Yezidilik/Yezîd’îyye ile karıştırılmamalıdır.
Başlığın diğer anlamları için Yezid (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Êzidîtî / Yezîdi
Sincar Dağları’nda/Yezîdî topluluğu (1920'li yıllar)
Toplam nüfus yaklaşık 800.000[1][2][3]
Önemli nüfusa sahip bölgeler
Irak 500.000 [4]/Almanya 60.00 /Ermenistan 39.000 [5]
Rusya 31.273 [6]/Suriye 25.000
Diller Kürtçe, Arapça
Din Yezîdîlik
Kutsal Kitapları: Mushafa Reş, Kitab el Celve
Yezîdîlik, (Arapça: يَزِيدِيَّةٌ , Farsça: یَزِیدِیَانْ , Kürtçe: یَزِیدِیَانْ veya Êzidîtî), Kürtçe konuşan etnik-dinî topluluğa verilen ad ve bu topluluğun Zerdüştlük ve eski Mezopotamya dinlerinden uzanan dinî inançlarına verilen isim. Yezîdîler, temel olarak tarihte Âsûrîlerin bir parçası olan Irak'ın Ninova bölgesinde yaşamaktadırlar. Ermenistan, Gürcistan, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerde yaşayan Yezîdî toplulukları gittikçe azalma ve Avrupa, başlıca da Almanya'ya göç etme eğilimindedirler.
Yezîdîlerin önemli ibâdethânelerinden biri olan Laliş'teki "Nûranî Dergâhı". (Irak-Kürdistan Bölgesel Yönetimi).
Sabiilik ve Gnostisizm ile alakalı bir dizidir.
Yezdanizm
(Yirmi bir rakamı Yezdanizm'de önemli bir yer tutar.)
Mezhepler:Yezidilik Işıkçılık Ali-İlahilik Ehl-i Hak
Yezidilikte önemli kişiler
Adi bin Müsafir I. Yezid İbn-i Mülcem
Yezidi dinî kavramları;
Azda Melek Tavus Azazil Şahid bin Car Kitab el Celve Meshaf Reş
Işıkçılığı etkileyen sistemler ve halklar
Sümer mitolojisi Hitit mitolojisi Luviler Pelasglar Frigler Lidyalılar Nebatiler Paulusçuluk Kabbalacılık Bogomilizm Paganizm
Ehl-i Hak'ta önemli kişiler
Ali Sultan Sahak
Ehl-i Hak dinî kavramları
Havândagâr Cem Kelâm-ı Serencâm
Yezdanizm'deki ortak itikatlar/Reenkarnasyon Hulûl Ezoterizm Gnostisizm
Yezdanizm ortak kültürü/Mazdekçilik Nevruz Zerdüştlük
Yezdanilerin bulunduğu ülkeler
İran Irak Türkiye Suriye Almanya Ermenistan Rusya Azerbaycan
İlgili konular
Yezdanizm, Galiyye ve Kürt Aleviliği Mani dini Budizm
Konu başlıkları
1 Tarihçesi
2 Yayılımı
3 Yezîdîlik dîni
3.1 Yezîdîlere göre yaradılış
3.2 Yezîdîlikteki inançlarYezîdîlikteki inançlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Yezîdîler kendilerine "Azday Halkı" adını verirler. İnançları arasında şu esaslar vardır:
Dünya sonsuzdur, Dünya'yı yaratan tanrı onu asla yıkmaz.
Tabiatın korunması ve tabiata saygı esastır.
Günde üç defa Güneş'e dönerek ibadet edilir.[8]
Çarşamba gününü, Melek Tavus ve ilk iki insanın yaratıldığı gün olup Şahid bin Car'ın meydana geldiği gün olduğundan dinlenme günüdür.
Ancak Şahid bin Car'ın soyundan gelenler Yezîdîdirler. Sonradan Yezîdî olmak mümkün değildir.
Şeytan'ın adını telaffuz etmek, onun adını hatırlatan Kitan, mel'un, na'l, Şar, Şat gibi kelimeleri anmak, bu isim mukaddes olduğundan[11] haramdır.
Mukaddes ağaçlara tapılır.[8]
Kadınların saçlarını kesmesine müsade yoktur.[8]
Nisan ayında evlenilmez.[8]
Bal kabağı, ceylan eti ve marul yenmez.[8]
Çok mukaddes bir renk olduğundan lacivert renkli elbiseler giyilmez.[8]
Şeyhler, pîrler ve müritlerden oluşan üç kastlı hierarşileri olup ancak kast dahilinde evlenilebilir.[13][8]
Şeyhlere para verilir.[14]
Üst kasta mensup olanlar, çok eşli evlenebilir.[8]
Başka din mensubuyla evlenen "afaroz" edilir, hattâ öldürülür.[8][15]
Heft Sirr adı verilen "Yedi Sır" Şeyh Şems ed-Dîn, Şeyh Fahr ed-Dîn, Şeyh Sacâdîn, Şeyh Nâsir ed-Dîn, Şeyh Hesen, Şeyh Adî ve Melek Taus'tan ibarettir.[9]
Reenkarnasyon vardır.[8]
Mitraizm'de olduğu gibi boğa kurban edilir.[8]
Vaftiz yapılır.[8]
3.3 Yezîdîlerin kutsal kitapları
Yezîdîlerin kutsal kitapları
Vikikaynak'ta Yezidilik metinleri ile ilgili metin bulabilirsiniz.Yezîdîlerin iki kutsal kitabı olduğu ortaya atılmıştır:
1. Meshaf Reş:
15. yüzyılda yazıldığı ortaya atılmış olan ve Yezîdîlerin mitolojisini anlatan bir eser. Ayrıca kitabın sonunda Yezîdîlerin yapmalarının yasak olduğu şeyler bildirilir.
2. Kitab el Celve:
Daha geniş bir zaman diliminde Yezîdîleri bilgilendiren yazılmış bir kitaptır. Bu kitabın içide bu kitabın sadece Yezîdîler tarafından okunması gerektiği ve yabancıların eline geçmemesi söylenir. Beş bölümden oluşur.
Birinci Bölüm: Melek Tavus'un ezelî oluşu ve sıfatları. Diğer dinlerin artık hükümsüz oluşu ve kitaplarının geçerlililiğini kaybetmiş olduğu.
İkinci Bölüm: Ödül ve ceza, reenkarnasyon.
Üçüncü Bölüm: Herşeyin Melek Tavus'un denetiminde olduğunu anlatan bölüm.
Dördüncü Bölüm: Mevsimler, yasalar ile ilgili bilgiler ve yabancı inançlara kapılmamak gerektiğine dair uyarılar.
Beşinci Bölüm: Kendisini simgeleyen kavramlara saygılı olmayı buyuran bölüm.
Bugün çağdaş dil bilimcileri, bu eserlerin aslında Yezîdîlerin kutsal kitabı olmadığını kabul ederler; yukarıda geçen iki eserin de eski çağlara dayanmadığı kanıtlanmıştır. Bunun en büyük sebebi Yezîdîliğin büyük ölçüde sözlü bir edebî geleneğe dayanmasıdır. Bu sebeple büyük İbrahimî dinlerdeki gibi bir yazılı kutsal metin mevcut değildir. Bununla birlikte son zamanlarda Yezîdîler, ritüellerde kullandıkları şarkılar gibi çeşitli dinî sözlü edebiyatı yazılı forma geçirmeye ve basmaya başlamışlardır.
4.1 Başvuru kitapları
5 Ayrıca bakınız
5.1 Dış bağlantılar
Tarihçesi
Ana madde: Adî bin Musafir
Yezîdî dîni, İslâm Peygamberi'in emriyle babası "El-Hakem ibn-i Ebî el-ʿAs" ile birlikte Mekke'nin güneyindeki Taif kentine sürülen dördüncü Emevî Hâlifesi I. Mervan ile aynı soydan gelen Şeyh Adî bin Musafir tarafından 12. yüzyılda Zerdüştlük ve yerel Mezopotamya inançları ile İslâm Sûfîliğinin kaynaştırılması neticesinde oluşturulan bir dinî inanç sistemidir. Bu inançta Yezid bin Muâviye - "Sultân Êzi" (Yerin Nûru ve İnsanlığın Sevinci), Adî bin Musafir "mürşid" kabul edilir ve soyu, Emevî Hâlifesi I. Mervan ile birleşmektedir.
Arap kökenli Şeyh Adî tarafından kurumlaştırılan bu dinde inananların çoğunluğu Kürtçe konuşmakta olup ağırlıklı olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Bâzı araştırmacılara göre Yezîdîler, Kürtler tarafından asimile edilmiş Asurilerdir[7] Tarih öncesi dönemlerden beri Asurlularda kuş şeklinde simgeleştirdikleri ve kutsal kabul ettikleri bir Şeytan'a tapmaktadırlar.[8]
Şeyh Adî Suriye'den Laliş'e taşındığında orada Şeyh Şems ed-Dîn, Şeyh Fahr ed-Dîn, Şeyh Sacâdîn ve Şeyh Nâsir ed-Dîn isimli dört aziz kişiyle tanışmış. Bu kişiler Ēzdîna Mîr adlı bir adamın oğulları olup bu gruba daha sonra Yezîdîler tarafından al-Hassan al-Basrî olarak anılan Şeyh Hesen de katılmış. Bu beş kişi, Şeyh Adî ve Melek Taus ile birlikte Yezîdîlerin Heft Sirr dedikleri "Yedi Sır"'ını oluşturur.[9]
Yayılımı
Ermenistan, Gürcistan, İran, Suriye ve Türkiye'de de cemaatleri bulunan Yezîdîlerin bugünkü toplam sayısının 800.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.[3] Bâzı bilimsel araştırmalar ise Yezîdîlerin nüfusunun çok daha fazla olduğu yönündedir. Ayrıca başta Almanya ve İsveç olmak üzere Avrupa ülkelerinde de birçok göçmen Yezîdî yaşamaktadır.
Eskiden Şanlıurfa, Yezîdîğin kalesiydi.[8] 1970'li yıllara kadar özellikle Urfa-Viranşehir'de yoğun olarak yaşayan ve sayıları 80.000'i bulan Türkiye Yezîdîleri, 1980'lerle beraber yurtdışına göç etmeye başlamışlardır. 1985 yılında 23.000'e inen sayıları, 2007 yılında 377'ye kadar (Urfa'da 243, Batman'da 72, Mardin'de 51, Diyarbakır'da 11 kişi) gerilemiştir. Türkiye Yezîdîlerinin büyük bir kısmı bugün Almanya'da yaşamaktadır, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknas Uca ve Sol Parti üyesi Ali Atalan bunlardandır.
Yezîdîlik dîni
Ana madde: Yezdanilik
Laliş, Şeyh Adî'nin mezarı, Irak-Kürdistan Bölgesel Yönetimi.
"Yezîdî" kelimesi bu dinin tanrısı olan Azda kelimesinden türetildiği iddia edilmektedir. Kürt dilinde "Tanrı" ismini karşılayan iki kelime mevcutur: Bunlar "Ezda" ve "Xweda"'dır. Ezda beni yaratan, veren ve var eden anlamlarına gelmektedir. Xweda ise kendiliğinden var olan anlamına gelmektedir.
Yezîdîliğin önceki ilahî dinlerde anlatılan Düşmüş Melek'in yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun tüm Evren'e ispatıdır ve yaratıcı tarafından sınanmıştır. İşte bu sınavı başarı ile verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını kazanmış diye düşünülür.
Ancak burada Düşmüş Melek'in sahip olduğu özellikler, diğer dinlerden farklıdır. Yezîdîlikte tanrı, Dünya'nın sadece yaratıcısıdır, sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Düşmüş Melek, bir nevi aracılık rolü üstlenmiştir. Düşmüş Melek, Melek Tavus olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu ile simgelenir. Gururlu bir melek olduğundan tanrıya isyan etmiş, ceza olarak 40.000 sene orada yanmış, sonunda döktüğü göz yaşları bu ateşi söndürmüştür. Artık tanrıyla barışıktır. Düşmüş Melek, yemek pişiren ve yangın çıkaran ateş gibi, Dünya gibi hem iyi, hem de kötüdür.[10] Yezîdîler için Melek Taus, en güçlü melek ve aynı zamanda affedilmiş Şeytan'dır. Bu ismi ağzına almak, mukaddes olduğundan yasaktır.[11] Tanrı, özünde iyilikle dolu olduğundan ibadet edip onun gönlünü kazanmak gerekmez. Aksine ibadetin ona değil, içi kötülüklerle dolu olana, Tavus'a yapılması ile kötülüğün en büyük kaynağından korunulur. Bu anlamda iyilik ve kötülüğün kaynağı aslında Melek Tavus'tur. Âhiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı söz konusu değildir. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre Dünya Cennet'e de, Cehennem'e de dönüşebilir. Melek Tavus, bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu Dünya'daki gölgesidir.
Ayrıca Yezîdîlikteki Melek Tavus inancı, eski Zerdüştlük ve Mitraizm'den etkilenmiştir. Günümüzde Yezîdîler oldukça kapalı ve geleneklerine bağlı olarak kültürlerini devam ettirmektedirler. Kuşlara ve yılanlara olan hürmetin 6000 sene öncesine dayanan kuşa tapan inançlardan gelmiş olması muhtemeldir.[12]
Yezîdîlere göre yaradılış
19. yüzyılın sonlarında Mardinli Yezîdîler.
Başlangıçta Tanrı Azda, kendi ateşinden Melek Tavus'u yaratır ve ona Evren'i ve insanı yaratma görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus'a yardımcı olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek ile Kadın'ı ve Evren'i, ayriyeten ayak işlerini görmesi için dört cin yaratır.
Daha sonra Melek Tavus, yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda, Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tâbî olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus, "Bu iki insanı yaratan, yoktan vareden benim. Niçin onlara tâbî olayım? Ben sadece beni yaratan sana tâbî olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk Dünya'ya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise akrepler, çıyanlar, sürüngenler.
Adam, Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler, Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın, bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır. Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar. Şahid bin Car, böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar, Yezîdîlerin atalarını oluşturur. Diğer 80 çocuktan Dünya'ya gelenlerse diğer insanları oluştururlar. daha fazla bilgi için vikipedi