Dine Dil Uzatmanin Hükmü nedir?

#1 von Esma-ül ahkam (Kurtubi) ( Gast ) , 29.05.2013 17:17

Kimi ilim adamları, bu âyet-i kerimeyi dine dil uzatan ve ondan kötü bir şekilde söz eden herkesin öldürülmesinin vücubuna delil göstermişlerdir. Çün­kü, böyle bir kimse kâfir olur. Dil uzatmak (ta'n etmek) ise, dine yakışık ol­mayan şeyleri nisbet etmek yahut da dinden olan herhangi bir şeyi hafife ala­rak itiraz etmek demektir. Çünkü, dinin esaslarının sağlıklı olduğu, şer'î hü­kümlerinin de doğruluğu kat'î delil ile sabit olmuştur. Îbnü'l-Münzir der ki: Bütün ilim ehli kimseler, Peygamber (sav)'a söven kimsenin öldürüleceğini kabul etmişlerdir. Bu görüşte olanlar arasında Malik, Leys, Ahmed ve İshâk da vardır. Şafiî'nin görüşü de budur. En Nu'man (b. Sabit, Ebu Hanife) dan da şöyle dediği nakledilmektedir: -İleride de gelece'ği üzere- zimmet ehlin­den olup da Peygamber (sav) e söven kimse öldürülmez.

Ancak, rivayet edildiğine göre Ali (r.a)'nin meclisinde birisi: Kâ'b b. el-Eş-ref ancak haksızca ve ahde aykırı olarak öldürüldü demiş, Hz. Ali de o kim­senin boynunun vurulmasını emretmiştir.

Muaviye'nin bulunduğu mecliste bir başka kişi böyle söylemiş, bunun üze­rine Muhammed b. Mesleme ayağa kalkarak: Böyle bir söz senin meclisin­de söyleniyor ve sen susuyorsun ha! Allah'a yemin ederim seninle aynı çatı altında asla bulunmam ve andolsun onunla başbaşa kalacak olursam mut­laka onu öldürürüm.

(Malikî mezhebine mensub) ilim adamlarımız derler ki: Böyle bir kimse eğer hainlik etmeyi, ahdi bozmayı, Peygamber (sav)'a nisbet etmiş ise, tevbe etmesi istenmeksizin öldürülür. İşte Hz. Ali ile Muhammed b. Mesleme'nin -Allah İkisinden razı olsun- böyle bir sözü söyleyenin maksadını böylece an­lamışlardır. Çünkü böyle bir ifade zındıklıktır. Eğer bu sözü söyleyen kim­se ahde aykırı davranmayı; onlar, önce ona eman verdiler, sonra ona verdik­leri sözde durmadılar diyerek fiilen Öldürenlere nisbet edecek olursa, böy­le bir nisbet de katıksız bir yalan ve iftira olur. Çünkü, onların Kâ'b b. el-Eş-refe söyledikleri sözlerinde ona eman verdiklerine ve bunu açıkça ifade et­tiklerine delâlet eden bir söz yoktur. Eğer böyle bir şey söylemiş olsalardı bi­le onların bu sözleri eman olmazdı. Çünkü Peygamber (sav) onları ona eman versinler diye değil, öldürsünler diye göndermişti. Ve Muhammed b. Mesleme'ye (uygun göreceği) sözleri söyleme izni de vermişti.

Buna göre böyle bir şeyi bizzat onu öldürenlere nisbet edenin sözleri üze­rinde düşünmek gerekir ve (öldürülmeleri gerektiği hususunda) tereddüt söz-konusudur. Bunun sebebi ise şudur: Acaba, sözlerinde durmamayı onu öl­dürenlere nisbet etmek aynı zamanda ahde hainlik etmeyi Peygamber (sav)'a nisbet etme sonucunu da beraberinde getirir mi? Çünkü Peygamber (sav) da ya onların fiillerini doğru bulmuş ve yaptıklarına razı olmuştur, o bakımdan da o bu sözde durmayışı, ahde ihanet etmeyi rıza ile karşılamış demektir. Bu­nu (bu anlamıyla) açıkça ifade eden bir kimse öldürülür. Ya da onların söz­lerinde durmayışlannı söylemek, Peygamber (sav)'ın da ahdini bozması an­lamına gelmez denilir, bu durumdaki bir kimse de öldürülmez. Böyle bir kim­senin öldürülmeyeceğini kabul etsek dahi, bu sözü söyleyenin ibretli bir şe­kilde cezalandınlması, hapis cezasına çarptırılması, ağır bir şekilde dövülme­si ve büyük bir ölçüde de tahkir edilmesi kaçınılmaz birşeydir.[50]

Akdini Bozan Zımmî'nin Hükmü:


Zımmî, müslümanlara karşı savaşacak olursa, ahdi bozulur, mah ve çocuk­ları da onunla birlikte müslümanlara fey' (ganimet) olur. Muhammed b. Mesleme ise der ki: Onun ahdini bozmasından dolayı çocuğu sorumlu tutulmaz. Çünkü o, ahdini tek başına bozmuştur. Yine Muhammed b. Mesleme der ki: Malı alınır.

Bu şekildeki açıklama Muhammed b, Mesleme'ye yakıştırılamayan bir çe­lişkidir. Çünkü, zımnimin malının ve çocuklarının himaye altına alınmasına sebep onun ahdidir. Eğer malının elden gitmesini gerektiren bir durum ortaya çıkarsa, çocuğunun da etinden alınması sonucunu verir.

Eşlıeb der ki: Zımmî ahdini bozacak olursa, o yine ahdi üzere kalır. Ve ebe­diyen köleliğe dönmesi sözkonusu değildir. Ancak bu, hayret edilecek bir hu­sustur. Sanki o, bu görüşü ile ahdi maddi bir olay olarak kabul etmiş gibi­dir. Halbuki ahdin gereğini yerine getirmek mantıki bir husustur ve müslümanlar bu ahdin gereğini yerine getirmeyi üzerlerine almışlardır. Kendisi bu ahdî bozacak olursa, bu da diğer akidler gibi bozulmuş olur.[52

Esma-ül ahkam (Kurtubi)
zuletzt bearbeitet 29.05.2013 17:21 | Top

   

Sorulara Cevaplar
20 Kurus ve Imam

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz