası için engüzel bir vasıtadır.
İnsanı kamil o dur ki hem dini vazifelerini ifa eder.Hem de bir meslek dahilin de hem de kendisi ile ailesinin maişetini temine muvaffak olur.Meşru sanatlardan herhangi biri ile iştiğal etmek insanın kadrini tenkis etmez.Bilakis i'la eder.Enbiya-izam hazeratından bir çokları,hep birer sanat ile iştiğal buyurmuşlardır.Rasülü ekrem efendimiz buyuruyorlar ki:
"Allahu teala hazretleri sanat sahibi olan mümin kullarını sever."
Ömer bin il Hattab r.a diyor ki:
Rızkı elde etmek hususun da tekasül gösterme.Tenbel tenbel otutup da rızık isteme!
Bilirsiniz ki gökten ne altun yağar ve nede gümüş,Bazı insanların görürümki bunu,bu etvar ve harekatı çok güzel.Bunların ne işle meşğul olduklarını sorarım.Hiç bir işle,hiç bir sanat ile meşğul değildir.Denildi mi hemen gözümden düşer.Artık ona itibar etmem."Sayi ve ğayretin birer münasib sanat ile iştiğalin şeref ve ehemmiyeti hakkın da daha bir çok dini terğibat vardır.Bir Hadisi şerif de:Ehli ve iyalin tdariki için çalışan bir müslüman,adayı din ile muharebe eden ve düşman muvacehesin de nöbet bekleyen mücahidler gibi ecir ve sevaba nail olur.Buyurulmuştur.
Böyle olunca ey Müslümanlar!
Meşru suret de sa'y ve ğayretden geri durmayın.Hep birer sanat ile veya ticaret ve ziraatle iştiğal edin.Evlad ve ahfadınızı da böyle faideli mesleklere sevk eyleyin.Milletimizin refahı,milletimimizin terakkisi ancak bu saye de temin edilebilir.
Cenabı Hak da bu suretle çalışan mümin kullarından razi olur.
18.Hutbe
Konu:Ticaret
Ayet:"Ya eyyuhellezine amenuu la te'kuluu emvalekum beynekum bil batılı illa en tekune ticareten an teradın minkum minkum"Nisa 29
Hadisi Şerif:"Aleykum bitticareti fe inne fiha tisate e'aşarizkı "
Cematı Müslimin!Bilmiş olun ki cenabı Allah kuranı kerimin pek çok yerin de ve şimdi okuduğu ayeti kerime de bizi ticarete teşvik ediyor.Meşru omayan herhangi bir suretle ötekinin ,berikinin malını elinden almayı nehi ediyor,haram kılıyor.
Birinin malını çalmak,gazab etmek,hakkı var iken inkar etmek,yemin ederek,yalan şahidi bularak başkasının malını kendisine yapmak hıyanet etmek,yan kesicilik,kumarbazlık etmek her ne suretle olursa olsun bunlar meşru değildir.Bu suretle birinin malını almak haramdır.Bunlara Allah razi değildir.
Allah bunları haram kılmış, lakin bunlara mukabil ticaret kapularını açmış,ticaret edin,gönül rızasıyla meşru olarak para kazanın buyurmuştur.Dünya da ticaret kadar bereketli hayırlı kazanç yoktur.Milletleri yükselten,iyileri götüren(getiren)şeylerden birisi ve en mühimmi ticaretdir.Ticaret olmadıca yaşamak da olmaz.Hangi millet de ticaret işleri iyi gitmiş ise o milet yükselmiştir.Şehirleri,köyleri mamur olmuştur.
Ailesi fakirlikten kurtulmuştur.Ticaret milli hayatın ruhudur.Bunun için dinimiz ticareti medih etmiş,ve ticarete pek çok teşvik eylemiştir.Hazreti peyğamber efendimiz:Ticarete sık yapışınız,çünki rızıkın onda dokuzu ticaret dedir."buyurulmuştur.Şunu da iyi biliniz ki ! Dünya da herşeyin bir takım değişmez esasları,temelleri vardır.Onlara muhalif hareket de bulunanlar Allahın kanunlarına karşı gelmiş olurlar.
Muvafık hareket edenler de emellerine nail olurlar.İşte yaşamak da böyledir.Rızık ve ticaret işi de böyledir.Onun da kendine göre kanunları,kendine göre usulları vardır.O kanunlara,o usullara göre hareket edenler kazanırlar.Onlara muhalefet de bulunanlar mahrum kalırlar.Ticaret de başlıca riayet edilecek usuller şunlardır.
Doğru ve emniyetli olmak,kimseyi aldatmayarak,mecbur etmeyerek,insaf ile kazanın.Hiyle yapmak,yalan söylemek,sabah erkenden işe başlayarak takat müsaid olduğu kadar adam akllı çalışmak,cesur olmak,korkak ve evhamlı olmamak,zamanın,muhitin ihtiyaclarını anlamak,zamana göre ticaret üsullerini bellemek,İşte bu şartlara riayet edenbir tacir hem para kazanır,hem de çalıştığından doayı ibadet yapmış sayılır.Ticarete yalan girer,hiyle karışırsa onun beti bereketi kalmaz.
Bakınız peyğamber efendimiz ne buyuruyorlar!
Doğru ve emniyetli bir tacir yevmi kıyamet de nebiler,sıddıklar şehidler ile beraberdir.Allah öyle olan tacirleri çok sever.
Halkın muhtaç olduğu şeyleri satmak üzere çarşu pazara getirenler Allah yolunda cihad etmiş gibidir.Halkın muhtaç olduğu şeyleri ihtikar edenler,bahaya çıksın da satalım diye saklayanlar,merdud dur.Allah ve peyğamber o mekule(diyen) adamlardan uzaktır.
Efendimiz diğer bir hadisi şerifin de buyuruyor ki :Cesur tacir kazanır.Korkak tacir kazanmakdan mahrum olur.
Cematı müslimin!Her şeyde olduğu gibi ticaret işin de de Allahın ve peyğamberin emirleri haricine çıkmayın!
Doğruluğu elden bırakmayın,alış verişd hiyle yapmayın.Yalan söylemeyin.Çok yemin etmeyin.Müşterinin kalbini kırabilecek hallerden,öyle sözlerden sakının.Güler yüzlü,tatlı dilli olun.
Ve biliniz ki ticaretin hayırlısı alış verişini güzel yapan,ğavgasız iş gören,borcunu tatlılıkla veren,alacağını güzellikle isteyendir.Borcunu güzellikle verup de alacağın da şiddetli davrananlar,yahud borcunu öfke ile,güçlükle verubde alacağında iyi huylu görünenler insanı meziyetlerden mahrum sayılırlar.
19.Hutbe
Konu:Ticaret
Ayet :"Ya eyyuhellezine amenu la tekulu emvalekum beynekum bil batılı illa en tekune ticareten an teradın minkum"Nisa 29
Hadisi Şerif:"Ettacirussaduk ul eminu meannebiyyine vessıddıkıne veşşuhedai"
Cematı müslimin!Allahu teala ve tekaddes hazretleri Kuranı kerimin de buyuruyor ki;Ey Müminler!İki tarafın rızsıyla yapılan meşru ticaretin ğayri,ğasb,sirkat,kumar gibi şeran ve aklen merdud olan vasıtalar ile birbirinizin malını yemeyiniz!
Aleyhissalatu vesselam efendimiz hazretleri de şöyle buyuruyor:
Doğru olan tacir ahiret de nebiler ile,sıddıklar ile,şehidler ile ,beraberdir.Ne büyük mertebe! Ticarete terğib ve teşvik hususun da daha bir çok ahadisi şerife vardır.Rızıın onda dokuzu ticaret de,on da biri de hayvan yetiştirmekte dir.
Alım satım mahalleri cenabı hakkın sofralerıdır.Her kim o sofralara gelirse istifade edebiliyor.Buyurulmuştur.Yalan söz söylemeyin,verdikleri sözden geri dönmeyin,kendilerine emniyet ve itimad gösterildiği zaman hıyanetlik etmeyin.Satun alır iken malı zemmetmeyin.satar iken malı medih ve sena da bulunmayan.
Borçlarının tediyesini sürünceme de bırakmayın,alacakları hususun da şiddet göstermeyin.Tacirlerin kazancı çok mubarek bir kazançdır.Ey Müslümanlar!Hayatı iktisadiyenin başlıca esası,ziraat,sanaat,ticaretdir.Bir milletin serveti umumiyesi,ancak bu saye de husule gelir.Evet!bir milletin terekısi,parlak bir istikbale neiliyeti efradının servetiyle mütenasibdir.
Bir millet ki istiklal iktisadını temine çalışmaz.Bir millet ki istiklali iktisadiyesini temine çalışmaz.Bir millet ki mubarezeyi hayatiye de bulunmak usulunu bilmez,o milet müreffeh bir hal de yaşayamaz.Nurlu bir istikbale namzed olamaz.Servetin en birinci mulidi ise ticaretdir.Alemi uzviyet de nami cisimlerin devamı hayatı nasıl teneffüse muhtaç ise,milletlerin bakayı mevcudiyesi ise ticarete mutevekkıfdır.b ina en aleyh ticaret ile iştiğal ederek meşru suret de servet kazanmak bizim için mühim bir vazifedir.
Bu vazifeyi ihmal edenler mesuliyeti maneviyeden kurtulamazlar.Hasılı vatanımızın,milletimizin hüsnü muhafazasını arzu ediyorsak mütemadiyen sayu ğayretde bulunarak ticaretimizi tezyide,ve bu suretle kudreti milliyemizin inkişafını temine çalışmalıyız.Çalışan semeresini görür.Çalışmayan da dünya ve ahiret de husran da kalır.
20.Hutbe
Konu:Sanat
Ayet:"Ve allemnahu sanatelubusin lekum li tuhsinekum mim besikum fe hel entum şakirun."Enbiya 80
Hadis:"Ma ekele ahadun Taamen gattu hayran min en yekule min ameli yedihi,ve inne nebiyellah Davude kane yekulu min ameli yedihi."
Fi hadisi aher:"İnnellahe yuhibbussani al hazika"
Ey cematı müslimin!Cenabı hak bizi yaratmış,peyğamberleri vasıtasıyla bize herşeyi öğretmiştir.Dünya da hayatımızı muhafaza,varlığımızı idame için ne lazımsa hepisinin esasını bildirmiştir.İyi biliniz ki varlığımızı muhafaza edecek şeylerden biri ve belki de birincisi sanatdır.Hüner dir.Ferdlerin de ,miletlerin de varlığı ancak sanat sayesin de muhafaza olunabilir.Sanat olmadıkca ne ferdler ve nede milletler varlıklarını muhafaza edemezler.Bunu Allahu teala hazretleri Kuranı kerimin müteaddid ayetlerin de bize bildirmiş ."
Ve mevcudiyetlerini muhafaza için kullarına sanatı talim buyurduğunu haber vermiştir.Peyğamberimiz a.s afendimiz de hüner sayesin de kazanılan para kadar hayırlı bir şey yoktur.Kazancın en iyisi,en helalı kendi elinin emeğidir.
Allahu teala hazretleri hüner sahiblerini sever.buyurmuşlardır. Peyğamberimiz bu mubarek sözleri ile bizi hem sanata ve hemde sanatı daima ileri götürmeye teşvik ediyor.Öyle ise bizim her milletden ziyade sanat sahibi olmamız lazımdır.İnsanın elin de bir hüneri olursa dünya da sıkıntı çekmez.Efradı hüner sahibi olan millet kimseye minet etmez.Vaktiyle biz de de zamanına göre bir takım kymetli hünerler ve hüner sahibi olanlar varmış.
Kendimize lazım olan şeyleri kendimiz yaparmışız.Yazık ki son asırlar da elimiz deki hünerleri zayi etmşiz.Bu gün ma alesef iğneen ipliğe kadar her şeyimizi başka milletler yapıyor da biz de yüksek fiyatlarla onlardan alıyoruz.Bizden yünü alırlar,Pamuğu alırlar,tiftiği alırlar,sonra hünerleri sayesin de bin kat pahalıya yine bize satarlar.Hüner gibi var mı?Hüner kömürü elmas,toprağı altun yapar.
Ey Cematı Müslin!
İyi biliniz ki:Dünya da sanatsız bir bir millet güç yaşar.İl yapsun ben kullanayım.Demekle insan yaşayabilir mi?Elbise ki başkaları dokusun,kullandığın silahı başkaları yapub satsın.Sonra da yaşayacağım de!Böylelikle insanı yaşatmazlar.Kışın soğuğundan ,yaın sıcağından,düşmanın tecavüzünden muhafaza içun sanat lazımdır.Bunu iyi bilelim de yaşamak için ne lazımsa hepsini kendi memleketiniz de ve kendi elimiz de yapmaya çalışalım.Çocuklarımızı hüner sahibi yapalım.Hem zamanın bizden istediği gibi hüner sahibi yapalım.Zamanın ihtiyaclarını tatmin edemiyen hünerler amelden sagıtdır.Çünkü kainat da hiçbir şey durmaz,Daşma değişir.Zaman da değişmektedir.Bu gün yarına benzemez.Gelecek ay bu ay gibi olmaz.On sene evvel işe yarayan bir şey bu gün yaramaz.Öylese hünerlerimizi zamana uydurmak mecburetindeyiz.Hazreti Ali efendimizin çok büyük bir sözü var. Bakınız ne diyor;"Çocuklarınızı kendi bulunduğunuz zamandan başka bir zaman için hazırlayın.Kendi yaşayacakları zamana göre talim edin.Ona göre ilim ve hüner sahibi yapın.Kendi zamanınızı düşünmeyin.Gelecek zamanı düşünün.Çünkü onlar sizin bulunduğunuz zamandan başka bir zaman içun yaradılmışlardır.
Cematı müslimin!
Dikkat ediniz!Bu ne büyük bir sözdür.Evt insan zamanına göre hazırlanmazsa yaşayamaz.Bir sanatkar zamanın ihtiyaçlarını gözetmezse sanatdan tamamıyla istifade edemez.
Söz temsili bir demirci,bir marangöz,bir kunduracı dedesinden gördüğü gibi gider.Ve sanatını günden güne ilerletmezse müşteri bulabilir mi?Peyğamber efendimiz hüner sahiblerine hıtaben buyuruyor ki :Yaptığını beğendir.Hünerini aleme sevindir.Allah sanatından mahir olan sanatkarları sever.Şimdi bu nasıl olur?
Yaptığını herkesin beğenecği gibi yaparsa olur değil mi?
Yaptığını herkese beğendirebilmek içun zamana göre hüner sahibi olmalıdır.Hünerini her zamana göre ileri götürebilecek mehareti olmalı.Zaman nasıl istiyorsa öyle yapılmalıdır.Dinimizi daima terekkıye, daima tekamüle sevk ediyor.Dünya da enbüyük terekki işini,vazifelerini en güzel yapmak ve başdan savma yapmamaktır.Allaha ibedetini yapacaksan bunu hakkıyla yap.Başdan savma yapma.Elin de bir sanatın mı var,ona hakkıyla sahib ol.Tenbellik yapma.Hiyle karıştırma.Sanatını daime ileri götür.En mükemmel yapabilmen için esbabı ne ise onu ara.Vazifesini iyi yapan ve sanatını ileri götüren, asarı sanatını başkalarına beğenediren kimseler her yer de,her asır da her millet de sevinir.Allah da sever.Kul da sever.Şunu iyi biliniz ki Her sanat ve meslek sahibi vazifelerini hakıyla ve kemali ciddiyet ve istikametle ile ifa ederse milletimizin yüzü güler.Daima terekki ederiz.Daima tekamüle doğru gideriz.Böyle olmadıkca biz terekkiden,terekki pek çok bizden uzaktır.Efendimizin şu hadisi şerifine dikkat buyurunuz:
Allah işlediklerini güzel yapan,başdan savma yapmayanları sever.

 
Kurban
Beiträge: 1.013
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010

zuletzt bearbeitet 21.11.2021 | Top

   

21-30 Hutbe
3-10 Hutbesi

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz