"ALLAH, Adem'den Önce Yüzbin Adem Yarattı" Hadisi
İslâmî kaynaklarda özellikle tefsir ve tarihe ait eserlerde, Hz. Adem (a.s.)'dan Önce yeryüzünde insan veya ona benzer akıllı ve şuurlu bir varlığın bulunup bulunmadığı meselesi, bir ihtilaf konusu olarak günümüze kadar tartışılagelmiştir.
Bu ihtilaf, Adem (a.s.)'ın yaratılışıyla ilgili Bakara Sûresi'nde zikredilen "halife" kelimesi ile meleklere atfedilen, "Yeryüzünde fesat çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?" [Bakara, 30] anlamındaki âyetten kaynaklanmaktadır.
Söz konusu âyetin nasıl bir ihtilafa yol açtığı, bu ihtilafın niçin olduğu taraflarca ileri sürülen fikirler sayesinde bilinebileceğinden önce tefsir kitaplarında yer alan görüşler üzerinde durmak gerekmektedir. Bu konudaki görüşler daha çok iki madde altında toplanmaktadır:
Birinci görüşe göre,
Kur'an'da Adem (a.s.)'a ve onun soyuna halife denildiğine göre, yeryüzünde Adem'den önce başka bir insan türü yaşamış olmalıdır. Bunlar yeryüzünde fesat çıkardıkları için helak edilmişler, bu sebeple de Adem ve soyu halife yani bu eski insanların halefi olmuş onların yerine geçmiştir. Melekler de Adem'in neslinin yeryüzünü fesada veren ve kan döken varlıklar olacağını bu eski insanlarla kıyaslayarak ileri sürmüşlerdir. İbn Abbas (ö.68/687)'tan nakledilen bir rivayete göre Adem (a.s.)'dan önce cinler yaşamış, daha sonra ALLAH onları yok etmiş ve yerlerine Adem ile soyunu yaratmıştır. Bu iddiada söz konusu varlıkların daha çok cinler olduğu anlaşılmaktadır.[Taberî, I, 199-201; İbn Kesîr, I, 70-7Î; Âlûsî, I, 220: Bolay, Süleyman Hayri, "Adem (as)" DM., 1,359.]
Konu iie ilgili olarak İbn Arabi'nin Fütûhât'ta iki yerde bahsettiği [Fütuhat, III, 348, 549] bu olayın mahiyetini Bursevî'nin kendi üslûbu çerçevesinde ele alacak ve Fütûhât'ta yer alan aslı ile de bir karşılaştırma yapmaya çalışacağız. Bu hâdise kısaca şöyle cereyan etmiştir:
Muhyiddin ibn Arabî, bir gün Kabe'yi tavaf ederken bazı şahıslar görmüş, onlardan biri kendisine;
Sen beni bilir misin? Ben senin evvel gelen ecdadındanım, demiştir. İbn Arabî de;
Sen dünyadan intikal edeli ne kadar müddet oldu? diye sormuş, bunun üzerine o şahıs;
Kırk bin seneden fazladır, diye cevap vermiştir. İbn Arabî, Ademoğlu neslinin bu kadar ömrü yoktur. Zira devr-i sünbüle, yani insanlık tarihi yedi bin senedir, demiş bu defa o şahıs;
Hangi Adem'den sorarsın? yakın olandan mı, yoksa uzak olandan mı?
şeklinde karşılık vermiştir. O esnada İbn Arabî, Peygamber (a.s.)'dan rivayet olunan "ALLAH yüzbin Adem yaratmıştır" hadisini hatırlamıştır. [ Ferah, I, 26, II, 35; Hadis~i Erbain, s. 193-194; Si/site, s. 140. Bursevrnin bu eserlerinde hadis, "ALLAH, Adem 'den Önce yüzbin Adem yaratmıştır" şeklindedir.]
Böylece İbn Arabî, bu şahsın Adem (a.s.)'dan önce yaratılan insanlardan olabileceğini anlamış ve bu olayı peygamberlerden İdris (a.s.)'a sormuş, o da onun bu keşfini tasdik ederek;
"Biz peygamberler topluluğu öncesini bilmesek de âlemin sonradan yaratıldığına iman ederiz. Hak Teâlâ ise kâinattan önce de var idi" demiştir. [1496] İbn Arabî devamında, âlemin sonradan yaratıldığı şüphesiz olmakla birlikte insanın ne zaman yaratıldığı konusunda tarihin meçhûl olduğunu söylemiştir. [ Bu bilgiler aynısıyla Rûh VIII, 405-406'da da geçmektedir.]
Bir başka rivayette ise bu durum şöyle anlatılmaktadır:
İbn Arabî tavaf sırasında tanınmayan bir takım adamlar görmüş, onlara kim olduklarını sormuş, onlar da "Biz Adem'den kırk bin yıl önce gelen ilk ecdadınızdanız" diye cevap vermişlerdir. [İbn Arabî, III, 348; bk. Ferah, I, 26.] Öyle ki onlardan biri İbn Arabî'ye Şu beyti okumuştur:
Lekad tufnâ kemâ tuftüm sinînâ
Bihâze'l-beyti tarran cemîâ"
Mânası:
Sizin tavafınız gibi biz de tavaf ettik senelerce
Bu beyti toptan hep beraberce. [1499]
Bursevî Duhan Sûresi'nde yine bu meseleye işaret etmiş, "O, sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir" [1500] âyetinin tefsirinde şöyle demiştir:
"Şeyh İbn Arabî (k.s.), Fütûhât-ı Mekkiyye'sinin "Bâbû hudûsi'd-dünyâ: Dünyanın Yaratılışı Babı'nda "İnkazâ kable Adem'e mietü elf Adem: Adem'den önce yüzbin Adem gelip geçmiştir" şeklindeki zayıf hadisi zikretmiştir. İbn Arabî, bir defasında Kabe'yi tavaf ederken bununla ilgili olarak bir keşfe ve müşahedeye mazhar olmuş, tavaf sırasında bazı ruhlar kendisine temessül etmiştir." [Rûh, VIII. 405.]
Bursevî, diğer eserlerinde zikrettiği bilgilerin aynısını burada da tekrarlamıştır. Fakat burada diğerlerinden farklı olan tek nokta yukarıda zikredilen hadisin "hadisen zaîfen: Zayıf hadis" olduğuna işaret edilmiş olmasıdır. [Rûh, VIII, 405.]
Bursevî, İbn Arabî'nin keşfine paralel bir görüşü tabiînden olan Muhammed Bakır (ö,114/733)'dan nakletmiştir. Muhammed Bakır şöyle demiştir:
"Ebu'l-beşer olan Adem'den önce bin belki daha fazla Adem gelmiş"
Aynı görüş oğlu Cafer-ı Sadık (ö. 148/765)'tan da rivayet edilmiş, onun da Adem (a.s.)'dan önce bir milyon Adem yaratıldığı fikrinde olduğu belirtilmiştir.
İkinci görüşe göre,
Hz. Adem'in halife diye tanıtılmasından daha önce bir insan türünün yaşamış olmasının gerekmiyeceği, zira halife kelimesinin burada "Daha önceki bir insan topluluğunun halefi" mânasına değil, ALLAH'ın vekili, O'nun emirlerini uygulayan anlamında kullanıldığı, meleklerin Hz. Adem ve soyu hakkındaki bu bilgilerinin ya ALLAH'ın daha önce bu konu ile ilgili onlara bilgi vermesinden ya da Levh-i Mahfuz'daki yazıyı okumuş olmalarından kaynaklanmış olduğu ileri sürülmüştür.
Biz Ademoğullarının nesli yüz milyonlarca senedir dünyada olabilir mi?
Günümüz bilimsel araştırmalarının neticeleri de Adem aleyhisselamdan önce başka Ademler olduğuna işaret ediyor.
Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen |