peçe takmak farzdır. deliller...
von Ümmü Musab, Mittwoch, 29. Juni 2011 um 11:12
Peçe Takmanın Hükmü
Peçenin hükmü nedir? Bu hüküm karşısında akraba ve yabancılar bir olur mu? Peçe takmanın hükmü zamana ve mekana göre değişir mi?
İslam'da Peçe Takmanın Hükmü
Allah Teala şöyle buyurmuştur:“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımları na söyle (Herhangi bir ihtiyaç için dışarı çıkarken) dış örtülerini üzerleri ne alıp örtünsünler Bu onların başkaları tarafından tanınıp rahatsız edilmemeleri için daha uygundur. Allah, çok bağışlayan, çok mehamet eden dir.” (Ahzab 59)
“Cilbab = Dış örtüsü" kelimesi, Abdullah b. Mes'ud, Ubeyde es-Selmanî, Katade, Hasen el-Basrî, Said b. Cübeyr, İbrahim en-Nehaî ve Atâ el-Horasânî’ye göre, böşürtüsünü üstünden örtünlen aba, cübbe demektir.
Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma diyor ki: "Allah, müminlerin kadınlarına, bir ihtiyaçları için evlerinden çıktıklarında, başlarının üzerinden örtecekleri örtüleriyle yüzlerini örtmelerini ve sadece bir gözlerini açmalaraını emretmektedir."[1]
"Ümmü Seleme radıyallahu anha dedi ki; "Ahzab suresi 59. ayetinin nüzulünden sonra Ensar kadınları siyah çarşaflarına büründüler. Sanki hepsinin başlarında birer karga vardı.".[2]
Aişe radıyallahu anha’dan gelen rivayette; “Allah ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. Hicab emri gelince elbiselerinin bir parçası ile yüzlerini örttüler.”[3]
Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh halifeliği zamanında peçeli cariye bırakmadı ve şöyle dedi: “Peçe yalnız hürlerin eziyete uğramamaları içindir.”[4]
Muhammed b. Sîrîn diyor ki: "Ben, Ubeyde es- Selmâni'ye bu âyetten sordum. Ubeyde başını ve yüzünü örttü, Sadece sol gözünü açık bıraktı ve âyetin, o şekli ifade ettiğini söyledi." [5]
Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma’dan: “Hür kadınlar da cariyeler gibi giyiniyordu. Bunun üzerine Allah müminlerin kadınlarına bu örtüle riyle kaşlarının üstüne kadar olan bölümü örtmelerini emretti.”[6]
Es-Süddî de ayetin tefsirinde "Kadın alnını ve yüzünü yalnız bir gözü açık kalacak şekilde örter" demiştir."[7]
İbni Hallikan’ın rivayetine göre; İsa Bin Ömer, Ebu Amr Bin A’la’ya; şöyle bir beyit okumuştur;
“O kadınlar tesettür için yüzlerini örtüp gizlerlerdi,
Bugün ise bakanlara kendi yüzlerini gösterip açığa vururlar.”[8]
İşte bu, Ahzab Suresi 59. ayetinde geçen “la yübdiyne” kelimesinin izahıdır. Yani ayette yüzü açmak yasaklanıyor. Bu beyit, sahabe hanımların yüzü örtmeyi tesettür emri dâhilinde gördüklerinin de delilidir.
Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Kendiliğinden görünenler dışında ziynetlerini gösterme sinler. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar” (Nur 31)
Aişe radıyallahu anha’nın yanına üzerinde yüzü gösteren incelikte başörtüsü bulunan bir kadın girince, Aişe radıyallahu anh o örtüyü alıp yırttı ve şöyle dedi:“Allah’ın Nur suresinde ne indirdiğini bilmiyor musun?.” Bunun üzerine ona kendi başörtüsünü giydirdi.”[9]
İbni Mes'ud radıyallahu anh; Ayetteki "kendiliğinden görünen kısım müstesna ziynetlerini açmasınlar" ibaresi hakkında der ki;
“Ziynet iki türlüdür; görünen ziynet ve sadece kocasının görebileceği gizli ziynet. Görünen ziynet; Arap kadınlarının giymeyi adet edindikleri elbiseleri üzerine giydikleri örtüler ile elbiselerdir. Gizli ziynet ise kocasından başkasına göstermesi caiz olmayan; sürme, yüzük, bilezik gibi şeylerdir."[10]
İbni Mesud radıyallahu anh, “Ziynetlerinden görünen kısım müstesna” kavlindeki ziynet elbisedir. Nitekim “Mescide her çıkışınızda ziynetinizi alın” (Araf 31) ayetinde de elbise kasdedilmektedir.” Demiştir.[11]
Ashab kadınları siyah çarşaf giyerdi. Şiirlerde gecenin karanlığı cilbaba benzetilmiş[12], daha önce nakletmiş olduğumuz gibi Ümmü Seleme ve Aişe radıyallahu anhuma çarşafa bürünen ashab kadınlarını “başlarında karga varmış gibi” diye tavsif etmişlerdir.
İbni Sa’d, Humeyd b. Abdillah’tan, o da annesinden şunu rivayet etmiştir;
“Aişe radıyallahu anha’nın üzerinde koyu siyah bir başörtü gördüm.”[13]
Tefsir Müelliflerinden Bazılarının Beyanları:
1- Taberi Ahzab 59. ayetine şöyle anlam vermiştir: “Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, herhangibir ihtiyaçları için dışarı çıktıkları zaman elbiselerini, cariyetlerin kıya fetlerine benzetmesinler. Saçlarını ve yüzlerini açmasınlar. Dış örtüleriyle ör tünsünler ki fâsık olanlar onları rahatsız etmesin. Allah, çok affeden ve çok merhametli olandır.”[14]
2- İbn Cevzi; Ahzab suresi 59. ayetinin tefsirinde İbnu Kuteybe'den naklen şöyle der; "Başlarını ve yüzlerini örtmelerini söyle ki; onların hür oldukları bilinsin. Ayetteki "celabib" kelimesinden maksat, normal elbiselerin üzerini kapatacak ve vücut hatlarını göstermeyecek bir örtüdür."[15]
3- Ebu’s-Suud Efendi; "Cilbabdan maksat, çok geniş ve uzun bir örtüdür. Kadın bununla başını örttüğü gibi yüzünü ve göğsünü de örterek ayaklarına kadar salar. Buna göre ayetin manası; "Kadınlar dışarıya veya yabancı erkek karşısına çıkacağı zaman bu örtüyle yüzlerini ve bütün vücutlarını örtsünler " olur.[16]
4- Ebu Hayyan; "Endülüs’teki adet de es-Süddi'nin tarif ettiği gibiydi. Kadın bütün vücudunu örter, yalnız tek gözü açık kalırdı." Ayet tepeden tırnağa bütün vücudun örtülmesini emreder ve ayetteki "üstleri" kelimesinden maksat yalnız yüzleridir. Yani ayet yüzlerin örtülmesini emretmektedir. Çünkü Cahiliye devrinde hür kadınlar zaten saçları ve yüzleri hariç bütün vücutlarını örtmekteydiler."[17]
5- Cessas; "Ayet genç kadınların yabancı erkeklere karşı yüzlerini örtmeleri gerektiğine delalet ediyor. Kadınlar dış örtülerine bürünmelidir ki, kötü niyetli kimseler onlardan bir şey umarak eziyet etmesinler.[18]
6- Suyuti; "Cilbab; kadının bütün vücudunu örten örtüdür."[19]
7- Fahreddin Razi, Nisaburi, Nevevi ve Şerkavi; "Bu ayette kadınlara yüzlerini örtmeleri emrediliyor" derler.[20]
8- Beydavi; "Hür kadınlar ihtiyaçları için dışarı çıktıkları vakit çarşaflarını giyer, başlarını, yüzlerini ve vücutlarını bununla örterler."[21]
9- İbni Kesir; cilbabın elleri ve yüzü de örtecek mahiyette olması gerektiğini belirtir;[22]
10- Son dönem Hanefi Müfessir ve Kelamcılarından Elmalılı Hamdi Yazır; "Cilbab; baştan aşağı örten çarşaf, ferace, car gibi dış örtüsünün adıdır. Cilbabdan örtmek tabirinde iki durum vardır; birisi cilbablardan birisiyle, bütün bedenini sıkıca örtmek, diğeri de; bir cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demektir."[23]
11- Muasır müfessirlerden Muhammed Mahmud Hicazi; Ahzab 59. ayetini şu şekilde manalandırmıştır; "Ey peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına deki; örtülerini üzerlerine salsınlar, bedenlerinin tümünü örtsünler, yolu görebilecekleri kadar müstesna olmak üzere yüzlerini de örtsünler."[24]
12- Son dönem Hanefî müfessirlerden Ömer Nasuhi Bilmen; "Cilbab, kadınların örtündükleri çarşaf, ferace, elbiselerinin üzerinden giydikleri elbiseler demektir."[25]
13- Savi ve Nesefi; "Cilbab çarşaftır" derler.[26]
14- Alusi; "Kadınlar cilbablarını bütün bedenlerini örtecek şekilde giyerler, bir parçasını da başörtüsü yapıp yüzlerini de örterler."[27]
15- Hanefilerden Zemahşeri (el-Mu'tezilî), Kasani ve İbni Abidin ile Şafiilerden Cemaluddin el-Mahalli; "Cilbab; bir parçası ile başın ve yüzün, diğer parçasıyla bedenin üzerine bırakılmak suretiyle bütün vücudun örtüldüğü örtüdür." [28] Demişlerdir.
16- Bidat ehli Sufi müfessirlerden İsmail Hakkı Bursevi; "Cilbab; dış örtünün bir göz müstesna yüzü bile kapatması demektir"[29]
17- Hanbelîlerden İbni Kudame; "Cilbab; giyilmeyerek, entari üzerine kuşanılır ve yüz örtülür"[30]
18- Ebu Şukka; Ahzab suresi 53. ayetini tefsir ederken; "Kadınlar ev içinde perde arkasından konuşmalı, ev dışında peçeli olmalıdır."der.[31]
19- Kasani;"yabancı kadının yüzüne bakmak caiz değildir derken, İbni Abidin, Haskefi, Mevkufati, Merginani, Halebi, İbni Nüceym, Iraki, Aliyyül Kari gibi Hanefi ulemasının kahir ekseriyeti; "genç kadın erkekler arasında yüzünü açmaktan men edilir" demişlerdir.[32]
20- Muasır müelliflerden Muhammed Said Bin Ramazan El Buti; "Bugünkü Müslümanların durumu fısk-u fücurun kötü ahlak ve terbiyenin yaygınlaştığı göz önünde bulundurulursa bu durumda kadının yüzünü açmasının caiz olduğunu söylemeye imkân bulunmadığı anlaşılmış olur."[33]
21- Şeyhulislam İbni Teymiyye'ye göre eller ve yüz avrettir[34]
22- Muasır araştırmacı müellif Muhammed Hamidullah “İslam Peygamberi” adlı eserinde, kadınların yüzünü örtmelerinin vacip oluşunu belirterek delilleri ile açıklamıştır.[35]
23- Mevdudi, Nur suresi 31. ayetinin tefsirinde der ki; "Zinet; çekici elbiseler ve kadınların genellikle kullandığı diğer baş, yüz, el, ayak vs. süslerini içine alır ve modern manada makyaj kelimesi ile ifade edilir. Yani kadınlar bilerek ve kasten süslerini açığa vuramazlar"[36]
24- Kurtubi; "Gerçek şu ki; cilbab; bütün bedeni örten ve kabarık kısmını göstermeyen örtüdür."[37]
Nitekim bir kadın; "Olur ki birimiz tüm bedenini örten örtüyü bulamaz, bu takdir de ne olur?" diye Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e sordu bunun üzerine;
"Ona din kardeşi kendi cilbabından giydirsin" buyurmuştur.[38]
Bu hadisin şerhinde birçok ulema dedi ki; "Zaruret icabı kadın dışarı çıkarsa din kardeşinin çarşafını ödünç alır ve onunla örtünür. İmkân bulduğu müddetçe evinde giymiş olduğu elbisesiyle dışarı çıkması caiz değildir.
Temim kabilesinden üzerlerinde ten gösteren ince elbise bulunan bir kadın cemaati Aişe radıyallahu anha’nın yanına gelmişler, Aişe radıyallahu anha onlara demiş ki;
"Eğer siz Allah'a iman edenlerden iseniz ince elbise mümin hanımlara asla yakışmaz."[39]
Başka bir haberde çok süslü ve renkli bir başörtüsü giyen kadına;
"Böyle giyinen bir kadın Nur suresine iman etmemiştir.”[40]
Görüldüğü gibi ilim ehli tesettür ayetlerinden kadının dışarı çıkarken yüzünü ve ellerini çarşaf ile örtmesinin vacip olmasında ittifak etmişlerdir.
Rasulullah aleyhissalatu vesselam ihramlı iken şunları yasakladı; iki eldiven, peçe, vers ya da zaferan ile boyanmış giysi"[41]
Bu yasak hacca mahsus olup, sahabe hanımlarının hac dışında eldiven ve peçe kullandığına delalet eder. Günümüzde bazı cahiller "mademki kadın ihramda yüzünü örtmüyor, öyleyse diğer zamanlarda da açabilir" diyorlar. Bu iddia İslam fıkhını bilmeyenlerin sözüdür. Selef-i Salihin’in, sahabenin ve tabiinin kadınlarının yaşayışını inceleyen, araştıran herkes yüzün açılmasının mubah olduğunu söyleyenlerin hata ettiğini kesin olarak anlar.
Nur suresi 31. ayetinde kadının ziynetini yabancılara göstermesinin haram olduğu belirtilmiştir. Zira yüz ziynetin ve güzelliğin aslı, fitnenin kaynağı olduğu için onunda yabancılara karşı örtülmesi zaruridir. Kaldı ki sahabe hanımları ihramlı iken de yüzlerini örterdi;
Aişe radıyallahu anha der ki; "Binekli hacılar biz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanında ihramlı iken yanımızdan geçerlerken her birimiz başörtüsünü başından yüzüne indirirdi. Binekliler geçtiğinde yine açardık."[42]
Fatıma Binti Münzir radıyallahu anha derki; "Esma ile birlikte ihramlı iken yüzümüzü de örtüyorduk. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bizim bu halimizi yadırgamıyordu."[43]
--------------------------------------------------------
[1] Taberi (20/324) İbn Ebi Hatim (10/3153) Durru’l-Mensur (8/208) İbn Kesir (6/481) Şevkani Fethu’l-Kadir (6/82) Tefsiru’l-Begavi (6/376)
[2] Ebu Davud (4101-4) Taberi (22/29) Beyhaki (2/234, 7/88) Ahmed (6/30) Hakim (2/397) Tefsiru Abdurrazzak (2/101) İbn Ebi Hatim (10/3154) Cessas (3/372) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.175) Cemu’l-Fevaid (5730) Suyuti Durru’l-Mensur (8/208) en-Nihaye (3/352) İbni Kesir (6/482) Kayrevani Cami (210) Belazuri (1/574)
[3] İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.173) İbn Ebi Hatim Tefsir (8/2575) Buhari (4759) Fethu’l-Bari (8/490) Ebu Davud (4102) Taberi (18/94) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.213) Durru’l-Mensur (8/209) Zemahşeri Keşşaf (4/401)
[4] Durru’l-Mensur (8/208) İbn Ebi Şeybe (2/42)
[5] Taberi (20/325) İbn Ebi Hatim (10/3154) Cessas (3/458) Suyuti Durru’l-Mensur (8/209) İbni Kesir (6/482) Begavi Tefsiri (6/376) sahihtir.
[6] Taberi (20/325)
[7] Ebus Suud İrşadu Akli Selim (5/352) Ebu Hayyan Bahru’l-Muhit (9/184) Zemahşeri el-Keşşaf (5/350) Alusi Ruhu’l-Meani (16/223) el-Ferra Meaniyu’l-Kuran (4/41) Sabuni er-Revai (s.487) Mesaid Bin Kasım Ahkamu’l-Avret (48)
[8] İbni Kesir el-Bidaye (10/179)
[9] Dürru’l-Mensur (7/287) Said b. Mansur ve İbn Merduye’den. Diğerlerinin rivayetlerinde bu gelen kadının Hafsa radıyallahu anha olduğu tasrih edilmiştir: Beyhaki (2/235) Muvatta (1625) İbn Sad (8/71, 72) İbn Abdilberr el-İstizkar (1690) Şerhu’s-Sunne (6/24) Elbani Cilbabu’l-Mer’e (s.126)
[10] İbni Ebi Şeybe (4/284) Tefsiru Abdirrezzak (4/495) İbn Ebi’d-Dunya el-İyal (404) Tahavi Şerhu Maani’l-Asar (4/332) İbni Kesir (2/283) Beydavi (2/138) Taberi (19/155) Taberani (9/228) Kurtubi (12/229) İbnu’l-Arabi (3/1356) İbni Cevzi Zadu’l-Mesir (6/31) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s136) Durru’l-Mensur (7/285) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.215) Şankıti Advau’l-Beyan (5/513)
[11] Taberi (19/156) bir önceki dipnota bakınız.
[12] Bkz Lisanul Arab Cilbab maddesi. (1/273)
[13] İbni Sa’d (8/71, 73) İbn Sad, Habibe bt. Abbad ve Umeyne’den de rivayet etmiştir. İbn Ebi Şeybe de Sükeyne den aynısını rivayet etmiştir. Bkz.: İbni Ebi Şeybe (5/160)
[14] Taberi (20/324)
[15] İbni Cevzi Zadu’l-Mesir (6/422) Bkz.: Sabuni er-Revai (2/328) Alusi Ruhu’l-Meani (12/88)
[16] İrşadu Akli’s-Selim (5/352)
[17] Ebu Hayyan Bahru’l-Muhit (9/184)
[18] Cessas Ahkamu’l-Kur'an (5/244 )
[19] Celaleyn (s.515)
[20] Razi Tefsiru’l-Kebir (17/48) Nisaburi Tefsiru Garibu’l-Kur'an (22/32) Nevevi Fetava (210) Şerkavi Tahrir (1/37) Mesaid Bin Kasım Ahkamu’l-Avret (49)
[21] Beydavi (4/168)
[22] İbni Kesir (2/283)
[23] Hak Dini Kur'an Dili (6/338) Bk.:Envaru’t-Tenzil (2/252)
[24] Hicazi Tefsiru’l-Vadıh (5/112)
[25] Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri (6/2832)
[26] Nesefi Medarik (3/455)
[27] Alusi Ruhu’l-Maani (22/89)
[28] Zemahşeri Keşşaf (1/221) Mahalli Şerhu Minhac (3/206) Kasani Bedayiu’s-Sanayi (5/118) İbni Abidin (5/320)
[29] Ruhu’l-Beyan (7/240) Tenvirü’l-Ezhan (6/484)
[30] İbni Kudame el-Muğni (1/602) Belazuri Ensab (1/574)
[31] Ebu Şukka Tahriru’l-Mer'e (3/67) Said Şimşek Günümüz Tefsir Problemleri (236)
[32] Bedayiu’s-Sanayi (5/123) Reddu’l-Muhtar (3/261 Terc:2/113) Durru’l-Munteka (2/542) Multeka ve Mevkufat (4/88) el-Hidaye (4/139) Iraki Tarhu’t-Tesrib (5/46) İbn Nüceym Bahru’r-Raik (1/284) Makalatu’l-Kevseri (187-190) Mecmau’l-Enhur (2/541) Hediyyetu’l-Alaiyye (310) el-Muğni (1/601) İrşadu’s-Sari (78)
[33] Fıkhu’s-Siyre (243) Bkz.:Mevahibu’l-Celil (1/499) el-Muğni ve Şerhu’l-Kebir (1/637) Fetavayı Şeyhul İslam (4/409) Zuhayli Fıkhu’l İslami (1/459) Sabuni Safvetu’t-Tefasir (2/335) Mehmed Talu İslama Göre Kadının Kıyafeti (350) Tecridi Sarih Şerhi (7/171)
[34] Fetava (4/409)
[35] İslam Peygamberi (1856-71)
[36] Mevdudi Tefhimul Kur'an (3/470)
[37] Camiu Lil Ahkamil Kur'an (14/244) Kayravani Cami (210)
[38] Buhari (hayz23) Müslim (İydeyn10) Ebu Davud (1136) Nesai (3/180) İbni Mace (1308) Humeydi (361) Elbani Sahiha (2/152) Fethul Bari (1/459) Ahmed (4/84) Darimi (salat 223) Tirmizi (Cuma 36)
[39] Kurtubi (14/244)
[40] Kurtubi (14/244)
[41] Malik (730) Buhari (3/146) Ebu Davud (1827) Tirmizi (763) Müslim (2012) Nesai (2616) İbni Mace (2920) Ahmed (4252) Darimi (1730)
[42] Ebu Davud (1833) İbni Rüşd Bidaye (2/166) İbni Sa'd (8/71) İbni Mace (2935) İbnu Katan Kitabun Nazar (s149) Ezraki (2/14)
[43] Malik (740) İbni Rüşd Bidaye (2/166) Ahkamul Avret (60) Tarhut
Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen |