ILIM ÖGREN;pisman Olmassin

#1 von Zafer Hoca ( Gast ) , 23.05.2012 16:34

İLİM KONUSUNDAN HADİSLER
Peygamberimizin (sav) hadisleri söz konusu olunca hemen kaynak sorgulanmaya
başlanır. “Bu hadisin kaynağı nedir?” diye sorulur. Bunu söyleyenler
hadisin kendisi ve ne anlama geldiğine bakmaz bile. İlmin amacı amel olduğu
halde ilmi amel için değil de cidal için öğrenenlerin manaya önem
vermemeleri normaldir. Biz onları değil, Allah rızasını ve ihlâsla ameli
esas alanlara şu hususları hatırlatmak isteriz.
Evvelâ: İlim âşıkları ilme önem verirler. “Söyleyenden çok söylenene”
bakarlar. Bilhassa söyleyen peygamber ise ona daha çok değer verirler.
İmanlarından gelen bir hassasiyet ve haşyet ile “söze kulak verir ve en
güzeline uyarlar.” Bir konuda “peygamber şöyle buyurdu” denilirse artık ona
uymanın kendisine vacip olduğunu bilir ve itirazın “kabul etmemek” ve
“reddetmek” peygamber ile mücadele etmek olduğunun şuurundadır.
Saniyen: Sahabe sözüne dahi “peygamberin bir hadisi veya öğretisi” diye
önem vermesini bilir. Zira sahabeler mektep ve medrese eğitimi almadıkları
ve peygamberin eğitimi dışında eğitim görmedikleri için bütün öğrendikleri
peygamberin sohbetlerinden ve peygamber ile olan münasebetlerinden
kaynaklanmaktadır. Peygamberimizin (sav) “Benden bilerek yalan söyleyen
cehennemdeki yerini hazırlasın” sözünü bildikleri için yanlış bir şey
söylemekten çok korkarlardı. Bu nedenle delilsiz bir söz söylemezlerdi. Pek
çok hususları kendi adına konuşur; ancak bu bilgi kendi hevalarının eseri
değil, peygamberin öğretisi ve terbiyesinin, okuduğu ve uyguladığı Kur’ân-ı
kerimden öğrendikleri ve anladıkları hususlardır. Bu nedenle sahabe
sözlerine dahi çok önem verir.
Salisen: İlme değer veren ve ilimde birazcık rüsûh peyda eden bir söz
işittiği zaman sarraf gibi bu sözün peygamber hadisi mi, yoksa Allah kelamı
mı veya uydurma bir söz mü olduğunu hemen anlar ve bilir. “Bu söz
kesinlikle peygamberin ağzından çıkmıştır, bir başkası bunu söyleyemez”
diyebilir. Ama ilim sahasında ve bilhassa dini konularda biraz bilgisi olan
bu konuda yanılmaz. O bir sarraf gibidir. Altınla bakırı, kömürle elması,
şapla şekeri ayırır ve kendisine sahte bir inciyi hakiki inci diye getirene
bunun sahte olduğunu anında söyleyebilir.
Rabian: Hadislerin kaynaklarını vermememizin bir sebebi de merak edeni
araştırmaya ve kaynaklarını bulmaya sevk etmek içindir. Hadislerin tamamı
muhtelif hadis kitaplarında vardır. Ayrıca İslam bilginleri yazdıkları
kitaplarında günümüzdeki gibi kaynak vermiyorlardı. Herkes onlara itimat
ediyor ve peygamberin hadisi denince kimin yazdığına ve söylediğine ve
hangi kaynakta vardır diye sorgulamadan uygulamaya başlıyorlardı. Zira
onlar ilmi amel için öğreniyorlardı ve Allah rızasını arıyorlardı.
Bizlerin de onların yolundan ve izinden gitmemiz ve ilmi cidal için ve
övünmek için değil, amel etmek ve uygulamak için öğrenmemiz imanımızın ve
ihlâsımızın gereği olmalıdır.
İlim Konusunda Peygamberimizin (sav) Hadisleri:
01.Ey İnsanlar! İlim yeryüzünden kaldırılmadan ve ilme sahip olanlar vefat
etmeden önce ilme sarılın. İlim sahibi âlim ile ondan ilim öğrenen talebe
her ikisi de sevapta müşterektirler. Öğrenen ve öğretenler dışındaki
insanlarda hayır yoktur.
02.İlmi öğrenmek isteyenden gizleyene Allah kıyamette ateşten bir gem
vurur.
03.İlim İslam’ın hayatıdır. İslam ilimle hayat bulur. İlim dinin ve imanın
direğidir. İlimsiz din ve iman olmaz. Kim bir konuda bilgi sahibi olursa
Allah kıyamette mutlaka onu mükâfatlandırır. İlmin kendisi ibadet olduğu
için ilim sahibi onula amel etsin etmesin mutlaka mükâfatını görür. Şayet
amel ederse iki misli mükâfatlandırır, şayet bir başkasına da öğretir de
onun amel etmesine sebep olursa onun sevabından da aynen işlemiş gibi hisse
alır.
04.Âlim ile abid arasında yetmiş derece fark vardır. İlim sahibi olmadan
ibadet eden kimse bilmeden amelini boşa çıkarır da haberi olmaz.
05.Kalbi düzgün olmayanın imanı düzgün olmaz. Dilinde doğruluk olmayanın
kalbi düzgün olmaz. Komşusu şerrinden emin olmayan kişi de cennete giremez.
06.İlim mü’minin kaybolmuş malıdır; nerede bulursa almalıdır. Bu nedenle
ilim Çin’de de olsa gidiniz ve alınız.
07.İlim borçtur, namaz da borçtur. İlmi kimden ve kimlerden aldığınıza
bakın ve namazı nasıl kıldığınıza dikkat edin. Kıyamette Allah her
ikisinden de sizi hesaba çekecektir.
08.İlim amelden hayırlıdır. Dinin kıvamı ve kıyamı da şüpheli olan
hususlardan uzak durmaktır. Âlim de ilmi ile amel eden kimsedir velev az da
olsa…
09.Âlimlerden sorun, hukema ile hemhâl olun ve büyüklerinizle oturun.
10.Bir soru dört kişiye sevap kazandırır. Soran, cevap veren, dinleyen ve
bu meclisi tertip eden kimseye…
11.Muhbir-i Sadık olan peygamberden bir hadis öğrenmek dünya ve içindeki
altın ve gümüşten ve her şeyden daha hayırlıdır.
12.İlim öğrenmek kadın erkek bütün mü’minlere farzdır.
13.İlim Allah rızası için öğrenilir. Allah rızasını kazanmak için
öğretilir. İnsanlara tesir etmek ve onları sözleri ile yoldan çıkarmak için
ilim öğrenenlerin bundan vazgeçmedikleri sürece Allah ne tövbelerini ne de
ibadetlerini kabul etmez.
14.Kim âlimlere karşı övünmek veya sefihlerle mücadele etmek veya
insanların teveccühünü kazanmak için ilim öğrenirse Allah onu cehenneme
idhal eder.
15.İnciyi köpeklere atmayınız; yani ilmi ehli olmayana ve kötüye kullanana
öğretmeyiniz.
16.Ahirette en çok pişman olacak olanlar ilmi öğrendikleri halde onunla
amel etmeyerek hüsrana düşenler ve ilmi başkalarına öğretip onun
kurtulduğunu gördüğü halde kendisini kurtaramayan âlimdir.
17.İlim öğrenin. Allah için ilim öğrenmek insanlara karşı haşyettir. İlmi
talep etmek ibadettir. Müzakere etmek tespihtir. İlimden bahsetmek
cihattır. Bilmeyene öğretmek sadakadır. Ehline ilmi vermek Allah’a
yakınlıktır. Zira ilim Allah’ı tanıttırır, haram ve helali bildirir. Cennet
yolunu gösteren ilimdir. İlim, yalnızlıkta arkadaş, vahşette enis ve
dosttur, halvette sohbet arkadaşı, darda ve genişlikte delildir, düşmanlara
karşı en tesirli silahtır, dostlar yanında ziynettir, gariplikte yakınıdır.
Allah ilimle bir kısım kavimleri yükseltir ve cennette de cennet ehline
önder ve rehber yapar.
18.Allah’tan haşyet bütün hikmetlerin başıdır. Şüpheli durumlardan uzak
durmak olan vera ise amellerin efendisidir.
19.Kim tesbih, tekbir ve tehlil ile uymayı adet edinirse kıyamette de bu
şekilde diriltilir ve mahşere bu şekilde sevk olunur. Gafletle uyursa
kıyamette de bu şekilde diriltilir ve şaşkın olarak mahşere sevk edilir.
Binaenaleyh uyurken nefislerinizi zikre alıştırınız. Uyurken Allah’ı
zikrediniz ve kalkarken Allah’ı zikrederek kalkınız.
20.İlim mü’minin dostu, hilim veziri, akıl rehberi, amel muhafızı, rıfk ve
yumuşaklık babası, mülâyemet kardeşi, sabır da her nevi tehlike ve düşmana
karşı askeri kumandanıdır.
21.Bir kimsenin ilmi artar da ameli ve dünyadan zühdü artmazsa onun
Allah’tan uzaklığı artar.
22.İnsanların mertebe bakımından nübüvvet derecesine en yakın olanı ehl-i
ilim ve ehl-i cihattır. Ehl-i ilim ilimleri ile peygamberlerin getirdiği
iman ve Kur’an hakikatlerini insanlara öğretirler ve insanların hak yola
girmesine vesile olurlar. Ehl-i cihad da peygamberlerin getirdiği
hakikatleri ve bunları yaymaya çalışan âlimleri korurlar.
23.Kıyamette şehitlerin kanı ile âlimerin mürekkebi tartılır da âlimlerin
mürekkebi şehitlerin kanına racih gelir.
24.Bir saat fî-sebilillah, Allah’ın adının yücelmesi için çalışmak elli hac
ibadetinden daha hayırlıdır.
25. Kişi ilmi ile amel ettiği sürece âlimdir, ilmi ile amel etmeyi
bırakırsa cahildir.
26.İlim, âlim ve amel cennettedir. Şayet ilim sahibi ilmi ile amel etmezse
ilim ve amel cennete gider, âlim ise cehenneme gider.
27.Kişi öğrendiği sürece âlimdir; öğrenmeyi bırakırsa cahil durumuna düşer.
28.Kim bir âlimi istikbal eder, karşılarsa beni karşılamış olur, kim âlime
saygı duyarsa bana saygı duymuş olur. Kim âlimin ziyaretine giderse benim
ziyaretime gelmiş olur. Kim hakikatli bir ilim meclisinde bulunursa sanki
benimle oturmuş gibidir. Benimle oturan da Rabbi ile beraber olmuş gibidir.
29.Ashabım! Sakın bir konuda âlim ve ihtisas sahibi olup neyi
emredeceğinizi ve neden sakındıracağınızı kesin olarak bilmedikçe emretme
ve nehyetme işine girmeyiniz. Olur ki yanlış yaparsınız da sorumluluğunu
üzerinize almış olursunuz.
30. İlim adamlarına saygılı olun ve onların ilimlerinden istifade edin.
İlim öğrenmek için çalışan talebelere de saygı duyun ki ilmin değerini
anlasınlar ve öğrenmekten kaçınmasınlar.
31.Bir kimse ilimden bir konu öğrenirse, onunla amel etsin veya etmesin bir
rekât nafile namazdan daha hayırlı bir iş yapmış olur. şayet onunla amel
eder veya öğrettiği kimse onunla amel ederse onun sevabı kıyamete kadar
onun defterine yazılmaya devam eder.
32.Alimlerinize ittiba ediniz. Biliniz ki âlimler dünyanın kandilleri ve
ahretin ışık saçan lambalarıdır.
33.Âlimlerinize ikram ve hürmet ediniz, zira onlar peygamberlerin
varisleridirler. Kim onlara saygı duyar ve ikramda bulunursa biliniz ki
peygambere ve Allah’a saygı duymuşlardır.
34.Yüce Allah buyurdu: “Allah’tan hakkı ile âlimler korkar ve haya
ederler.”
35.Allah kime hayır dilerse onu dinde ilim sahibi yapar.
36.Her âlimim diyenin ilmine itibar etmeyiniz ve meclisinde bulunmayınız.
Ancak beş şeyden beş şeye çağıran âlimlerden istifade ediniz. Şüpheden
yakîne, kibirden tevazuya, düşmanlıktan dostluğa ve kardeşliğe, dünyadan
zühde ve ahirete rağbete, son olarak da riyadan ihlâsa çağıranlara değer
veriniz. Gerçek âlimler bunlardır.
37.Kıyamette Allah’ın izni ile enbiyalar, ulemalar ve şehitler olmak üzere
üç sınıf şefaatte bulunurlar.
38.İlimde muhkem, halîm, fakîh ve ulemâ olunuz.
39.İki nevi âlim vardır. Bir kısmı Allah için ilim öğrenir, dünyaya tamah
etmez ve para karşılığında ilmini satmaz. İkinci kısım âlimler ilmi dünya
için öğrenirler. Az bir para karşılığında satarlar. Allah bunları ateşten
gemlerle gemler ve cehenneme atar. Sonra bir melek “Allah bu kişiye dünyada
ilim vermişken o bunun değerini bilmeyerek az bir dünya menfaati
karşılığında satmıştır” diye nida eder.
40.Âlimler sultanlardan ve iktidar sahiplerinden ve dünya nimetlerinden
uzak durdukları sürece Allah’ın kullarının peygam-berin varisi olarak
gördüğü makama layık olurlar. İktidar sahip-lerine yanaşır ve dünyaya
dalarlarsa peygambere ihanet etmiş olurlar. Sizler bu gibi âlimlerden uzak
durunuz.
41.Âlimler hak ve hakikati anlatmaya devam ettiği ve dünyaya değer
vermedikleri sürece peygamberlerin varisidirler.
42.Gerçekleri saptırmadan anlatan âlimleri semadaki melekler sever,
kıyamete kadar deniz dibindeki balıklara varıncaya kadar bütün mahlûkat
onlar için dua ve istiğfar ederler.
43.İlmin afeti unutmaktır ve zayi olması da ehli olmayana öğretilmesidir.

44. İnsanların kıyamette en şiddetlisi azaba dûçar olanı, ilimlerin
kendisine fayda vermediği kötü âlimlerdir.
45. Ulemai’s-sû olan kötü âlimlere yazıklar olsun. Onlar ilimlerini ticarî
faaliyetlerine alet ederler. Zamanın idarecilerine yaranmak için gerçekleri
saptırırlar. Allah onların ticaretlerine kazanç vermesin.
46. Ulema-i sû kıyamet gününde divana getirilir. Sorgulandıktan sonra
cehenneme atılırlar. Merkebin değirmen taşı etrafında döndüğü gibi
bağırsaklarından tutulup döndürülürler. Başları değirmen taşları altında
ezilir. Ona “Sana ilim ve hidayet verilmişken bu halin nedir?” diye
kendisine sorulur. O da “Ben sizi menettiğim şeyi yapardım” diye cevap
verir.
47. Kendisinde bilgi olmadığı halde insanlara fetva veren kimseye semadaki
ve yerdeki melekler lanet ederler.
48. Peygamberimiz (sav) “Hüzün kuyusundan Allah’a sığının” buyurdular.
Sahabeler “Hüzün kuyusu nedir Yâ Resulallah!” diye sordular. Peygamberimiz
(sav) “O cehennemde bir vadinin adıdır. Cehennem her gün kırk defa ondan
Allah’a sığınır. O vadiye en çok ameli ile riya ve gösteriş yapan âlimler
girer. Muhakkak ki âlimlerin en sevimsiz olanı idarecileri en çok ziyaret
edenleridir.”
49.Şair demiş ki: “Ne kötü âlimdir emirlerin kapısına gidenler / Ne iyi
emirdir âlimlerin kapısını aşındıranlar.”

50.Hz. Ali (ra) bir şiirinde şöyle demiştir:
İlim öğren, ilim sahibine süstür ziynettir.
İlim fazilettir, tüm iyilikler için adrestir.
Her gün artır ilmini, faydalan o denizden,
İnsan değerini alır, faydalı ilimlerden.
Fıkıh öğren, fıkıh en büyük yol göstericidir.
Fıkıh iyiliğe ve takvaya götüren kılavuzdur.
51.Hz. Ali (ra) bir başka şiirinde şöyle der:
Rabbimizin kısmetine razı olduk.
Bize ilim, düşmana mal vermiştir.
İlim bize ebedi mutluluk verir.
Lâkin mal dünyada yok olur gider.
İlim sahibine hep değer katar.
Mal ise sahibine vebaldir yüktür.
Şeref ne nesepte ne de maldadır.
İnsanın şerefi edep ve ilimledir.

Zafer Hoca

   

6.En'am
YARIN REGAİB KANDİLİ!

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz