Kafirun Süresi Meal Ve Tefsiri

#1 von HMCK ( Gast ) , 03.03.2022 05:59

Kafirun Süresi Meal Ve Tefsiri
Hakkında
Mekke döneminde inmiştir. 6 âyettir. “Kâfirûn”, inkârcılar demektir.
Nuzül
Mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûredir. Mâûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Şevkânî, V, 597). Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber’den bir sene kendi ilâhlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun ilâhına tapmalarını istemişler.İstersen mal ve kızlarımızı verelim teklifin de bulundular. Hz. Peygamber de “Allah’a bir şeyi ortak koşmaktan yine O’na sığınırım!” demiş; bu defa Kureyşliler, “Bizim ilâhlarımızdan bazılarını istilâm et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilâhına ibadet edelim” demişler. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi inmiştir (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî, XX, 225).Başka bir rivayetde Ebu Salihin İbni Abbas tan rivayetine göre içlerin de el Velid ibnul Muğira,el As ibni Vail ve el Esve ibni Abdi Yağus un da bulunduğu Hz.Peyğambere amcası el Abbas ibni Abdul Muttalib e gelmişler.Ey Ebul fadıl,kardeşinin oğlu bizim ilahlarımızdan bazısını kabül etse,biz de onun söylediğini tasdik edip onun ilahına iman etsek.demişler.Abbas da Hz.Peyğamber e gelip onların sözlerini haber vermiş ve işte bunun üzerine bu süre nazil olmuştur.
Konusu
Sûrede Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilmekte ve inancın şirkten uzak tutulması istenmektedir.
Fazileti
Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygam­ber’in, “Kul hüvellahu ehad Kur’an’ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte birine denktir” buyurduğunu; Sahâbe’den birine, “Uyumak üzere yatağına yattığında Kul yâ eyyuhel-kâfirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” dediğini naklederler (İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkânî, V, 597-598).
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Bismillahirrahmanirrahim Rahman Ve Rahim Olan Allahın adıyla

قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْكَافِرُونَۙ ﴿١﴾
﴾1﴿ De ki: “Ey inkârcılar!
لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ ﴿٢﴾
﴾2﴿ Ben sizin tapmakta olduğunuz şeylere tapmam.
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾
﴾3﴿ Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.
وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾
﴾4﴿ Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُؕ ﴿٥﴾
﴾5﴿ Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.
لَكُمْ دٖينُكُمْ وَلِيَ دٖينِ ﴿٦﴾
﴾6﴿ Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”
Tefsiri
Tevhid ilkesinin sembolü olarak Mekke döneminin ilk yıllarında inen bu sûrede Mekkeli müşriklerin şahsında bütün putperestlere ilân edilmek üzere iman ile şirkin ayrı şeyler olduğu, bu iki inanç sistemi arasında bir benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla ikisinin birlikte bulunmasının, iki inanç arasında bir uzlaşmaya gidilmesinin mümkün olmadığı kesin olarak ifade edilmiştir.
Bazı müfessirlere göre 2-3. âyetlerde, gelecekte Hz. Peygamber’in müşriklerin taptığına tapmayacağı, onların da Hz. Peygamber’in taptığına tapmayacakları ifade edilmiş; 4-5. âyetlerde ise halihazırda da onların tutumlarının farklı olmadığı bildirilmiştir. Ancak Şevkânî bu yorumu reddetmekte, 4-5. âyetlerin 2-3. âyetlerdeki gerçeği pekiştirdiğini söylemekte; bu tekrarlara dil kurallarından ve Arap şiirinden örnekler getirmekte, Hz. Peygamber’in hadislerinde de benzer tekrarların bulunduğunu ifade etmektedir (bk. V, 599-600). Bizim tercihimiz de bu yöndedir. Zira 2-3. âyetlerde Hz. Peygamber’in şahsında müminlerin sadece bir Allah’a kulluk etmeleri emredilmiş, Allah’a ortak koşanlarla gerek inanç gerekse ibadet bakımından hiçbir şekilde benzerliklerinin bulunmadığı vurgulanmıştır. 4-5. âyetlerde ise Hz. Peygamber’i kendi dinlerine döndürmek isteyen putperestlerin ümidini kırmak maksadıyla söz tekrar edilmiştir. “Sizin dininiz size, benim dinim banadır” şeklinde tercüme ettiğimiz 6. âyet, daha geniş kapsamlı ve daha vurgulu bir şekilde önceki âyetleri tekit eder ve bu iki din arasında uzlaşmanın olamayacağını gösterir. Zira bu iki dini uzlaştırmak, hak ile bâtılı uzlaştırmak anlamına gelir.
Son âyetten din, vicdan ve ibadet özgürlüğünün esas olduğu, kimse­nin herhangi bir dine girmeye zorlanamayacağı anlamının da çıkarı­labileceğini düşünen bir kısım müfessirler bu âyetin müşriklere karşı savaşılmasını emreden âyetle (bk. Tevbe 9/36) neshedildiğini yani hükmünün kaldırıldığını ileri sürmüşlerdir. Ancak bizim de katıldığımız görüşe göre âyetin hükmü kaldırılmamıştır; çünkü burada bir emir veya yasak değil, bir vâkıanın tesbiti ve ifade edilmesi (haber) söz konusudur; haber ise Allah’tan olduğu için gerçektir, hükmü değişmez (bk. Şevkânî, V, 600).Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: Sayfa:704-705
Not:
Kafirun Suresi neye iyi gelir?
Kafirun Suresi kötülüklerden korunmak amacı ile Allah'a sığınmak için okunan surelerden biridir. Maddi ve manevi açıdan güçlenmek isteyen Müslümanların bu sureyi düzenli olarak okuması gerekmektedir.

HMCK
zuletzt bearbeitet 24.03.2022 06:38 | Top

   

Nasr Süresi Meal Ve Tefsiri
Kevser Süresi Meal Ve Tefsiri

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz