Bismillahirrahmanirrahim.
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan, hesap gününün sahibi, tek hak din ve
hayat nizamı olarak İslam'ı biz kullarına ihsan eden, Allah(c.c)'a hamd,
yaşayan Kur'an, muallimimiz, liderimiz, Peygamber Efendimize (s.a.v) salât
ve selam olsun.
19 Ağustos pazar günü, mübarek ramazan bayramı. Dinimizin iki bayramından
biri. Oruç ay'ı tamamlanıp artık serbestçe yenilip içildiği veya bayramdan
önce fitre verildiği için îdu'l-fıtr da denilmiştir. Bu bayram Kurban
bayramı ile birlikte ilk defa Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye göç
etmesinin 2. yılında kutlanmaya başlanmıştır.
Bayram günleri sevinç ve mutlukların paylaşıldığı günlerdir. Bundan
dolayıdır ki, bu günlerde oruç tutmak bile dinen yasaklanmıştır. Bu
günlerde meşru çerçevede helal nimetlerden istifade edilmelidir. Bayram
günlerinde uyulması güzel olan bazı edep ölçüleri vardır. Bayram sabahında
erken kalkmak, banyo yapmak, ağız ve diş temizliğinde bulunmak, hoş kokular
sürünmek, en yeni veya hiç değilse temiz elbiselerle namaza gitmek,
mümkünse farklı yollardan ve yürüyerek gidip gelmek bunlardan birkaçıdır.Bu
konuda sizlere bir yazımızı gön- dermiştik.
Bayram namazını kılmak da, kendisine cuma namazı farz olan herkesin yerine
getirmesi gereken önemli bir ibadettir. Namaza giderken, duruma göre sesli
veya sessiz, "Allahü Ekber, Allahü Ekber.." diyerek tekbirler getirmek de
sevaplı görülmüştür. Yine ramazan bayramında, bayram namazından önce tatlı
bir şey yenmesi teşvik edilmiştir. Bayramın önemli bir adabı da
bayramlaşmadır. Bunun da ruhu, sevgi, saygı; dost ve akraba ziyareti; ikram
ve cömertliktir. Ziyaretleşme, tokalaşma, birbirine dua etme bu mübarek
günlerin en güzel görüntüleridir.
Ramazan bayramında, hali vakti az çok iyi olanlar için fıtır sadakası da
önemli bir görev olup, namazdan önce yerine getirilmiş olmalıdır. Yerine
getiremeyenler bayramın birinci günü mutlaka ödemelidirler.
Bayram vesilesiyle ölüler de unutulmaz. Geçmişlerimiz, rahmete gitmiş,
ahirete göçmüş anne babalarımız ve maneviyat büyüklerimiz hatırlanır.
Kabirleri ibret için ziyaret edilip kendileri için dua edilir. Ancak, mezar
ve türbelerin kutsanmaması, saygıda aşırıya gidilmemesi esastır. Bunun için
türbe ve yatırlara para atılmaması, adak adanmaması, mum yakılmaması,
kurban kesilme-mesi, el yüz sürülmemesi, bez çaput bağlanmaması, taş ve
para yapıştırılmaması, yiyecek maddesi bırakılmaması, eğilerek veya
emekleyerek girilmemesi, medet ve şifa umulmaması, etrafında dönülmemesi ve
türbe içinde yatılmaması gerekir. Mezar ziyaret edilirken önce, "Selâm
size, ey bu diyarın Müslüman sakinleri! Siz bizden önce gittiniz, biz de
inşaallah imanla sizlere kavuşacağız" diye selam verilir. Ölüm üzerinde
düşünülür. Dünyanın faniliği, hayatın geçiciliği hatırlanır. Yaşantımız bu
gerçeğe uygun biçimde yeniden gözden geçirilir. Okuyabildiği kadarıyla
herkes bizzat okuyacağı Kur'an'larla, onlar için sadakalar vermekle,
böylece inen rahmetle onların da ruhları şad edilir.
Bayramda yaşlılar da unutulmamalı, yıllarca gösterdikleri fedâkarlıkları
büyük bir vefa duygusuyla karşılanmalıdır. Özellikle çevremizdeki veya
düşkünler yurdu ve huzur evlerindeki kimsesiz insanların ziyaret edilerek
yalnızlık-larının bir günlüğüne de olsa unutturulması çok güzel olur.
Toplumun huzur sigortaları ve bereket direkleri olan bu saygıdeğer
insanların, yaralı gönüllerine merhem sürül-mesi de bayramın adabındandır.
Bayramın en güzel çiçekleri, neşe dolu cıvıl cıvıl kuşları çocuklardır.
Onlar da mutlaka sevindirilmeli, harçlıklarla, şekerler ve hediyelerle
bayramın tüm güzellikleri kendile-rine yaşatılmalıdır.
Hasetçi şer çevrelere inat, doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin tüm
insanları her türlü güzellik ve özgür-lüğe layıktır.Birbirimizi sevelim,
kucaklaşalım ve bütün güzellikleri paylaşalım. Huzur, sükün, sağlık ve
barış içinde bayramlaşalım. Bayramınız mübarek olsun.
Nice güzel neşeli ve güzel bayramlar efendim!....
Muderrisim(Zafer)Hoca....