Hz.Muhammed Ve Siir

#1 von FATMA DURAN YAZAR /Mustafa Onur ( Gast ) , 16.08.2011 17:20

HZ. MUHAMMED

Annesi ÂMİNE hatun,
Abdülmuttalip'e torun
İsmail'den gelir soyun
Muhammed Aleyhisselam


Yirmi Nisan Pazartesi
Beş yüz yetmiş bir gecesi
Doğdu cihan bir tanesi
Muhammed Aleyhisselam

ay doğdu


Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allaha davetinden
Sen güneşsin
Sen aysın
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili ey rasul
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey ssevgili hoş geldin.

IKI CIHAN NUR ISIGI

Ya canim iki cihan perveri
Seni yazmakla kalemim yetmedi
Sayfalar kat kat oldu bitmedi
Icimdeki ask ne yapsamda sönmedi

Sönermi ya resüllah seni görmeden
Canimi topraga vermeden
Son nefesimde lailaheillallah demeden
Azrail geldiginde yanima gelmeden

Bir volkan kaynadi tasiyor
Söndür ya Resüllah
Kevser suyundan acizane bekliyor
Gün gectikce hasretinle ümmetin huzur bulmuyor

Fatima Anam hasretinle odasina kapandi
Senin hasretinle göz yasi akitti
Bekledi sabirsizlikla sana kavusma zamanini
Ne güzeldir ki sana kavusma heyecani

Allahim sen kavusturmak nasip et
Öyle günahimiz olsada onun askina affet
Biz acizane kulunu affet
Senin merhametin coktur dilekleri kabul et

Iki cihanin adi muhammet mustafa
Canlar verilir ugruna feda
Sarildi hakki emaneti Kurana
Etmedi hicbir ümmetine beddua.

FATMA DURAN YAZAR
SANA AĞLAYAN BİR ÇİFT GÖZ
Sen Gidince Efendim


Sevgili!
Sen gitmiştin...
Koyup bir başımıza, bırakıp pak ellerimizi, gurbetlerine salmıştın bizi.
Yetim kaldık, öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda...
Sen gitmiştin...
Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda.

Sevgili!
Nasıl iltica edelim sana ;
huzuruna nasıl varalım, yalvaralım?!.
Ve duyurabilsin mi sesini!?.
Efendim, duyar misin sesimizi?..

Sevgili!
Sen aşk ikliminde sultan, sen güzellik şahikasında dolunay, sen vefa göğünde
hilal.
Biz bir bakışının dilencisi,
biz dolunay tutkunları,
biz bayramı gözleyen oruçlar.
Güzellik ordusunun hakanı sen, gam ruzigârinda gedalar biz.
Sen imrenme, biz ayıplanma.
Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah yoksullar.
Sen sabah yıldızlarının ışığı, biz gaflet uykusunda kervancı.
Dert ve keder denizinde çığlık çığlığayız biz,
kumrular ve bülbüller seni bestelemekte oysa.
Çığlıklarımızı bestelere karıştırıver efendim,
düşkünlerine, savrulmuşlarına kulak ver.
İtivermezsin elinin tersiyle bizi, değil mi efendim?..

Sevgili!
Sen gitmiştin...
Yokluğunda kaybettik önce varlığımızı ve sonra yok eyledik aklımızı da.
Hasretinle akan zamanlarda cevherimiz özden, madenimiz mıknatıstan ayrıldı.
Sen gitmiştin...
Gönüllerimiz billur kadehler gibi çalındı sengsarlara;
ırmaklarımız mecralarında susuzluğa mahkum edildi.
Sen gitmiştin...
Çelik mermere çarptı, iradeye ateş düştü yokluğunda.
Hasretinden akıllar yitirildi efendim,
gönüller gölgelere düştü.
Kucak kucağa güneşlerimiz söndü,
dudak dudağa denizlerimiz kurudu
ve sen gitmiştin efendim.
Sen gitmiştin...
Seninle birlikte her şeylerimiz gitti.
Şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra;
kanlarımız sahralar doldurdu.
Kelimelerimiz anlamlarını yitirdi,
kutlu erlerimiz tutsak oldu nefis ordularına...
Hiçbir şey kazanmadık ayrılığında, efendim,
hiç kâr elde edemedik.
Aldandık, hep aldandık.
Delilimizi yitirdik, delillerimizi yitirdik.
Dillerimiz dilim dilim edildi efendim.
Bize sevmeyi unutturdular ilkin;
sonra sevginin ne olduğunu...
Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz, gönlün kendisine ihanet ediyorlardı artık.
Vurgunlar yedik pes pese efendim...
Ve sen gitmiştin.

Sevgili!
Sen gitmiştin...
Biricik sığınağımız, varlığımızın övüncü, yüz akımızdın.
Hayırları söyleyip gitmiştin,
biz ser işler olduk.
Uzun uzun emellere kapıldık,
kapılanıp kaldık umutların kapısında.
Yolunda yürümekten üzerimize düşen,
baş kaldırdık önce ve sonra yıkılışlar gördük hep efendim.
Ellerimiz vardı açıldıkça dolan, uzandıkça verilen;
böğrümüzde kaldı ellerimiz.
Hanım idik halayık olduk;
bay idik köle edildik.
Sen gitmiştin...
Yanmış igsilerle kara bahtımıza kara resimler çizdiler.
Aşk dervişleri avare, pejmürde, hercâyî rüzgârlara kapıldılar,
dönüşlerinin ahengini kırdılar.
Bölük bölük kadınlarımız,
grup grup erlerimiz,
demet demet çocuklarımız,
kimi güler, kimi ağlarken yitirdiler kendilerini.
Ve sen gitmiştin efendim...

Sevgili!
Hani bir aşk idin, bir güzellik idin sen, güzellikle askın kesiştiği
prizmada.
Güzelliğin cihanı gösteren bir ayna;
aşkın o aynanın cilası idi hani.
Güzelliğin olmasa efendim,
aşkı hiç bilmeyecekti cihan;
aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı.
Aşk pazarında mezat hep güzelliğine; güzellik yurdunda yollar hep aşkına
durmuştu efendim...
Ve sen gitmiştin...

Sevgili!
Derd ile ağlayandın; hem derde salandın!..
Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi, hastaların merhemiydin.
Saadetle yasamış, saadet çağını yaşatmıştın.
Suretleri ve canları iman ile sen şekillendirmiş,
"Lâ" ile "Illa"yi i'câz ile sen dillendirmiştin.
Sen gidince, ey sevgililer sevgilisi, güvercinlerimiz tuzaklara esir düştü;
Hüdhüdlerimizin mil çekildi gözlerine.
Artık düşmanlarımız dostlar arasında;
dostumuz düşman içinde.
Divanelere döndük, yaya kaldık yolunda.
Kendimizi unuttuk, seni bilmez olduk...
Sana muhtacız!..
Sana en fazla muhtacız.
En fazla sana muhtacız.
Uyandır bizi uykumuzdan...
Gel ey sevgili!
Bir gelişle gel, bir gülüşle gel.
Doğ ufkumuza, sar dünyamızı, gir gönlümüze yeniden...
Sana muhtacız...
Sana en fazla muhtacız...
Mustafa ONUR

pegamber şiiri

GÜL-Ü MUHAMMEDİ

Hiç bir an unutmadım seni ben ey Sevgili,
Sönmez içimde tutuşturduğun iman ateşi,
Hep canlıydı gönlÜmde ki o hidayet Ümidi,
Kalbimde solmayacak o GÜlÜ Muhammedi.

Seni tanıdım gÜnden beri senindir kalbim,
Huzur ile mutluluğa doygundur bu kalbim,
Karanlıktan nurunla aydınlandı bu kalbim,
Sen gÜneşin,aydınlandı seninle bu kalbim.

Yaratılıp tÜm alemlere sen rahmet kılındın,
BÜtÜn kullara yol gösteren rehber kılındın,
O son Peygamber,Hatem-Ül Enbiya kılındın,
Kurtuluş yollarına sen, mihmandar kılındın.

Ardından gelen kullara tÜm yollar asan olur,
Senin gittiğin yolda ki tÜm tuzaklar bozulur,
Burada sana uyan kul,cennette komşun olur,
Hem dÜnya da hem ahret de kurtulmuş olur.

Seni anan bir gönÜlde ne acı ne de tasa olur,
O kokunu duyan insanın içi gÜl gÜlistan olur,
O gÜl yÜzÜn kalbimiz de açar gonca gÜl olur,
Sen kalplerimize girince cennet bahçesi olur.

FATMA DURAN YAZAR /Mustafa Onur

RE: Hz.Muhammed Ve Siir

#2 von hasret55 ( Gast ) , 12.09.2011 15:42

selamün aleyküm benim siirimi eklediginiz icin tsk ederim Allah razi olsun fatma duran yazar sitenin devami icin basarilar dilerim

hasret55

   

Bana Gülleri Verin
Mahmud eFNDI güLLERI

  • Ähnliche Themen
    Antworten
    Zugriffe
    Letzter Beitrag
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz