Saklı İnci İmam Azam mevlüdü şerifi

#1 von Kurban , 21.06.2018 18:30

2. İMAMI AZAM’IN MEVLİD-İ ŞERİF’İ El-KASİDETÜ’L-MEYMÛNETÜ’L-MÜBAREKETÜ’N-NU’MANİYYE (ed-DÜRRÜ’L-MEKNÛN -SAKLI İNCİ-)

İMAMI AZAM’IN MEVLİD-İ ŞERİF’İ: el-KASİDETÜ’L-MEYMÛNETÜ’L-MÜBAREKETÜ’N-NU’MANİYYE  (ed-DÜRRÜ’L-MEKNÛN -SAKLI İNCİ-)

İmamı Azam Ebu Hanife hazretleri, Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi meth eden 53 beyitlik kasidesini, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin ravzasına yüz sürdüğüde yazmıştır. İmam Nesefi (Rahimehullah)’ın, “Tuhfe” adındaki eserinde, Şems’ul-Eimme Halvanî (Radiyallahu anhu)’dan şöyle nakledilmiştir:

- İbn-i Abbas (Radiyallahu anhumâ)’yı rüyamda gördüm, bana dedi ki:

- Müçtehidlerin sultanı, Rahman olan Allah’u Teala’nın dostu Ebu Hanife Numan bin Sabit (Radiyallahu anhu), Rasul-ü Ekrem ve Nebiyyi Muhterem (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi, mübarek Ravza-i Mutahhara’sında bir kaside ile metheylemiştir ki bu kasideye; “ed-Dürrü’l-Meknûn” (Saklı inci) ismi verilmiştir. Bu kasidenin bir takım faziletleri vardır:

Her sabah ve akşam mukaddes Ravzasının hizmetçileri olan melekler ve Kürsüyü tavaf eden melekler bu kasideyi şerifi okurlar.Bu kasideyi okumaya devam edenlere afetler, kazalar ve belalar uğramaz.Düşmanlarını sevindirecek bir kötülükle karşı-laşmaz.Ani ölümden emin olur.Okuyana ve bulunan yere sihir, büyü zarar vermez.Bu kasideyi okumaya devam edenlerin gönlü sevinç ve ferahla dolar.Bulunduğu eve, veba gibi bulaşıcı hatalıklar girmez.Günahları bağışlanır.Bir kimse her ne murad için yedi gün peş peşe okursa istediği şey gerçekleşir.

İşte İbn-i Abbas (Radiyallahu anhumâ) bunları anlattı ve uyandım. Bu kasideden haberim olmadığı için bu kasideyi Mekke ve Medine’de aradım. Sonunda Bağdat’ta bir şeyhin yanında buldum. O kamil şeyhte, o zamana kadar duyulmamış diğer bazı özelliklerini saydı. Ömrüm oldukça bende onu okumaya devam etmeyi kendime adadım.

Kaside:

Kasdi geldim sana Ey Seyyid-i sâdât amma,

İsterim senden himayet, dilerim senden rızâ.

İştiyakım sana Ey Hayru’l-verâ bir rütbe ki,

Mâsivâya meyl-i kalbim yok durur vallahi lâ.[1]

İzzü câhın hakkîçün vallahi senin müştakınam,

Hakk bilir ki âşık-ı bî çarenim, meylim sana.[2]

Sensin ol ki, olmasaydın halk olmazdı bir ahad

Belki halk olmazdı âlem belki hep cümle verâ

Sensin ol ki, kıldı nurundan kamer nur iktisab

Şems-i hâvr nûri işrakınla oldu pür ziya[3]

Sensin ol ki, sırrı miracında bu hefti asuman,

İftihariyle müzeyyen oldu hem çün mah ligâ.[4]

Sensin ol ki, eyledi davet seni ol Zü’l-Celâl,

Sem’ine erdi o kurb içre sâdâyı Merhaba.[5]

Sensin ol ki, diledin Hak’tan şefaat ümmete,

Lütf ile kıldı kabul etti icâbetle nidâ.

Sensin ol ki, Adem safiyullah sana

İlticâ ile kabul oldu ne ki ibtidâ dua

Etti İbrahim Halilullah dua isminle çün

Ateş-i nemrut söndü gülistan oldu ona.

Hazreti Eyyüb dedi: “ennî messenî,”

İsmini yâd eyleyip emrâziden buldu şifa.[6]

Dâhi Ruhullah senin hüsn-ü sıfatın meth edip

Çok beşaretler haber verdi sıfatında ulâ[7]

Hazreti Musa Kelimullah o şân-ı refî’

Rûzi mahşer ol dahi huzura ilticâ.[8]

Cümleten peygamberanı hem benî âdem melek,

Cem olup tahtı Livâhi’l-Hamde heb bây-u kedâ.[9]

Mu’cizatın âciz etti hep fesahat ehlini,

Fazlına yoktur nihayet farz olunmaz intihâ.[10]

Söyledi sana taamı pühte mesmûm olduğun,

Hem keler geldi sana lebbeyk ile hîne’l-likâ[11]

Geldi kurt ile geyik yüzün kodu hem dedi,

Yâ Rasulallah! himayet kıl bize Ey Mültecâ!

Hem dahi kuşlar vaz-i cebîn ile verip selam,

Hem şikayet eyledi nâka sana verip selam.[12]

Davet ettin çok şecer koptu yerinden durdu tez,[13]

Bî kadem kıldı icabet yürüyüp geldi sana.

Aktı keffinden sular feyzanı cümle içtiler[14]

Hem elin içinde tespih etti taşlar bî hasâ.[15]

Başın üzre sâyedârın oldu bir pâre bulut,

Nahli hurma firkatinden inleyip ister likâ.[16]

Yürüse yumuşak yere asla belirmezdi eser,

Kâti taşa bassa olurdu firaş âsâr hâ![17]

Erdi çün merzaya vardı hem şifayı hikmetin,

Cûd-i ihsanınla doldu vâdi-i ümmü’l-kurâ.[18]

Çeşm-i â’mâyı Katâde oldu ke’l-evvel basîr,[19]

Dahi hem İbnü’l-Husayn buldu devan ile şifâ

Hem Hübeyb ve İbn-i Afra oldular mecruh-i mevt,

Der akeb mesh-i yedinle buldular mahz-i devâ.[20]

Derd-i çeşm erdi gaza-i Hayber içre Haydar’a

Buldu ağzın yâri ile ân-ı sâatte şifâ.[21]

İbn-i Câbir çün vefat etmişti sen kıldın duâ,

Hakk seni irzâ edip verdi hayat ol dem ona.[22]

Ümm-ü Ma’bed’in südü vermez koyunun göğsüne,

Sürdün elin çeşme gibi aktı sütü daima.

Munkatı’ olmağla bârin nice yıllar kahd iken,

Yağdı yağmur bitti habbab eyledin çünki dua.[23]

Kâffeten mahluku davet eyledin dine heman,

Oldu munkad emrine her kim sema’ etti nidâ.[24]

Doğru yolu gösterip hem din-i küfrü hor kılan,

Doğru olan din-i islam dinini kıldın ulâ.

Oldular mahrum-i merzât-ı Hudâ hep cümleten,

Sana kim kıldı adâvet eyledi her kim cefâ.[25]

Gazve-i Bedr’inde geldi çok melâik pür silah,

Hakk Teala cânibinden eylediler çok gaza.[26]

Yevm-ü Fethi’l-Mekke oldu çok fütuhâtın senin,

Yevm-ü Ahzab erdi nusret oldu çok va’dü vefâ.[27]

Hûd ile Yunus senin hüsnünden oldular cemil,[28]

Hem Cemail-i Yusuf oldu rif’atinden pür ziyâ.[29]

Kadrin Ey Tâhâ, senin âli nebilerden kamu,

Geldi subhanellezi esra senin şanında tâ!

Gelmedi vallahi Yâ Yâsin! Hiç mislin senin,[30]

Âleminde hem cihân içre yemin-i hakk-ı Hüdâ.

Vasfı zâtında senin lâl oldu şairler bütün,

Âciz oldu halk-ı âlem kılmadan meth-u senâ.

Hem gelip verdi haber İncil-i İsa bi’setin,

Medhin edip geldi Kur’an hem şanında tâ.

Meth edenler Yâ Rasulallah! Nice metheylesin,

Cem’i küttab itseler birbirine birden sala.[31]

Olsa vallahi yedi derya mürekkep yazmaya

Hem kalem olsa ağaçlar vasfın olmaz münteha[32].

İns-ü cin cem olsalar yazmağa vasfın senin,

Yetmeye takatleri idrakleri ola cüdâ.

Daima aşkına düşmüş kalbim oldu Seyyidim,

Can tenim aşkınla doldu hiç yok mâ’adâ.

Ger sükût etsem, sükûtum sen içindir Yâ Habib!

Söyler isem methini söyler idim ben dâimâ.

İstimâ’ etsem sözü ben ol kelamındır senin,

Gözüme baksam cemalin görünür her bir yana.

Ben fakire kıl şefaat, Yâ Rasulallah meded!

Kapına yalvarı geldim, dilerem senden ginâ[33].

İns-ü cin Ekremisin ben zaife kıl kerem,

Cûd-i ihsanınla râzı kıl eyâ Kenze’l-verâ.[34]

Ben tama’ ediciyem senin keremin zerresin,

Yok Ebu Hanife için alem içre mâsivâ.

Ola ki, rûz-i hesab ona şefaat edesin

Her sabah-u şam eder habl-ü metîne iktidâ.[35]

Sensin ol Şâfi,’ Müşeffe’ cümleden Ekrem meded!

Ümmetin senden himayet ister, eyler iltica.

Olsun ihsanın bana yarın şefaat eylemek,

Ola kim haşrolayım yevme’l-ceza tahte’l-liva[36].

Çok salât-u hem selam etsem sana Hâdi’l-Hüdâ

Merkâd-ı Pâkin ede tâ arzu ol ehl-i safâ.[37]

Âl-u Ashab-u Kiram üzre salat-ü hem selam,

Tâbiine dahi kim etti teveccüh Ravzan’a.[38]

 

İmam-ı Azam Ebu Hanife Nu’man b. Sabit (Rahmetullahi aleyh)

 

[1] Ey İnsanların en Hayırlısı! Sana öyle iştiyakım, arzum var ki, kalbimde senden başka hiçbir şeyin sevgisi yoktur.

[2] Vallahi Makam’ın hakkı için senin müştakınam, Hakk’ta biliyor ki ben sana âşığım ve meylimde sanadır.

[3] Sen öyle bir zatsın ki, ay Senin nurundan kisveye büründü, güneşte senin güzel nurunla parlak göründü.

[4] Sen ki, miracında semaya yükselince, seninle semalar süslendi, yüceldi.

[5] Sem’ine erdi: Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)’in selamına Allah’u Teala karşılık verdi. Kurb: Yakınlık.

[6] Enni Messeni: Sure-i Enbiya, âyet 83. Emrazi: Hastalık. Yani Yâ Rabbi! Bu hastalığı benden al, dedi ve bu hastalığı Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem)’in hürmetine kaldırıldı.

[7] Ruhullah: İsa (Aleyhis-selam). Hüsn-ü Sıfat: Güzel sıfatlar. Beşâret: İnsanlar.

[8] Huzuru iltica: Sana sığınır.

[9] Cümlesi Livahul’hamd sancağının altında toplanır.

[10] Fesahat ehli: Eğtim seviyesi yuksek en düzgün konuşan kimseler. Farz olunmaz intihâ: Sonu gelmez.

[11] Pişmiş kuzu zihirli olduğunu sana söyledi. Kertenkele de sana kavuşunca lebbeyk dedi.

[12] Vaz-ı ceb’in: Yanına gelmek. Nâka: Deve.

[13] Şecer: Ağaç.

[14] Ellerinden su coşarak aktı ve cümle bulunanlar o sudan içtiler.

[15] Bi hasâ: Sayısız.

[16] Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)’in hutbe verirken üzerine çıktığı hurma kütüğünün, daha sonradan yüksek bir minber yapılınca, o minberde hutbe verirken önceki hurma kütüğünün kendisinin üzerine çıkarak hutbe vermesini istemesi. (Bu olay üzerine o hurma kütüğünü yeni yapılan minberin altına gömülmüştür.)

[17] Firaş âsar: Ayakları taşa gömülerek iz yapmak.

[18] Merza: Dert, hastalık vs. Cûd: Cömertlik. Vadi-i ümmül-kura: Bütün yer yüzü.

[19] Körlüğünden dolayı Katade (Radiyallahu anhu)’nun gözünü iyileştirdin.

[20] Hubeyb ve İbn-i Afra, ölümcül bir yara alınca, elini sürdüğün anda onları iyileştirdin.

[21] Hayber’in fethinde Hz. Ali efendimizin gözünden rahatsız olduğu haberi sana ulaşınca tükrüğünle onu iyileştirirp şifa verdin.

[22] Allah’u Teala, Câbir (Radiyallahu anhu)’nun ölen iki oğlunu, senin duan ile dirilterek seni razı etti.. 

[23] Bir kıtlık senesi açıkça dua ettin, bulutlardan yağmur boşandı ve nebatatlara can geldi.

[24] Bütün mahlukatı dine davet ettin, boyun eğdiler ve seve seve seni dinleyerek itaat ettiler.

[25] Adâvet: Düşmanlık. Mahrum-i Merzat-ı Hudâ: Allah’u Teala’nın rızasından mahrum olmak.

[26] Cânibinden: Tarafından.

[27] Yevm-ü Ahzab: Hendek günü

[28] Hüsnünden: Güzelliğinden. Cemil: Güzel. Rif’tinden: Parlak olan yüce güzelliğinden.

[29] Yusuf (Aleyhis-selam)’da güzelliğini senin nurundan aldı.

[30] Yâsin: Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin ikiyüz isminden biridrir.

[31] Ne kadar kitaplar yazılsa, seni anlatmakta yetersiz kalırlar.

[32] Müntehâ: Son.

[33] Ginâ: Zenginlik, varlık.

[34]  Ey takva hazinesi! Cömert ihsanınla beni razı kıl.

[35] Umulur ki, Sen ona hesap günü şefaat edesin, elbette Senin kulpuna o sımsıkı sarılmıştır.

[36] Yevme’l ceza tahtel liva: Livahul hamd sancağı.

[37] Ey hidayet bayrağı, Salat-u Selam Senin üzerine olsun, aşıklar özlem çektikçe pâk, temiz olan Makamın’a gelmeye!

[38] Ashab-ı Kiram’a, Tabiine ve Senin Ravzana teveccüh edenlere Salat-u Selam olsun

 
Kurban
Beiträge: 1.052
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010


   

Şeyhim Mehmet Efendi ile tanışmam
Hazreti Şeyh Üveysi Karni

Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz