DÜNYA AHİRETİN TARLASIDIR

#1 von Zafer Hoca ( Gast ) , 17.03.2013 14:21

DÜNYA AHİRETİN TARLASIDIR
Biz Müslümanlar öldükten sonra dirileceğimize, dünyada yaptıkları- mızdan
dolayı hesaba çekileceğimize ve mümin olarak iyi işler yapmışsak cennete,
günahkâr olmuşsak cehenneme gideceğimize inanıyoruz. İnanmış olan kişiler
cezalarını çektikten sonra cehennemden çıkarak cennete gireceklerdir. Allah
Teala dilerse günahkâr Müslüman- ları affederek hiç cehenneme sokmayabilir.
Fakat inançsızlar daima cehennemde kalacak ve ceza göreceklerdir.
Burada bahsettiğimiz iman, ibadet ve güzel işler vs. hep bu dünyada yapılan
şeylerdir. Cennete gidenler dünyada yaptıkları bu güzel işlerden dolayı
ödüllendirilmiş olacaklardır.
İnançsızlık, haksızlık, zulüm ve günahkârlık da bu dünyada insanların
yaptıkları kötü işlerdir. Böyle kişiler de cehennemde cezalandırıla-
caklardır. Bu, aynen tarlasını zamanında eken, bakımını yapan ve mahsulünü
zamanında kaldırarak pazara süren ve yemesi için yeteri kadarını ayıran
kişinin kışın rahat etmesine benzer. Tarlasını ekip biçmeyen ve kışa
hazırlık yapmayan kişiler de aç kalacaklardır. Durum bu şekilde
değerlendirilirse, dünyanın niçin ahiretin tarlası olduğu anlaşılır.
Allah’u Teala bu hususta kur’an-ı kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Her
kim zerre nispetinde hayır yaparsa mükafatını her kim de zerre nispetinde
şer işlerse cezasını görecektir.” Dolayısıyla dünya kişinin ahirette
gideceği yeri belirleyen mekandır.
Yangında ölen şehit mi olur? Gerçek şehitlik inanmayanlara karşı sırf
Allah’ın dini ve onun rızası için savaş meydanında savaşırken öldürülen
Müslüman’a verilen bir unvandır ki gerçek şehitlik de budur. Bu kısım
insanlar Kur’an’ın ifadesi ile diri olup ölmemiş kimselerdir ama biz bunun
farkında değiliz. Bu şehitler ahirette cennetlik olup Müslümanlara şefaat
edecek müminlerdir.
Şehitlik bu olmakla beraber bu mertebe de olmasa da şehitliğin başka
şekilleri de vardır. Sevgili Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde bunlardan
bir kaçını “yanarak ölen, suda boğulan, göçük, çığ, toprak veya bina
altında kalan, veba gibi salgın hastalıklardan vefat eden, gurbette veya
ilim yolunda ölen, doğumda vefat eden kadın… Şeklinde sıralamıştır. Bu
şehitler sınıfı İslam inancında hükmen şehit olarak kabul edilmektedir.
Bundan hareketle yanarak ölen kimse mümin ise hükmen şehittir.
Melekler Allah’a isyan ederler mi? Nurdan yaratılan ve insandan tamamen
farklı olan melekler Allah'a isyan etmezler. Hangi iş için yaratılmış
iseler o işi yaparlar. Daima Allah'a ibadet ve itaat ederler.
Nitekim Kur'ân'da bu hususa şöyle işaret edilmektedir: “Üzerlerinde hâkim
ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.”,
“Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O'na ibadet etmekten büyüklenmezler.
O'nu tesbih ederler, yalnız O'na secde ederler”
Dolayısıyla melekler Allah’a isyan etmeyen her daim Allah’a iman ve kulluk
eden varlıklardır.
Kadınlar neden orucu kaza ediyor da namazı kaza etmiyor? Kadınların doğum,
ay hali gibi durumlarda namaz kılması, oruç tutması, Kur-an'ı okuması dinen
caiz görülmemiştir. Bu özürleri geçtiği zaman da namazı kaza etmekte
sorumlu değillerdir. Ancak orucu kaza etmeleri kendilerine farzdır.
Bu durum öncelikle taabbudi yani Allah'ın bildirip de bizim hikmetini
bilmediğimiz bir meseledir.
Fakat İslam fıkıhçıları bunu şöyle yorumlamaktadır: Namaz ibadeti her gün,
her hafta, her ay ve her yıl kesintisiz bir şekilde vardır. Kadının da bu
özrü hemen hemen her ay vuku bulmaktadır. Dolayısıyla bu namazı onlara kaza
ettirmek biraz zor gelebilir. Bundan dolayı da namazın kazası
emredilmemiştir. Ama oruç ibadeti senede bir ay olduğundan ve her zaman
erişme imkanı olmayabileceğinden kazası kadınlara farz kılınmıştır.
Devamlı yolcu olan bir kimse Ramazan orucunu nasıl tutar? İslam dini,
Ramazan ayında oruç tutamayan hasta ve yolcuların sonradan şartların
düzelmesi halinde kaza etmelerini emreder. Mazeret ne kadar devam ederse
şer-i ruhsat da o kadar devam eder.
Bu durumda olan kimseler 1 sene veya 10 sene sonra mazeretleri ortadan
kalkınca, zamanında tutamadıkları Ramazan oruçlarını kaza ederler. Nitekim
Kur'an-ı Kerim'de mealen şöyle buyrulmaktadır: "Sizden bir kimse yolcu veya
hasta olursa oruç tutmadığı günler sayısınca daha sonra diğer günlerde
tutsun."
Devamlı olarak uzun yola giden kaptan ve sürücüler de dilerlerse yolculuk
hallerinde oruçlarını tutarlar, dilerlerse yolculuk dönüşünde kaza ederler.
Her iki durumda caizdir.
Ancak orucu tutmak yolculuk halinde de olsa tutmamaktan daha faziletlidir.
Ramazandan sonra kaza edilen oruçlar hiç bir şekilde ramazan ayında
tutulmuş oruçlar gibi faziletli olmaz.
Günün AyetiEy iman edenler birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Günün HadisiAllah kendisine dua edilmesini ve duada ısrarcı olunmasını
ister. Günün SözüHiç bir insana rastlamadım ki onda öğrenilecek bir şey
olmasın. Alfred de Vigny Günün DuasıYa rabbi bela ve musibetleri hakkımızda
hayırlı kıl. Bizi başına gelen felaketlere sabreden kullarından eyle.
Bunları Biliyor muyuz?Eda etmek nedir?Dinî veya hukukî bir görevin usulüne
uygun bir şekilde zamanında yerine getirilmesini ifade etmektedir. Günün
NüktesiBe adam dilin dönüp de diyemedin mi?Sahabelerden bir zat hastalanır,
Hz. Peygamber ziyaretine gider. Sahabeyi solgun ve bitkin gören efendimiz
sorar: Ey kardeşim sana ne oldu?
Sahabe cevap verir:
Allah’a şöyle dua ettim. “Allah’ım ahirette çekeceğim azabı bana bu dünyada
ver.” Ettiğim bu duadan sonra da böyle hastalandım.
Hz. Peygamber sahabeye kızar ve der ki:
“Be adam dilin dönüp de diyemedin mi: “Allah’ım bana bu dünyada da iyilik
ve güzellik ver. Ahrette de iyilik ve güzellik ver, bizi ateşin azabından
koru.”


--

Zafer Hoca

   

DOĞRU KADER ANLAYIŞI
İMANI TEHLİKEYE SOKAN GÜNAHLar

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz