ÜÇ AYLAR VE REGAİB KANDİLİ Ve İBADETLER

#1 von Zafer Hoca ( Gast ) , 19.05.2013 09:19

ÜÇ AYLAR VE REGAİB KANDİLİ VE İBADETLERİ
Dînî literatürümüzde “üç aylar” diye bilinen çok feyizli ve bereketli bir mânevîyat mevsimine bir kez girmiş bulunuyoruz.
Üç Aylar, Kamerî Takvime göre, Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar,rahmet dalgalarının başladığı, mânevî huzur ve sükunun kalplere doğduğu,
ilahi rahmetin coştuğu aylardır. Bu aylar girince, mü’minlerin ruhlarını mânevî bir hava kaplar. Bu mübârek aylar içerisinde öyle feyizli
vebereketli geceler vardır ki, Yüce Allah’ın rahmeti, bu gecelerde mü’minler
üzerine yağmur gibi yağar.
Üç aylardan ilki olan Recep ayının mânevî değerine Kur’an-ı Kerim’de ve Hz.Peygamber’in hadis-i şeriflerinde işaret buyurulmuştur.
Tevbe Sûresi’nin 36. âyetinde şöyle buyurulmaktadır:
“Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında
ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin...”

Âyette ifâde edilen “haram ayları”nın, “Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep” ayları olduğunu Sevgili Peygamberimiz, şu hadisleriyle
açıklamışlardır:
“Muhakkak zaman Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylarıdır. Bunlardan üçü peşpeşedir:
Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemâziyel-âhir ile Şaban ayları arasında olan ve Mudar Kabilesi’nin ayı Recep’tir.”(1)
Recep Ayı, gerek İslam’dan önce, gerekse İslam’dan sonra mukaddes bilinenbir aydır.
İslam dînî gelmeden önce, bu ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harp etmek, baskın ve çapulculuk yapmak yasaklanır, herkes
kendisini bu ayda güven içinde hissederdi. İslam geldikten sonra da, bu aya olan hürmet devam ettirildi. Bu ay, Regâib ve Mirac gibi mübârek geceler ve
ilahî tecellilerle şereflendirildi.
Recep ayının başlangıcında Peygamberimizin şöyle duâ ettiği rivayetler
arasında yer almaktadır:
“Ey Allah’ım! Recep ve Şabanı bize mübârek kıl, bizi Ramazana kavuştur.”(2)Receb-i şerifin ilk Cuma gecesi Regaib Gecesidir. Bu geceye Regaib denilmesi, melekler bu geceye çok rağbet ettikleri içindir.
Pergamber efendimiz (sav) buyuruyor ki,

Recebin ilk Cuma gecesinde gâfil olmayınız. Çünkü bu geceye melekler Regaib ismini vermişlerdir. Bu gecenin üçte bir olduğunda melekler Kâbei Muazzmanın etrafında toplanırlar. Cenabı hak hallerine muttali olur. Ey meleklerim dilediğinizi söyleyiniz buyurur. Onlar da yarabbi senden hacetimiz recep ayında oruç tutanları bağışlamandır derler.Rabbimizde bağışladım buyurur.
Regâib gecesi, ulviyetini Peygamber Efendimizden almıştır. Bu gece, Hz. Amine validemizin Peygamber Efendimize hamile olduğunu anladığı gecedir. Şu bir hakikattir ki Cenab-ı Hakk’ın mahlukatına gönderdiği en büyük hediye ve ihsan-ı ilahi Peygamber Efendimiz (sav)’dir. Çünkü o bütün mahlukatın yaratılma sebebidir. Onun vücud-u şerifi ve unsur-u latifi, bütün mahlukattan efdaldir. Hz Adem (as) dan itibaren devam eden nur-u Muhammedii, Hz Abdullah’ın alnından Hz Amineye geçmişti kısa zaman sonrada sahibini bulacaktı.
Allahü Tealanın nezdinde bütün zamanlar müsâvidir. Birbirine eşittir. Fakat bazı zamanlar, içinde cereyan eden bir takım hadiseler, ulvi hadiseler, vuku’ bulan tecelliyat-ı ilahi sebebiyle diğer vakitlerden efdaliyyet kazanır.
Regaib Geceside böylesine ulvi gecelerden birisidir. Bugecenin hürmeti ile rabbimiz pek çok günahların, hatalarını rahmeti ilahiyyesi ile bağışlar. Mağfiret deryası dolar taşar.
Ülkemizde, yukarıdaki beyanlar ışığında, asırlardır bir “üç aylar” geleneği
oluşmuş; Ramazana hazırlık, Recep ayının girmesiyle başlar hale gelmiştir. Bu aylar mübârek gecelerle doludur. Recep ayının ilk Cuma gecesi, Regâib
gecesi, yirmiyedinci gecesi, Mirac gecesidir. Şaban ayının onbeşinci gecesi Berat gecesi, ramazan ayının yirmiyedinci gecesi de Kadir gecesidir.


Regâib, çok değerli hediye, bağış, içten gelerek ve yoğun bir şekilde arzu edilen şey anlamlarına gelen Arapça bir sözcüktür.
Cenâb-ı Hakk’ın, ilahi ihsan ve manevî hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi ve
samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilme ümitleri dolayısıyla,müslümanlar tarafından heyecanla beklendiği ve gönülden arzulandığı için
Recep ayının ilk Cuma gecesine “Regâib Kandili” denmiştir. Reğâib Kandili, Recep ayının 27. gecesindeki Mirâc ve Şâban ayının 15.
gecesindeki Berat kandillerini; Ramazan ayını, Kadir gecesini, Ramazan ve kurban bayramlarını müjdeleyen mübârek bir gecedir.
Bu geceye mahsus bir ibâdet şekli olmamakla beraber, geceyi tevbe, dua ve ibâdetle geçirmek sevap kazanmaya vesile olur.
Recep ayı içerisinde bulunan bir başka mübârek gece de Mirac gecesidir.

Üç ayların ikincisi olan Şâban ayı ve onun içerisinde bulunan Berat gecesi de müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir
şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibâdet edilmesi âdet halini almıştır. Bazı rivayetlerden, Hz. Peygamber’in Şaban ayına ve özellikle bu
ayın onbeşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihyâ ettiğini(5) göz önünde bulunduran âlimler, bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevaba vesile
olacağını söylemişlerdir. Ayrıca bir kısım bilginlerin, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan, Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin(6); Hicret’in
ikinci yılında Berat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmıştır.(7)

Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir gecesinin ise, dînî hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ramazan ayı faziletlerle
dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlamıyla Kur’an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün
insanlığı hidâyete ve mutluluğa ulaştırmak için yeryüzüne gönderilen Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmeye başlamasından,(8) bin aydan daha hayırlı
olan Kadir gecesinin(9) bu ay içerisinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, İslâm’ın beş temelinden biri olan oruç ibâdetinin bu ayda yerine
getirilmesi emredilmiştir.(10) Böylece Ramazan ayı diğer aylar içinde birbaşka aydır. Sanki yeni bir hayatın başlangıcıdır. Hayatımızın kazandığı ve
kazanacağı yeni boyutların filizleneceği önemli bir devredir. İnsanî ve sosyal ilişkilerimizin daha güzel bir hüviyet kazanacağı zaman dilimidir.

İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla
karşılaşırsa kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak edeceğimiz üç aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübârek geceler, müminin hayatındaki mûtad
gün ve geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir. Şurası bilinmelidir ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa,
kıyamet gününde, Allah’ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise, sevinip mutlu olacak; kötü ise, pişmanlık
duyarak mahcûb olacaktır. Ancak bu mahcûbiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın içinönceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”(
11) Önümüzdeki üç ay içerisinde, gündelik hayatın tek düzeliğinden ve
sıradanlığından bizleri alıp, kendi hususî atmosferine götüren bu güzel ve özel günleri ard arda yaşayacağız. Güzel yurdumuzun insanları, kandil,
Ramazan ve bayram gibi bu husûsî zamanları sosyal barışın ve huzurun bir vesîlesi sayarak karşılıklı sevgi ve hoşgörüyle karşılayıp uğurlayacak
kendi inanç ve değerlerini yaşama ve yaşatmayı, bizzat yaşayarak öğreneceklerdir.

Halkımız arasında “Üç aylar” diye adlandırılan Recep, Şaban ve Ramazan ayları, Yüce Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman
dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günâhları silip yok ettiği kandiller geçididir.
Melekî olduğu kadar, şeytânî özelliklere de sahip ve günâh işlemeye müsait olan insanın günâhlarından tevbe edip temizlenmesi için üç aylar bir
fırsattır. Kısaca üç aylar, günâhlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazandan önce oruçla buluşanlar, Cuma namazına koşanlar,
namaza başlayanlar, ibâdetlerini çoğaltanlar, tevbe ile Allah’ayönelenler..gibi mânevî kazanç elde edenlerin çokça görüldüğü anlardır üç
aylar.
Hayatımızda âdeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesîle olan mübârek üç aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış
gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan münâsebetlerimizi güçlendirmemiz için son derece değerli fırsatlardır.
İşte yakında idrâk edeceğimiz mübârek üç aylar; Yaratıcımıza, âilemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve
sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır. Aramızdaki çekişmeleri,
tefrika ve ihtilâfları, şahsî menfaat hesaplarını ve basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve
Yüce Dînîmizin bizden ısrarla istediği, barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini, insânî ve ahlâkî meziyetlerin yeniden
yeşermesini sağlamalıdır.

Regâib gecesi, ulviyetini Peygamber Efendimizden almıştır. Bu gece, Hz. Amine validemizin Peygamber Efendimize hamile olduğunu anladığı gecedir. Şu bir hakikattir ki Cenab-ı Hakk’ın mahlukatına gönderdiği en büyük hediye ve ihsan-ı ilahi Peygamber Efendimiz (sav)’dir. Çünkü o bütün mahlukatın yaratılma sebebidir. Onun vücud-u şerifi ve unsur-u latifi, bütün mahlukattan efdaldir. Hz Adem (as) dan itibaren devam eden nur-u Muhammedii, Hz Abdullah’ın alnından Hz Amineye geçmişti kısa zaman sonrada sahibini bulacaktı.
Allahü Tealanın nezdinde bütün zamanlar müsâvidir. Birbirine eşittir. Fakat bazı zamanlar, içinde cereyan eden bir takım hadiseler, ulvi hadiseler, vuku’ bulan tecelliyat-ı ilahi sebebiyle diğer vakitlerden efdaliyyet kazanır.
Regaib Geceside böylesine ulvi gecelerden birisidir. Bugecenin hürmeti ile rabbimiz pek çok günahların, hatalarını rahmeti ilahiyyesi ile bağışlar. Mağfiret deryası dolar taşar.
Allah`ü Teâlâ her şeyden evvel peygamber efendimizin nurunu kendi nurundan yarattı. O nur, Allah`ın izniyle dilediği yerde dolaşırdı. Ve o nura Rabbimiz şefkat nazarı ile bakarak dört şeyi yarattı.
Arşı Alayı,
Alemi Kürsiyi
Lev’hi mahfuzu
Kalemi
sonra Kaleme heybet nazarı ile baktı. Ve kalem ikiye ayrıldı.
Bundan sonra rabbimiz kaleme Lev’hi mahfuz üzerine yaz emrini verdi.
Bunun üzerine kalem
Yarabbi ne yazayım dedi"Allahütealâ, "le ilehe illallah MUhammedün rasülüllah" yaz....
Kalem bu hitap ile şereflendi ve tevhit lezzetine hayran oldu sonra,
Yarabbi tamam Allahdan başka ilah yoktur. Bu sana ait. Lakin ismini ismin ile zikrettiğin Muhammed (sav) kimdir? dedi. Allahü teala cevaben
Ya kalem, izzet ve celalim hakkı için Muhammed olmasa idi arşı, semayı, arzı, cenneti, cehennemi, geceyi, gündüzü ve mahlükatı yaratmazdım. Bütün bunları Muhammed hürmetine yarattım dedi ve kalem bu kelamın lezztine dehşete düşüp uzun zaman Muhammed isminin zikirdenn kendin alamadı...
Resulullah Efendimiz(s.a.v) buyuruyor ki Receb-i Şerifin ilk Cuma gecesi kılnacak namazdan gafil olmayınız.Zira bu namazı kılan kimseye Hz.Allah ve melekleri gelecek seneye kadar salat ederler. Allah rahmet eder, melekler dua eder. Allah kime ki rahmet ederse, dünyada İslam üzere yaşar, bu alemden giderken iman ile gider ve kıyamet gününde de Allah dostlarıyla beraber haşr olunur buyurmuşlardır..

REGAİP KANDİLİ’nin bir hususiyet diğer kanallardan daha çok mânâ bilimlerinde ve tasavvufta zikredilmiştir. REGAİP KANDİLİ, Fahr-i Kainat Efendimiz’in mübarek ve muhteşem ruhunun anne karnına intikal günüdür. Yani, Hz. Âmine annemize Nur-u Muhammedî’nin intişar anını temsil eden bir gecedir. Fevkalâde önemlidir.
Bu gecenin feyz ve bereketinden istifade etmek için uyanık olmaya ,ibadet ve tatla geceyi ihya etmeye gayret edenlerden olalım…
Regâib Gecemsinde Yapılacak İbadetler:
Regâib gecesi, akşamla yatsı arasında 12 rek’at “hacet namazı” kılınır. 2 rek’atte bir selam verilerek kılınan bu namazda, Fatiha’dan sonra her rek’atte 3 innâ enzelnâhü, 12 İhlası şerif okunur.
Namazdan sonra, 7 Salâtı Ümmiye okunup secdeye varılır.
Salatı Ümmiyye:
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدِ ا لنَّبِىِّ اْلاُ مِىِّ وَ عَلَى اَلِهِ وَ صَحْبِهِ وَ سَلِّمْ
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyil-ümmiyyi ve alâ elihi ve sahbihi ve sellim.
Secdede 70 defa:
سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّنَا وَ رَبُّ الْمَلاَءِكَت وَالرُّوحِ
Sübbûhun kuddûsün rabbünâ ve rabbü’l-melâiketi ver-rûh okunur.
Secdeden kalkıp 1 defa:

رَبِّ اغْفِرْ وَ ارْحَمْ وَتَجَاوَزْ عَمَّا تَعْلَمْ اِنَّكَ اَنْتَ الْاَ عَزُّ الْاَ كْرَمْ

Rabbiğfir verham ve tecâvez ammâ ta’lem inneke ente’l-eazzü’l-ekrem denilir.
Tekrar secdeye varılıp yine 70 defa:

سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّنَا وَ رَبُّ الْمَلاَءِكَت وَالرُّوحِ

Sübbûhun kuddûsün rabbünâ ve rabbü’l-melâiketi ver-rûh okunur.
Secdeden baş kaldırılıp kardeşlerimiz üyelerimiz ve bütün ümmet-i Muhammed için dua edilir duâ yapılır.
Receb-i şerif boyunca ve yaptığımız dualarımızda aşağıdaki dua tavsiye edilmektedir
اَلَّلهُمَّ بَارِكْ لَنَا رَجَبَ وَ شَعْبَانَ وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ
Allâhümme bârik lenâ recebe ve şa’ban ve bellığnâ ramazân...
Regaib gecesinden bir sonra ki gündüzün de (yani cuma günü) öğle ile ikindi arasında, 2 rak’atte bir selam verilerek 4 rek’at bir teşekkür namazı kılınır. Her rek’atte 1 Fâtiha, 7 Âyetül kürsî, 5 ihlası şerif, 5 felak, 5 nâs surei Celileleri okunur.
Namazdan sonra 25 defa:
لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّتَ اِلاَّ بِاللهِ اْلعَلِىِّ الْعَظِيمِ اْلكَبِيرِ الْمُتَعَالِ
Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîmi’l-kebiri’l-müteâl
yine 25 defa:
اَسْتَغْفِرُاللهَ الْعَظِيمَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ
Estağfirullâhe’l-azıym ve etûbü ileyk
Denilip, kardeşlerimiz üyelerimiz ve bütün ümmet-i Muhammed için dua edilir.
___________________________
(1) Buhârî, Ehâdî, 5, Tevhid, 24; Müslim, Kasâme, 29; Ebû Dâvud, Menâsik,
67; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/37, 73.
(2) Ahmed b. Hanbel; Müsned, I/259.
(3) Bkz. İsrâ, 17/1
(4) Tirmizî, Savm,39; İbn-i Mâce, İkame,191, Hadis No:1389
(5) Bkz. Bakara, 2/185
(6) Geniş bilgi için bkz. DİA, V, 475-476
(7) Bkz. Bakara, 2/185
(8) Bkz. Kadir, 97/3
(9) Bkz. Bakara, 2/185
(10) Haşr, 59/18

Zafer Hoca
zuletzt bearbeitet 07.04.2016 11:06 | Top

   

İSLAM VE BİZ MÜSLÜMANLAR
KENDİNİ BİLMEK, ALLAH'Ü TEÂLÂ'YI BİLMENİN ANAHTARIDIR

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz