Rahman Süresi Meal Ve Tefsiri 14-25
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِۙ ﴿١٤﴾
﴾14﴿ O, insanı ateşte pişirilmiş toprak kaplar gibi kurutulmuş çamurdan yarattı.
وَخَلَقَ الْجَٓانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍۚ ﴿١٥﴾
﴾15﴿ Cinleri de yalın ateşten yarattı.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٦﴾
﴾16﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
Tefsir
İnsanı ve cinleri kimin yarattığı ve bu varlıkların mahiyeti üzerinde düşünülürse, Allah’ı inkâr etme veya O’ndan başka varlıklara da tanrılık yakıştırmanın yahut O’nun nimetlerini görmezden gelmenin ne büyük nankörlük olacağı kolayca anlaşılır. İşte 14 ve 15. âyetlerde insanların ve cinlerin ilk yaratılışlarındaki ana unsurlara dair bilgi verilerek, bir taraftan onların mahiyetlerini böylesine bilen ve bildiren Cenâb-ı Allah’ın yegâne yaratıcı olduğuna diğer taraftan da bunların tek başına bir değer ifade etmeyip yüce yaratıcının onlara yüklediği görev sayesinde değer kazanmış olduklarına dikkat çekilmektedir. İnsanın yaratılışı hakkında Kur’an’ın değişik yerlerinde bilgiler verilmiş olup bunların özü şudur: Çamura şekil verilmiş, ateşte pişmiş toprak kaplar gibi tınlayacak kadar kurutulmuş bir çamura yani hayatiyetten çok uzak bir nesneye can verilmiş, bu canlı akıl nimetiyle ve onu iyi kullanmayı sağlayacak yeti ve yeteneklerle donatılmış, bu donanımlara paralel bir sorumluluğa muhatap kılınmıştır. 15. âyetin “yalın ateşten” diye çevrilen kısmında geçen mâric kelimesi sözlükte “çalkalanan, yerinde durmayan” ve “karışan, karıştırıcı” anlamlarına gelmektedir. Birinci mânaya göre bu kısım “dumansız saf alev”, ikinci mânaya göre ise “karışan, nüfuz eden dumanlı ateş” şeklinde açıklanmıştır (insan ve cinlerin yaratılması hakkında bilgi ve değerlendirme için bk. Hicr 15/26-29; Elmalılı, VII, 4669-4670).Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 202-203
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ ﴿١٧﴾
﴾17﴿ O, iki doğunun da rabbi iki batının da rabbidir.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٨﴾
﴾18﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
Tefsir
“İki doğu” ve “iki batı” ile ne kastedildiği hususunda tefsirlerde yer alan belli başlı yorumlar şunlardır: a) Güneşin ve ayın doğuş ve batış yerleri, b) Güneşin kış ve ilk bahar mevsimleriyle yaz ve son bahar mevsimlerinde doğup battığı iki uç nokta, c) Dünya küre biçiminde olduğundan her bir yarımına göre güneşin doğuş ve batış yerleri, d) Güneşin ve diğer gök cisimlerinin doğuş ve batış yerleri, e) Güneş gibi maddî, akıl gibi mânevî ışık kaynaklarının doğuş ve batış noktaları veya ışıyıp sönmeleri. Elmalılı Muhammed Hamdi burada asıl amacın, Allah Teâlâ’nın gerek (yiyecek gibi) var edilerek gerekse (hastalık gibi) yok edilerek oluşan bütün nimetlerin sahibi ve yöneticisi olduğuna dikkat çekildiğini belirtir. Muhammed Esed’e göre bu, “Allah’ın, uzaydaki yörünge hareketlerinin nihaî etkeni olduğunu mecaz yoluyla anlatan bir ifade”dir (bu yorumlar için bk. Râzî, XXIX, 99; İbn Âşûr, XXVII, 247; Elmalılı, VII, 4670-4671; Esed, III, 1097).Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 203
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ ﴿١٩﴾
﴾19﴿ O, birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِۚ ﴿٢٠﴾
﴾20﴿ (Ama) aralarında bir engel vardır; birbirlerine karışmazlar.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢١﴾
﴾21﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ ﴿٢٢﴾
﴾22﴿ Onlardan inci ve mercan çıkar.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٣﴾
﴾23﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَاٰتُ فِي الْبَحْرِ كَالْاَعْلَامِۚ ﴿٢٤﴾
﴾24﴿ Denizde yelkenlerini bayraklar gibi açarak süzülüp giden gemiler O’nundur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِࣖ ﴿٢٥﴾
﴾25﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
Tefsir
Sûreye Cenâb-ı Allah’ın rahmetinin enginliğini, kulluk görevini yapsın yapmasın bütün kullarına nimet vermesini ifade eden Rahmân ismiyle ve O’nun Kur’an’ı öğretmesiyle başlanmakta, böylece dinin irade sahibi varlıklar için nimetlerin en büyüğü olduğuna, din konusunda insanlığa bahşettikleri arasında da Kur’an’ın zirvede bulunduğuna dikkat çekilmektedir (Zemahşerî, IV, 49; Rahmân ismi hakkında ayrıca bk. Fâtiha 1/1). “Öğretti” anlamına gelen fiile “alâmet kıldı” mânası da verilebildiğinden bazı müfessirler bu âyetler için şöyle bir yorum yapmışlardır: Allah, Kur’an’ı Hz. Muhammed’in peygamberliğini gösteren, ibretle okuyacaklar için işaretler içeren bir mûcize kıldı (Râzî, XXIX, 84).