Telhis Trcm..S.99
Bu Beyit de "Şaas"aslında intişar ve tefrik ı şaar manasınadır.Ama burada ricalin zemime ve ğayri merziye olana hısali ve perişan muteferiika olan efaali muraddır.
"Eyirricalül muhezzeb" demektir.İstifhamı inkaridir."El muhezzeb" raf ile Errical nun naatı dır.Mefhumu tekid için gelmiştir.
Itnab Tetmim ile de gelir..
Tetmim bir kelamda olurki,bir nükteden dolayı hılafı maksudu vehmeddirir.Bu Nükte Mubalağa olur..
Örnek:
"Ve yutımunettaame ala hubbihi fi vechi ey mea hubbihi" demektir.
Itnab İtiraz ile de olur..
Bir Kelam esnasında yada manen birbirine bağlı iki kelam arasında olurki,Bu itiraz ya bir cümle yada daha çok cümle ile olur.Oysa o cümlenin ırab bakımından orası yeri değildir..(ırabdan mahalli yoktur.)O zaman İtiraziye cümle denir...
Defi ibham dışında tenzih gibi bir nükte olması neden olarak gelir.
.Ayet:Ve yecalune lillahilbenati subhanehu velehum ma yeştehune "
Not :
Burada "Lillahilbenatu"matufu aleydir.
"Velehum ma yeştehune" ise matufdur.Mufred guvvesindedir.Çünkü her ikiside"yecalune"nin mefulu durumundadır.
İtiraz cümle Yada Dua gibi bir nükteden olur..
"innessemanine ve bulliğateha gad ahvecet semii ila tercumani"
İtirazi cümle Tenbih den dolayı da olur..
"Vaalem fe ilmul meri yenfeuhu en sevfe yeeti kullu ma guddire"Not:Vaalem"faili "ente"dir..mefulu ise "ensevfe" ile başlayan cümledir..arasında itiraz olarak "fealimelmeru yenfeuh"gelmiştir.
İki kelam arasındaki itiraz Bir cümleden daha çok cümleden olur..
Ayet:
"Feetuhunne min haysu emerekumullahu,innellahe yuhıbbuttevvabine ve yuhıbbulmutetahhirine "
Nisaukum harsullekum ..burada nisaukum harsullekum kavli "feetuhunne min haysu emerekumullah"gavlini beyandır.Not:Burada biribirine bağlı iki kelime arasında "innellahe yuhıbbuttevvabine ve yuhıbbulmutetahhirine"arasına ıtıaz cümlesi olarak gelmiştir.Burada nükte emir olundukları şeyde terğib,nehide ise ictinab vardır.
Bir gavimde bundan başkaca bir nükteden de cümlei itiraz olur dedi:mesela ıbhamı def için de olur..
Itnab tetmim ile de gelir..
Tetmim bir kelamda olurki.bir nükteden dolayı hılafı maksudu vehmeddirir.Bu Nükte Mubalağa olur..
Örnek:
"Ve yutımunettaame ala hubbihi fi vechi ey mea hubbihi" demektir.
Itnab İtiraz ile de olur..
Bir Kelam esnasında yada manen birbirine bağlı iki kelam arasında olurki,Bu itiraz ya bir cümle yada daha çok cümle ile olur.Oysa o cümlenin ırab bakımından orası yeri değildir..(ırabdan mahalli yoktur.)O zaman İtiraziye cümle denir...
Defi ibham dışında tenzih gibi bir nükte olması neden olarak gelir.
.Ayet:Ve yecalune lillahilbenati subhanehu
velehum ma yeştehune "Not :
Burada "Lillahilbenatu"matufu aleydir.
"Velehum ma yeştehune" ise matufdur.mufred guvvesindedir.Çünkü her ikiside"yecalune"nin mefulu durumundadır.
İtiraz cümle Yada Dua gibi bir nükteden olur..
"innessemanine ve bulliğateha gad ahvecet semii ila tercumani"
İtirazi cümle Tenbih den dolayı da olur..
"Vaalem fe ilmul meri yenfeuhu en sevfe yeeti kullu ma guddire"Not:Vaalem"faili "ente"dir..mefulu ise "ensevfe" ile başlayan cümledir..arasında itiraz olarak "fealimelmeru yenfeuh"gelmiştir.
İki kelam arasındaki itiraz Bir cümleden daha çok cümleden olur..
Ayet:
"Feetuhunne min haysu emerekumullahu,innellahe yuhıbbuttevvabine ve yuhıbbulmutetahhirine "
Nisaukum harsullekum ..burada nisaukum harsullekum kavli "feetuhunne min haysu emerekumullah"gavlini beyandır.Not:Burada biribirine bağlı iki kelime arasında "innellahe yuhıbbuttevvabine ve yuhıbbulmutetahhirine"arasına ıtıaz cümlesi olarak gelmiştir.Burada nükte emir olundukları şeyde terğib,nehide ise ictinab vardır.
Bir gavimde bundan başkaca bir nükteden de cümlei itiraz olur dedi:mesela ıbhamı def için de ıtnab olur..
"ellezine yahmilunelarşe vemen havlehu yusebbiune bi hamdi rabbihim ve yuminune bih"
eğer ıtnab terkedilmiş olsaydı ıhtısar gerekirdi.
Zira onların imandaki sadakatını kımse ınkar edemez.
Onların ımanlarnı zikirden oluşan hüsün imanın şerefine izhar ve ve ona teşviktir.Bu ise imanlarına rağbetden dolayıdır..
Bilesinki:kelam gerek icaz ve gerekse itnab ile mevsuf o
labilir..Burada asıl manaya nazaran harflerin bir başka kelama göre azlığı ve çokluğu da muhimdir..
"yesuddu aniddünya iza anne suudedun"başka bir söz de:
ve lestu binazzarin ila canibil ğına şza kanetil alyau fi canibil fagri..buna şe ayetde yakındır.."la yuselu amma yefalu vehum yuselune"..Hammasinin gavli:
ve yunkiru in şiinas alennasi gavlehumvela yunkırunelgavle hıyne negulu"...
El Fennussani İLMUL BEYAN
İlmi Beyan bir ilimdirki:muktaza zahir mugtazayı hale mutabaktden sonra hangisi daha vazih hangisi daha hafi
hangisi daha ahfa bundan bahis eder..
Bunu muhtelif yolları vardır.
Delaleti lafız
1.mavzu lehin tamamına delalet eder..Buna vadiye denir
2.Yada bir cüzüne delalet eder..
3.Yada mevzulehin haricinde bir manaya delalet eder.
İnsan deyince gülmesi gibi...bu son ikisi ya akilye yada takyidiyye denir..
birincisi mutabakatdan dolayı takyidiyedir..
ikincisi tazammun ile mukayyeddir..Yani birincisi delalti mutabakat ikincisi delaleti teazammun ile delalet eder.
üçncüsü iltizamiye delaletile delalet eder.
Lüzüumun şartı ise;
Burada ki Lüzum,muhtabın urfi itikadı olsun yada olmasın zihni bir lüzümdur.
Not:Iltızamın şartı luzumu zihnidir.Yani Delaleti iltizamiye mana yı ma vudia leh ile manayı harici
beyninin de lüzümu zihni bulunmasıyla şartlıdır.Lüzümu zihni demek musemmanın zihnin de tahakkuk ettiği vakit
lazım üzere tahakkuk eder.Velevki zikir edilen lüzüm zihni orfi am veyahut orfi am ın gayri sebeble itikad muhatabın isbat eylediği lüzümdan olsun bu kadarı kafidir.lüzümu muhtelifie demek:bazısı lüzümu baid dir.
Bazısı da l.evzah dır..Hayvanın insana delaleti lüzüumu baiddendir..Natık insan oluşu daha yakın ve evzahdır.
Küllün eczasına lüzümu muhtelifdir..kimisi evzah ve kimisi de baid dir..
Burada bir lafız ile Ma vudia lehin lazımı olan nın murad edilmesi Ademi iradesine aid bir karine varsa ona Mecaz denir.Eğer ademiz iradeye bir karine yoksa Kinaye denir.
Burada mecaz kinaye üzerine mukaddem oldu.
Zira kinaye iki manadan mürekkeb dir..mecaz ise bir mana maksud olmakla müfred dir.Müfred mana mürekkeb manaya mukaddemdir.Ayrıca mecazın manası mecaz mananın bir cüzü gibidir.
Sonra Teşbih üzerine bina edilen manalar istiare gibi mecazın cüzleri olan manalardandır.Böyle olunca da Teşbih mecaz ve kinaye olmak üzere mana teayyun etti.
Teşbih
..bir mana için ortak emir ve iş de olan delalet dir ki
Burada maksud olan istiare i tahkikiye ve de istiareyi kinaye üzere olmayan bir teşbihdir..İstiare tahkikiye örnek:Zeydun esedun yada summun bukmun umyun
gibi..Rükünlerin de ise nazar vardır.Burada teşbihin iki tarafı vardır.Vede teşbihin şibh vecühu vardır.Ayrıca da edatları vardır.Teşbihin Ğarazın da ve aksamından bahis de nazar vardır.Amma hisler olunanlar üzerine: chad verd gibi..Hissiyat dan murad Mudrek olanlardır..Oda beş havassi selimden biri ile bilinir..Budurmda Hayal de buna dahildir.
Savt daif hems nekhe ve anber riyg vel chamri vennaimi
vel hariri gibi..
Yada akli olanlar ise:İlim,Hayat gibi..
Muhtelif olanlar ise:Niyyet ve sebu(kahramanlık ve şecaat)tır ve chulugu kerim(güzel ahlak) gibi...
Burada Hissiden murad terkibinin bütü cüzleri maddesi beş duyudan biriyle zahir olur.Buraya hayal de dahildir..hayalin maddesi mevcğd hislerle bilinir.
"ve kane muchammeruşşefikı iza tasavvebe ev tesaade
ealamu yakutin nuşşirne ala nimahın min zebercedin"bu söz de olduğu gibi..
Burada akliden murad:
a.Bunların dışında kalan demektir..Tabiki vehmi de buna girer..Vehmi ye beş duyudan biriyle isbatı mumkin olmayan girer.
Eğer idrak olunsa havasssi selimden biriyle de isbat edilirdi..Emri el gaysın sözünde dendiği gibi..
"ve mesnunetu zuruuın ke enyabi ağvalin"gibi.
b.Vicdan ile bilinenler gibi..Lezzet ve elem gibi..
Teşbihin bir kaç vücuhu vardır..
a.Tahkiki şirket olan.
b.Tahayyuli şirket olanlar..Burada tahayyuliden murad:
"ve kane nnucumu ducaahan sunenun laahe beynehunne ıbtidadun"Burada bir heyeti hasıla dır ki:
kab kara karanlık tarafılarında beyaz bir şeyin doğması gibidir.Oysa bu muşebbehi biholan sünnetlerde ğayri mevcuddur.Ancak bu tahayyul yoluyla bir teşbih neticesinde mevcud olur.Burada rasülüllahın sünnetleri kasdedilmemiştir..Bu sünnetler bidat olan sünnetlerdir..
Her cehalet inancı ve davranışının sahibi zülümet de yürüyen adama benzer.Gerçek yola hidayet bulamaz.
Kerahetden kurtulamaz.Busepepten bidat zülmete teşbih olundu.Bunu akis yollu bir teşbih de lazım oldu yani:İlimle,sünnetle bilinenler nura,cehaletle zannedilenler zülümete benzetildi.Bu nas arasın da da şuyu buldu.Taki insanlar sünnet ve ilimler beyaz ve işraka muhayyel olsun.Örnek:"eteytkum bil chıyfeti il beyzai "gibi..Birincinin tahayyulü ikincinin hılafınadır.
Şu sözünde olduğu gibi:
"şahedtü suvadel kufri min cebini fulanin"gibi..karanlıktaki yıldızlar, bidatlar arsındaki sünnete teşbil edildi.Yıldızların karanlıklar arasında gencin saçının beyazına benzetildi.kuvvetli yeşillikler arasın da parlayan nura benzetildi..Bu sözde bir çok sebepten bu teşbih vechi nin azın muslih çoğun da müfsid olmasının fesadı bilindi.
"ennahvu fil kelam kel milhı fiteaami"de..Zira milh de olduğu gibi örnekte az ve çoğa ihtimal olmaz.
Not:Vechi şibih de muşebbeh ve muşebbehi bih in muşterek olmaları vacib olduğundan "enneahvu filkelami kel milhi fittaami"kelamında vechi şibhi
azın muslih,çoğun müfsid olmasını kılmanın fesadı bilindi.Zira muşebbeh olan nahiv de az ve çoğa ıhtimal yoktur.Milh ise bunun hılafınadır çoğu ifsad eder.Binaen aleyh
muşebbeh vechi şibih de muşterek olmadığından bu misal de vechi şibih azın muslih çoğun müfsid olması
doğru olmaz.Belki nahiv ve milhin layık bir vechile istimali durumunda muslih olması çaizdir.
Not Vechi şibih altı kısımdır.
1.İki tarafın hakikatından caricdir..
2.İki tarafın hakikaktından haric değildir.
3.Haric ya sıfatı hakikatdır.
4.Yada sıfatı izafet dir.
5.Hakikat da ya hissdidir.
6.Hakikati aklidir.
Eğer her iki tarfın hakikatından haric deilse bu durumda Üç kısım daha vardır:
1.Ya iki tarafın tamamı mahiyeti olur..
2.Araların da yada başka bir mahiyet arasında muşterek bir cüz olur..
3.Mahiyet ve ğayrisinden mumeyyez bir cüz olur.
Vechi şibh tarafların hakikatlernden ğayri haric olur.
Bir elbisenin nevi ve cinslerin de bir diğerine teşbihin de olduğu gibi..
Vechi şibh tarafların hakikatlerinden haric olur.
Bu sıfat ya hissi olur:Basar ile idrak olunan keyfiyatı cismiyye gibi..Renkler.eşkal,megadir(olçüler)harekaat gibi..ve buna muttasıl diğerleri gibi..
kavi ve zyıf savttın sem i gibi..yada beyne beyne olanlar gibi..teaamda ki zevkler..revaih deki şemm gibi..
Hararet ve burudetin lems ile idrakı gibi..rutubet ve yebusetin lems ile idrakı gibi..Haşinlik ve melaset gibileyyin ve salebat gibi..hıffet ve siglet gibi..
ve buna ilşik diğer örnekler gibi..
Hararet ve burudet, lems ile idrakı gibi..rutubet ve yebusetin lems ile idrakı gibi..Haşinlik ve melaset gibirahvet ve salebat gibi..hıffet ve siglet gibi..ve buna ilişik diğer örnekler gibi..
Hakikati akliyye olur:
Zeka,ilim,gazab.hilim ve diğer tabiatlar gibi keyfiyatı nefsaniyeler gibi..
Güneşi teşbihi huccat de hıcabın izalesi gibi vechi şibhi hakiki izafiye fısatı olur.
Bu vechi şibih ya bir yada bir hukumnde menzilinde olur.Zira Vechi şibih bir takım muteaddid manalardan murekkep bir şeydir..Ve bunlardan herbireri ya hissidir ya aklidir.Yada muteaddididr..bazı yerde hissi bazı yerde aklidir.Yada muhtelifdir.
Not:Vechi şibhi hakiki sıfat olmaz da izafi bir sıfat olur,
Yani aklen mefruz olan bir sıfat olurki bu o zaman itibari bir sıfat dır.Zata mahsus bir sıfat değildir.İşte bu izafiye
nisbi de denir.Mesela:Hazel huccetu keşşemsi"Yani bu huccet güzneş gibidir.Huccet oluşu şemsin zatı ile kaim bir sıfat değildir.Yani nisbi bir sıfatdır.Aynı zamanden aklen izafi bir sıfat olmuştur.Fakkat bu huccet şemsin zatında mugarrer bir sıfat değildir.
Ancak hissi olursa,iki tarafıda hissi olur.başkası olmaz.
Zira ğayri gissiler his ile bir şey anlaşılmaz.
Akli vechi şibih ise daha eam dır.Zira hissi olanlar akıl ile anlaşılırlar.İşte bu sebepten denirki:Vechi akli ile teşbih daha eamdır.
Not Eğer denilirseki vechi şibhinin hissi ve akli arasında taksimi ne vechile sahih olabilir?
C.Vechi şibhi muşterkun fih olmamasıyla küllü olup
Hissi ise kulli değildir.Yani hissi ile vechi şibhin muşterekun fihi olup küllü olduğu anlaşılmaz.
Bu suret de Vechi şibhi hissi olmaz.denilirse Biz deriz ki:
Vechi şibhi hissi olmasında murad Cüzün his ile idrak olunması dır.Vechin verde teşbihinde olan hamra gibi.
Burada vecih ile verde arasında muşterke olan hamra ancak akıl ile anlaşılsa da ancak bu efradı ve cüzüyatı basar ile idrak olunan bir şeydir.