İSLAM’DA KADININ HAKLARI
"Birisine bir kız çocuğu müjdelenirse, üzüntüsünden yüzü simsiyah
kesilir..." (Nahl:58 ) Bu âyette Allah (c.c.) cahiliyyet insanının kadına
bakışını anlatır ve takbih eder. Halbuki, "Allah diledigine kız, dilediğine
erkek, dilediğine ikisini birden verir, dilediğini de kısır yapar.(Şûrâ:49)
Kadın da tıpkı erkek gibi doğar, erkek gibi insan yavrusudur. Şefkatte ve
hediyede aralarını ayırırlarsa, anne baba sorumlu olurlar. Peygambe-rimizin
vasiyyetini gözetmemiş olarak şefaatten mahrumiyeti hak ederler. Cahiliyyet
duygularının insanlarda zaman zaman depreşeceğini bildiği için, Efendimiz
kız çocuklarının, eğitimini özellikle vurgular ve "üç, iki, hattâ bir kız
çocuğunu, haklarını koruyarak yetiştiren babanın, Cennette kendisiyle
beraber olacağını" (İbn Mâce) duyurur. Çocuğun kız doğmasında da erkekte
olduğu gibi, "Şükür" olarak "akîka" kurbanı kesilir. İsmi güzel verilir,
zorunlu eğitimi yaptırılır. Gerekli cinsel bilgileri anneden alır.
Kur'ân'da ve Sünnette ilme teşvik eden hiç bir nas, kadınları bundan
ayırmaz. Tersine, ihmale uğrayacaklarını bildiği için, Peygamberimiz
özellikle kadın eğitimini tavsiye etmiş. haklarının korunmasını
emretmiştir. Onun devrinde "müctehid" olan kadınlar yetişmiştir. (Meselâ
Resûlüllah'ın (s.a.) zevceleri Âişe validemiz bunlardan biridir.) Şimdi hep
beraber okuyalım:
01.HAK:Kadın hiçbir konuda erkekten ayrı tutulmadan büyütülmüş ve
yetiştirilmiş, sıra evlenmesine gelmiştir. Damat adayını görmesi bir hakkı
ve aynı zamanda bir sünnettir. Beğenmezse reddeder, velîlerin ve damat
adayının ısrarı hiçbir şeyi değiştirmez.
02.HAK:Evlenirken ağırlığını koyar, damat adayından istediği kadar "mihir"
alır. Mihir onun Allah'ça belirlenmiş en tabii hakkı ve hayat garantisidir.
Harcama sahası, meşru çerçevede tamamen kendi iradesine bağlıdır. Mihrini,
ya da varsa diğer mal varlığını, hayır yolunda harcayabileceği gibi ticarî
işletmelerde kullanabilir, şirketler kurar, şirketlere hisse senetleriyle
ortak olur, kazanır ve kazandığını da istediği yerde harcar. Çünkü kendi
sosyal güvenliği, kocaya varmakla garanti altına alınmıştır.
03.HAK:Ev için ve kendisi için gerekli bütün zarûri harcamalar erkeğin
sırtınadır. Erkek, elbiseni ya da süs malzemeni kendi kazancınla al,
diyemez. Kendi varlığı ölçüsünde kadının nafakasını sağlamak zorundadır.
Sağlayamayacaksa evlenemez. Evlendikten sonra sağlamaz-sa, kadının boşanma
talebi olumlu sonuçlanır.
04.HAK:Kocası onu tahkir edemez, onun hayat arkadaşı olduğunu unutmamak
zorundadır, darılıp evinde yalnız bırakamaz. Erkeğin en hayırlısı, kadına
en iyi davranandır. (Buhâri,Müslim)
05.HAK:Evde hanımıyla şakalaşmak, eğlenmek ve onu eğlendirmek kocanın
görevlerindendir.
06.HAK:Kadının hak-hukuk tanımayıp isyan etmesi dışında, sudan bahanelerle
erkek karısını dövemez, (Karının dövülmesi konusunda Kur'ân-ı Kerîm
(Nisâ:34) âyeti ve tefsirlerine bakılabilir. Örnek olarak bk. Ibn Kesîr
N/257; Kurtubî NI/170,172,173; Elmalı N/1351; Ebû Dâvûd, menâsik 56; Ibn
Mâce, menâsik 84; Müslim hac 147; Tirmizi, Rada'11; Ebû Dâvûd, menâsik 56;
Halebî Sağîr s. 395; Halebî Kebîr,s: 621; Canan, Terbiyes. 391)
07.HAK:Hastalık kıskançlığından kaynaklanan şüphesinden ötürü karısını anî
baskınlarla rahatsız edemez. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadîslerinde
ailesinden uzun zaman ayrı kalan birisinin, haber vermeden gece ansızın eve
gelmesini yasaklamıştır. Bunda ayrıca koltuk altı, etek tıraşı ve süslenip
taranmayla kocasına hazırlık yapabilme imkânı bulması da, sebep olarak
zikredilmiştir. (Bu konuda bir hadîs-i şerîfin meâli şöyledir:
"(Uzaklardan) geceleyin geldiğinde hanımmn yanına girme ki, bıçak kullanıp
tıraş olsun, dağınıksa tarasın. (gelişine hazırlansın)"
(Buhârî,Müslim,Dârimî,Müsned) Hadîs şerhleri buna sebep olarak bir de, eve
geceleyin aniden girmesinin, hanımının ihanetinden şüphelendiği anlamına
gelebileceği ihtimalini gösterirler.)
08.HAK:Kocanın karısını cinsel yönden tatmin görevi de vardır.
Peygamberimiz, karısını düşünmeden, işini bitirerek hemen inen insanları
horoza, yani hayvana benzetmiş ve sevişip okşama olmadan cinsel ilişkiye
geçilmemesini tavsiye etmiştir. (Deylemî'den, Gazâlî, Ihyâ N/52 (Terc.
N/129); Ayrıca bk. Suyutî, el Camiu's-sağîr (Fethu'I-Kadîr ile) VI/323)
Çünkü erkek bakmakla hemen tahrik olabilir, ama kadın cinsel ilişkiye ancak
uzun bir okşama döneminden sonra hazır hale gelir. İyi bir erkek, karısını
bu işe hazırlamayı başarabilen ve kendi doyduğu gibi onu da doyurabilen
erkektir. Cinsel ilişkide sadece kendisini düşünen erkekler, karşısındakine
zulmettiklerini ve işkence ederek zevk aldıklarını unutmamalıdırlar.
09.HAK:Evlendikten sonra bir yıl içerisinde hiç cinsel ilişki yapamayan
erkekten kadının ayrılma hakkı vardır.
10.HAK:Kadın "peşin mihrini" almadan kendisini erkeğe teslim etme-yebilir.
11.HAK:Kadının nafakası gibi, tedavisi ve ilâç harcamaları da kocaya
aittir.
12.HAK:Kadın ekmek yapamayan birisi ise, erkek hazır ekmek almak
zorundadır.
13.HAK:Süslenmesini istiyorsa, süs malzemeleri ve koku masrafi erke- ğe
aittir.
14.HAK:Yılda yazlık ve kışlık olmak üzere iki takım elbise erkeğe aittir.
Anlaşmazlık söz konusu olursa elbisenin nitelikleri mahalli idarelerce
tesbit edilir.
15.HAK:Kadın, kocası sefere çıkarken, gelmediği günler için nafakasına,
ondan kefil alabilir.
16.HAK:Âdetli günlerinde kocasından ayrı yatmak isterse, ayrı bir yatak
istemek hakkıdır.
17.HAK:Durumuna göre kadın kocasından hizmetçi isteyebilir. Hizmetçinin
ücreti kocasına aittir.
18.HAK:Örfe göre kadınların yapmaması ayıplanan ev işleri dışında kadın,
hiçbir iş yapmak zorunda değildir.
19.HAK:İhtiyaç duyarsa kocasıyla aylık nafaka miktarında anlaşırlar.
Yetmediğini anlarsa artırmasını ister, koca kabul etmezse mahkemeye
başvurabilir.
20.HAK:Kadın kocanın yakınlarını istemediği takdirde, kocası onu müstakil
bir evde oturtmak zorundadır. Buna sebep olarak, kocasıyla oynaşmak ve
yararlanmak arzusuna, onların bulunmasının engel olacağı gösterilmiştir.
Hattâ cinsel ilişkiyi bilmeyecek kadar küçük olan çocuğu dışındakiler için
de aynı sebeble ayrı odalar istemek, kadının hakkıdır.
21.HAK:Kadının, haftada bir kez anne-babasını ziyaret hakkı vardır, erkek
buna engel olamaz.
22.HAK:Erkeğin haklarına bir zarar vemeyen meşru işlerde; kadının meşru
çerçevede çalışmak hakkıdır.
23.HAK:Âdet ve lohusalıktan ötürü hamama gitmek istediği takdirde, hamam
parasını erkek verir, ancak hamamda avret yerlerinin açılmama-sına riayet
edilmediği biliniyorsa, kadın hamama gönderilmez.
24.HAK:"Ric'î" (dönülebilir) ya da "bâin" talakla boşanan karısının her
türlü nafakasını, iddeti içerisinde erkek verir.
25.HAK:Bir seçim sözkonusu olduğunda kadının seçme hakkının bulunduğunu
çoğu İslâm bilginleri söylemişlerdir. Çünkü onların böyle bir hakkının
olmadığına dair hiçbir delil yoktur. Kaldı ki seçme, "bey’at" tan
ibarettir. Halbuki, Peygamberimiz kadınlardan da bey'at almıştır. (bk.
Kur'ân-ı Kerîm 60/12 âyeti ve tefsirleri.) Hz. Ömer'den sonra seçilecek
halife için, evlenmemiş genç kızlar dahil, herkesten fikir alınmıştır.(bk.
Muhammed Hamîdullah, İslâm Müesseselerine Giriş Ist.1981, s. 112 (Ibn
Kesîr'den nakil))
26.HAK:Nihayet kadın öldüğünde kefeni de kocasına aittir. (Özet olarak
sunduğumuz bu maddelerin daha geniş bir açıklaması için bk. İbn Âbidîn,
Reddü'l-muhtâr, Mısır 1380 (1960) NI/571 vd. Ayrıca bütün fıkıh
kitaplarının nafaka bölümleri ve özellikle Serahsî, Mebsût V/180 vd.)
Bu söylediklerimiz bütün fıkıh kitaplannda kadının erkek üzerindeki hakları
sayılırken açıklanan konulardan sadece birkaç örnektir. Sonra bunlar birer
tavsiye niteliğinde değil, yaptırımı olan kanûni haklardır. Karadeniz'de,
Anadolu'da. şurada-buradâ kadınlar çalıştırılıyor ve ancak erkeğin
yapabileceği zor işler altında eziliyorlarsa, bunun suçu İslam'ın değil,
İslâmı onların hayatından uzaklaştıranların olsa gerektir.,
Görüldüğü gibi kadın geçim konusunda hiçbir derdi ve endişesi olmayan, yani
alabildiğine sosyal güvenliği bulunan bir insandır. Ve bütün bunlar bir
anlaşmazlık sözkonusu olduğunda mahkeme kararı ile belirlenecek olan kanunî
haklardır. Yoksa Islâm'da karı-koca birbirinden devamlı hak koparmak için
çekişip duran iki düşman kutup değildirler. Birbirlerini tamamlayan,
birbirlerine yardım eden, destek olan, huzur ve moral kaynağı oluşturan,
bir bütünün iki yarım parçasıdırlar. Tıpkı Peygambe- rimiz'in ev işlerine
yardım etmesi, Hz. Ali ile eşi Fatıma arasında iş bölümü yapması gibi.
Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen |