[b]FAZLA SİNİRLİ OLMANIN ZARARLARI[/b]

#1 von Gast , 29.01.2013 20:09

FAZLA SİNİRLİ OLMANIN ZARARLARI

Öncelikle şu hususu bilmek gerekir ki... Rabbimiz tarafından bize verilen maddi ve Manevi değerlerin duyguların hislerin hepsinin bir gayesi hikmeti ve hedefi vardır. Boşu boşuna verilen hiçbir şey yoktur. Her uzvun vücudumuzdabir görevi olduğu gibi, her duygununda bir görevi vardır. Mevzumuz olan öfke sinir kızgınlıkta böyledir. Herhangi bir şeyin zararlı veya faydalı olma hali o şeyi yerli yerinde ve ölçülü bir şekilde kullanmaya bakar. Şimdi kısa olarak bu üç kavramın veriliş hikmeti, faydası ve zararları nelerdir ve zararlarından nasıl korunuruz :
Verilişindeki hikmetler... Allah cc Mutlak Hikmet sahibidir. Bizim fıtratımızda yarattığı öfke sinir ve kızgınlık hallerinin de mutlaka hikmetleri ve güzellikleri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Birincisi... Zararlı olan şeylerin zararından sakınmak için bize Kuvve-i Gadabiye yani öfkelenme kızma hisleri verilmiştir. Yeri geldiği zaman malını canını namusunu ve vatanını koruması için insan bu duygularla donatılmıştır. Bu duygular yerli yerinde ve dozajında kullanıldığı zaman bizi koruyan savunmaya sevk eden ve kişinin kahramanlığına yol açan bir vasıta olur.
İkincisi... Bilindiği gibi dünya bizim için bir sınanma ve manen terakki etmenin yeridir. Yine bilindiği gibi kahramanlık, pehlivanlık, şampiyonluk, birincilik gibi kavramlar karşısında bulunan rakipleri yenmek ile olmaktadır. Bizde Allah katında derece almak ve maneviyatta ilerlemek istiyoruz.
Bu sahada bizim rakiplerimiz nefis şeytan sinir öfke kızgınlık nefret kötü çevre kötü arkadaş gibi şeylerdir. Bu durumda Allahın emrettiğine diğerleri müdahale edecek. Allahın cc yapın dediğine nefis ve şeytan yapma diyecek ve böylece bir mücadele ve müsabaka meydanı açılmış olacak.
Allah cc affedicidir ve affedenleri sever... Şeytan ise kin ve nefreti telkin eder.
Allah cc merhametlidir ve merhamet etmemizi ister... Şeytan ise acımamayı katılığı telkin eder.
Allah cc muhsindir ve bizimde ihsan ve ikram etmemizi ister... Şeytan ise cimriliği telkin eder.
Allah cc settardır ve bizimde hataları örten olmamızı ister... Şeytan ise hatayı yüze vurmayı ister.
Ve böylece Allah cc bizi sınamış ve denemiş olur. Bu durumda biz Allahın istediklerini yaparsak Alayı-illiyine doğru çıkarız. Şeytanın dediklerini yaparsak esfel-i safiline düşeriz. Tercih bizim..!!

Üçüncüsü... İnsanı şeytandan ayıran bir özelliği hatada inat ve ısrar etmemesidir. Hz. Âdem as hatası karşısında hemen tövbe ve istiğfar yolunu seçti ve Rabbinden bağışlanma diledi. Şeytan ise kendini müdafaa ederek hatada ısrar ve inat yolunu seçti. Allah af dileyeni affederek yüceltti. Hatada ısrar edeni de alçalttı. Bizlerde Âdem as torunlarıyız. Dedemizin gittiği yolda mı gideceğiz; yoksa şeytanın gittiği yoldan mı gideceğiz...
Zira Rahman olan Rabbimiz affı, şeytan ise öfkeyi sever...!!!
Bizler yaptığımız tercihlerimize göre Allah katında değer ve kıymet alacağımıza göre, yaşadığımız hayat süreci içinde Rahmanın istediği ve sevdikleri ile, şeytanın isteyip sevdikleri beraber olacak.
Ta ki kimin neyi seçtiği ve tercihini ne yönde kullanacağı bilinsin ve belgelensin. Ve yaptığı tercih doğrultusunda da değer ve kıymet kazansın...!!!

Öfke sinir kızgınlığın zararları... Bir silah veya bir ilaç nasıl ki bize fayda içindir. Fakat yerli yerinde ve ölçülükullanılmasa silah cinayete, ilaçta zehire dönüştüğü gibi... Öfke sinir kızgınlık ta bunlar gibidir ve ölçüyü kaçırdık mı hem bize, hem ailemize, hem de topluma çok zararlı hale gele biliyor.
Çok canlar, çok yuvalar ve çok milletleri yıkabilir. Hani su hayata vesiledir ya. Gittiği yerleri yemyeşil yapar ve rengârenk çiçeklerin açmasına vesile olur. Aynı su sel olursa bu sefer yıkar bozar ve gittiği yerleri tahrip eder. İşte öfke sinir kızgınlıkta böyle bir şey. Bunun için... Öfke şeytandandır veya öfke ile kalkan zararla oturur veya öfke eken zarar biçer... Gibi sözler öfkenin sinirin yerinde kullanılmadığı halde ne kadar zararlı ve tehlikeli olduğunu ifade ediyor.

Öfkenin zararları:
Şahsı zararlar... Öfkeli insan öfkesi ile en başta kendine zarar verir. En yakınlarını ufak küçük basit şeyler için üzer ve kırar. Öfkeli insan devamlı olarak pire için yorgan yakar. Öfkeli insan öfkeli haliyle kendi sağlığını bozar. Hani keskin sirke önce küpüne zarar verir ya... Öylede, öfkeli insan da kendi sağlığını, sinir sistemini halet-i ruhiyesini bozar ve tahrip eder. Sinir sistemi bozulan bir insan hal ve hareketlerini davranışlarını kontrol edemez. Hep kırıcı olur. Bu durum onu hem manen hem de maddeten hasta olmasına yol açar.

Ailevi zararlar... Aile hayatında muhabbet ve hoşgörü bir esastır. Öfke muhabbet ve hoşgörünün zehiridir. Birçok ailenin yıkılmasında öfke önemli rol oynamaktadır. Ufak meseleleri büyütüp işi tartışmaya dönüştürmek, tartışmaları kavgaya ve kavgayı boşanmaya götürmek öfkenin sinirin bir meyvesi değimlidir? Öfke bazen yeni kurulacak yuvaları da kurulmadan yıka biliyor. Oysa insan sakin bir kafayla düşündüğü zaman bakıyor ki... Bir anlık öfke ona çok pahalıya mal olmuş..!
Oysa biraz hoşgörü, biraz yumuşaklık, biraz meselenin olumlu yönlerine bakmak bizi öfkenin tuzağından ve zararından koruya bilir.
Toplumsal zararlar... Mümin mümini sever ve sevmelidir. Çünkü müminler kardeştir. Allah böyle emrediyor ve böyle olmamızı istiyor. Ve birbirimizi sevmek içinde birçok gerekçe sayılıyor. Öfke kin ve nefret bu kardeşliği bozup yıkıyor. Toplum hayatındaki birlik ve beraberliği yıpratıp zedeliyor. Birlik olmaktan ortaya çıkan güç ve kuvveti kaybetmeye sebep oluyor. Bu bakımdan dinimiz Müslümanlar arasındaki uhuvvete, kardeşliğe, muhabbete çok önem vermiş ve niçin birbirimizi sevmemiz gerektiğini şu şekilde açıklamıştır:
1- Hepinizin inandığı... Allahınız bir, Halıkınız bir, Rezzakınız bir, Malikiniz bir. Ta bine kadar bir bir.
2- Peygamberiniz bir, Kitabınız bir, Kıbleniz bir, Ezanınız bir, Namazınız bir. Ta yüze kadar bir bir.
3- Vatanınız bir. Memleketiniz bir, Bayrağınız bir. Ta onlarca bir bir.

Bütün bu birler sizin birliğinizi ve bir olmanızı gerektirmez mi? Bütün bu birler birbirinize
muhabbet ve sevgiyle bakmanızı icab ettirmezmi? Bütün bu birler aranızdan öfkeyi kini nefreti kaldırmayı gerekli kılmaz mı?
Öfke sinir kızgınlık ile ilgili Ayet ve Hadisler...

Bu konuda hem Ayetler, hem de birçok Hadis-i Şerifler bulunmaktadır. İslam âlimleri bu Ayet ve Hadislerden birçok hükümler çıkarmışlar ve bizlerin istifadesine sunmuşlardır. Bunlardan birkaç tanesi şöyledir:

— Ali imran süresi Ayet 134 de... O takva sahipleri ki... Bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar. Öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah güzel davranışta bulunanları sever.
— Şura süresi Ayet 37 de... Öfke ile kızdıkları zaman kusurları affederler mealindedir.
— Bir Hadiste şöyle denmiştir... Öfke şeytandandır. Şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Ateşi söndüren de su dur. Öfkelenen kimsenin bulunduğu yeri terk ederek abdest alması tavsiye edilmiştir.
— Kim Allah rızası için öfkesini yenerse, Allahu teala da ondan azabını def eder.
— Öfkesini yeneni, Allahu teala korur ve düşmanlarını ona boyun eğdirir.
— Öfkelenen, dilediğini yapmaya gücü yettiği halde, yumuşak davransa, Allah u teala da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur. Bunlar gibi daha onlarca Hadis öfke konusunda bize ölçü olmalıdır.

Öfkeyi yenmek nasıl olur...
Öncelikle şunu bilmeli ki... Öfkelenmeyen insan yoktur. Çünkü... Öfke fıtratımızda vardır. Bizler öfkeyi yönlendire bilir ve onu kontrol altında bulundurarak onu zararsız ve Tehlikeli olmaktan çıkarabiliriz. Bunu yapabilmek içinde şunları uygulaya biliriz :

Bir... Öfke anında Rabbimizin Kuranda bildirdiklerini hatırlamalı, Allahın öfkesini yutanları sevdiğini düşünüp Onu zikretmeli. Çünkü... Allah ı anmak Allahtan korkmaya sebep olur. Allah korkusu da Allaha itaat ve af gibi güzel hasletleri çağrıştırır. Böylece öfkenin ateşi sakinleşip sönmüş olur.
İki... Suçlu birinin suçunu affetmenin bağışlamanın büyük bir fazilet ve sevap olduğunu düşünmeli.
Peygamberimizin de asv böyle yaptığını kendisine en çirkin ve en bet muamele yapanları affettiğini intikam almadığını bilmeli ve affın cennet nimetlerine elde etmeye vesile olduğunu düşünmeliyiz.
Üç... Affetmenin ve fenalığı af ile karşılamanın Rahman olan Rabbimizi sevindirdiğini, bizim düşmanımız olan nefis ve şeytanı üzdüğünü bilmeli ve Rahmanı sevindirenlerden olmaya çalışmalı.
Dört... Affetmenin âlicenaplık olduğunu ve insanlar arasındaki sevgi ve muhabbeti artmasına vesile olduğunu bilmeliyiz. Öfkenin ise kırgınlık ve dargınlığa vesile olduğunu bilerek kalplerde sevgi tohumu ekmeli ve saygı değer insanların gittiği yolu tercih etmeliyiz.
Beş... Öfkenin ve kızgınlığın sonuçlarını düşünmeliyiz. Bir anlık öfke ile kırılan üzülen insanları ve yıkılacak yuvaları sönen hayalleri ve telafisi çok zor olan sıkıntıların ortaya çıkmasına sebebiyet veren biri olmamalıyız. Toplum hayatında bir anlık öfke ile elini kana bulayanlar, hapse düşenler, yuvası yıkılanlar, maddi zarar ve kayıplara düşenler bize ibret olmalı ve bizi öfkeden sakındırmalı.


Selam ve dua ile....alıntıdır..


   

Harut ve Marut'un Hikayesi/Nakildir.
Mevlid Kandili Z.Hoca

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz