Muminun Süreesi Meal Ve Tefsiri 72-95

#1 von Kurban , 25.01.2023 05:49

Muminun Süresi Meal Ve Tefsiri

اَمْ تَسْـَٔلُهُمْ خَرْجاً فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيْرٌࣗ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقٖينَ ﴿٧٢﴾
72. Sen onlardan bir karşılık mı istiyorsun ki! (İstemezsin, çünkü) rabbinin vereceği karşılık daha hayırlıdır; O, rızık verenlerin en üstünüdür.

وَاِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ ﴿٧٣﴾
73. Gerçek şu ki sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

وَاِنَّ الَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ عَنِ الصِّرَاطِ لَنَاكِبُونَ ﴿٧٤﴾
74. Âhirete inanmayanlar ise ısrarla yoldan sapmaktalar.

وَلَوْ رَحِمْنَاهُمْ وَكَشَفْنَا مَا بِهِمْ مِنْ ضُرٍّ لَلَجُّوا فٖي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿٧٥﴾
75. Onlara merhamet edip de içine düştükleri sıkıntıyı gidersek yine de büyüklük taslayarak körü körüne taşkınlıklarını sürdürürler.

وَلَقَدْ اَخَذْنَاهُمْ بِالْعَذَابِ فَمَا اسْتَكَانُوا لِرَبِّهِمْ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ ﴿٧٦﴾
76. Andolsun biz onları ağır sıkıntılara soktuk da yine rablerine boyun eğmediler, hâlâ da O’na yakarmıyorlar.

حَتّٰٓى اِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَاباً ذَا عَذَابٍ شَدٖيدٍ اِذَا هُمْ فٖيهِ مُبْلِسُونَࣖ ﴿٧٧﴾
77. En sonunda üzerlerine çok şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de görürsün ki onlar bu durumda tam bir şaşkınlık ve ümitsizlik içine düşmüşlerdir.
Tefsir
Bu ifadelerden, Hz. Peygamber’in peygamberlik görevi için bir karşılık talep etmiş olabileceği hatıra gelmemelidir. Resûlullah’a hitap eden âyetin anlatmak istediği şudur: Sen onlardan bir ücret mi istiyorsun ki kendilerine Allah’ın âyetlerini okuduğunda dönüp gidiyorlar! Böyle bir durum yok; çünkü görevini yapmanın karşılığı olarak Allah seni daha iyisi ile ödüllendirecektir. Senin tek amacın, onları “dosdoğru bir yol”a yani İslâm’a çağırmaktır. Fakat Resûlullah’ın bütün çabalarına rağmen Mekke putperestleri doğru inanca ve yaşayışa götüren yoldan sapıyorlardı. 74. âyetten, bu sapmanın önemli bir sebebinin âhiret hayatını inkâr etmek olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü âhiret inancı kaçınılmaz olarak insanı sorumluluklarının idrakine varmaya zorlayacak, bu da onun nefsânî isteklerini, duygusal eğilimlerini aşarak din ve dünya hayatıyla ilgili konularda doğru kararlar vermesini, doğru hareket etmesini ve sonuçta sûrenin başında müminlerin nitelikleri olarak zikredilen davranışları sergileyerek kurtuluşa ermesini sağlayacaktır. Ancak 75. âyetin ifade ettiğine göre bu müşrikler inat ve inkâra öylesine saplanmışlar ki, Allah kendilerine acıyıp da içine düştükleri kuraklık, kıtlık, can ve mal kaybı gibi sıkıntıları kaldıracak olsa yine de sapkınlık ve azgınlıkları içinde bocalayıp duracaklar, kendilerini kurtaran Allah’ın birliğini tanıyıp hükümlerine boyun eğme basiretini göstermeyeceklerdir. 76. âyete göre Allah Teâlâ’nın onları bu tür acılarla sıkıştırması da akıllarını başlarına almalarını sağlamamıştır. Fakat bir gün gelip de Allah onların üzerlerine “çok şiddetli bir azap kapısı açtığı zaman” akılları başlarına gelecek, ama iş işten geçtiği için tam bir şaşkınlık ve ümitsizlik içine düşeceklerdir.
Bir yoruma göre “çok şiddetli azap”tan maksat, putperestlerin Bedir Savaşı’nda uğradıkları yenilgidir (Taberî, XVIII, 45); çünkü bu onların müslümanlar karşısındaki ilk yenilgileriydi. Bu savaşta bazıları öldürülmüş; kalanlar için de müslümanlara karşı zulüm ve haksızlık yapma dönemi son bulmuş, bocalama ve gerileme dönemi başlamıştır. Buradaki “azap” ile âhiret azabının, Mekke’nin fethiyle uğradıkları büyük yenilginin veya kıtlık ve kuraklık gibi ekonomik felâketlerin kastedildiği de söylenmiştir (Şevkânî, III, 557).
وَهُوَ الَّـذٖٓي اَنْشَاَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْـِٔدَةَؕ قَلٖيلاً مَا تَشْكُرُونَ ﴿٧٨﴾
78. Sizi kulaklar, gözler ve akıllarla donatan O’dur. Ne de az şükrediyorsunuz!

وَهُوَ الَّذٖي ذَرَاَكُمْ فِي الْاَرْضِ وَاِلَيْهِ تُحْشَرُونَ ﴿٧٩﴾
79. Sizi yeryüzünde yaratıp yayan da O’dur. Nihayet O’nun huzurunda ­toplanacaksınız.

وَهُوَ الَّذٖي يُحْـيٖ وَيُمٖيتُ وَلَهُ اخْتِلَافُ الَّيْلِ وَالنَّهَارِؕ اَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿٨٠﴾
80. Yaşatan da öldüren de O’dur. Gece ile gündüzün yer değiştirmesi de O’nun eseridir. Artık aklınızı kullanmayacak mısınız?
Tefsir
Allah’ın âyetleri üzerinde düşünecekleri yerde onlara karşı direnen, peygamberin bütün iyi niyetli ve özverili çabalarına rağmen inatla yanlış yolda giden, azgınlık ve sapkınlıklarından vazgeçmeyen inkârcılar eleştirildikten sonra burada da muhatabın sağduyusuna hitap edilerek onu bu tür yanlış inanç ve tutumlardan kurtarmak maksadıyla Allah’ın birliğini ve gücünü yansıtan olgulardan üçüne değinilmektedir. Bunların ilki, insanın kendisini insan yapan bilgi yetenekleriyle donatılması, ikincisi insanoğlunun yeryüzünde yaratılıp türetilmesi, çoğaltılması, doğum-ölüm çizgisinde hayatın sürüp gitmesi, üçüncüsü de gece-gündüz değişimidir. Bu kanıtların ilki bilgi olayına, ikincisi insanın biyolojik ve antropolojik gelişmesine, üçüncüsü de kozmolojiye dairdir. Bunların en önemlisi bilgi konusu olduğu için Allah’ın insana bu konudaki lutfu en başta hatırlatılmış, bundan dolayı O’na şükretmek gerektiğine işaret edilmiştir. Kuşkusuz buradaki şükrün anlamı, insana bilme gücü veren kudreti tanıyıp bilgi vasıtalarını ve güçlerini, O’nun iradesi yönünde, amacına en uygun ve en verimli bir şekilde kullanma anlamına gelir. 80. âyetin sonundaki “Artık aklınızı kullanmayacak mısınız?” şeklindeki ifade de bunu göstermektedir.Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 39

بَلْ قَالُوا مِثْلَ مَا قَالَ الْاَوَّلُونَ ﴿٨١﴾
81. Buna rağmen onlar hâlâ eskilerin dediklerine benzer şeyler söylüyorlar.

قَالُٓوا ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَاباً وَعِظَاماً ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَ ﴿٨٢﴾
82﴿. Diyorlar ki: “Sahi biz, ölüp de toprak ve kemik yığını haline gelmişken mi, yeniden mi diriltilecekmişiz?

لَقَدْ وُعِدْنَا نَحْنُ وَاٰبَٓاؤُ۬نَا هٰذَا مِنْ قَبْلُ اِنْ هٰذَٓا اِلَّٓا اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَ ﴿٨٣﴾
83. Doğrusu daha önce de hem bize hem atalarımıza böyle bir vaadde bulunulmuştu. Ama bu, geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Tefsir
Allah, putperestlere kendi varlığını ve kudretini kanıtlayan deliller sıralayıp akıllarını kullanmaya çağırırken onlar yine de inkârcılıkta direnmişlerdir. 81. âyet, bu inkârcı tavrı, özellikle öldükten sonra dirilmeyi reddetme örneği üzerinde tartışmaktadır. Âyete göre ikinci hayatı inkâr etmek sadece müşrik Araplar’a özgü olmayıp eski bir inkâr geleneğidir. Müşriklerin bu inkârlarını kanıtlamak için ileri sürdükleri iddia da günümüz materyalistlerine kadar her dönemdeki inkârcıların ileri sürdükleri mâlûm argümandır: “Çürüyüp toprağa karışmış beden nasıl tekrar canlanabilir? Bu eski bir masaldır!”Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 39-40

قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ فٖيهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٨٤﴾
84.De ki: “Biliyorsanız söyleyin, bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?”

سَيَقُولُونَ لِلّٰهِؕ قُلْ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ ﴿٨٥﴾
85. “Allah’a” diyecekler. “O halde düşünmez misiniz?” de.

قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمٰوَاتِ السَّبْعِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْعَظٖيمِ ﴿٨٦﴾
86. “Peki yedi göğün rabbi, yüce arşın rabbi kimdir?” diye sor.

سَيَقُولُونَ لِلّٰهِؕ قُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ ﴿٨٧﴾
87﴿. “Bunların rabbi Allah’tır” diyecekler. “O halde Allah’a saygınız yok mu?” de.

قُلْ مَنْ بِيَدِهٖ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ يُجٖيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيْهِ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٨٨﴾
88. “Biliyorsanız söyleyin, bütünüyle varlığın yönetimi elinde olan, kendisi her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmaya muhtaç olmayan kimdir?” de.

سَيَقُولُونَ لِلّٰهِؕ قُلْ فَاَنّٰى تُسْحَرُونَ ﴿٨٩﴾
89. “Hepsi Allah’a aittir” diyecekler. “O zaman nasıl olup da böyle büyülenmiş gibi davranıyorsunuz?” de.

بَلْ اَتَيْنَاهُمْ بِالْحَقِّ وَاِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿٩٠﴾
90. Doğrusu biz onlara hakkı bildirdik, onlar ise kesinlikle yalancıdırlar.
Tefsir
Bu âyetlerin birinci amacı, Allah’ın yüce kudretinin kesin kanıtlarını ortaya koyarak inkârcıların, yeniden dirilmeyi imkânsız gören iddialarını reddetmek; ikincisi de Allah’tan başka, tanrı kabul etmeye ve tapınmaya değer hiçbir varlık bulunamayacağını kanıtlamaktır (Râzî, XXIII, 115-116).
“Allah’a saygı” şeklinde çevirdiğimiz 87. âyetteki ittika kavramı sözlükte “bir tehlike karşısında akıllı davranarak önlem alma, tehlikeye karşı bir şeyi siper edinme, kendini koruma altına alma” mânasına gelir. Kelime “kişinin iman ve ibadetinin himayesinde kendisini âhiret azabına karşı koruması” anlamında kullanılmaktadır (bilgi için bk. A‘râf 7/26). “... büyülenmiş gibi davranıyorsunuz” şeklinde çevirdiğimiz 89. âyetin sonundaki tüsharûn fiilinin sözlük anlamı “sihirlenme, büyülenme”dir. Kelime burada, “büyülenmiş gibi şuursuz ve akılsız davranmaktan, aklını kullanmaktan mahrum kalma” anlamında kullanılmıştır. Gerek bu âyetin gerekse bundan önceki âyetlerin sonlarında yer alan eleştiri ve uyarılarda bilgiye, düşünüp taşınmaya, Allah’a saygıya ve şuurlu davranmaya vurgu yapılmak suretiyle insanlığın yalnız dünyevî sorunlarını değil, dinî ve metafizik sorunlarını çözmede de zihinsel faaliyetin, akıl ve bilgi verilerinin ne kadar gerekli olduğuna işaret edilmektedir.
Müşriklerin 84-89. âyetlerdeki sorulara verdikleri cevaplar, onların Allah’a, O’nun sınırsız kudret ve hâkimiyetine inandıklarını göstermektedir. Bu durumda onların, bir yandan bu inanca sahip olurken diğer yandan Allah’ın peygamber ve kitap göndermesini, âhiret hayatını gerçekleştirmesini imkânsız görmeleri bir çelişki olduğu gibi bu tür inkârcı tutumlarıyla onlar “kesinlikle yalancı” olduklarını da ortaya koymuş bulunuyorlardı.

مَا اتَّخَذَ اللّٰهُ مِنْ وَلَدٍ وَمَا كَانَ مَعَهُ مِنْ اِلٰهٍ اِذاً لَذَهَبَ كُلُّ اِلٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍؕ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ ﴿٩١﴾
91. Allah asla çocuk edinmemiştir. O’nunla beraber başka bir tanrı da yoktur; aksi taktirde her tanrı kendi yarattıklarını alıp bir tarafa çekilir ve mutlaka o tanrılardan biri diğerine baskın gelmeye çalışırdı. Doğrusu Allah o müşriklerin yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir.

عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَࣖ ﴿٩٢﴾
92. Allah görünmez âlemi de duyularla algılanan âlemi de bilmektedir. O, putperestlerin kendisine ortak saydığı şeylerden çok uzaktır.
Tefsir
İnkârcıların en büyük yalanlarından biri Allah’ın çocuk edindiği yolundaki iddiaları, diğeri de Allah’tan başka tanrılar bulunduğu şeklindeki bâtıl inançlarıdır. Müşrik Araplar, melekleri Allah’ın kızları sayar, putlarının tanrısal güçlere sahip olduğunu ileri sürerlerdi. Âyette Araplar’ın bu bâtıl telakkilerinin yanında, Hz. Îsâ’nın Tanrı’nın oğlu olduğunu ileri sürerek ona ilâhî nitelik ve işlevler yükleyen hıristiyanların da kastedildiği düşünülebilir (Râzî, XXIII, 117).
Sonuç olarak Tanrı mutlak, sonsuz, sınırsız ve ortaksız irade, güç ve hâkimiyet sahibi varlık demektir. Âyetin devamı bu gerçeği dile getirmekte ve eğer iki tanrı varsa mantıkî olarak evrende iki yönetim alanı doğacağını, her tanrının kendi iktidar sahasında kendi yönetimini sürdüreceği gibi, ayrıca tanrıların birbiriyle hâkimiyet yarışına gireceklerini bildirmekte; bu suretle evrenin düzeninin bozulacağına işaret etmektedir.
Allah, gerek varlığı gerekse yaratma ve yönetimi açısından kendisinin ortağı, dengi bulunduğu anlamına gelebilecek her türlü nitelemelerden, iddia ve isnatlardan münezzehtir.Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 40-41

قُلْ رَبِّ اِمَّا تُرِيَنّٖي مَا يُوعَدُونَۙ ﴿٩٣﴾
93. De ki: “Rabbim! Eğer onların tehdit edildiği hali bana göstereceksen;

رَبِّ فَلَا تَجْعَلْنٖي فِي الْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ ﴿٩٤﴾
94. Bu durumda beni zalimler topluluğunun içinde bulundurma rabbim!”

وَاِنَّا عَلٰٓى اَنْ نُرِيَكَ مَا نَعِدُهُمْ لَقَادِرُونَ ﴿٩٥﴾
95. (Resulüm!) Onları tehdit ettiğimiz durumu sana göstermeye elbette ki kādiriz.
Tefsir
Allah’ın inkârcıları tehdit ettiği hal, onların varlıklarına son verecek olan belâ ve felâkettir (Şevkânî, III, 559). Kuşkusuz Resûl-i Ekrem, böyle bir felâket sırasında Allah’ın bir peygamberi felâketi hak etmiş olanlar arasında bulundurmayacağını biliyordu. Şu halde buradaki dileği bu hususta bir kuşkusu olduğu anlamına gelmeyip bu bilgisine rağmen Allah’ın dilediğini yapmaya muktedir olduğunu ikrar etme ve O’na kulluğunu arzetme amacı taşımaktadır.Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 42

 
Kurban
Beiträge: 1.052
Punkte: 651
Registriert am: 19.08.2010

zuletzt bearbeitet 26.01.2023 | Top

   

Muminun Süresi Meal Ve Tefsiri 96-118
Muminun Süresi Meal Ve Tefsiri 51-71

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz