Ehli Kitable Evlenme/Ehli Kitabla müşrük farkı nedir?

#1 von Fahrettin Raziden nakil ( Gast ) , 12.04.2014 07:18


Fukahânın çoğu, zımmîolan yahudi ve hristiyan kızlarıyla evlenmenin helal olduğu görüşünü benimsemişler ve bu hususta bu âyeti delil getirmişlerdir. [86]


Bu Evliliği Caiz Görmeyenler



Ama İbn Ömer(r.h) bunu helal saymamış, "Allah'a eş tanıyan kadınlarla, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin.." (Bakara, 221) âyetini buna delil getirmiş ve şöyle demiştir: "Ben, ehl-i kitap kızın, "Benim Rabbim İsa'dır" demesinden daha büyük bir şirk bilmiyorum."

Bu görüşte olanlar, onların, "Sizden önce kendilerine kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları (da size helal kılındı)" ifadesini delil getirmelerine karşı, şu cevaplan vermişlerdir:

1) Bundan murad, onlardan iman eden kadınlardır. Zira bazı kimselerin aklına, yahudi bir kadın, iman ettiğinde onunla bir mü'minin evlenip evlenemeyeceği sorusu gelmiş olabilir. Bundan dolayı Cenâb-ı Hak, bu âyetle bunun caiz olduğunu beyan etmiştir.

2) Atâ'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Allah Teâlâ, o esnada müslüman kadınların sayısı az olduğu için, ehl-i kitabın kadınları ile evlenilmesine müsaade etmiştir. Fakat şimdi, mü'min kadınların sayısı artmış olduğu için, buna ihtiyaç kalmamış ve bundan dolayı da o müsaade kalkmıştır.

3) Allah Teâlâ'nın "Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin" (Mümtehîne, ıjve "Ey iman edenler, kendi (dindaşlarınızdan) başkasını sırdaş edinmeyin" (Aı-ümran, ne) âyetleri gibi, kâfirlerden uzak durmanın gerektiğini gösteren âyetler (vardır). Bir de böyle bir evlilik olduğunda, çoğu zaman aradaki sevgi ve muhabbet gittikçe kuvvetlenir ve bu hal kocanın, hanımının dinine meyletmesine sebep olabilir. Çoğu zaman bunların çocuğu olduğunda da, o çocuk anasının dinine meyleder. Bütün bunlar, hiç gerek yok iken, insanın kendisini tehlike ve zarara atması demektir.

4) Cenâb-ı Hak, bu âyetin sonunda "K/m imanı inkar ederse, mutlaka ameli boşa gitmiş otur" buyurmaktadır. İşte bu ifade, kâfir kadınlarla evlenmekten müslümanlan nefret ettiren en önemli ifadelerden biridir. Binâenaleyh şayet âyetteki,Sizden önce kendilerine kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları (da size helal kılındı)'' buyruğundan maksad, ehl-i kitap kadınları ite evlenmenin helalliği manası olsaydı, bunun peşisıra "Kim imam inkâr ederse..." ifadesinin gelmesi bir tenakuz gibi olurdu ki bu caiz değildir. [87]



Ehl-i Kitapları Olan Cariye İle Evlenmenin Hükmü



Eğer biz bu âyetteki, "Muhsanat" kelimesi ile, hür kadınların kastedilmiş olduğunu söyler isek, o takdirde ehl-ikitaptan olan cariyeler âyetin hükmüne girmez. Yok eğer biz, bu kelime ile iffetli kadınların kastedildiğini söylersek, o zaman ehl-i kitaptan olan (iffetli) cariyeler de, âyetinhükmüne dahil olmuş olur. İşte bundan dolayı, bu meselede İmam-ı Şafiî ite EbûHanife arasında ihtilaf vardır. Şafiî'ye göre, ehl-i kitaptan olan cariyelerle evlenmek caiz değildir. Çünkü bu cariyelerde, hem küfür hem de kölelik gibi iki büyük eksiklik mevcuttur. Ebû Hanife (r.h)'ye göre ise, ehl-i kitaptan olan cariyelerle evlenilebilir. O, âyette geçen "muhsanat" kelimesi ile, iffetli kadınların kasdedilmeşine göre, bu âyetle istidlal etmiştir ki bu husustaki açıklamamız daha önce geçmişti. [88]



Kitabiye Kadının Zımmi Veya Harbi Olması


Sa'id İbnü'I-Müseyyeb ile Hasan el-Basrî, 'Sizdenönce kendilerine kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınlar!..'' tabrine hem zımmî, hem de harbî ehl-i kitap kadınlarının girdi­ğini binâenaleyh hepsi ile evlenmenin caiz olduğunu söyle­mişlerdir. Fukâhanın ekserisi ise, bu hükmün sadece, zımmî olan ehl-i kitap kadınlarına has olduğu kanaatindedirler. Bu, İbn Abbasın görüşüdür. Çünkü o, "Ehl-i kitabın kadınlarından bize helal olanlar olduğu gibi, haram olanlar da var" der ve "Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a inanmayanlar İlef kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın" cevap. 29) âyetini okur. "Binâenaleyh cizye verenlerin (ztmmîlerin) nikahı helâl, vermeyenlerinki ise haramdır" der. [89]



Zaruri Durumda Mecusinin Kestiğini Yemenin Hükmü


Alimler, mecûsiierin, cizye kabulü hususunda ehl-i kitap muamelesine tabi tutulurken, kestiklerini yeme ve kadınları ile evlenme konusunda, bu statüde sayılmamaları hususunda ittifak etmişlerdir. Ibnü'l-Müseyyeb'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bir müslüman hasta olur da, bir mecûsiye, Allah'ın adını anarak bir hayvanı kesmesini emrederse, (o hayvanın etini yemesinde) bir beis yoktur." Ebu Sevr ise: "Eğer o müslüman bunu sıhhatli iken emretmiş olsa, yine de (bunun etini yemede) bir beis yoktur" demiştir. [90]


Ehl-i Kitap Vasfının Devam Edip Etmemesi


Fakîhlerin bir çoğu şöyle der: "Kur'ân nâzil olmadan önce, Tevrat ve İncil'e göre amel eden ehl-i kitabın kadınlarının nikahı helâldir. Bunun delili, "Sizden önce kendilerine kitap verilenlerin hür ve İffetti kadınları..." âyetidir. Bu âyetteki "Sizden önce" ifadesi, Kur'ân nazil olduktan sonra, önceki kitaplarına göre amel etmeye devam edenlerin, kitabın hükmünden çıkmış olacaklarına delâlet eder.

Daha sonra "Onların mehirlerini verirseniz.." buyrulmuştur. Ehl-i kitab'ın kadınlarının helâl olmasının, mehirlerinin verilmesi şartına bağlanması, mehrin çok Önemli bir vecibe olduğuna delâlet eder. Binaenaleyh mehrini vermemeye niyetlenerek bir kadınla evlenen kimse, sanki zina yapmış olur. Mehire, âyette "ücret" denilmesi de, mehrin herhangi belirli bir miktar ile sınırlandırılmayacağım gösterir. Bu, icarlarda (kiralamalarda), asgari ücretin belirlenememesi gibidir.

Sonra Cenâb-ı Hak, "namuskâr, zinaya sapmamış ve metresler edinmemiş olmanız şartıyla... " buyurmuştur.

Şa'bt şöyle demiştir: "İki türlü zina" vardır:

a) Sifâh, alenî (açıktan açığa) zina etmek,

b) Metres tutmak... Bu da, gizlice zina etmek demektir. Allah Teâlâ bu âyette her ikisini de haram kılmış ve kadınlardan, "ihsan" (evlenme) yoluyla istifade etmeyi mubah kılmıştır.

Daha sonra Cenâb-ı Allah "Kim imanı inkâr eder ise, mutlaka ameli boşa gitmiş olur" buyurmuştur. Âyetle ilgili birkaç mesele vardır[91]



Ehl-i Kitap İle Müşrik Farkı Dünyaya Hastır


Bu cümlenin daha Önceki kısımla münasebeti hakkında iki görüş vardır:

1) Bundan maksad, daha önce zikredilen mükellefiyet ve hükümler hususunda bir teşviktir. Yani, "Her kim Allah'ın hükümlerini ve mükellefiyetlerini inkâr ederse, muhakkak ki hem dünyada, hem âhirette hüsrana uğrar ve eli boş çıkar" demektir.

2) Kaffâl şöyle demiştir: "Bu ifade, "Ehl-i kitap için, her nekadar dünyada kadınlarıyla evlenme ve kestiklerinin mubah olması gibi bir meziyetleri var ise de bu durum, âhiret halleri ile oradaki mükâfaat ve ceza hususunda, müşriklerle onları birbirinden ayırmamaktadır. Bilakis Allah'ı inkâr eden herkesin dünyada yaptığı amelleri boşa çıkar ve o kimse âhirette kesinlikle hiçbir mutluluk ve saadete ulaşamaz" manasındadır." [92]




Âyetteki, "Kim imani inkâr eder ise, mutlaka ameili boşa gitmiş olur" buyruğunda bir müşkil bulunmaktadır ve bu da şudur: Küfür (inkâr) ancak, Allah'ı ve peygamberi inkâr olarak düşünülür. İmanı inkar etmek imkânsızdır. İşte bu sebepten dolayı, müîessirler ihtilaf ederek, bu ifadeyi şu şekillerde tefsir etmişlerdir:

a) Ibn Abbas (r.a) ve Mücahid: "Kim imam inkâr eder ise...", "Kim Allah'ı inkâr ederse..." manasındadır. Böyle bir mecaz, güzel ve yerindedir. Çünkü Allah Teâlâ, imanın da Rabb'idir. Birşeyin Rabbi olan, bazan mecazen o şey ile ifade edilebilir" demişlerdir.

b) Kelbf, "Kim imâm İnkâr ederse..." ifadesi, "Kim Allah'tan başka ilah olmadığına şehadeti inkâr ederse" demektir. Binaenaleyh Cenâb-ı Hak, kelime-i tevhid'i "iman" kabul etmiştir. Çünkü kelime-i tevhide iman vacip olunca, onun ayrılmaz gereklerine iman etmek de, şeriatın emri olmuş olur. Birşeyin isminin, o şeyin lâzımına (gereği olan şeye) verilmesi, meşhur bir mecaz şeklindedir" demiştir.

c) Katâde şöyle der: "Bir grup müslüman, "Onlar bizim dinimizde olmadıkları halde, ehl-i kitabın kadınları ile nasıl evleniriz?" demişlerdi. İşte bunun üzerine Allah bu âyeti indirdi. Buna göre bu, "kim, Kur'ân'da inenleri inkâr ederse, ameli boşa gider.." demektir. Buna göre Cenâb-ı Hak Kur'ân'ı, "imân" diye adlandırmıştır. Çünkü Kur'ân, mutlaka iman edilmesi gereken herşeyin açıklamasını ihtiva eder." [93]

Fahrettin Raziden nakil
zuletzt bearbeitet 01.05.2014 16:30 | Top

   

Ehli Kitable Evlenme Caizmidir?
“Behimetu’l-En’am” Taberinin İzahı

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz