Kadin ve Erkek ile ilgili Sorular

#1 von Gast , 18.02.2011 11:42

Kadin ve Erkek ile ilgili SorularSual: Kadınların seslerini erkeklere duyurmaları haram mıdır?
CEVAP
C1.Kadınların, yabancı erkeklerle lüzumsuz yere konuşmaları, şarkı, hatta Kur’an, mevlid, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır; ancak, alış veriş gibi ihtiyaç olunca, fitneye sebep olmayacak şekilde, ihtiyaç kadar ciddi konuşmaları caizdir. (Tergib-üs-salat, Hadika)

Bir âyet-i kerime meali: (Ey nebi hanımları, siz diğer kadınlar gibi değilsiniz. Allah’tan sakının, edalı, yumuşak konuşmayın, kalbi bozuk olan, ümide kapılır; hep ciddi konuşun!) [Ahzab 32]Yani edali ve yumusa konusma tarzi yasaklanmistir..

Peygamber hanımları olan annelerimizin yumuşak konuşmaları caiz olmayınca, başka kadınların yumuşak konuşmaları nasıl caiz olabilir? Annelerimize kötü gözle bakan çıkabileceğine göre, diğer kadınlara kötü gözle bakan çıkmaz mı? Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Ey kadınlar, mahreminizle konuşun, namahremle konuşmayın!)
[Ramuz, İbni Said]

Bu hadis den cikan hüküm:Demek ki, ihtiyaçsız yabancı erkekle konuşmak caiz değildir.
İhtiyaç olunca ihtiyaç kadar ciddi konuşmak caizdir.
Cariyelerin şarkı söylemeleri, hür kadınlar için örnek gösterilemez. Hür kadın şarkı söyleyerek sesini duyuramaz.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir: Genc Kadinin Sarki müzik söylemesi haramdir

(Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve(Sehvetle) yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]
Hazret-i Ömer, mehrin azaltılmasını tavsiye edince, perde arkasından yaşlı bir kadın, Nisa suresinin, (Bıraktığınız eşinize, yüklerle [altın mehir] vermiş de olsanız, ondan bir şey geri almayın) mealindeki 20. âyetini okuyor;
çünkü ihtiyar kadının sesi haram değildir.

Bir fetvaya göre de;genç kadın, yabancı erkeğe selam veremez, aksıran erkeğe bir şey söylemez ve kendine söylenince de cevap vermez. (Hamevi Eşbah şerhi)

Kadınların seslerini kasitli isteyerek erkeklere duyurması haramdır. Bazı âlimler, ihtiyaç zamanında, ihtiyaç kadar ve sert, ciddi konuşmaları caiz olup fazlası yine caiz olmaz buyurmuşlardır. (Tezkiye-i ehli beyt)

Allahü teâlâ, kadının namahremle yumuşak sesle konuşmasını men ediyor. (Mektubat-ı Rabbani 3/41)
Kadınların, saçı, başı ve kolları açık sokağa çıkmaları ve yabancı erkeklerle lüzumsuz yere, konuşmaları, şarkı söyleyerek, hatta Kur\'an, mevlit, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır. Ancak yabancı erkeklerle, alış veriş gibi, ihtiyaç olduğu zaman, fitneye sebep olmayacak şekilde, sert ve ciddi konuşmaları caizdir. (Tergibüssalat, Hadika, S. Ebediyye)

C2.Kadinin Sesi Avret degildir,,diyenlerin Deliliİbni Abidin hazretleri de buyuruyor ki:
Tercih edilen kavle göre kadının sesi avret değildir. Bahr’da Hilye’den naklen, (En münasibi budur), Nehir’de ise, (İtimada şayan budur) denilmiştir. Bu kavlin zıttı kaviller de vardır.
Nevazil’de, (Kadının sesi avrettir. Onun Kur’an-ı kerimi kadından öğrenmesi daha makbuldür. Bundan dolayıdır ki, Peygamber aleyhisselam, (Tesbih erkeklere, el çarpmak ise kadınlara mahsustur) buyurmuştur.
( Kadının sesini erkeğin işitmesi doğru değildir) deniliyor.
Kâfi kitabında ise, (Kadın aşikâre telbiye yapamaz; çünkü sesi avrettir) denilmiştir. Yine Bahr’da bildirildiğine göre, Muhit’in ezan babında bu kavil tercih edilmiştir. Fetih kitabının sahibi diyor ki: (Bu kavle göre kadın namazda Kur’anı aşikâre okusa namazı bozulur, denilirse yerinde olur. Onun için Peygamber aleyhisselam, imamın yanıldığını bildirmek için kadının sesle tesbih getirmesini men etmiş; ona el çarpmayı söylemiştir.)
Burhan, Halebi, Münyet-ül-kebir şerhinde onu tasdik ettiği gibi İmdad kitabının sahibi de bu sözü kabul etmiştir. İmam-ı Ebul Abbas Kurtubi diyor ki: Zekâsı kıt olanlar, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kastettiğimizi zannetmesinler! Bu anlayış doğru değildir.
Biz yabancı erkeklerin ihtiyaç halinde kadınlarla konuşmasına caiz diyoruz. Yalnız, kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli okumalarını caiz görmüyoruz; çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini harekete getirmek vardır. Kadının ezan okuması bundan dolayı caiz olmamıştır. (Redd-ül muhtar)

Demek ki, kadının yabancı erkekle ihtiyaçsız konuşması caiz değildir. (İhtiyaç olmasa da, yumuşak, cilveli konuşmazsa caiz olur) denilemez. Erkeklerle lüzumsuz ciddi konuşmak caiz olsaydı, erkeklere ciddi şekilde selam vermeleri, erkekler aksırınca, onlara yerhamükellah demeleri, ezan ve ikamet okumaları da caiz olurdu. Şu kadar var ki, ihtiyaç olunca, ihtiyaç kadar ciddi konuşmaları caizdir, ihtiyaçsız caiz değildir. Bu inceliği iyi anlamalıdır.

Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima [teganni] denir. Çalgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)
C3. Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle başta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir âyet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.

Başta Hanefi ve Şâfiî imamları
olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hattâ bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müçtehidlere göre kadının sesi haram değildir.
Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehidler şöyle derler: “Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.1

Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslâmın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabilerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:

Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabi hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikâyetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır.

Bir örnek olması bakımından şu hadis-i şerifi nakledelim:
Amr bin Şuayb rivayet ediyor:

Bir kadın yanında kızı ile birlikte Resulullaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulullah (a.s.m.) kadına sordu: “Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun?” Kadın, “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi.

Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) tekrar sordu:
“Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”

Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Resulullaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir” dedi.2

İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konularda bilgi alırlardı.

Üçüncüsü: Yine Sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikâyetlerini dile getirirler veya dinî meselelerde diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi.

Bu mesele için de bir örnek verelim: Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek, “Yâ Emîrelmü’minîn! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar” şeklinde şikâyette bulundu.

Hazret-i Ömer, “Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?”

Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra bir daha gelip aynı şikâyetini dile getirdi. Hazret-i Ömer, kadına yine aynı cevabı verdi.

Bu durumu gören Kâ’b bin Sûr söze karıştı ve “Yâ Emîrelmü’minîn, kadının hakkı var. Cenab-ı Hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gecede bir kadının yanında yatmasını emretti.3

Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?
Kadının sesi yaratılışı icabı dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dinî tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.

Ahzab Sûresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsında şöyle veriyor:

Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla câzibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”
Müfessir Vehbi Efendi bu âyeti tefsir ederken, “Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecânibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin” şeklinde izah getirmektedir. Elmalılı’nın ifadesiyle “Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık” olduğunda “kalbi çürük kötülüğe meyilli kimseler” bir ümide kapılırlar. Bundan dolayı da günaha girilmiş olur.

Vehbe Zühaylî bunu normal konuşmalardan ziyade dinî muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür: “Kadının, Kur’ân şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmel olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır.”4
Bska bir kaynakdan...
Kadın sesi erkeğe haram mıdır?Soru
Kadın sesi erkeğe haram mıdır
Cevap İslâmiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslâmda insanın safiyet ve vakarının muhfazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem erkek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.

Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır.

Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle başta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir âyet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.

Başta Hanefi ve Şâfiî imamları olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hattâ bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müçtehidlere göre kadının sesi haram değildir.

Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehidler şöyle derler: “Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.1

Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslâmın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabilerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:

Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabi hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikâyetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır.

Bir örnek olması bakımından şu hadis-i şerifi nakledelim:
Amr bin Şuayb rivayet ediyor:

Bir kadın yanında kızı ile birlikte Resulullaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulullah (a.s.m.) kadına sordu: “Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun?”

Kadın, “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi.

Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) tekrar sordu:

“Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”

Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Resulullaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir” dedi.2

İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konularda bilgi alırlardı.

Üçüncüsü: Yine Sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikâyetlerini dile getirirler veya dinî meselelerde diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi.

Bu mesele için de bir örnek verelim:

Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek, “Yâ Emîrelmü’minîn! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar” şeklinde şikâyette bulundu.

Hazret-i Ömer, “Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?”

Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra bir daha gelip aynı şikâyetini dile getirdi. Hazret-i Ömer, kadına yine aynı cevabı verdi.

Bu durumu gören Kâ’b bin Sûr söze karıştı ve “Yâ Emîrelmü’minîn, kadının hakkı var. Cenab-ı Hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gecede bir kadının yanında yatmasını emretti.3
Hüküm:
Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?

Kadının sesi yaratılışı icabı dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dinî tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.

Ahzab Sûresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsında şöyle veriyor:

“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla câzibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”

İbni Âbidîn ise meseleye şu şekilde bir açıklık getirir:
“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekâsı kıt olanlar zannetmesinler ki, ‘biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halinde ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.”5

Bizim de katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir:
“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz.6

Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Muhammed Ali es-Sabûnî’nin yorumuna yer verelim:
“Açıkça görüldüğü gibi, eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir.”7

Sorudaki unsurlara gelince, şiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve câzip bir mahiyete büründüğü için yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır.

Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şayet yabancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye girmekte ve birtakım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden ezanda olduğu gibi müsaade edilmemektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’ân okumalarında ilâhi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.
Allame Müderris


RE: Kadin ve Erkek ile ilgili Sorular

#2 von Molla Müderrisim ( Gast ) , 18.02.2011 11:52

[b]Kadın sesi avret midir?Sual: Kadın sesi için, avrettir ve değildir şeklinde bildirilen farklı iki kavlin, ikisinin neticesi de aynı değil mi?[/b]
CEVAP
Evet, neticesi aynıdır. Kadın sesi avret değildir diyen âlimler diyorlar ki:
Kadınların, alış veriş yaparken, şahitlikte bulunurken veya buna benzer diğer durumlarda erkeklerle konuşması caizdir. Ancak kadınların yüksek sesle konuşmaları, seslerini uzatmaları, yumuşatmaları, cilveli ve nağmeli okumaları caiz değildir; çünkü bunlarda, erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini harekete getirmek vardır. Kadının ezan okuması, hacda açıktan telbiye getirmesi, yine açıktan Kur’an ve mevlid okuması, yabancı erkeğe selam vermesi, selamını alması, aksıran erkeğe yerhamükellah demesi bundan dolayı caiz değildir.

(Redd-ül muhtar, Tergib-üs-salat, Hadika)

Kadın sesi avrettir diyen âlimler de aynı şeyi söylüyorlar. Bu âlimler, alış veriş yapmaları, şahitlikte bulunmaları gibi işlerde erkeklerle konuşmaları, bir ihtiyaçtan dolayı caizdir derken, öteki âlimler, bu işler kadının sesinin avret olmadığı için caizdir diyorlar. Her iki taraf da alış verişte, şahitlikte ve benzeri işlerde erkeklerle konuşmanın caiz olduğunu bildiriyorlar.

Birinci taraf, kadının sesi avret olmadığı için bunlar caizdir derken, öteki âlimler, ihtiyaç olduğu için caizdir diyor. Verilen cevazlar aynı; fakat cevaz veriliş sebepleri, gerekçeleri farklıdır. Müslüman için önemli olan hükümdür. Gerekçenin delillerini bilmek şart değildir; fakat hükmü bilmek ve ona göre hareket etmek şarttır.

Kadın, yumuşak olmasa da, ihtiyaçsız yabancı erkekle konuşamaz, selam bile veremez.

Âlimler şu konuda birleşiyorlar:
Kadınların yabancı erkeklerle ihtiyaçsız konuşmaları caiz değildir. İhtiyaç olunca da, ancak ihtiyaç kadar ve ciddi konuşmaları caizdir.

Bakmak Ve Emsali İle İlgili Fasıl :

Bir kimsenin avret yerine bakmak haram olur. Ancak zaruret hâlinde haram olmaz. Tabib (doktor), sünnetçi, kadın sünnetçisi, ebe (doğumcu kadın) ve hastaya şırınga yapan kimseler gibi ki, bunların bakması zaruret içindedir. Bunlardan her birerlerinin (bakmaları) zaruret miktarını geçmemek şartı ile caizdir.
Bir erkek diğer bir erkeğin avret yerinden mâada diğer yer¬lerine bakması caizdir. Tafsilât namaz bahsinde beyan edilmişti. (Erkeğin avret mahalli, diz ile göbek arasındaki bulunan yerdir, göbek avret mahalli değildir),[118]

Müslüman Kadin diger Kadina Bakmasi Harammidir?

C.Müslüman bir kadının diğer bir kadına bakması, bir erkeğin diğer bir erkeğe bakması caiz olan mahalle bakması caizdir, eğer (kadın) şehvete emin olursa (fakat kalbinde şehvet var ise, gözünü yumup, bakmaması ve görünmemesi) müstehaptır [119]
Bir erkek, hanımının vücudunun her tarafına ve cimâı helâl olan câriyesininde vücudunun her tarafına bakabilir (caizdir) [120]
Bir erkek, mahremlerinin (ehediyyen kendisine nikâh düşme¬yenlerin) ve başkasının cariyesinin, yüzüne, hasma, göksüne, in¬ciklerine ve koluna bakabilir (zira bu azalar bakılması caiz olan zi¬net yerleridir) [121]
C2)Erkek, kendi mahreminin ve başkasının cariyesinin karnına, sırtına, uyluğuna bakamaz, her ne kadar şehvetten emin olsa da (zira bu azalar zinet mahalli değildir. Bakmanın mubah olması ise, zinet olan yerlerdir).
Erkek, yabancı bir kadına bakamaz. Ancak yüzüne ve iki eli ayasına bakabilir. Eğer şehvetten emin olursa.
Şehvetten emin olmazsa, bakmak caiz değildir. Ancak şâhidlik edeceğinde şahidden başkası için v ehüküm mahallinde hâkimden başkası için, yabancı hür kadına bakmak caiz değildir [122]
;
S.Kadinin Alimlerın Elini öpmesi caizmidir?
C.Musâfaha yapmakta bir beis yoktur. îîmi île âmil olan âlimin ve adaletli sultanın ellerini teberrüken öpmekte beis yoktur. (Ebe¬veynin ve sâfih erkeğin ellerini Öpmek t? de beis yoktur) [125]

Müteferrik Meseleler Faslı

Ok i!e, at ile, merkeplerle, katırlarla, deve ile ve yaya olarak müsabaka (yarış, koşu) yapmak caizdir [137].
Koşu da bir taraftan cu'l (ücret) şart kılınırsa, (Meselâ: Birisi diğerine «sen beni geçersen sana falan şeyi vereceğim, ben seni geçersem senden bir şey istemem» gibi) veya üçüncü bir kimse on¬larla koşuya girmeyip, (bunlara «herhanginiz geçerse, falan şeyi ona vereceğim» diye şart koşsa, o vâ'd ettiği şeyi müsabakayı ka¬zanan kimseye vermek) caiz olur.
Fakat, şart iki taraftan olursa, haram olur. (Meselâ: «sen beni geçersen falan şeyim senin olsun, ben seni geçersem falan şeyin benim olsun» diye şart koşulsa haram olur, zira bu kumar olur. Ku¬mar ise, haramdır) [138].
Meğerki müsabaka esnasında o iki atın arasına bir at daha gi¬rerde bu atın diğer ikisini geçme ümidi bulunurda, üçüncü at di¬ğerlerini geçerse ücret olan şeyi ikisindende alır (böyle oluncada kumar olmaz, helâl olur).
İmâ m'i Âzami (R.A.)
hazretleri bir kerre çalgı ile iptilâ olun¬dum: (İmtihan olundum) sabrettim (oturdum ve çıkmadım)» bu¬yurmuştur. Lâkin İmâm'ı Âzam (R.A.)'in bu sözü kendisi mük-tedâbih (Önder ve meşhur olmadan önce) karşılaştığın» hamlolu-nur.
İmâm'ı Âzam (R.A.)'in iptilâ olundum sözü, bütün çalgı âlet¬lerinin haramlığma delâlet eder. Zira iptilâ, haram olan şeyde kul¬lanılır [142]
Detay:
Kelâmın (söylemenin) bir kısmı ile me'cur olunur, (ecir ve se¬vap verilir). Teşbih ve
gaye: zamane kadın¬ları saçlarımız uzun ve çok olsun diye başkasının saçını kendi saçla¬rına ularlar. Bu hususu da Peygamberimiz S.A.V. efendimiz şid¬detle men etmiştir). [150]
Du'â eden kimsenin duasında «Es'elüke bimek'adil izzi min arşike-Arşından olan izzet makamın sebebi ile» ibarelerini söyle¬mesi (İmâm'ı Âzam R.A. ve İmâm'ı Muhammed R.A.'e göre) mekruhtur. (Zira ceıiab'ı hakkın izzeti, Arşa müteallik olmuş olur, Arş ise Hadistir, Hâdise müteallik olan şeyin de Hadis olması-sonra-dan meydana gelmesi gerekir^ Allah C.C.'ın izzet sıfatı ise, Hâdis-likten münezzehtir).
İmâm'ı Ebû'Yusuf. (K.A.) için muhalefet vardır. (Yâni dua da böylece söylemekte bir beis yoktur. Zira Peygamberimiz S.A.V. Bu şekilde dua da bulunurlardı). Ve dua eden kimsenin «Es'elüke bihakki enbiyaike ve rusulike-Nebsİer ve Kastilerinin hakkı için senden isterim» ibareleri ile söylemesi mekruhtur. (Zira mahlûkun Allah C.C. üzerine hakkı yoktur). [151]
Oyun (çalgı) aletlerini isteyerek dinlemek haramdır [152]Mushaf'ı şerife tâşir etmek (on bölük etmek ve her on âyette hir işaret yapmak) ve harekelemek mekruhtur. Ancak acemler (Arabdan başkaları için) tâşir ve harekelemek güzeldir.
Mushaf'ı şerifi zînetle bezemek (süslemek) te bir beis yoktur. (Zira bezeme ve zînetlemede tazim vardır).
Zımnimin mescidi harama girmesinde mahsur yoktur. (Yal¬nız Şâfi K.A. ve İmâm'ı Mâlik R.A. Hz. leri zimmî'nin mescidi ha¬rama girmesini kerih görmüşlerdir) [153]
Zimmî'nin ziyaretine gitmekte dahi mahzur yoktur. (Zira Nebi A.S komşusu olan bir Yahudi hasta iken ziyaretine varıp baş ucun¬da oturdu ve Kelime'i şahadet teklif ettiğinde hasta olan Yahudi babasma baktı babası da «Ebcl Kasım'a icabet et» diye söyledi. Bu¬nun üzerine hasta olan Yahudi icabet edip Keîîme'i Şahadeti ge¬tirdikten sonra öldü).
Behîmeyi (dört ayaklı hayvanları, koyun-kuzu vesaire gibile¬ri belli olmak için) inlemek caizdir.
Eşeği at üzerine çekmekte mahzur yoktur. (Zira bunlardan katır meydana gelir).
Erkek ve kadınlar için şırınga vurmakta beîs yoktur (BU icma mubahtır).
(Şırınga vurmak tedavi için caizdir). Lâkin şarap ve şarap'a müşabih olan haram şeyle caiz değildir [154]
Beytülmâi'den (Hazine'den) hâkim için kifayet miktarı Rızık (Maaş) alma ve vermekte beis yoktur. Fakat şartsız olması gerek* tir, (Yâni şart koşulmaması icâbeder. Zira Beytülmâl Müslümanla¬rın maslahatı içindir. Hâkim ise Müslümanların maslahatı için mahbustur. Vazifeye bağlanmıştır ve hapis ise nafaka sebeplerin¬dendir.)
Câriye ve Ümmû veledin mahremsiz sefere çıkmasında beis yoktur. (Zira câriye ve ümmû veled erkeklere mahrem menzilin* dedir.)
Câriye ile Halvet: Bir kavilde mubahtır denildi, diğer bir ka¬vilde ise mubah değildir denildi. (Zaruret olmadığı için ve fetva mubah olmamak üzerinedir.)
Kölenin boynuna kılâde (kaçan kölenin boynuna takılan de-, mir toka) bağlamak mekruhtur. Lâkin takyid etmek (bent-bağla-inak) mekruh değildir.
Bakkala Dirhemi = Parayı ödünç verip ihtiyaç olan şeyi o dir¬hemin bedelini kapsayınca ya kadar (dolduruncaya kadar) bazı ih¬tiyaçlarını almak mekruhdur.
Tırnakları kesmek, koltukta olan kılları yolmak, edep yerini tıraş etmek [155], bıyığını tıraş etmek sünnettir ve bıyığı kısaltmak ise güzeldir [156]
Erkek ve kadınların hamama girmelerinde beis yoktur. (İki şartla avret yerlerini peştemal ile kapatıp gözünü başkasmuı avret yerine bakmaktan men ettiği zamanda).
Evlere su taşımak için kaplar bulundurmak müstehaptır. Am¬ma kapların topraktan yapılmış olan testi ve çömlek olmaları da¬ha efdaidır.
Evin duvarını soğuktan muhafaza etmek için keçe ile kapat¬makta beis yoktur. Fakat zînet için olursa, mekruhtur.
Ev üzerine perde sarkıtmak (perde takmak eğer soğuk için olursa mekruh değildir. Zînet için olursa) mekruhtur.
Nafaka, kisve ve bunlardan başka (farzlardan başka) farzları eda eder de güzel yüzlü cariyelerle ten'im etmeği (cima etmeği) severse, bunda bir beis yoktur.
Kifayet miktarının en aşağısı ile kanâat etmek ve baki olan şe¬yi âhirette menfaati dokunacak şeye sarfetmek evlâdır. Zira Allah C.C.'ın içinde olan şey, daha hayırlı ve bakidir. [157]
Erkek Kadinla el tokusturabilir mi?
C1.Erkek şehvetten eminde olsa, kadın genç ise, yabancı kadın» la musafaha yapması (ve dokunması) caiz değildir [123]
Kadın acuze (ihtiyar) olup, şehvetten kesilmiş ise, musafaha caiz olur veya müsâfaha yapan erkek şeyhi fâni olup nefsinden ve kadından emin olursa, müsâfaha caiz olur.
C2.Erkek Erkege öpmek?
C2.Bir erkek diğer bir erkeğin (ağzını, elini veya başka azası¬nı) Öpmesi veya bir tek avret mahallini örten örtü altında gömlek¬siz müâneka etmesi = ellerini birbirinin boynuna dolayıp kucak¬laşması (İmâm'ı Âzam ve İmâm'ı Muhammed'e göre) mekruhtur (Haram olur). İmâm'ı Ebû Yusuf E.A.'e göre, mekruh değildir [124]
İman Esasları
İman Allah Hz. Muhammed Peygamberler Kur'an Kutsal Kitaplar Ölüm ve Sonrası Kader Melekler Hidayet - Dalalet Küfürİslam
İslam ve Diğer Dinler Vatan - Devlet - Millet Cami ve Mescid Sahabeler Takva İlim Irkçılık Hayat Tasavvuf ve Tarikat İslam Tarihi Ahlak Aile İbadet Mezhep ve Meşrepler Cihad Günah Tesettür, Türban, ÖrtünmeFıkıh
Namaz Faiz Haramlar Kadın İçtihad Ticaret Hacc - Umre Zekat Ramazan - Oruç Adak-Kurban Evlilik-Nikah Abdest, Gusül, Teyemmüm Miras Kul hakkı Boşanma, Talak Kumar ve Şans OyunlarıMetafizik
Ruhlar Gayb Büyü - Fal - Kehanet Cinler Şeytan Vesvese Dua İlham - Vahiy Mucize, Peygamberlerin MucizelerYaratılış
Kainat Evrim İlim - Bilim - Teknoloji Sebeplerİnsan
İnsan Hakları Duygular Hayat Mahrem KonularMuhtelif
Ahir zaman Felsefe İslamın Tebliği Müzik ve İlahi Hürriyet Bela ve Musibetler Dünya Zaman Adalet Hayvanlar16-Rebiü'l-Evvel-1432
18-Şubat-2011
1 Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm, 2: 167.
2 Tirmizî, Zekât: 12.
3 Hayâtü’s-Sahâbe, 3: 349.
4 İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 1: 467.
5 Reddü’l-Muhtar, 1: 272.
6 Hanımlara özel ilmihal, 314.
7 Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm, 2: 167.

Molla Müderrisim

   

Zina Ve Cezasi
Kadin ve Erkek ile ilgili Sorular

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz