Nisa (kadinlar) Süresi Üzerine Yazilanlar

#1 von Kurban , 18.05.2012 13:22

19 Mart 2010 20:01

34. Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Diyanet meal/Câferi Tayyar 19 Mart 2010 20:27

Hocam sanırım senin kafana takılan düvün kısmı.

sevdiğim bir hocam bu ayeti tevsir ederken dövün kısmında şöyle diyordu: yüzüne vuramazsınız, hayati organlarına vuramazsınız,sadece kaba etine üç defa vurabilirsiniz, vururkende ellerinizi omuz hizasından yukarı kaldıramazsınız.

hadisin nereden alıntı olduğunu sormadım hocama ama hocamın bu tevsiri aklımda kalmış ve cemaatede bu şekilde anlatıyorum

Seyda4772 19 Mart 2010 20:37

doğru söze ne hacet hocam, hele ki bu allah kelamı olunca... ama günümüzde tam tersi kadınlara empoze edilmektedir...
insanlar kuran ve sünneti tam anlamıyla uygulasa zaten sorunların çoğu aşılacak...
geçen bir toplantıdaydık ben diyorum islama göre erkek kadından bir ölçü öndedir, kadın hem ruhen hem bedenen hassas ve zayıf yaratılmıştır... ama malesef islamı savunan insanlar bile niye böyle düşünüyorsun diye kızıyorlar...

Ben özgürüm, kadınla erkek eşittir... peki bu özgürlük ve itaatsizlik kadını mutlu ediyor mu meçhul tabi.... sırf bu nedenden huzursuz olan bir çok aile tanıyorum...
bu özgürlüğün artısı ve eksisi malesef hiç düşünülmüyor...
sonsuz nur 19 Mart 2010 20:44

ewet Allah kelamıdır elbet ama ben mealini soruyorum.bazı meal yazarlar dövün diye bir ibare yok diyorlar.

Bu konuda zeynelhadi ve imran hocamın görüşlerinide bekliyorum

Câferi Tayyar 19 Mart 2010 23:36

Hocam ben bu ayetin zorlama yorumlarla yorumlamayı çok sakıncalı görüyorm. Ayetin bütününde zaten bir prolem yoktur. Ama başından sonuna kadar hepsine amenna da şu son tarafı "dövün" ü eğip bükelim denilirse . İşte bu bana göre zorlama bir bakış açısıdır. Allah "dövün" diyorsa bunun üzerine söylenecek söz yoktur. Kur'an'ı en iyi açıklayan ve tefsir eden Resulullahtır ve onun yaşantısıdır. Allahın resulu bu ayet gelene kadar hiçbir şekilde eşini dövememiştir. Bu ayet geldikten sonra da dövememiştir. Yani bu ayet geldikten sonra hadi hepimiz elimize koca bir kızılcık sopası alalım ve girişelim şu kadınlara ağızlarını burunlarını dağıtalım diye bir durum sözkonusu değil. Bu "dövme" noktasında çok güvendiğim ve değer verdiğim alimler de farklı görüşler belirtmişler. "dövme"yi "ayırma" olarak değerlendiren güvenilir alimler var. Ama ben şahsen bunu "ayırma" şeklinde değil "dövme" olarak değerlendiriyorum. "dövme"nin dışındakı tüm yorumlar ve açıklamalar zorlama yorumlardır.

Ancak şunu bilmek lazım Resulullah bizim için en iyi örnektir. Ve Kur'an'ın hayata yansımasını onun şahsında görüyoruz. Tevatüren bize gelen sahih sünnetlerdendir ki Resulullah hiçbir şekilde eşlerini dövememiş ve dövmeyi kesinlikle önermemiştir. Ben ayetlerin Nüzül sebepleri üzerinde durulması taraftarı değilim ama örneklik açısından bu ayetin nüzül sebebi çok ilginçtir. Kocasından tokat yiyen bir kadın Resulullaha kocasını şikayete gider. Resulullah kocasını çağırır ve kadının da ona ayni şekilde bir tokat atmasını söyler. İşte bu olay üzerin bu ayet inmiştir. Resulullah bu ayetin inmesi üzerine ben Allahtan ne istedim o ne gönerdi demiştir. Yani resulün bu konudakı tavrı onaylanmamış ve tersi bir durum tavsiye edilmiştir. Bu konu hassa bir konu. Ayet dikkatle okunması gereken bir ayet. Saptırma ve zorlama yorumlara gitmeye gerek yoktur.

Zeynelhadi 19 Mart 2010 23:52

zeynelhadi yorumundan dolayı teşekkürler. isabetli bir yorum yaptığını düşünüyorum evet ben 10 yıllık evliyim eşimi hiç dövmedim. hafifçede dövmedim. sevmem böyle şeyleri. ama doğru neyse onuda söylemek lazım. işte meal örneklerini aşağıda veriyorum artık sizler değerlendirirsiniz.

Diyanet

Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

Elmalılı Orj.

Er olanlar kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kerre Allah birini diğerinden üstün yaratmış bir de erler mallarından infak etmektedirler, onun için iyi kadınlar itaatkârdırlar, Allah kendilerini sakladığı cihetle kendileri de gaybı muhafaza ederler, serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince: evvelâ kendilerine nasıhat edin, sonra yattıkları yerde mehcur bırakın, yine dinlemezlerse döğün, dinledikleri halde incitmeye behane aramayın, çünkü Allah çok yüksek, çok büyük bulunuyor

Ö.N. Bilmen

Erkekler kadınların üzerinde ziyâde kâimdirler. Çünkü Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur. Ve mallarından infak etmektedirler. İmdi sâlih kadınlar itaatlidirler. Allah Teâlâ'nın hıfzı sayesinde gaybı muhafazakardırlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat veriniz, ve onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövünüz. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayınız, şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok yücedir. Çok büyüktür.

C. Yıldırım

Erkekler, kadınlar üzerine koruyucu ve işlerini yürütücü üstünlüktedirler. Bu da Allah'ın kimini kimine üstün kılması ve erkeklerin mallarını (mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyledir. Bu bakımdan güzel huylu, iyi amelli kadınlar itaâtlıdırlar. Allah (onların haklarını ve iffet perdelerini) nasıl koruduysa, onlar da (kocalarının) yokluğunda öylece (hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) korurlar. O kadınların ki, baş kaldırıp itaatsizliklerinden endişe duyarsanız, önce onlara öğüt verin, sonra da yataklarında yalnız bırakın ; (yola gelmezlerse) bu defa dövün. O takdirde (kadınlık vecibelerini yerine getirip) size itaat ederlerse, artık (üzüp incitmek için) aleyhlerinde bir yol aramayın. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

A.F. Yavuz

Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (kadınlarına) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, (Allah’a) itaatkârdırlar ve Allah kendilerini koruduğu cihetle, kocalarının gıyabında ırz ve mallarını muhafaza ederler. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin. Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarda yalnız bırakın. Yine dinlemezlerse, (Hafifçe) döğün. Size itaat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

H.B. Çantay

Erkekler kadınlar üzerine haakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmışdır. Bir de (erkekler onları) mallarından infaak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi (hak) larını nasıl koruduysa onlar da öylece göze görünmeyeni koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince: Onlara (evvelâ) öğüt verin (vaz geçmezlerse) kendilerini yataklar (ın) da yalınız bırakın. (Yine kâr etmezse) döğün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok büyükdür.

M. Esed

Erkekler, kadınları, Allahın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allahın koru(nmasını buyur)duğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, onlara (önce) nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.

A. Bulaç

Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.

Y.N. Öztürk

Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

Diyanet Vakfı

Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Elmalılı S1

Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkardırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü Allah, çok yüksek çok büyüktür.

Elmalılı S2

Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

TefhimulKuran

Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu-yöneticilerdir.' İyi kadınlar gönülden (Allah'a) itaat edenler, -Allah, (onları ve haklarını) nasıl koruduysa- görünmeyeni koruyanlardır. Başkaldırıp diretmelerinden korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) döğün. Size itaat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.

F. Kuran

Allah’ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarf etmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar; gönülden boyun eğerler ve Allah’ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara önce öğüt verin. Uslanmazlarsa, kendilerini yataklarında yalnız bırakın. Yine dinlemezlerse dövün. Size itaat ettikleri takdirde incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

A. Gölpınarlı

Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdîrde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür.

S. Ateş Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık (Allâh'ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına aslâ ihânet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.

S. Yıldırım

Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir. O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün.Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır.

A. Uğur

Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

G. Onan

Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir'. Saliha kadınlar, gönülden (Tanrı'ya), itaat edenler, Tanrı nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Tanrı yücedir, büyüktür.

Ş. Piriş

Allah’ın bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından geçimi sağlamaları dolayısıyla, erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. İyi kadınlar, gönülden (Allah’a) boyun eğen, Allah’ın koruduğu gizlilikleri koruyanlardır. Kötü davranışlarından korktuğunuz kadınlara öğüt verin. Daha sonra yataklarında yalnız bırakın ve (sonunda) onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onların aleyhine yol aramayın. Elbette Allah yücedir, büyüktür.
Câferi Tayyar 20 Mart 2010 00:28

bu ayetin mealine birde islamoğlunun gerekçeli mealinden bakmak gerek.nisa 34.....kadınlara gelince onlara önce öğüt verin sonra yataklarında yanlız bırakın (illada dövecekseniz)bunlardan sonra dövün ......darebe kuranda getirmek gezmek mühürlemek itmek mahkum etmek anlamlarında kullanılırarapçada 2 şeyi birbirinden ayırt etmek anlamındada kullanılır kuranda vurmanın tüm türevleri yer alır fakat bunların hiç birinde darebe fiili ve türevleri kullanılmaz .resulullah hiç kadın dövmemiş ve dövülmesinede izin vermemiş ''siz eşlerinizi köle döver gibi dövmekten hiç utanmıyormusunuz gündüz dövüp gece birlikte oluyorsunuz öylemi ''buhari 67 nikah 93 allahın hizmetkarlarını hiçbir zaman dövmeyiniz ebu davu ibn mace a.hambel resulullahın eşlerinden bazıları maddi sıkıntıları gerekçe göstererek şiddetli geçimsizliğe sebep olunca hz peygamber onları dövmeyi hiç düşünmemiş kurandada bu durumda dövmeyi değil fakat boşamayı başka ifadeyle ayrılmayı önermesi tavsiye edilmiş ayetin nuzul sebebi konusunda farklı rivayetler var taberiye göre bunun nnuzul sebebikocası tarafından tokat yiyen bir kadının resulullaha başvurması üzerine resulullahın aynı şiddetle bir tokadında kadın tarafından kocasına atılması hükmünü verince inmiştir bu ayet inince resulullah ben bişey diledim allah ise başkabir şey. şüphesiz allahın dilediğidaha hayırlı demiştir kuran resulullahın hükmünü onaylamamış fakat burada ndikkat çekici olan resulullahın , kocasından yediği bir tokada karşılık ,bir kadına aynı şiddette tokat atma hükmü nü vermiş olması

Adem1984 20 Mart 2010 10:00

Süleymaniye vakfından alıntıladım çok uzun ama okunursa fayda sağlanabilir...

-------------Kadının Dövülmesi

Allah Teâlâ, belli şartlar oluştuğu taktirde, kocanın karısını dövmesine müsaade etmiştir. Bu şartlar, âyetlerle ve peygamberimizin sözleriyle açıklanmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Erkekler kadınların başlarında bulunurlar. Bu, Allah’ın birine diğerinden fazlasını vermesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyledir. İyi kadınlar, boyun eğenler ve Allah’ın korumasına karşılık yalnızken kendilerini koruyanlardır. Nüşuzundan havf ettiğiniz kadınlara gelince; onlara öğüt verin, yataklarında yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onlara karşı başka bir yol aramayın. Allah yücedir, büyüktür.” ( Nisa 4/34)

Ayetin ilgili bölümlerine tekrar bakalım:

1- = “İyi kadınlar, boyun eğenler ve Allah’ın korumasına karşılık yalnızken kendilerini koruyanlardır.”

“Boyun eğen kadınlar” anlamına gelen “kaanitaat” kelimesi, aşağıdaki âyette “kaanituun ve kaanitaat” şeklinde hem erkekler hem de kadınlar için ayrı ayrı kullanılmıştır.

“Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar….” [Ahzab 33/35]

“Boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar” Allah’a boyun eğenlerdir. Bir âyet diğerini açıkladığı için yukarıdaki âyette geçen “boyun eğen kadınlar”ın da Allah’a boyun eğen kadınlar olduğu ortaya çıkar. Ama bunları, “kocasına boyun eğen kadınlar” diye anlamak “boyun eğen erkekler”i de “karılarına boyan eğen erkekler” diye anlamayı gerektirir. Bundan da kuralları eşlerin koyması sonucu çıkar. Bu da aile içi ilişkilerde kargaşaya yol açar. Eşlerin, Allah’ın koyduğu ve Elçisinin açıkladığı kurallara uymaları gereği ise ailenin; açık, seçik ve örfe uygun kurallara göre yürütülmesini sağlar.

2- “ = “İyi kadınlar… Allah’ın korumasına karşılık yalnızken kendilerini koruyanlardır.” hükmü, Allah’ın kadınları koruduğunu göstermektedir. Allah Teâlâ, gerçekten kadınlar için koruma duvarları oluşturmuştur. Şu âyetler bunlardan bazılarını gösterir:

a- “Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları evlere kapatın. Bu, ölüm canlarını alıncaya, ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar böyle gitsin.” (Nisa 4/15)

b- “İffetli kadınlara zina suçu atan, sonra dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebediyen onların şahitliğini kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.” (Nur 24/4)

c- “Karılarına zina suçu atan ve kendileri dışında şahitleri olmayanlar… Böyle birinin şahitliği, kesinkes doğru söylediğine dair dört defa Allah’ı şahit tutması ile olur.

Beşincisinde, eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetine uğramayı diler.

Kadından o azabı (el- azab) giderecek olan şu şekilde dört defa şahitlik etmesidir: Allah şahit, kocası kesinkes yalan söylüyor.

Beşincisinde, eğer doğru söylüyorsa Allah’ın gazabına uğramayı diler. ….” (Nur 24/6-9)

d- (Peygamberin eşi hakkında) “o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşlık yapana ise büyük bir azap vardır.

Onu işittiğiniz zaman, erkek ve kadın müminlerin, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da: “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Dört şahit getirselerdi ya? Madem o şahitleri getiremediler öyleyse onlar Allah katında yalancıdırlar.” (Nur 24/11-13)

Görüldüğü gibi zina suçunu ispat için dört şahit şartı ve dört şahit getiremeyenlerin iftiracı sayılıp cezalandırılması ile ilgili hükümlerin tamamı kadınlar içindir. Bu, onların nasıl korunduğunu göstermektedir. Ama kötü kadın, bu korumayı yanlış davranışlarına örtü olarak kullanabilir. İşte Allah Teâlâ, kendinin onları korumasına karşılık onların da yalnızken kendilerini korumalarını istemiştir.

Bu konuda erkeklerle ilgili bir koruma yoktur. Fıkıh kitaplarında bu konuda erkeklerle ilgili hükümlerin tamamı, kadınlarla ilgili hükümlere kıyaslanarak konmuştur.

3- “Nüşuzundan havf ettiğiniz kadınlara gelince; onlara öğüt verin…”

Nüşûz, diklenmektir. Toprağın tümsek yerine neşz; kadının baş kaldırmasına ve gözünü başkasına dikmesine nüşuz denir[1]. Şu âyetlere göre Kur’an’daki nüşuz, gözü başkasına dikme anlamına gelir:

a- “Mümin erkeklere söyle: Gözlerini çevirsinler, mahrem yerlerini, korusunlar…”

b- “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini çevirsinler, iffetlerini korusunlar…” (Nur 24/30-31)

c- “Eğer kadın, kocasının nüşuzundan veya yüz çevirmesinden havf ederse, aralarında anlaşma yapmalarında bir günah yoktur. Anlaşmak iyidir. Nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi davranır ve kendinizi korursanız bilin ki, Allah yaptığınız şeyin içi yüzünü bilir.” (Nisa 4/128)

Havf: Zanna veya bilgiye dayalı bir emareden dolayı kötü beklenti içinde olmaktır[2]. “Nüşuzundan havf ettiğiniz kadınlara gelince…” âyetindeki havf da ya zanna veya bilgiye dayalı korkudur. Kocasının istemediği bir erkeği eve alan kadın hakkında zanna dayalı olarak onun gözünü başkasına diktiği korkusu ortaya çıkar. İşte bu noktada kocası ona öğüt verir, dinlemezse onu yatakta yalnız bırakır, yine dinlemezse onu döver. Bu davranışından vazgeçerse artık ona karşı başka bir yol aramaz.

Zaten Peygamberimiz, ebedi evlenme yasağı bulunmayan kadınlarla baş başa kalmayı yasaklamıştır. Utbe b. Amir’in bildirdiğine göre Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: Sakın kadınların yanına girmeyin. Ensar’dan biri “Ey Allah’ın Elçisi kocanın erkek akrabası konusunda ne dersin?” diye sorunca dedi ki; “Kocanın akrabası ölüm olur.” (Buhari Nikah 111; Müslim Selam 20/2172)

Onun bir sözü de şöyledir: “Sakın bir erkek, bir kadınla baş başa kalmasın; yanında mahremi olursa başka. Hemen bir adam kalktı ve dedi ki: “Kadım hac için yola çıktı. Ben de şu savaş için asker yazıldım.” Dedi ki, “dön ve karınla birlikte hac yap.” (Buhârî Nikah 111)

Bilgiye dayalı korku ile ilgili olarak Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve selem Veda Hutbesinde şunları söyledi: “…Kadınlar konusunda söz dinlerseniz iyi olur; onlar yanınızda yardımcılarınızdır. Onlara karşı başka yetkiniz yoktur, açık bir fahişelik yapmış olarak gelirlerse başka. Eğer onu yapmışlarsa yataklarında yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size boyun eğerlerse onlara karşı başka bir yol aramayın. Sizin karılarınız üzerinde hakkı, karılarınızın sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin karılarınız üzerindeki hakkınız, hoşlanmadığınız bir kişiye serginizi çiğnetmemeleri, onları evlerinize sokmamalarıdır. Bakın, onların sizdeki hakları, onları giyindirme ve yedirme hususunda iyi davranmanızdır.” (İbn Mâce, Nikah, 1841)

Bu durumdaki kadının nasıl dövüleceği de şu hadiste açıklanmıştır:

“Kadınlar konusunda Allah’tan korkun. Siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onlarla ilişkiye girmeniz size, Allah’ın emriyle helal oldu. Sizin onlar üzerindeki hakkınız, hoşlanmadığınız bir kişiye serginizi çiğnetmemeleridir. Eğer böyle yaparlarsa onları belli olmayacak şekilde dövün. Onların sizin üzerindeki hakları, örfe uygun olarak onları yedirmeniz ve giydirmenizdir.” (Müslim Hac, 2137)

“Belli olmayacak şekilde dövmek” kadını, darp izi bırakmayacak şekilde dövme olur. Bu da kadının, dışa karşı zor duruma düşmesini önler.

Demek ki, eşinin fahişelik yaptığı açıkça belli olan koca onu yatağında yalnız bırakma ve dövme hakkına sahiptir. Ayette kocanın karısına öğüt vermesinden söz edilirken hadislerde bundan bahsedilmemesi, bilgiye doyalı korku ile zanna dayalı korku arasındaki farkı göstermektedir. Baş başa kalan her erkek ve kadın arasında cinsel davranışlar olmayabilir. Bu sebeple arada bir farkın bulunması gerekir. Her iki durumda da kadın davranışlarını düzeltirse koca, başka bir yola başvurmaz.

Zinanın tespiti halinde koca, olayı gizlemekle mahkemeye götürme arasında kalır. Mahkemede olayı ispatlasa karısı bundan dolayı hem itibarını kaybeder, hem de 100 değnek yer.

Olayı yalnız koca görmüş olur da dört şahitle ispatlayamazsa o zaman liân yaparak evliliğe son verebilir. Liânda kadının kendini korumasına imkan verilir. Ama gerek liân ve gerekse suçun mahkemede şahitle ispatı hem kadın için hem de aile için yıpratıcı olur. Bu sebeple erkek davayı mahkemeye taşımak istemeyebilir. Hatta kimi zaman eşini boşaması bile uygun olmayabilir. Bu durumda kadının yanlış davranışını da kimseye söyleyemez. Çünkü söyler de dört şahitle ispatlayamazsa ya iftira cezası giyer, ya da liân yapmak zorunda kalır. Hem suçun örtülmesi hem erkeğin rahatlaması hem de kadının cezasız kalmaması için kocanın karısını, uslanıncaya kadar yatakta yalnız bırakmasına ve onu eliyle hafifçe dövmesine izin verilmiştir.

Nisâ Sûresinin 34. âyetini, Allah ve Elçisi’nin açıklamalarına göre değil de kendimize göre anlamaya çalışırsak kocanın karısını, isteklerine boyun eğmedi diye dövebileceği şeklinde yanlış bir sonuca ulaşırız. Allah’ın Elçisi şöyle buyurmuştur:

“Kimse karısını, gündüzün köle gibi kırbaçlayıp akşam onunla yatağa girmesin.” (Buhârî, Nikâh, 93

 
Kurban
Beiträge: 1.012
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010

zuletzt bearbeitet 18.05.2012 | Top

RE: Nisa (kadinlar) Süresi Üzerine Yazilanlar

#2 von Kurban , 18.05.2012 13:36

Yazar: Doç.Dr. Şadi Eren, 20-1-2012


153- يَسْأَلُكَ أَهْلُ الْكِتَابِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيْهِمْ كِتَابًا مِّنَ السَّمَاء “Ehl-i Kitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar.”

Sebeb-i Nüzûl

Ayet, Yahudi din âlimleri hakkında indi. Şöyle ki: Onlardan bir kısmı, “Ya Muhammed, eğer sadık isen Hz. Musa’nın kitap getirdiği gibi, sen de bize semadan bir defada bir kitap getir” dediler. Bir rivayete göre de, Tevrat’ta olduğu gibi levhalar üzerine semavî bir hatla yazılmış bir kitap istediler.

Veya ayetten murat “inerken göreceğimiz bir kitap getir” manası da olabilir.

Veya “bize öyle bir kitap getir ki, bu bize yazılmış olsun, senin peygamberliğini haber versin”.

فَقَدْ سَأَلُواْ مُوسَى أَكْبَرَ مِن ذَلِكَ “Musa’dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi.”

Yani, ey peygamber, senden istedikleri sana aşırı geldiyse, Musa’dan daha büyüğünü istemişlerdi.

Bu sual her ne kadar onların ecdadından gelmiş ise de bunlara nispet edilmesi bunların da onların yolunda olmaları sebebiyledir. Demek ki, bu tür sualler onların âdeta dem ve damarlarına yerleşmiştir. Senden talep etmiş oldukları şey, onların ilk cehaletleri ve ilk kuruntuları değildir.

فَقَالُواْ أَرِنَا اللّهِ جَهْرَةً “Allah’ı bize açıkça göster” demişlerdi.”

فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ بِظُلْمِهِمْ “Bunun üzerine, zulümleri sebebiyle onları yıldırım çarptı.”

Semadan bir ateş geldi ve onları helâk etti. Böyle bir ceza, işi yokuşa sürmeleri ve içinde bulundukları durumda kendileri için olmayacak bir şeyi istemeleri sebebiyle verildi.

Onların münasebetsiz bir şekilde Allahı görme taleplerine yönelik gelen bu ilâhî ceza, rü’yetullahın imkânsız olmasını gerektirmez.

ثُمَّ اتَّخَذُواْ الْعِجْلَ مِن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ “Sonra kendilerine beyyinat (apaçık deliller) gelmesinin ardından tuttular buzağıyı ilah edindiler.”

فَعَفَوْنَا عَن ذَلِكَ “Biz bunu da affettik.”

Bu ikinci cinayet de onların ecdatlarının hatalarından biridir. Ayette geçen “beyyinat”, mu’cizelerdir. Bundan muradın “Tevrat” olduğunu söylemek caiz olmaz. Çünkü o zaman Tevrat daha inmemişti.

وَآتَيْنَا مُوسَى سُلْطَانًا مُّبِينًا “Ve Mûsâ’ya apaçık bir güç ve yetki verdik.”

 
Kurban
Beiträge: 1.012
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010


   

5-Maide Süresi
4-Nisa Süresi

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz