ACIK ZIKIR Ile ILe ilGILI

#1 von MCK ( Gast ) , 16.10.2012 19:29

ACIK ZIKIR Ile ILe ilGILI

1-) “Vele zikrullahi ekber- Allah’ı zikretme en büyüktür."(Ankebut-45)
2-) “Fezkirüni ezkirküm- Beni (Allah (ı) anın ki, Bende sizi anayım.” (Bakara-152)
3-) “ Ey İman edenler! Allah’ı çok zikredin.” (Ahzab-41)
4-) “Ayık olun! Kalpler, Allah’ı zikretmekle mutmain olur.” (Ra’d-28)
5-) “Allah’ı çok zikredin ki kurtulasınız.” (Cuma-10)
6-) “Onlar ayakta, oturarak ve yanlarına yatmış halde Allah’ı zikrederler ve göklerin yerini nesnelerini düşünürler.” (Al-i imran-191)
7-) “Vezkürisme Rabbike- Rabbinin ismini zikret.” (Ala-15)
8-) “Zikrim için namaza kalk!” (Tâhâ-14)
9-) “Namaz, kötülüklerden münkerden kurtarır. Zikrullah ise en büyük olandır.” (Ankebut-45)
10-) “Unuttuğun zaman Rabbini zikret!” (Kehf-24)
11-) “Ya Muhammed! Sabah akşam beni zikret.” (A’raf-205)
12-) “Sabah akşam beni tesbih et! ” (Tâhâ-130)
13-) “İster Allah deyiniz, isterse Rahman; hangisini çağırırsanız çağırın; güzel isimlerin hepsi onundur.” (İsra-110)
14-) “Güzel isimler onundur; onlarla çağırınız.” (A’raf-180)
15-) “Mü’minler onlara denir ki; Allah anıldığı zaman, kalpleri titrer.” (Enfal-2)
16-) “Bir kimsenin sinesini Allah açarsa, O Rabbi tarafından verilen bir Nur üzerine yürür. Kalpleri Allah’ı zikretmeye katılaşan kimselere yazıklar olsun!” (Zümer-22)
17-) “Sen ancak zikre uyan ve görmeden Rahman’a büyük saygı gösteren kimseleri uyarabilirsin…”(Yâ Sin-11)
18-) “Onlar, Allah’ın zikrine dalarlar.” (Hadid-16)
19-) “Sümme telinu cülûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillah- Sonra ciltleri yumuşar ve kalpleri Allah’ın zikrine dalar… Allah’ın zikri üzerine olurlar…” (Zümer-23)
20-) “Allah size nasıl hidayet ettiyse, Allah’ı öyle zikrediniz.” (Bakara-198)
21-) “Atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla Allah’ı zikredin.” (Bakara-200)
22-) “Sayılı günlerde Allah’ı zikredin (tekbir alın). ” (Bakara-203)
23-) “Bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı zikredin." (Bakara-239)
24-) “Rabbini çok zikret ve sabah akşam (O’nu) tesbih et! ” (Âl-i İmran-41)
25-) “Namazı bitirdiğiniz zaman, ayakta,oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah’ı zikredin”(Nisa-103)
26-) “Rabbinin adını zikret ve bütün gönlünle O’na yönel” (Müzemmil-8)
27-) “Sabah akşam Rabbinin adını zikret” (İnsan-25)
28-) “Allah’ın mescidlerinde, Allah’ın adının zikredilmesine engel olan ve onların harâb olmasına çalışından daha zalim kim vardır?” (Bakara-114)
29-) “Münafıklar (iki yüzlüler) , Allah’ı (güya) aldatmağa çalışırlar. Oysa O, onları aldatır Namaza kalktıkları zaman da üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar Allah’ı pek az zikrederler.” (Nisa-142)
30-) “Şeytan, içki ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı zikretmekten ve Namaz kılmaktan alıkoymak ister (istiyor) ” (Maide-91)
31-) “Nefsini, sabah akşam, rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber tut! Gözlerin dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan başka yana sapmasın! Kalbini bizi anmaktan (zikretmekten) alıkoyduğumuz, keyfine uyan ve hep aşırılık olan kişiye itaat etme!” (Kehf-28)
32-) “O gün cehennemi kafirlere açıkça göstermişizdir. Onlar ki beni zikretmeye karşı gözleri perde içinde idi. Ve dinlemeye tahammül edemezlerdi” (Kehf-100-101)
33-) “Ama kim beni zikretmekten yüz çevirirse, onun için dar bir geçim vardır. Kıyamet (Haşır) günü onu kör olarak süreriz” (Tâha-124)
34-) De ki; “Gece gündüz, sizi Rahman’dan kim koruyacak? ” “Hayır! Onlar, Rablerinin zikrinden yüz çeviriyorlar” (Enbiya-42)
35-) “Allah, tek olarak anıldığı zikredildiği zaman, Âhirete inanmayanların kalpleri ürker. Ama O’ndan başka (ilâh) ları anıldığı zaman hemen sevinirler.” (Zümer-45)[/COLOR]
36-) “Kim Rahman’ın zikrine karşı kör olursa, ona bir şeytanı saldırırız; artık o, onun arkadaşı olur.”(Zuhruf-36)
37-) “Şeytan onları kuşatmış, onlara Allah’ı zikretmeyi unutturmuştur. Onlar şeytan’ın hizbi (tarafı-yandaşı) dır. Muhakkak ki şeytan’ın hizbi kaybedecektir.” (Mücadele-19)[/SIZE][/COLOR][/SIZE][/COLOR]

Ebu Derda ( R.A ) den: Resülü Ekrem (s.a.v) Hz.’leri size amellerinizin en hayırlısı ve sevap bakımından en temiz olan mertebelerinizi yükselten altın pırlanta infak etmekten ve harp meydanında düşmanlarınızla çarpışmaktan daha hayırlı bir ameli haber vereyim mi: diye sordu. Ashab, Evet ya Rasulallah dediler. Rasulümüz Allah (c.c) Hz.’lerini zikretmektir. Buyurdular… Peygamber Efendimiz.: Cennette herşey var. Dünyadaki hiçbirşeye hasret çekilmez, ancak dünyada zikirsiz geçen saatlere acıyıp ne olaydı da, o boş geçirdiğimiz saatleri de zikir ile geçirseydik diye hasret çekeceklerdir . Buyurmuştur. Peygamberimiz: Mü’minin üç kalesi vardır. Birisi zikrullah birisi Kur’an okumak, diğeri de namaz dır. Buyurmuşlardır.
Kalpler demirin paslandığı gibi paslanır, onun cilası Kur’an okumak ve Allah’ı çok zikir etmektir. Ve yine Resulullah ( s.a.v ) Hz.’leri buyurmuşlar ki: “Bir şeyi çok seven, onu çok anar” buyurmuştur. “her kim harflerinin hakkını vererek ve çekerek “La ilahe İllallah” derse, büyük günahlarından 4000 günahı silinir buyurmuşlardır. ( Ramuz Şerhi, cilt 4, sahife 521) - TA HA 124: HER kim de zikrimden yüz çevirirse, Ona dair bi maişet vardır, ve onu kıyamet günü kör olarak diriltiriz. CİN 17 : Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse onu gittikçe yükselen bi azaba sokar. BAKARA 152 : siz de beni anın ki bende sizi anayım. Nimetlere şükredin nankör olmayın. NUR 36-37 : Bir takım evlerde ve camilerde sabah ve akşam ona tesbih ederler, öyle ricak ki, ne alım ne satım ve ne ticaret onlar Allah’ı zikirden, namaz kılmaktan zekat vermekten alıkoymaz. İbn-i Ömer ( R.A ) ‘DEN : PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V ) buyurdular ki “Gafiller arasında Allah’ı zikreden kimsenin hali kurumuş otlar arasında yeşil bir ağacın haline benzer Ebu Hurevre ( R.A )’den : Peygamberimiz ( S.A.V ) Aziz ve celil olan Allah (c.c) buyurdu ki, “Ben kulumun zannı üzereyim Beni zikrettiğinde ben onunlayım. Beni yalnız zikrederse bende onu bu suretle anarım. Beni bir cemaat içinde zikrederse bende kulumu daha hayırlı bir cemaat içinde rahmetimle anarım” Ebu Hurevre ( R.A )’den : Peygamberimiz ( S.A.V ) Allah ( C.C ) Hz. kıyamet gününde hiç bir gölgenin olmadığı ve ancak kendi gölgesinin bulunduğu günde yedi zümreyi kendi gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan biride tenhada ALLAH’ı zikreden ve Allah korkusundan göz yaşı akıtandır. Peygamberimiz (S.A.)buyurmuşlardır ki : “Cennet te her şey var. Dünyada ki, hiçbirşeye hasret çekilmez ancak dünya da zikirsiz geçen saatlere acıyıp ne olaydı o boş geçirdiğimiz saatleri de zikir ile geçirse idik, diye hasret çekecekler” Buyurmuşlardır.
Hadislerde Zikir
Zikir kelimesi Kur'ân-ı Kerîmde olduğu gibi, hadis-i şerîflerde de muhtelif mânâlarda kullanılmıştır. Pek çok hadis-i şerîf vardır zikir ile ilgili. Bir kaç misal görelim.
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinin insana verdiği kemâl; kemâl-i insânî, îmandaki kemâl, İslâmdaki kemâl, insanın gönül âlemi ve insan rûhu gibi hususlar bambaşka şeylerdir. Cenâb-ı Hak (c.c), kudsî hadiste şöyle buyuruyor:
"Ben kulumun şöyle güzel, böyle iyi veya çok hayır işlemesine, çok cihad etmesine bakmam. Bunlar hepsi çok iyi şeyler olmakla beraber, size göre işlerdir. Benim için olan kulumun gönlüdür. Ben ancak onun gönlüne nazar ederim. Çünkü ben, hiç bir yere sığmam. Ancak mü'min kulumun gönlüne sığarım."
Bunun ne demek olduğunu bilmem anlayabiliyor muyuz? buyuruyor, Mehmed Zâhid Bursevî (k.s) Hazretleri. Evet, bunun ne demek olduğunu anlamak için gönül lâzımdır, o gönül de ancak zikrullah ile elde edilir. Sormak güzel, öğrenmek daha güzel ama ondan da güzel olan tatbiktir. Yaşamına geçirmektir öğrendiğini, hayat tarzı olarak benimsemektir. Yoksa o ilim vebâl olur insana. Zikrullâhın ne olduğunun, ne demek olduğunun şuurunda olan mü'min bilhasa geceleri herkes derin uykuda iken, zikrullah ile meşgul olsa, onun Hakk ile oluşu ve kendinden geçişine, o anda Hakk'ın o kuluna olan tecellîsine, dünyadaki her şey fedâ edilir. Hakk'ın o tecellîsine mazhar olmayan, nefsinin esiri olan kişi dünya ve âhireti hiç anlayamadığı için zanneder ki işte dünya bu, âhirette ise hemen cennete giriverecek ve yaşayacak. Heyhât!
Bahsi geçti zikir Kur'ândır, namazdır, ilimdir vs. diye. Burada zikirden, ilimden ve Kur'ân'dan murad, ilm-i hakîki yâni ilm-i Kur'ân'dır. Bunlar da hiç bir zaman sadaka, cihad vesâir faziletler ile ölçülemez. Bütün hizmetler, ilmin hakîkatine, Kur'ân'ın hakîkatine ulaşmak için birer vesîleden ibârettir. Sonuç Allâh'a (c.c) vusûldür. Hiç bir an zikrullahtan gâfil olmamak gerekiyor. Zikrullah Allah Teâlâ indinde, fîsebîlillah infaktan yüz kat daha sevap. Sessiz zikir (zikr-i kalbî-hafî) yaparsa bir mü'min, o gizli zikirde, cehrî zikirden yüz derece daha sevaplı. Yâni çok büyük sevap kazanıyor, zâkir bu ezkârdan.
Muaz b. Cebel (r.a)'in rivâyetinde,
Resûlullah (a.s.v)'ın, "Âdemoğlunu Allâh'ın azâbından en ziyâde kurtaran amelin zikrullah" olduğunu beyan buyurması üzerine, Ashâb-ı kirâm (r.a): Fî sebîlillah yapılan cihaddanda mı? diye sorunca, Resûlullah (s.a.v) Efendimiz: "Evet, yalnız üç kılıcı kırılıncaya kadar (yâni, biri kırılınca yenisini almak sûretiyle) düşman ile çarpışmak müstesnâ" buyurdular.
Kuşeyrî (k.s) diyor ki, Vuslat-ı Hakk'a müştâk olan sâliklere: Zikir Cenâb-ı Hakk'a giden yolda riâyeti lüzumlu ve kuvvetli bir esastır, hatta bu yolda temel şart zikirdir. Devamlı zikir müstesnâ, başka hiçbir şekilde hiçbir kimse Allâh'a (c.c) ulaşamaz. Vuslat-ı Hakk mümkün olmaz. Vusûlün tahakkuku için, usûlün gereği neyse onu yapmalı. Yâni, emir nedir, yasak nedir, ruhsat nereye kadardır vs.
Cenâb-ı Hak (c.c) Kudsi hadiste:"Ben kulumun zannı üzereyim. O beni zikrettiği zaman, ben onunla beraberim. Kim, Elhamdülillah derse önünde gökyüzünün kapıları açılır. Tekbir yer ile gök arasını doldurur. Allâh'ı zikretmenin, tesbih etmenin sevâbını takdir etmeye O'ndan başka hiç kimsenin bilgisi ermez."
Devâmında ise; "Eğer kulum beni kendi nefsinde (yâni içinden) zikrederse, ben de onu gizlice anarım. Eğer, o beni topluluk içinde zikrederse, ben de onu, onun beni içinde zikrettiği topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. Eğer o bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim" buyurur.
Burada geçen karış, arşın, kulaç, adım tâbirleri bizlerin anlayabilmemiz için birer rumuz, birer işarettir. Bundan murad, kul biraz Hakk'a döndü mü, hemen Cenâb-ı Hak onun o dönüş ve yaklaşmasını memnuniyyetle kabul edip, kuluna iltifat eder ve "Lebbeyk, kulum ne istiyorsun? İşte ben yanındayım. Söyle ve iste" gibi iltifatlar ile kulunun Hakk'a bağlılığı nisbetinde ona, o nisbetten çok daha fazla alâka gösterir ve çok daha fazla iltifatlara mazhar kılar, demektir.
Allah Teâlâ Kudsî hadiste; "Kulumun üzerinde gâlip olan hâl zikrim oldu mu, o bana âşık olur, ben de ona" diye vahy buyurmuştur.
İşte o gerçek âşık, âşıkların şâhı Hz. Muhammed Mustafa (a.s.v) Efendimiz, yine zikir ile ilgili bir başka hadislerinde buyuruyorlar ki: "Yeryüzünde AllahÉ AllahÉ denildikçe kıyâmet kopmayacaktır." (Dünya zikir sâyesinde ayakta durmaktadır)
Nûri (k.s) diyor ki: Zünnûn'a (k.s) zikrin ne olduğunu sorduğumda, "Zâkirin zikirden kaybolmasıdır." Yâni zikreden, zikir esnasında kendini o derece kaybedecek ki zikir yaptığını bilemeyecek, dedi.
Zikrullah muhabbetullâha işârettir. Hadiste: "Zikrullah, Allâh'a sevgi alâmetidir" buyrulur.
Gerçek mânâda seven, sevgiliyi bir an olsun dilinden düşürmez, hele gönülden aslâ. Vâsıtî'ye sorulmuş zikir nedir diye. Şöyle cevap vermişti: "Allâh'ı (c.c) şiddetle sevmek ve korkusunun gâlibiyeti altında bulunmak şartıyla gaflet meydanından müşâhede ve murâkabe fezâsına çıkmaktır." Yâni, derin gafletten, devamlı huzur ve müşâhede hâline geçmektir.
Mâlik b. Dinâr (k.s)'ın belirttiğine göre "Allah (c.c) ile söyleşmeyi (zikrullâhı), kullar ile konuşmaktan daha cana yakın bulmayan kimse az amel işlemiş, kalbi körleşmiş ve ömrünü boşa harcamıştır."
Allâh'ı (c.c) zikreden ile, gaflete dalıp zikretmeyeni Efendimiz (s.a.v) şöyle tavsif buyurmuşlar: "Rabbini zikreden ile zikretmeyen insan, diri ile ölü kişiye benzer."
Yâni, Allah Teâlâ'yı zikreden diri, canlı; zikretmeyen ölmüş gibidir. Zikrullah o kadar önemli, kıymetli ki, zâkir bir çeşit hayat ile hayy, mânevi yaşama sâhip, dünyada cenneti bulmuş. Zikirden gâfil olan da mânen ölmüş durumda. Diğer ölülerden farkı, yiyip içmesidir.
Burada bir nükte vardır, son derece de önemlidir. İnsan ile hayvan misal verilmiyor, ölü ile diri misâl veriliyor, neden? Çünkü bütün canlılar, yerde ve gökte, gördüğümüz ve göremediğimiz, hâsılı mâsivallahta mevcûd bütün canlı şeyler hâl diliyle Hakk'ı zikreder, tesbih eder. İnsan nesli hâriç, hiç bir yaratık Hakk'ı zikirden gâfil değildir. Âyetler vardır. Meselâ: İsrâ,44 de "Yedi gök ile yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih ederler. Hiç bir şey yoktur ki, O'nu hamd ile tesbih etmesin. Lâkin siz onların tesbihini anlamazsınız" buyrulur.
Sehl-i Tüsterî (k.s) "Rab Teâlâ'yı unutmaktan yâni, O'nu zikretmemekten daha büyük bir günah bilmiyorum" demiştir. Cennetin anahtarına ve ibâdetin hayırlısına sahip olmak istemez mi mü'mini muvahhid? İşte en kolay yol’
"Cennetin anahtarı Lâ ilâhe illallah sözüdür."
"İbâdetin hayırlısı da, Lâ ilâhe illallah sözüdür."
Derler ki; zikir kalbe iyice yerleşirse, aynen şeytana yaklaşan insanın çarpılması gibi, o kalbe yaklaşan şeytan çarpılır, sar'aya yakalanır. Bunu gören öbür şeytanlar toplanırlar: Buna ne oldu böyle derler ve: Ona insan dokundu cevabını alırlar.
Zikrullah, kul için büyük bir nîmettir. Allah Teâlâ Dâvud (a.s)'a şöyle vahyetmiş: "Kullarım, benim ihsan ve fazlım ile ferahlansınlar, sevinsinler, zikrimi nîmet bilsinler." Bu ferah ve sevinci elde edebilmek için zikre mülâzemet ve müdâvemet gerek. Bir diğer hadislerinde:
"Amellerinizin en hayırlısı Melîkiniz ve Rabb'ınız indinde en temizi, derecenizi en çok yükselteni, altın ve gümüş, infâk etmekten ve düşmanla boğaz boğaza mücâdele ederek sizin düşmanı, düşmanın da sizi öldürmesinde (şehid veya gazi olmaktan) daha faziletli olanı nedir, size haber vereyim mi?" Ashab (r.a) evet, haber ver Yâ Resûlullah dediler. Resûlullah (s.a.v): "Allah Teâlâ'yı zikretmektir." buyurdular.
Allah Teâlâ: "Ben Ben'i zikredenin celîsi, dostu ve sohbet arkadaşıyım" buyurmuyor mu? O'nunla sohbet arkadaşı olmaktan, celîsü'l Hak olmaktan ne elde ettiniz? İstifâde dereceniz nedir? diyor. Yâni, Şibli (k.s), zikrin neticesine ve fuyûzâtına bakınız, diye îkaz ediyor.
"İnsanlar size mecnûn deyinceye kadar Allâh'ı çok zikrediniz."
Ne güzel terennüm ediliyor:Mecnûn oldum ben de Seni seveli
Bu sevda bizde yeni değil ezelîAğyâr bilemez de der imiş deli
Ne gam, gönül aşkla dolu ya.
Allah Teâlâ'nın şu şekilde hitâb etmediği hiç bir gün yoktur, demiştir Sehl b. Abdullah (k.s): "Ey kulum! Bana karşı âdil ve insaflı davranmıyorsun? Ben seni zikrediyorum, fakat sen beni unutuyorsun. Seni kendime dâvet ediyorum, sen başkasına gidiyorsun. Sana gelen belâları başından savıyorum, sen ise hatâ ve günahta ısrâr ediyorsun. Ey Ademoğlu! Yârın huzûruma geldiğinde bana ne diyeceksin?" Rabbu'l İzzetin nâmütenâhi nîmetlerine, nankörlük etmemeli şürketmeli insanoğlu ki, gadab-ı ilâhiye mâruz kalmasın.
Enes (r.a)'ın rivâyetinde şöyle buyuruyor Cenâb-ı Peygamber (a.s.v): "Lâ ilâhe illallah demek, kulları Allâh'ın gadabından korur! Ne kadar korur? Dünyayı dinlerine tercih etmedikleri müddetçe."
Dünya zevk ve safâsını, menfaatini, maddiyatı, inançsızlığı tercih eder de âhireti, dîni mübîni unutur, laf olsun diye "Lâ ilâhe illallah" derlerse, o zaman bu zikir makbûl olmaz. "Bu söz onlara reddedilir" gerisin geri verilir. Allah Teâlâ Hazretleri buyurur ki onlara: "Yalan söylediniz. Hem Lâ ilâhe illallah diyorsunuz, hem de Allâh'ın emrini dinlemiyorsunuz."
Demek ki, bir müslüman, Lâ ilâhe illallah diyecek, îmânını kurtaracak, doğru dine girmiş olacak ama, dünya ve menfaatlerini, keyfini zevkini, arsız,-yüzsüzlüğünü tercih etmeyecek. Dînin emir ve yasaklarını, fazîletlerini, dînin kendisine gösterdiği hayat tarzını tercih edecek.
Hakîki mânâsıyla Allah Teâlâ'yı zikreden zâkir, O'nun zikri yanında her şeyi unutur. Allah Teâlâ onu her şeyden muhafaza eder, (Yâni istiğrak hâlinde bulunan kul, fenâ hâlinde ilâhi himâyeye girer) kul için Allah (c.c) her şeye bedel olur diyor Zünnûn Mısrî (k.s).

MCK
zuletzt bearbeitet 16.10.2012 19:37 | Top

   

Kursun Döktürmek Caiz midir?
Hz.Ebû Hanîfe'pin Hadis Kabulündeki Şartları

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz