Camilerde cehri ve yüksek sesle "zikrullah" etmek caiz midir?

#1 von MCK ( Gast ) , 17.12.2011 23:31

CEMAATLE ZİKRULLAH/ 1.Bölüm

Zikir meclislerinde hazır olmak ve Allah (CC) Hz.leri’nin zikri için toplantı yapmaya teşvik hakkında Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz topluca cemaat halinde zikrin münferid yani yalnız zikirden efdal olduğunu bildirmiştir.

Cemaatle zikirde asla bidat bulunmayıp bilakis bu vesile ile Peygamber (SAV) Efendimiz’in teşvik ve emir buyurduğu bir ibadet olduğu güneş kadar meydana çıkıyor. (Etterğibü Vetterhib. Cild2. S.401)

Bir kişi Resulüllah (SAV) Efendimiz’e gelmiş şikayet ederek: “İbni Revaha (RA) çok zikir meclisi kuruyor, Ashab’ı (RA) toplayıp zikir yaptırıyor demiş.

O zaman Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz: “Allah (CC) Hz.leri İbni Revaha’ya (CC) Rahmeti ile muamele eylesin.” buyurmuştur. Çünkü Allah’ın (CC) meleklere karşı zikir meclislerini ve bu meclisi tertib eden Adullah îbni Revaha (RA) Hz.leri’ni ona benzer bahtiyar kullarını Mucizel Beyanında şu şekilde medhü sena ederek

Resul'i Azamında beyan ediyor: “Habibim! Sabah ve akşam Rablarını (CC) zikreden sahabelerinle sen de otur. Onlarla zikre devam ve sabret.”[1]
buyurmakla, bu sabah ve ikindi namazlarından sonra cemaatle zikir yapan sahabelerin içlerine Peygamber (SAV) Efendimiz’in de teşrif edip onların zikrine katıldığını görmekle bu sahabelerin kalblerini takviye, neşe ve şetaretlerini arttırmak ve böylece bu iki kıymetli ve azim sevabı olan vakitlerin faziletini elde etsinler diye Cenab-ı Hak Celle ve Ala Hz.leri, Resulüllah (SAV) Efendimiz’e de onların aralarına katılmasını Ayet-i Kerime’siyle emir buyurmuştur.

Bundan sonra sabah namazını müteakip mescitten ayrılmayıp zikirle meşgul olan cemaatin tam bir hac sevabı kazanacakları ve günahlarının tamamiyle af edileceğine dair müteaddit Hadis-i Şerifler rivayet edilmiştir.

Bir gün Abdullah İbni Revaha (RA) Hz.leri Ashab’dan (RA) topladığı bir cemaate mescitte zikir yaptırıyordu.
Resulüllüh (SAV) Efendimiz bunlara uğradı, buyurdu ki: “Ey cemaat! Sizler öyle bir cemaatsınız ki, Cenab-ı Hak Celle ve Ala Hz.leri:
‘Sabah ve akşam beni zikreden kimselerle sen de otur nefsini onlarla sabret.’[2]
Ayet-i Kerime’sini sizin sebebiniz ile inzal etti.” Sonra Resulüllah (SAV) Efendimiz Ashab’ından (RA) halka kurarak oturmuş cemaatın üzerine vardı, onlara:
“Sizi burada oturtan sebep nedir?” diye sordu. Onlar: “Bizi İslam’a hidayet etmesi ve onu bize ihsan etmesine karşı Allah (CC) Hz.leri’ni zikir ve O’na (CC) hamd edelim diye oturmuş bulunuyoruz.” dediler.

Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz: “Allah (CC) H.leri’nin hakkı için söyleyin, sizi burada toplayıp oturtan sadece bu mudur?” diye sordu. Devamla dedi ki:
“Ben size şüphe etmiş olduğum için yemin teklifinde bulunmuş değilim. Bana Cebrail (AS) geldi ve Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin sizinle meleklere karşı iftihar ettiğini gerçekten bana haber verdi.” buyurdu.[3]


Bir Hadis-i Şerif’lerinde (SAV) Efendimiz buyururlar ki: “Bir cemaat Zikrullah için oturduklarında bunları melaike sarar bunlara dua ederler ve Cenab-ı Hakk’ın (CC) Rahmeti bunları kaplar ve üzerlerine rıdvan ve vekar iner. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri bu kullarını mukarrebin melekleri yanında anar.”[4]
Yine nakledildiğine göre, kıyamet günü olduğu vakit Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin emri ile yüzleri nur gibi parlayan bir takım kimseler, getirilip incilerden yapılmış minberler üzerine oturtulurlar. Hatta şehidler ve Peygamlerler (AS) bile onlara imrenirler.” denmiştir.
Ashab (RA) tarafından bunların kim olduğu sorulduğunda, Resul-i Ekrem (SAV): “Bunlar ayrı ayrı memleketlerden toplanarak Allah (CC) Hz.leri’ni zikreden ve birbirleriyle sevişen kullardır.” buyurdu.[5]

Resul (SAV) Efendimiz yine buyurdu ki: “Her kime ki, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hayır murad ederse, ona salih bir arkadaş ve dost verir de, o arkadaş gaflete düşünce ta zikir yapıyorsa, o da iştirak edip yardım eder.[6] Ehli zikre bu vesile ile daima iyi arkadaş, iyi bir ihvan lazımdır.

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri buyurdu ki: “Size ihvan, yani iyi arkadaş edinmenizi tavsiye ederim. Çünkü dünya ve ahirette size yardım edecek bir cemaattir.”[7]
İmam-ı Ahmed (RA) Hz.leri Müsnedinde şunları zikreder: “Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin kuluyla beraber oluşu, başka hiç bir mahiyyet ve beraberliğe teşbih olunamaz
Mesela Allah-ü Teala (CC) Hz.leri, muhsinlerle, sabirlerle, müttekilerle beraber olduğunu Kur’an-ı Kerim’inde bildirir ve lakin bu beraberlik bunların hiç birine benzemez. Bu beraberliği tarife ve tavsife ne dil ne de ibareler kafi gelir. Bu ancak Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin verdiği manevi zevk ile tadılır ve bilinir.”[11]

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin zikriyle meşgul olanlar Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin emir ve yasaklarından, herkesten çok kaçtıklarından ve O’nun (CC) zikrini de dillerinden bırakmamayı kendilerine şiar edinmişlerdir.
Takva ise insanın cennete girmesine ve cehennemden kurtulmaya sebeptir. Zikrullah ise kulu Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne yakınlığa eriştirir.
Onun için aziz kardeşim! Mümkünse Zikrullahı hiç dilinden kalbinden ve azalarından hiç düşürme ki, selamete eresin. Nebiler Nebisi (SAV) buyurdu ki:
“Dilleri Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin zikriyle devamlı meşgul olan kimseleri, Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri, yüzleri güler olduğu halde cennetine koyacağını beyan buyurmaktadır.”[12]
Camilerde cehren yapılan zikir halkaları nafile namazlar gibi değildir. Bu zikir meclisleri men edilemez, çünkü bunları yasaklayan kimselerin El-Bakara S. A.114’te beyan edilen zalimlerden olacağı bildirilmiştir.
Bundan sakınıp camilerde kurulan zikir meclislerinin yasak edilemeceğini bu Ayeti Kerime açıkça beyan etmektedir.[16]

[1] El-Kehf S. A.28; Mişkatül Mesabih Şerhi Mirkatül Mefatih. Cild3. S.17
[2] El-Kehf S.A.28
[3] Sahib-i Buhari, Müslim
[4] Riyazüssalihin (Ebu Said (RA) rivayet etti)
[5] Envarul Aşikin. S.505
[6] İhyau Ulumuddin. Cild2. S.106
[7] Allah’ı Niçin Anıyoruz? S.128
[8] Tasavvufi Ahlak. Cild2. S.58
[9] Haşiye-i İbni Abidin. Cild4. S.472
[10] Tasavvufi Ahlak. Cild2. S.83
[11] Tasavvufi Ahlak. Cild2. S.93
[12] Ebu Derda (RA) Hz.leri’nin riv.et.Had.Şer.
[13] Tasavvufi Ahlak. S.97
[14] Tasavvufi Ahlak. S.97
[15] El-Feth S. A.26
[16] Allah’ı Niçin Anıyoruz? S.30


2.Bölüm
Camilerde cehri ve yüksek sesle zikrullah etmek caiz midir?
Cevap;
Kerahat dahi olmadan caizdir. (Ali Cemali Efendi Fetvalari)

Fakih Ebul-Leys, Tenbihulgafilin isimli eserinde demistir ki;
“Mescitlerde zikrullah disinda sesi yükseltmek haramdir.”

Imam Gazali insanoglunun tek basina Allah'i zikretmesiyle cemaatin zikretmesini, tek basina ezan okumasi ve cemaatin (birkaç müezzinin birden) ezan okumasina benzetmis ve söyle buyurmustur

“ Nasil ki cemaatle ezan okuyan müezzinlerin sesleri havanin yogunlugunu tek müezzinden daha fazla yariyorsa; cemaatin zikri de kalbin üzerinde tesir ve kalin gaflet perdelerini kaldirmak bakimindan tek kisinin zikrinden üstündür. (Ibn-i Abdin Terc)

Ebu Said Hadimi Hz.leri El Berika kitabinda buyuruyor ki:
“Zikrin açiktan yapilmasina gelince onu bazilari men ettiler, digerleri de caiz gördüler. Fakat Bezzaziye isimli fikih kitabindaki sözün neticesi Cevaz yönünün tercih edilmesi eserlerden ve fakihlerin kavillerinden muhalif olan yönün ise te'vil edilmesidir.”
Ebussuud Efendi merhumun cehri zikir hakkinda ki risalesinin neticesi ancak cehri zikri caiz kilmaktir. Ve mutlak sekilde onun (asikâr zikrin)kilinmasidir. Iki tarafin delillerini birlestirmek ve tercih etmekle hususi bir risalede açiktan zikrin caiz olusunu genis bir sekilde anlatmis olduk.MCK

MCK
zuletzt bearbeitet 21.12.2011 08:24 | Top

   

SESLİ ZİKİR ve SAHABE
AYETLERLE MÜ’MİNLERİN ÖZELLİKLERİ

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz