YILBAŞI KUTLAMALARINA KATILMAK, HİNDİ VE BENZERİ ŞEYLERİ SATMAK

#1 von Zafer Hoca ( Gast ) , 27.12.2011 20:34

YILBAŞI KUTLAMALARINA KATILMAK,
HİNDİ VE BENZERİ ŞEYLERİ SATMAK .

Ramazan bayramına ısrarla şeker bayramı diyenler noel’e neden yılbaşı
derler hiç düşündünüz mü?
Yılbaşı münasebetiyle Hindi alıp satma, tebrikleşme, tebrik satma, yılbaşı
programları için sipariş edilen davetiye, kart, poset vb. imal etme caiz
midir?
Bu meseleyi iyi kavrayabilmek için önce şu ayet ve hadisleri gözönüne
getirmek gerekir:
1."Iyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada
yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup sakının..." (Mâide: 2)
2."Zulum yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur.
sizin Allah'tan başka velileriniz de yoktur sonra yardım da göremezsiniz.
(Hûd:113)
3."O (Allah) size Kitapta : " Allah'ın ayetlerine küfredildiğini ve onlarla
alay, edildiğini isittiğinizde, onlar bir başka söze geçip dalıncaya dek
onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu
Allah münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktır".
(Nisâ:140)
Buraya kadar olanlar ayet mealleridir. Konuyu başkalarına benzeme
noktasından ele alan sayılamayacak kadar hadis-i şerifler vardır. Bunlardan
birinin mealini vermekle yetinebiliriz :
4."Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır " .(Ebu Davûd, Libas
4; Müsned N/50.) Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal
gerçeklere işaret eder. Şekli benzeşmenin sonuçta itikadı benzeşmeye
götüreceğini anlatır: Ibn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi
gerçeklere parmak başar. Maglupların galipleri taklid etme psikolojisi
yaşadıklarını anlatır. (Ibn Haldun, Mukaddime I/374-75.)
Sonuç şudur: Insan ancak sevdığını, takdir ettiğini ve büyük gördüğünü
taklit eder. Şekli taklit itikadi taklide götürür. Bu ilmi gerçege de
dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında
alimlerimizin istinbatlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları
hükümleri) nakledeceğiz. Ittifakla kabul edilen bu fıkhı kaide şudur:
"Müslümanın, bir başka dinin şiarı (alameti farikasi) olan bir fiili kendi
ihtiyarı ile yapması küfürdür" Nevruz ve yılbaşı kutlamaları alimlerimizce
başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu
konudaki hüküm ona göre verilmiştir. Görebildiğimiz kadarıyla, Buhara
bölgesi alimlerimizden Baytekin et-Türkmeni bu tür konularda en geniş
bilgiler veren alimlerimizden biridir. Buna benzer meseleleri müstakil bir
kitapla anlatmış ve sözünü ettiğimiz konu üzerinde özellikle ve sayfalarca
durmuştur. "Bazı Hanefi alimleri demişlerdir ki, adı geçen bütün bu (başka
inançların gereğiolan bayram ve kutlamalara) katılan ve bundan tevbe
etmeyen onlar gibi kâfirdir. Imam Malık'in arkadaşlarından biri de demiştir
ki, Nevrûz Günü ( o günü ta'zim için) bir karpuz kesen sanki domuz kesmiş
gibidir. Dolayısı ile müslüman, böyleleriyle oturması, kesmede ve pişirmede
onlara yardımcı olması ile günahkâr olmuş olur". (Türkmanî, Kitabu'l-üma
fil-havâdisi vel-bida' I/293-94.)
Meselenin hem hukuki hem de itikadı yönü bulunduğu için fıkıh
kitaplarımızın "mürtedle ilgili hükümler", ya da "Küfür sözler" yer alırve
özet olarak şunlar söylenir : "Mecusilerin Nevruz (yeni gün, yeni yıl,
yılbaşı) kutlamalarına katılmakla da kâfir olur. Çünkü bunda onların o gün
yaptıkları şeylere muvafakat anlamı vardır. Daha önce satın almamakta
olduğu bir şeyi Nevruz'da, o günü tâzim için -yeme içme için değil- satın
alması, keza yine o günü kutlayan şirk ehline Nevrûz Günü, velev bir
yumurta olsun, bir şey hediye etmesi de aynıdır" (Hindiyye N/276-77.)
"Nevruz'da (yılbaşı gününde) bir müslüman diğerine bir şey hediye etse, ama
bununla da o günü tazımi (kutlamayı) düşünmüş olmasa, fakat bir takım
insanların o güne mahsus böyle bir uygulaması bulunmuş olsa bunu yapan
kâfir olmaz, ancak o günlerde yapmaması, daha önce veya daha sonra yapması
gerekir. Ta ki onlara benzemiş olmasın. Ibadette muvafakat, yani, onlara
has ibadet saatleri olan üç vakitte namaz kılmak haram olursa, ibadet
olmayanları bir düşünün!? Imam Ebu Hafs demiştir ki, "Bir adam Rabbine elli
yıl ibadet etse, sonra nevrûz (yılbaşı) geldiğinde, o günü kutlamak için
şirk yapanlardan birine bir hediye gönderse kâfir olur". (Bezzâziye VI/333;
Abdullah b. Muhammed es-Sîbî., el-Abdevî, ed-Delilül-kavim,
ales-siratil-müstakîm 143. ) Imam Rabbanî de benzer şeyleri kendi
zamanındaki Hindistanli müslüman kadınların yaptıklarını, başka inançlarda
olanlar gibi belli günlerde, o günlere has hediyelerle hediyeleştiklerini
anlatır ve bütün bunların şirk ve Islam dinini inkâr demek olduğunu
söyledikten sonra şu mealdeki ayeti zikr eder (Imam Rabbanî, Mektûbat NI/55
(Mek. 4l))"Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah'a iman etmezler ".(Yusuf:
106) Bu A1lah'a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini,
ya da şirk koşanların da Allah'a inandıklarını söyleyebileceklerini
anlatır.
Hülâsa :
1.Yılbaşı gibi başka inançların şiari olan günlere, o güne tazîm ve kutlama
maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek,
yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu
tür kutlamalara katılmak küfürdür. Bunu yapmış ve tevbe etmemiş bir insanın
imanından, nikahından, ibadetlerinin boşa gitmesinden korkulur.
2.Böyle zamanlarda, böyle zamanlara has hindi vb. şeyleri sırf gıdalanmak
için almak, PTT'nin ucuz hizmetinden yararlanmak için tebrikleşmek küfûr
değilse de, onlara (isteyerek şirk yapanlara) benzeme ve onların
uygulamalarını yaygınlaştırma ve meşru gösterme anlamı taşıdığından
tehlikeli ve mahzurludur. müslümanların, hangi maksatla olursa olsun, o
günlere mahsus birşey yapmamaları gerekir.
3.Hindi gibi sırf o günlere mahsus şeyleri, o günlerde satmak, fasıklara
"günahta yardım" anlamı taşıdığından, haram ya da tahrimen mekruhtur. Ancak
alacağı para haram değildir. Haram ve günah olan o işi yapmasıdır. Bu
hindilerin besmele ile kesilmiş olması halinde böyledir. Besmele ile
kesilmemişse "meyte" olacaklarından satılmaları hiç bir surette caiz olmaz.

4.Yılbaşı kutlamaları için matbaa sahiplerinin davetiye, afiş, kart vb.
şeyleri basmaları da aynıdır. Yani bunlar sırf yılbaşına özel olarak
kullanılacaklarsa yapılıp satılmaları aynı derecede mahzurludur: Eşantiyon
eşya için de aynı şey söylenir.
Biz Allah'ın celle cellêlühü "Habibim Sen olmasan alemleri yaratmazdım"
dediği, düşmanlarının bile Muhammed-ül Emîn lakabıyla çağırdığı, eziyet
eden düşmanlarına beddua yerine hidayetlerine dua eden, insanlığın saadeti
için gayret sarf eden bir peygamberin ümmetiyiz.
Tarihin altın sayfalarını dolduran, insanlığı cehalet ve sapıklık
karanlığından kurtarmak, yer yüzüne imanı, iffet ve namusu yaymak için
şehitliği insan için tasavvur edilebilecek en üstün gaye bilen bir neslin
torunlarıyız. Hiç şüphesiz onlar da bizim gibi canını, malını, evladını
seven insanlardı. Fakat Allah ve rasulünün sevgisi uğrunda her şeylerini
feda etmişlerdi.
Şimdi onların çocukları olan biz, büyük bir imtihanın arifesindeyiz:
Yılbaşı gecesi! Çoktan hindilerle, Noel babalarla Hıristiyanlar gibi
hazırlıklar başlamıştır. Kim bilir, Allah Kur'an-ı Kerîmde haram kıldığı
halde ne kadar içki içilecek, ne kadar zina, fuhuş, yaralama, öldürme
hadisesi olacak! Hıristiyanlar bu geceyi güya Hazreti İsa'nın aleyhi-s
selam doğum gecesi olarak kutlar. Bir peygamberin doğum gecesini içki,
dans, kumar, zina gibi şeylerle kutlamak Allah'ın celle cellêlühü indirmiş
olduğu hangi kitaba uyar?
Yeni yıl böyle mi kutlanır? Gelecek yıl içindeki memleket selâmeti ve bol
bereketi bu haramlarda mı arıyoruz? Gelecek sene içinde bunları mı yapmayı
taahhüt ediyoruz? Kostantiniyye (İstanbul) elbette feth olunacaktır Onu
fetheden kumandan ne güzel kumandan ve o fetih ordusu ne güzel ordudur!
buyuran büyük kumandan Muhammet aleyhisselamın bu müjdesinin aşkı ile
ecdadımız şu toprakları kanları ile almış vatan haline getirdikten sonra
evlatlarına teslim etmişler. Tâ ki bu ülkenin tepelerinde ezan ve Kur'an
sesi çınlasın!
Şimdi biz sanki onların düşmanları ile birleşip de ruhlarına ezan nağmeleri
ve fatiha yerine sarhoş naraları mı gönderiyoruz? Bastığımız toprakların
altında kefensiz yatan ak saçlı ninelerimiz, şehit dedelerimizin tepesi
üzerinde sarhoş kusmuklarının dökülmesine, rakı kokularının yayılmasına
nasıl razı olabiliyoruz? Kendi dinimiz, Peygamberimiz, örf ve âdetlerimizde
ne kusur görüyor da onları bırakıyor ve Hıristiyanlığın bile kabul etmediği
adetleri – hem de en sefil bir şekilde - tatbike çalışıyoruz? Maalesef
çoluk çocuğumuzu da alıştırdık. Yılbaşında onlara hindi götürmez, Noel baba
ve hediye almazsak bize gücenirler. Halbuki kendi dinimizin mübarek
günleri, kandil geceleri gelir geçer de haberimiz bile olmaz.
Gerçek Müslüman’dan daha doğru ve nezih kimse olamaz. Yabancıların tesiri
altında kalmamalı, kimsenin kınamasından korkmamalıyız. Etrafımızı saran ve
gaflet içinde yüzen insan kalabalığının vurdum duymazlığı bize tesir
etmemeli. Nefis ve şeytanları peşinde yürüyen kitleler bize örnek olamaz.
Allah Teâla buyuruyor ki: Eğer yer yüzündeki insanların çoğuna uyarsan seni
Allah yolundan saptırırlar. (En'am:116)
Sırf Müslüman oldukları için Afganistan’da, Filistin’de, Çeçenistan’da,
Bosna'da insanlar öldürüldü ve sen yılbaşını kutlarken orada Müslümanlar
öldürülmeye devam ediyor. Yılbaşı adetinin sahibi Hıristiyanlar Bosnalı
çocukları diri diri keserek annelerine yedirdiler, çocukların ve kadınların
namuslarını kirlettiler. Ve daha nice vicdanın kabul etmediği işkenceler
halen Afganistan’da, Filistin’de, Çeçenistan’da zulümlerine ve
katliamlarına dünyanın gözü önünde devam ediyorlar. Ve bütün bu insanlar
Birleşmiş Milletler denilen Hıristiyan topluluğunun gözetiminde vahşice
katlediliyor. HER TARAF KAN KOKUYOR bütün bunlar ölürken MÜSLÜMAN kimin
yılbaşını kutlayacak ve nasıl eğlenecek? Eğlenmemekle de vazifemiz bitmiyor
tabiki, günümüzde Müslümanların en büyük eksikliklerinden biri birbirlerini
ikaz etmemeleri, halbuki Allah c.c. Lokman suresin 17. ayette Yavrucuğum!
Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret,
çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir. buyuruyor, her Müslüman din
kardeşini uyarmalıdır.
Bazı Soru ve Cevaplar:
SUAL:Yılbaşı ile Noel hakkında bilgi verir misiniz?Yılbaşı kutlanır mı?
CEVAP:Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır. Fakat 21 veya 25 Aralık’taki
Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi
eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek caiz olmaz. Çünkü bayramlarında
onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur.
Din kitaplarında buyuruluyor ki: Noel günü ve gecesinde, kâfirlerin
paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapan küfre girer.
Yılbaşı münasebetiyle Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde
milyonlarca çam fidanı Noel hurafesi uğruna kesilip yok edilmektedir.
Hıristiyan ülkelerde olduğu gibi, Müslüman ülkelerde de bu cinayetler
işlenmemeli. Hıristiyanlara benzememek için yılbaşı gecesi hindi yememeli!
Yenirse mekruh olur. Birkaç gün sonra yenebilir. Kumar oynamak, tombala
çekmek gibi oyunlar ise zaten her zaman caiz değildir. Bu gece, gayrı
müslimlere benzemek gayesiyle çeşitli yiyecek, içecek almak da caiz olmaz.
Her zaman ne alınıyorsa onları almakta mahzur yoktur. Bu geceye ayrı bir
önem vermemelidir.
Yalnız Hıristiyanların değil, Yahudilerin ve bütün bâtıl dinlerin
ibadetlerini yapmak, onlara benzemek olur. Mesela 21 Martı Nevruz Bayramı
diyerek kutlamak da böyledir. Kâfirlerin ibadetleri ve çirkin işleri hariç,
mubah olan âdetlerini yapmakta mahzur yoktur. Yani onlara benzemiş olunmaz.

Noeli kutlamak asla caiz değildir. Fakat, Noel ile ilgisi olmayan
yılbaşında bir Müslümana tebrik kartı yazıp, yeni bir yılın insanlık için,
Müslümanlar için hayırlı olmasını dilemek günah değildir. Yahut, (yeni
yılın kutlu olsun) diyene, (seninki de kutlu olsun) demek günah olmaz. Bu
inceliği anlamalıdır!
Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır! Sanki
mübarek geceymiş gibi mevlid okutmak, sohbetler düzenlemek uygun değildir.
Bu gecenin diğer gecelerden farkı yoktur. Bu geceye değer veriyormuş gibi
hareket etmek doğru değildir.
Kâfirlerin yaptıkları ibadetler ve çirkin işleri hariç, mubah olan
âdetlerini yapmakta mahzur yoktur. Yani onlara benzemiş olunmaz. Müslüman
her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır!
SUAL: Hıristiyanlar, Hz. İsa’nın yılbaşında geleceğine inandıkları için mi
yılbaşını kutluyorlar?
CEVAP:Hıristiyanların, Hz. İsa’nın yılbaşında geleceğine dair bir
inanışları yoktur. Onlar Hz. İsa’nın çarmıhtan öldüğüne inanırlar.
(İnsanları günahtan kurtarmak için Tanrı, oğlu İsa’yı öldürdü) derler.
Bazen İsa aleyhisselam için (Oğul Allah) bazen de (Tanrı üçtür. Üç tanrı
birdir) derler. Bu saçmalıklar da İncillerde yapılan tahrifattan ileri
gelmektedir. Hıristiyanların eğlenceleri, Noel Baba dedikleri hayali varlık
içindir.
Kur'an-ı kerimde, Nisa suresinin 157 ve 158. âyet-i kerimelerinde, İsa
aleyhisselamın öldürülmediği, öldürülen [Çarmıha gerilen] kimsenin başka
birisi olduğu, İsa aleyhisselamın göğe kaldırıldığı bildirilmektedir. Al-i
İmran suresinin 54. ve 55. âyetleriyle, başka surelerde de bu hususta bilgi
vardır. İsa aleyhisselam, Hz. Mehdi [ve Deccal] zamanında gökten inecektir.
(Mektubat-ı Rabbani c.2, m.67)
Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ruhum yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa,
adil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek,
cizyeyi kaldıracak, İslamdan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok
olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır. Fakat bir secde, dünya ve
dünyadaki her şeyden daha hayırlı olacaktır.) [Buhari]
(Vallahi Meryem’in oğlu adil bir hakem olarak inecek, haçı parçalayacak,
domuzu öldürecek, kin, nefret ve haset ortadan kalkacaktır.) [Müslim]
(Deccal, ümmetimin arasından çıktıktan [bir müddet] sonra, Allahü teâlâ
İsa’yı gönderecektir. İsa, Deccalı helak edecektir. Bundan sonra iki kişi
arasında düşmanlık olmayacaktır.) [Müslim]
(İsa inecek, İslamiyet yolunda savaşacaktır. Onun zamanında Allah,
müslümanlardan başka herkesi helak edecektir. Deccal da helak olacaktır.
Sonra yeryüzünde sükun emniyet meydana gelecektir. O kadar ki aslan
deveyle, kaplan inekle ve kurt kuzuyla serbestçe dolaşacak, çocuklar
yılanlarla oynayacaktır. İsa, kırk yıl yeryüzünde yaşayacak, sonra
ölecektir. Cenazesini müslümanlar kaldıracaktır.) [Ebu Davud]
(Tevratta Muhammedin "sallallahü aleyhi ve sellem" vasfı bildirildiği gibi,
İsa’nın da “aleyhisselam” vasfı bildirilmiştir. İsa benim yanıma
gömülecektir.) [Tirmizi]
AÇIKLAMA: Hadis-i şeriflerde geçen, Domuzu öldürecek demek, domuz avına
çıkacak demek değildir. "Domuz eti yemeyi yasaklayacak" demektir. Haçı
kıracak, yani Hıristiyanlığı kaldıracaktır. Başka bir hadis-i şerifte
(Mizmarları kıracak) buyurulmuştur. Yani her çeşit çalgıyı yasak edecektir.

SUAL: Miladi yılbaşında tebrik kartı satmak caiz mi?
CEVAP: Evet.
SUAL: Yılbaşında hıristiyanlara tebrik kartı yazmak caiz mi?
CEVAP: Yılbaşı için caiz, Noel için caiz değildir.
SUAL: Yılbaşı dediğimiz bu günde ne yapmalıyız?
CEVAP: Her zamanki gibi, normal bir gün gibi olmalı, sanki mübarek gece
imiş gibi mevlit falan okumamalı.
SUAL:Yoksa Noeli kutlayanlara inat oturup o gün Kur'an-ı kerim ve mevlit mi
okumalıyız?
CEVAP: Her zamanki gibi, normal bir gün gibi olmalı.
SUAL:Bir hıristiyan Noel gününde, öncesinde veya sonrasında Noel maksadı
ile bir müslümana (arkadaşına veya akrabasına) hediye verse, bu müslümanın
bu hediyeyi alması ve kullanması caiz olur mu?
CEVAP: Noel maksadı ile verilmez yılbaşı maksadı ile verilmiştir. Noele
saygı gösteren kâfir olur. Verilen hediyenin mahzuru olmaz. Yiyecek ise
yılbaşından iki üç gün sonra yenebilir.
SUAL: Yılbaşında bazı aileler evlerinde TV izleyip, aile efradlarıyla
oturup vakit geçiriyorlar, yiyip içiyorlar. Bunlardan haram işleyenlerin
(mesela içki içen oynayıp zıplayan piyango çeken, tombala oynayan falan)
kâfir olma tehlikesi var mıdır? Bunları yapmadan normal aile görüşmelerini
bu güne denk getirmenin bir mahzuru olur mu?
CEVAP:Kâfir olmak, niyete bağlıdır. Kâfirlerin Noelini kutlamak niyetiyle
ise küfür olur. Yılbaşı eğlencesi şeklinde olursa küfür olmaz. Elbette
içki, kumar ise zaten haramdır.
SUAL:Yılbaşını yeni yıl geldi diye kutlayan, hediyeleşen, sevinen Müslüman
kâfir olur mu?
CEVAP: Niyetleri önemli, yeni bir yıl geldi diye sevinip hediyeleşirlerse
küfür olmaz.
SUAL: Bir başkasının bu geceye özel olarak pişirdiği mubah yemekleri (hindi
gibi) yemek uygun mu?
CEVAP:Özel yiyecekleri o gece yemek mekruh olur. Birkaç gün sonra yemekte
mahzur olmaz.
SUAL: Hicri şemsi ve kameri yılbaşı ne zaman başladı?
CEVAP:16 Temmuz 622 de başladı. 1 Muharrem yılbaşı oldu. Hicri şemsi
yılbaşı ise 20 Eylül 622 dir. Her sene 1 Muharrem müslümanların yılbaşı
günüdür.
SUAL: Kâfirleri taklit etmek nasıl olur?
CEVAP:Kâfirlere ibadette benzemek haram veya küfürdür. Ama âdetlerde
benzemek caizdir. Uçağa, trene, arabaya binmek, pantolon giymek caizdir.
Peygamber efendimiz papaz ayakkabısı, Rum cübbesi giymiştir. Kâfirin dinine
benzemek caiz olmaz, haç takmak, zünnar takmak gibi. Noeli kutlamak caiz
değildir. Ama yılbaşı farklıdır. Noeli kutlayan kâfir olur. Yılbaşında
birisine yeni yılın kutlu olsun, yeni yılın müslümanlara hayır ve bereket
getirsin demek caizdir. Herkes için yeni bir yıldır. Noel ise hem herkes
için değil, hem de Hıristiyanların bayram günüdür.
SUAL:Başka bir dinden olana gavur demek caiz mi?
CEVAP:Müslüman olmayan herkes kâfirdir, yani gavurdur. Gavura gavur denince
üzülür, onun için onların yanında dememek gerekir. Çünkü onlar kendilerini
kâfir bilmezler.
SUAL:Yeni yıl için e-mailler geliyor. Acaba bunlara ne ile mukabele
etmeliyiz?
CEVAP:Yeni yılı kutlamak caiz. Sizin de yeni yılınız hayırlara vesile olsun
gibi bir ifade kullanmak caizdir.
NOEL NEDİR ?
Hz. İsa’nın doğumundan çok önce güneşe tapan putperestler, tanrı saydıkları
Güneş’in her gün biraz daha erken kendilerini terk etmesine üzülürlerdi. 25
Aralık’ta günler tekrar uzamaya başlayınca, Güneşin kendileri ile kalmaya
razı olduğuna sevinerek kutlamalar yaparlardı. Bu kutlamalar sırasında dans
ederler, içki içerler ve ışıklandırma yaparlardı. Ayrıca hindi kesme, domuz
başı, kaz kızartması yemeyi de gelenek haline getirmişlerdi. Birde
aralarında çeşitli hediyeler verirlerdi. Ayrıca Güneşe tapan ve kurtarıcı
tanrılarının kış başlangıcında doğduğuna inanan diğer putperest milletler
de vardı. Bunlar da Julian takvimine göre kış başlangıcı olarak kabul
edilen 25 Aralık’ta özel kutlama törenleri yaparlardı.
Hz. İsa’nın doğum günü kesin olarak bilinmediği için ilk hıristiyanların
Hz. İsa’nın doğumu için kutladıkları özel birgün yoktu. Bu sırada Roma
İmparatorluğunun her yerinde Güneşe ve putlara tapılıyordu. Roma İmparatoru
Büyük Kostantin, putperest iken miladın 313 senesinde hıristiyanlığı kabul
etti. Putperestlikten birçok şeyleri de hıristiyanlığa soktu. Güneş
tanrısının doğum günü kabul edilen 25 Aralığı yılbaşı kabul etti. Hz.
İsa’nın kurtarıcı tanrı olduğuna inanan hıristiyanlar da, Hz. İsa’nın 25
Aralık’ta doğduğunu kabul ettiler (!). Sonunda bu geceyi miladi yılbaşı ve
Noel olarak hersene kutlamaya başladılar. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
Hz. İsa’nın doğum günü olarak 25 Aralığın seçilmesi, III. yüzyıl başlarında
İsa’nın ölüm tarihinin 25 Mart olarak tahmin edilmesine dayanır. Hz.
İsa’nın doğumu 6 Ocak’ta, müneccim kralların tapınması ve İsa’nın vaftizi
ile birlikte kutlayan Doğu hıristiyanlığı da 25 Aralık tarihini aziz Lonnes
Khrysos.. benimsemiştir. (Büyük Laruss Ans.)
Buna karşılık Ermeni kilisesi Noel’i hiçbir zaman kabul etmedi ve Hz.
İsa’nın doğumunu 6 Ocak’ta kutlamayı sürdürdü. (Ana Britanica Ans.)
NOEL BABA
Efsanevi hıristiyan inanışına göre; miladi 4. yüzyılda Anadolu'da Myra
(bugünkü Demre-Antalya) yöresinde yaşamış olan Aziz Nikolaos adındaki
hıristiyan azizi, Roma imparatoru Kostantin'in rüyasına girdi ve idama
mahkum edilen 3 subayı kurtardı. Bu olaydan sonra ünü gittikçe yayılan
Nikolaos, zamanla Rusya ve Yunanistan gibi ülkelerin hayır kurumlarının,
loncaların, çocukların, denizcilerin ve bazı şehirlerin koruyucu azizi
olarak benimsendi. Çocuklara özel armağanlar getirdiğine inanılan ve Noel
Baba olarak anılmaya başlanılan Aziz Nikolaos efsanevi bir kişiliğe
büründü.
Aziz Nikolaos'un Noel Baba haline sokulması ilk önce Almanya'da görüldü. Bu
efsanevi gelenek zamanla Protestan kiliselerin çoğunlukta olduğu Avrupa
ülkelerinde yayıldı. Sonra A.B.D.'nin New York şehrine gelip yerleşen
Hollanda'lı Protestanların Aziz Nikolaos'u iyilik sever bir kimse olarak
anmaları da çok sevilmesine yol açtı. Ayrıca A.B.D. ve İngiltere'de
kutlanan çocuk bayramlarında da yer verilmeye başlandı. Geleneksel aile ve
çocuk bayramı olarak kutlanan Noel yortusunun koruyucusu olarak kabul
edildi.
Noel Baba'nın şişman, neşeli, kırmızı ve beyaz piskoposluk giysileri
içindeki tasvirleri Amerikalılar tarafından gündeme getirildi. Noel baba
olarak bilinen Aziz Nikolaos'un bazen yalnız, bazen yardımcısıyla ata
binerek, bazen de sekiz Ren geyiğinin çektiği arabasıyla evlerin damlarında
dolaştığı efsanesi yaygınlaştı. (Yeni Rehber Ans.)
Sırtında içi hediye dolu bir heybeyle dolaşan Noel baba evlere bacadan
girer ve armağanlarını uslu çocukların ayakkabılarının içine koyduğuna
inanılır. (Aslında o hediyeleri evin babasının oraya yerleştirdiğini artık
bütün çocuklar biliyor.) Noel baba, "yeni doğan" ya da "yaşayan" bir
folklarik olaydır. Gerçektende onun ortaya çıkışı her yerde yakın tarihlere
rastlar. (Büyük Laruss Ans.)
NOEL AĞACI
Noel şenlikleri sırasında ışık ve süslerle donatılan ağaca denilmektedir.
Yaprak dökmeyen ağaçları ve çelenkleri ölümsüz yaşamın simgesi olarak
kullanmak, eski Mısırlıların, Çinlilerin ve Yahudilerin ortak bir geleneği
idi. Avrupalı putperestler arasında yaygın olan ağaca tapınma,
hıristiyanlığı benimsemelerinden sonra, İskandinavyalıların şeytanı
korkutup kaçırmak ve Noel zamanında kuşlar için bir ağaç hazırlamak üzere
ev ve ambarlarını yılbaşında ağaçlarla donatma geleneği biçiminde sürdü.
Almanya'da da kış ortasına rastlayan tatillerde evin girişine ya da içine
bir Yule (yeni yıl) ağacı konuyordu.
Günümüzdeki Noel ağacı Almanya'nın batısından kaynaklandı. Ortaçağda Adem
ve Havva'yı canlandıran gözde bir oyunun ana dekoru, Cennet bahçesini
temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacıydı. Adem ve Havva
yortusunda (24 Aralık) Almanlar evlerine böyle bir Cennet ağacı dikerler,
üzerine Momünyon'daki kutsanmış ekmeği simgeleyen ince, hamursuz ekmek
parçaları asarlardı; bunların yerini daha sonra değişik biçimlerdeki
çörekler aldı. Ayrıca bazı yerlerde Hz. İsa'yı simgeleyen mumlar eklendi.
Noel mevsiminde ağaçla aynı odada Noel piramidi de bulunurdu. 16. yüzyılda
Noel piramidi ve cennet ağacı birleşerek Noel ağacını oluşturdu.
İngiltere'ye 19. yüzyıl başlarında ulaşan Noel ağacı, Kraliçe Victoria'nın
eşi Alman prens Albert'in desteği ile bu yüzyılın ortalarında yaygınlaştı.
O dönemde Noel ağaçları, dallarına kurdela ve kağıt zincirlerle asılmış
mum, şekerleme ve keklerle süsleniyordu. Göçmen Almanların Kuzey Amerika'ya
17. yüzyılda götürdükleri Noel ağacı, 19. yüzyılda moda oldu. Gelenek
Avusturya, İsviçre, Polonya ve Hollanda'da da yaygındı. Japonya ve Çin'e
19. ve 20. yüzyılda Amerikalı misyonerlerin tanıttığı Noel ağaçları ince
işlenmiş kağıt süslerle donatılıyordu.
Orman Katliamı:
Her sene olduğu gibi bu sene de Noel uğruna binlerce çam fidanı
katledilecek.
Türkiye'de her geçen gün yeşillik oranının azaldığına dikkat çeken orman
mühendisi uzmanlar, kesilen çam fidanlarının bir günlük eğlence için feda
edildiğini kaydederek, şunları söylüyorlar:
"Binlerce çam fidanına yazıktır. Kutlamalarda çam fidanı kullanılsa ne
olur, kullanılmasa ne olur? Türkiye'de her geçen gün azalan yeşil alanlar,
yanıp kül olan ormanlar göz önüne alındığında, her yılbaşında 50 bin çam
fidanını göz göre göre kaybetmek ihanettir."
Hristiyanların Hz. İsa'nın doğum günü dolayısıyla kutladıkları bayram; bu
bayramın kutlandığı zaman süresi; Miladi yılı Ocak ayının birinci gününün
gecesi; Milad; Hz. İsa'nın doğumu kabul edilen gün. Bu günü esas alan
takvime ise Milâdi takvim denir.Hristiyan inancına göre evrenin nuru olan
Hz.
İsa'nın doğum gününü 25 Aralıkta kutlamanın, papaların kış gündönümü
törenlerine bağlı bulunanları bundan vazgeçirmek amacına yönelik olduğu
söylenir. 25 Aralık Hristiyan kiliselerinin hepsi tarafından Hz. İsa'nın
doğum günü törenleri olarak kutlanır. Katolik (Latin) kilisesi 25 Aralık,
Ortodoks kiliseleri ise IV. Yüzyıldan itibaren bu tarihi benimsemişlerdir.
Katolik kilisesi bu günü, birincisi gece yarısı; ikincisi güneş doğarken;
üçüncüsü ise sabah olmak üzere
üç missa (ayin) tertipleyerek kutlar.noel, genel kanâate göre Batı'da 354
M. yıllarında kutlanılıyordu. Buna karşılık Hz. İsa'nın doğumunu 6 Ocak'ta
kutlayan Doğu Hristiyanları ise, İoonnes Khrysostomos ve Gregorios adlı
azizlerin etkisiyle noel kutlama tarihlerini batıya ayak uydurarak 25
Aralık günü olarak değiştirmişlerdir.
Yine Hristiyanlar arasında görülen başka bir anlayışa göre, Bizans
İmparatoru Büyük Konstantin putperestlikten Hristiyanlığa geçtikten sonra
(313 M), İstanbul şehrini genişletip, yeniden imar ettirmiş ve ona
Konstantiniyye ismini vermişti. İstanbul'un başkent oluşu ve imparatorun
Hristiyanlığın ruhani lideri durumuna geçmesi, konsilleri Hristiyanlık
adına ümide sevketmiş ve bunlar imparatora başvurarak halk arasında yaygın
yüzlerce İncil'in tek kitaba indirilmesini istemişlerdi. Bunun üzerine
İmparator Konstantin, Hz. İsa'nın ölümünden sonra O'nun havarileri arasına
girerek gerçek İncil'i tahrif eden Yahudi Pavlus'un gayretiyle Hz. İsa'nın
getirmiş olduğu dini değiştirmiş, yeni yorum ve değişikliklerle halk
arasında yayılan İncil'lerin birleştirilmesi yoluna gitmiştir. Bu amaçla
325 yılında İznik'te toplanan 319 papaz, İncil'lerin birleştirilmesi yoluna
gitti. İznik'te ortaya çıkarılan yeni İncil, Eflatun'un ortaya attığı
teslis (tritine) inancı, ilk yazılan tahrife uğramış dört büyük İncil'de de
yer alır.İznik toplantısında, içinde Allah (c.c)'ın bir olduğu ve Hz.
İsa'nın sadece bir peygamber olduğu yazılı bulunan Barnabas İncil'i ile
birlikte diğer bütün İncil'lerin yakılmasına, Barnabas İncil'i okuyanların
öldürülmesine ve bu İncil'i savunan, teslis inancına karşı çıkan papaz
Aryüs'un aforoz edilmesine karar verilmiştir. Aryus Hristiyan inancında
İncilin aslı bozulmamış şekline inanan bir papazdı. Daha sonra ortaya
çıkarılan dört büyük İncil'in Hz. İsa'ya Allah tarafından gönderilen
İncil'le uzaktan yakından alâkası olmadığını, Allah'ın üç değil, bir
olduğunu, eşi ve oğlunun bulunmadığını söylüyordu. Bu görüşleriyle bir
ekolün öncüsü oldu. M. 270'te doğan Aryüs 325 yılında İznik konsilindeki
görüşlerinden dolayı aforoz edilmiş ve aynı nedenden dolayı 336'da
öldürülmüştür. Böylece vahiy kaynağından uzak yeni bir Hristiyanlık dini
ortaya çıkmıştır. Bunu gerçekleştiren İmparator Konstantinos, Aralığın son
haftasını noel haftası ve bu ayın son günün gecesini (31 Aralık) noel
gecesi ilân etti.
NOEL AGACI
Hristiyanların noel için kesip süsledikleri çama ilk olarak 1605 yılında
Almanya'da ilgi gösterilmeye başlandı. Daha sonra XlX. yüzyıl ortalarında
Helene de Mecklembung tarafından Fransa'ya taşındı. Ermeni mitolojisinde
yeni yıl tanrısının adı Amanor'dur. Pağanlık çağında avlanan hayvanlar
Amanor onuruna çam ağaçlarına asılırmış. noel gününde çam ağaçlarına
çeşitli şeyler asılarak yapılan tören, Hristiyanlığa bu pagan geleneğinden
geçmiştir. Günümüzde ağaç bayramları da ilkel insanların ağaçlara
tapınmalarından ileri gelen bir gelenektir. İnsanlar ağacı, uzun ömürlü
olması yönündeki hayranlıkları ile kutsamışlardır.
noel Baba Geleneği:
Muğla-Antalya çevresi:
(Lycly) eyaletinin başpiskoposu olan Saint Nicola'nın çalışmalarını övmek
amacına dayanır. Hristiyan inancına göre genellikle karla örtülü ortamda,
güleç, tombul ve yardımsever bir tipi canlandıran noel Baba inancı, günümüz
Hristiyan kültürü ve bu kültürden etkilenen doğu kültürlerine de girmiştir.
Saint Nicola, insanları himaye eden bir aziz olarak bilinmektedir. Yılbaşı
akşamları çocukları sevindiren bir ihtiyardır. Sözkonusu Nicola efsanesi
aynı zamanda Anadoluyu Bizans toprağı sayan Batının, çocuklarına aşıladığı
bir ideal olarak
bilinmektedir.
Müslümanlar için Muharrem ayının birinci gecesi "Yılbaşı"gecesidir. İslâmda
yeni yıl, Muharremin birinci günü başlar. Müslümanlar ayları, ibadet
günlerini, bayramları, Ramazan ve Kurbanı, Haccı, yılbaşını, zekatı... vb.
hep İslâmî takvime göre tanzim etmek durumundadırlar. Zira Allah, ayların
sayısını on iki olarak bildirmiştir noel gününde, Hristiyanların diğer
bayram günlerinde onlara uymak gayesi ile, onların yaptıklarını yapmak, o
günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve pişirdikleri yemekleri
yemek caiz değildir. Bu hareketler küfrü gerektirir. Ondan sakınmak
gerekir... Bundan da anlaşılıyor ki, Nevruz ile Mihrican gibi müslüman
olmayan kimselerin kutsal günlerini ta'zim etmek de caiz değildir (İbn
Abidin, Reddül Muhtar, XVII s. 310; Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine
Fetvalar, İstanbul 1984, II, s. 21).
Günümüzde noel:
Cumhuriyet Türkiyesi batılılaşma dönemi inkılaplarıyla birlikte Hristi-yan
Batı yaşantısını benimseyerek gerçekleştirdiği köklü değişiklikler arasında
takvim meselesini de unutmamış, bu amaçla 26 Aralık 1925 tarihinde İslâmi
olan Hicrî takvim yerine Hristiyan milâdi takvim benimsenme yoluna
gidilmiştir. Yılbaşı günü de Muharrem'den, gerçekte Hz. İsa'nın doğum günü
olmayan, ancak öyle kabul gören 1 Ocak tarihine alındı. İnkılapların
amaçladığı Batı değer yargılarının ise bu arada "Noel Baba Kültürü"nün halk
arasına zorlamalarla sokularak zamanla meşrulaşması sağlandı.
Bizans imparatoru Konstantin'in noel'i bayram olarak kabul ettiği M. 325
tarihinden beri Hristiyan âlemi de bu günü gelenekselleştirerek bayram
olarak yaşatagelmiştir. noel'den bir hafta öncesinden özel hazırlıklar
saparlar. Bu günlerde sokaklar, caddeler ve vitrinler çam ağaçlarıyla
dolmakta, noel Baba resimleri her yeri kaplamaktadır. noel bayramı
münasebetiyle kitap, dergi vs. yayınlanmakta; kiliseler, resmi daireler ve
okullar süslenmekte, televizyon ve radyoda kurumlar tatile girmektedir.
Halk tebrik ve telgraflarla birbirinin bayramını kutlarlar.
Gerçekte noel :
Noel Hz. İsa'nın doğumuyla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Noel Baba
efsanesi sonradan Saint Nicola adlı papazın uydurmasından ibarettir.
Hristiyanların geleneksel bayramı olan noel, şu anda halkı müslüman ülkeler
arasında da rağbet duyulmaya ve özel teşvik görmeye başlamıştır. İşin
korkunç yanı da, bu tür tebriklere müslümanların rağbet etmesi ve İslâm'dan
uzaklaşma yoluna girmeleridir. Müslümanlar önce Allaha verdikleri sözü
hatırlamalı, Kur'an ve Sünnet doğrultusunda kendisine bahşedilen "müslüman"
ismine yaraşır vakar ve bilincin şuurunda olabilmelidirler. Çünkü biz "Rabb
olarak Allah'dan, din olarak İslâm'dan, peygamber olarak da Muhammed
(s.a.s)'den razıyız" …


--

Zafer Hoca

   

Benim mensub oldugum Kadiriyye-i aliyye Silsilesi
KiYAMET ALAMETLERI NELER?

Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz