Yürüyüş Âdabı

#1 von Kurban , 03.06.2019 12:18

Yürüyüş Adabı

Yüce dinimiz islam, tamamlanmış ve kıyamete kadar hükmü baki olan bir din olması hasebiyle, insanoğluna hayatın her alanında güzelce yaşama usullerini bildirmiştir. Efendimiz(s.a.v) bizzat yaşayarak, bilfiil göstererek yürüyüş adabını ümmetine ders vermiştir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Yolda yürürken, sağa sola hiç bakmaz, önüne bakarak yürürdü. Yürüyüşü gayet vakarlı, ne yavaş, ne de pek süratli idi. Yürürken, göğsünü gere gere dimdik yürümez, hafif öne meyilli, yokuştan aşağı iner gibi bir tavırla yürürlerdi. Köle ve miskinlerle beraber yürürdü.
Cenab-ı Hak yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmuşlardır; “Rahman olan Allahü teâlânın salih kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler.”
(Furkan, 63)

İnsan her hal ve hareketlerinde olduğu gibi yürüyüşünde de mütevazı olmalıdır. Zira Peygamberimizin (s.a.v.) Yürüyüşünden aciz ve tembel olmadığı anlaşılırdı. Aynı zamanda Yürürken, kibirli kibirli, kasıla kasıla yürümez, sağına, soluna salınarak gezmezdi.
Cenab-ı Hak, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmuşlardır;
• “Yeryüzünde büyüklük taslayarak yürüme. Sen ne yeri yarabilir, ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.”
(İsra, 37)
• “Gururlanıp insanlardan yüzünü çevirme; yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve övünenleri sevmez.”
(Lokman, 18)
• “Ne çok yavaş, ne de koşarak, vasat bir şekilde yürü!”
(Lokman, 19)

Yolda yürürken, büyük bir zat veya bir âlim ile beraber giden kimse, onun önünden ve solundan değil, sağından ve biraz gerisinden veya birlikte yürür.

İki cihan sevgilisi Efendimiz (s.a.v), yürürken kuvvetli adımlarla yürürdü. Ayaklarını yerden biraz kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi. Ayaklarını ses çıkarıp, toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve seri atmakla birlikte, sükûnet ve vakar üzere yürürlerdi.
Yürürken sanki meyilli ve engebeli bir yerden iniyor gibi görünürlerdi. Bir tarafa dönüp baktıklarında bütün vücutlarıyla birlikte dönerlerdi. Rastgele sağa sola bakmazlardı. Yere bakışları göğe bakışlarından daha çoktu. Çoğunlukla göz ucuyla bakarlardı. Ashabıyla birlikte yürürken onları öne geçirir, kendileri arkada yürürlerdi. Yolda karşılaştığı kimselere onlardan önce hemen selam verirdi.
Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: “Peygamber efendimizden daha hızlı yürüyen kimseyi görmedim. Yürürken adeta yeryüzü ayaklarının altında dürülürdü. Bizler arkalarından giderken geri kalmamak için büyük çaba sarf ederdik.”
(Et-Tirmizi İmam Ebu İ’sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1. cilt, Hilal Yayınları)

Yürürken, yolda insanlara eziyet ve zarar verebilecek bir şeyi kaldırmak, Sadaka hükmünde bir sünnettir.
Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular: “İnsanın her mafsalı için güneşin doğduğu her günde birer sadaka borcu vardır. İki kimse arasında doğrulukla hükmetme sadakadır, atına binmesi için bir kimseye yardım etmek yahut yükünü yüklemek sadakadır.
İyi ve hoş söz sadakadır, namaza giderken attığın her adım sadakadır. İnsana eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmak da sadakadır.”
(Riyazüs-Salihin, Cilt 1 Çelik Yay.)

Herhangi bir iş için yola çıkan bir şahsın sağına soluna gereksiz yere bakınmasını, aynı zamanda hususi bir şekilde etraftaki hanelerin içlerini gözetlemesini, Efendimiz (s.a.v) şiddetle men etmiştir.
Zira dinimiz özel hayatın mahremiyeti hususunda önemle durmuş ve bu haram olup yasaklanmış fiili şu şekilde tanımlamıştır: “Hane halkının iznini almadan gözlerini evin içine diken kimsenin bu kötü davranışı, onların evlerini başlarına yıkan kimsenin yaptığı kötülük gibidir.”
Hz. Ebu Ümame’nin aktardığına göre Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurdu: “Benim Allah’ın resulü olduğuma şehadet eden kimse; tanışıp, izin alıp selam vermeden bir ev halkının yanına (bir eve) girmesin. Dışarıdan evin içine bakan kimse oraya girmiş sayılır.”
Diğer bir rivayette şu ifadeler vardır: “Hane halkının iznini almadan gözlerini evin içine diken kimse onları yok etmiş gibidir.”
(Macmazu’-zevaid, 8/43)

Mahremiyet sınırlarının aşıldığı hali hazır İnsanların hayat-ı içtimaiyesinde, topluluk içinde yürüme, gezme ve dolaşma konusunda, Hanımların biraz daha duyarlı olması ehemmiyet arz etmekle birlikte, beşerin manevi hayatının selametini intaç eder.
Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de Hz.Peygamberin (a.s.m) hanımları nezdinde ümmetinin hanımlarına şöyle buyurur: “Evlerinizde vakar ile oturun Evvelki cahiliyet devri kadınlarının kırıla döküle, süslerini göstere göstere yürüyüşü gibi yürümeyin ”
(Ahzab, 33)

Kur’an-ı Kerim, iman edenlerin iffetli, hayâlı ve edep yerlerini koruyan insanlar olduklarını nazara vermiş; mevzunun önemine binaen kadınları ve erkekleri ayrı ayrı zikrederek bütün mü’minlere iffetli olmalarını ve iffetsizlik için bir giriş kapısı sayılan haram nazardan kaçınmalarını emir buyurmuştur.
Bir müslüman yolda gözü kapalı veya bütünüyle başı önünde yürüyecek değildir. Karşısına gelen kadın ve erkeği de görecektir; ancak gördüğü kimseye tekrar bakınca veya bakışını devam ettirince yasak sınıra adımını atmış olur.
Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali’ye şöyle demiştir: “Ali! Arka arkaya bakma; birinci bakış hakkındır (Mes’uliyetin yoktur), ama ikinci bakışa hakkın yoktur(Mes’ul olursun).”
(Tirmizi, K. el-Edeb, 28; Müslim, el-Edeb, 45; Ebû Dâvûd, Nikâh, 43)
Başka bir hadiste ise Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gözler de zinâ eder; onların zinâsı bakıştır.”
(Buhârî, K. el-İstizân, 12; Müslim, K. el-Kader, 20)

 
Kurban
Beiträge: 1.052
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010

zuletzt bearbeitet 06.06.2019 | Top

RE: Yürüyüş Âdabı

#2 von Kurban , 06.06.2019 15:57

Allah razi olsun ..çok güzel bir yazı olmuş..

 
Kurban
Beiträge: 1.052
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010


   

Beden Uzuvlarındaki Şekillerin Hikmeti!
Kein Werbungen Bitte/LTf..Reklam yaıları yazmayalım..Fikirler ....

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz