HİCRET NEDİR?

#1 von Muderrisim (Zafer HOCA) ( Gast ) , 28.11.2011 11:47

HİCRET NEDİR?
HİCRET:Kişi veya kişilerin bulundukları yerden bedenle, dil veya kalp ile
göç ederek ayrılmasıdır, bir şanlı destandır hicret, sevda için güzel çile,
zafer için de bir bedel.
HİCRET:Sadece bir takvim başlangıcı değil; bir çağın kapatılıp yeni bir
çağın açılmasıdır.
HİCRET:Hayat,İman, sabır, hicret ve cihaddır. Bunlar olmadan hayat, yaşamak
değil; olsa olsa ömür tüketmek ve tükenmektir.
HİCRET:Bireyden cemaate, cemaatten devlete adım atmak, Hak dâvâya uygun
ortamlar aramak, meş’aleyi uzaklara taşımak, muhteşem dönüş için
hazırlanmaktır hicret.
HİCRET:Nebevî bir harekettir, peygamberlerin ortak kaderidir; Onların
izinden gidenlerin de değişik biçimleriyle hayatlarının en az bir diliminde
ortaya çıkan bir tavırdır.
HİCRET:Kendisi ve uygulanış şekli, baştan sona “tedbir” demektir; Allah’ın
bilmediğimiz kapılarını açması için bildiğimiz kapıları usûlüne göre çalma,
çözüm ve çıkış yolu için fiilî duâdır.
HİCRET:Savaş alanından kaçmak, mücâdeleyi bırakmak değil; daha güçlü bir
şekilde dönmek için strateji değişikliğiyle, siyasî manevrayla kamp yeri
arayıp orada güç toplamaktır.
HİCRET:Yurt dışında aranan destektir. Daha hızlı sıçrayabilmek için
gerileme ve gerilmedir. Cephe değişikliğidir, merkezi dışarıdan sarıp
kuşatmak, merkezi fetih için çevreden eyleme geçmektir hicret.
HİCRET:Baskıları durdurma gücünün olmadığı yerde, baskıların kendini
durdurmasına izin vermemektir. Zulme boyun eğmeme, zilleti kabul etmeme
bilincidir.
HİCRET:Yolunu bulanların, daha doğrusu yoldan çıkanların yolsuz-luklarıyla
Hak yolu tıkadığı durumlarda çıkış yolu bulma girişimidir.
HİCRET:Taşlaşmış kalpleri ve yerleri terkedip su çıkacak vâdiler keşfedip
faâliyeti verimli topraklarda yoğunlaştırmaktır. Fidan halindeki dâvâyı
verimsiz topraktan çıkarıp elverişli bir toprağa götürüp dikmektir hicret.
HİCRET:Doğduğumuz veya doyduğumuz yerin Allah için terk edileme-yecek
değerde olmadığını ilan etmek, Allah'ı her şeye tercih etmektir.
HİCRET:Memleketinde müslümanca yaşayamayan bir mü’min için, Allah’ın geniş
arzında mutlaka müslümanca ve insanca yaşanacak bir yer olduğunun bilincine
varmaktır.
HİCRET:Kavmiyetçilik, ırkçılık, şehircilik anlayışına vurulan darbenin
adıdır. Ülke vatandaşlığından ümmet bilincine yükselmektir. Kendi
memleketinin bâtıl yönetimine karşı mücâdele hazırlığıdır.
HİCRET:Müslümanların zulüm düzeninin bir parçası olarak yaşamayı
reddedişleri ve küfrün karşısına bağımsız bir güç olarak çıkma tavrıdır
hicret. İnsanî ve İslâmî haklarını gasbeden tâğutlardan berî olmak, onları
protesto etmektir. Sadece zulümden kurtulmak değil; aynı zamanda zulme
karşı çıkma ve son verme eylemidir.
HİCRET:Daha yüksek ideal ve hedeflere ulaşmak için sevdiklerini gözünü
kırpmadan geride bırakarak çıkılan yolculuğun adıdır, İlâhî yardımın
paratoneri, zaferin müjdesidir.
HİCRET:Altyapısını iman ve sabrın oluşturduğu hicretin bir sonraki aşaması
cihaddır. İmansız sabır, sabırsız hicret, hicretsiz cihad/kıtâl, cihadsız
zafer ve kurtuluş olmaz! Hicret; sosyal, siyasal ve askerî alanlarda cihad
için düğmeye basmak, eyleme geçmektir.
HİCRET:Bozuk çevreden güzel çevreye geçmek, çevrenin çocuklarını ve kendini
mahvetmesine izin vermemektir; çevreyi düzeltemiyorsak çevrenin bizi
bozmasına müsâade etmemektir.
HİCRET:Câhiliyye ile, onun kural, kurum ve bağlılarıyla ilişkileri koparıp
atmak, bağımsız ve özgür olarak İslâm’a teslim olup O’nun hâkimiyeti için
çalışmaktır.
HİCRET:Esâretten kurtulma gayretidir, görünen ve görünmeyen zincirleri
kırmak, zindandan özgürlüğe çıkmak, mahkûmiyetten hâkimi-yete adım
atmaktır.
HİCRET:Mü’min kimse, hür olarak insanca ve dâvâsı uğruna yaşayabil-mek için
gerekli her bedeli ödemeye hazırdır; dünyada izzet ve devletin, âhirette de
cennetin bedeli hicrettir.
HİCRET:Tevhid mücâdelesinde bulunan insanların şu veya bu şekilde geçmek
zorunda olduğu bir kapıdır/köprüdür/süreçtir hicret.
HİCRET:Bedeni, dili ve kalbi ile insanın kendisine Allah’ı unutturan
çevresindeki her şeyden ayrılarak bütün varlığı ile Allah’a ilticâsıdır.
HİCRET:Allah’a yönelmektir, O’na yaklaşmak, O’na sığınmaktır. Mad-de ve
menfaat için, dünyevî eğitim için; iş, aş ve eş için hicretleri çok gördük.
Ama günümüzde Allah´ hatırlayarak, ona yöneleni görmedik.
HİCRET:Küfürden imana, haramlardan helâllere, günahlardan sevaplara,
isyandan itaate, kötülükten iyiliğe, rezîletten fazîlete göz arkada
kalmadan yapılan kutlu bir yolculuktur.
HİCRET:Tebdîl-i mekânda ferahlık vardır, evde kılınan namaza karşılık,
câmiye hicret edilerek cemaatle kılınan namazın yirmi yedi derece sevabı,
hicret rûhunda saklıdır.
HİCRET:Yeryüzü yerinde saymıyor, her an dönüyor, hareket/hicret ediyor.
Gökteki tüm yıldızlar, galaksiler, güneşler de yörüngeleri etrafında her an
hicret halindeler. İnsandaki kan, vücut organları arasında hicret
etmeseydi, ne olurdu? Öyleyse, hayat hicrettir, hicretsiz hayat olmaz.
HİCRET:Yerdeki sular buharlaşarak göklere hicret eder, bulutlar hicret
içinde onları taşır, rahmet kanatları yeniden işlenip şekillenen bereket
damlalarını hicret ettirerek taşıyıp uygun yerlere gönderir/hicret ettirir.

HİCRET:Bitki tohumları hicret ederek canlanır, yeni mekânlarda yeni bir
hayata başlar; bazı hayvanların yaşaması için her mevsim vatan değiştirip
hicret etmeleri hayatî bir zarûrettir.
HİCRET:Hemen tüm hayvan ve insanların nimetlere ulaşması için hicret
etmeleri şarttır. İnsan, önce anne karnına, sonra yeryüzüne, daha sonra
ebedî âleme hicret eden bir muhâcirdir. Hicret bir fıtrat kanunudur.
HİCRET:Allah’tan gelen ruh O’na hicret edecektir. Dünya otelinde misafir
olan insan adlı yolcunun son durağı, bu muhâcirin son hicret yurdu Cennet
olmalıdır, çünkü orası onun ana vatanı, baba ocağıdır. Muhâcir insan orada
yaratıldı, orası için yaratıldı, onu hak etmek için yaşamalıdır.
HİCRET:Allah için gerektiğinde evi, iş yerini, mahalleyi, şehri veya ülkeyi
değiştirebilmektir. Gerekiyorsa işi, eşi, aşı, malı-mülkü, okulu,
diplomayı, makamı, rahatı, vatanı... terk edebilmektir.
HİCRET:Fânî olan şeyleri terk etmedikçe Bâkî olana, ebedî olana kavuş-manın
imkânsız olduğunu kavramaktır.
Hicret denilince, kardeş kavramları, “muhâcir” ve “ensâr”ı, “kardeşliği” ve
“fedâkârlığı” hatırlamamak ne mümkün! Hicret rûhunu kaybedince onları da
kaybettik ve kaybolduk.
Ey hicret! Sen müslümanların takvim başısın. Müslüman olduğunu iddiâ
ettikleri halde, hıristiyanlara göre ve onlar gibi "yılbaşı"nı kutlayanlar
seni yeterince tanımıyor ve değerlendirmiyorsa, onları da mesajınla dirilt!
Yalvarıyoruz ey güzel HİCRET! Ne olur bizden HİCRET etme!
Muderrisim (Zafer HOCA)

Muderrisim (Zafer HOCA)

   

Bir Arastirmaya Göre Kuranin Harfleri?
HEPİMİZ NASIL DÜZGÜN OLABİLİZ?

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz