Allah Tevbe Edenleri ve Temizlenenleri Sever Fahrettin Razi

#1 von Kurban , 09.11.2013 13:08


Allah Tevbe Edenleri ve Temizlenenleri Sever Fahrettin Razi



"Muhakkak ki Allah çok tevbe edenleri sever, iyice temizlenenleri sever" buyruğuna gelince, ge­rek muhabbetullâh'ın, gerekse tevbenin izahları daha önce geçmişti. Biz bunları tekrarlamıyacağız. Ancak ne var ki, şöyle diyoruz:, tevbe olarak, isim­lendirilen fiili çokça yapan kimsedir. Tevbeleri çok kabul edici otması itibariy­le bu vasıf Allah hakkında da bazan kullanılabilir.

Eğer, "Ayetin zahiri, Hak Teâlâ'nın, mutlak mânada tevbeyi çokça ya­panları sevdiğini gösterir. Halbuki akıl da, tevbe etmenin ancak günahkâr olan kimseye uygun düşeceğine delâlet eder. Bundan dolayı günahkâr olmayan kimsenin tevbe etmesinin yerinde olmaması gerekir" denilirse, biz buna şu iki şekilde cevap veririz:

a) Mükellef, kusur etmeyeceğinden kesinlikle emin olamaz. Dolayısıyla o kimsenin, her halükârda, kusurunu giderebilmesi için tevbe etmesi gerekir.

b) Ebû Müslim el-İsfehâni şöyle demiştir: "Arapça'da tevbe, "dönmek" mânasından ibarettir. Kulun Allah'a tevbesi ise, her halükârda güzeldir."

Kadı, İsfehani'nin bu görüşüne itiraz ederek şöyle demiştir: "Tevbe, Arap­ça'da her ne kadar rücû (dönmek) mânasından ibaret olsa da, ancak bu keli­me şeriat örfünde eskiden yapılan fiillerden pişmanlık duymak, o anda ve gelecekte o fiilleri bir daha yapmamaya karar verip azmetmekten ibarettir. Bu sebeple kelimeyi, (tevbe), lügâvi manasına değil de, şer'î manasına hamlet­mek gerekir."

Ebu Müslim buna cevap vererek şöyte diyebilir: "Benim bu cevaptan mak­sadım şudur: Lâfzı şer'î mânadaki tevbeye hamletmek mümkün olursa, lâfız yerinde kullanılmış olur ve sorudan da kurtulunmuş olunur. Ama bu imkânsız olduğu zaman, bir ta'n ve bir soru gelmesin diye, lâfzı kelimenin aslî-lügavî manasına hamledersin.

"Hak Teâlâ'nın, "Ve iyice temizlenenleri sever" kavli hakkında da bazı izahlar vardır:

a) Bundan murad, günahlardan ve isyanlardan uzaklaşmaktır. Çünkü tevbe eden, önce bu kötü fiilleri işleyip, sonra da onu terkeden kimsedir. Halbuki "mütetahhir" ise, bunlardan uzak kaldığı için, onları aslında hiç işlemeyen kim­sedir. Bu iki kısmın, bir üçüncüsü yoktur. Lâfız bu mânaya da muhtemeldir. Çünkü günah ruhanî bir pisliktir. İşte bu sebepten dolayı Cenâb-ı Hak, "Müşrikler ancak, pisliktirler" (Tevbe, 2e) buyurmuştur. Bu sebeple, günahı terketmek, ruhanî bir temizlik olacaktır. İşte bu mânadan do­layı, Allah'u Teâlâ bütün kusur ve çirkinliklerden münezzeh olduğu için, "O, Tâhir'dir, Mutehhar'dır" diye vasfedilmiştir. Ve yine "Fa­lancanın eteği temizdir" denilir. Yani, o "kimse günah işlememiştir,

b) Bundan murad, o kadına hayızlı iken ve Hak Teâlâ'nın, "Onlara, Allah'ın size emrettiği taraftan varın" buyurduğu gibi, onlara ferçlerinin dışındaki herhangi bir mahalden yaklaşma-maktır. Bu görüşte olanlar şöyle demişlerdir: Bu daha evlâdır, çünkü bu, aye­tin öncesine uygun düşen bir açıklamadır. Bir de Hak Teâlâ, Lût kavminden rivayet ederek, "Onları çıkarın mem­leketinizden. Çünkü onlar, çok temizlenen kimselerdir" (A'râf,82) buyurmuştur. Bu sebeple Cenâb-ı Hakk'ın,sözünün mânası, "Kadınlara makatlarından yaklaşmayanları..sever" şeklinde olur.

c) Hak Teâlâ, "İyice temizlendiklerinde" şartıyla, bize temiz­lenmemizi emredince, hiç şüphesiz temizlenen kimseyi medhederek, buyurmuştur. Bu temizlenmeden maksat ise, su ile temiz­lenmektir. Nitekim Hak Teâlâ da: "Orada iyice temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da, tertemiz olanları sever" (Tevbe,108) buyurmuştur. Bu ayetin tefsirinde şöyle denilmiştir: "Onlar su ile istincâ yapıp temizlendikleri için, Allah onları medh û sena etmiştir."

 
Kurban
Beiträge: 1.052
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010


   

İkİ Mesele/Kadınların Tarla Olması ve Onlara Yaklaşım Şekli
Hayz Kelimesi Hakkında İlmi Bir Tetkik Fahretin Razi Tefsiri

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz