Foren Suche

  • GUZEL/Durak YigitDatum01.08.2011 12:29
    Foren-Beitrag von mehmet oezdal im Thema GUZEL/Durak Yigit

    Bir Aşk Arıyorum

    Bir elimde kalkan
    Bir elimde hançer
    Allahın bana bahşettiği
    Ama bir türlü bulamadığım
    Aşkı arıyorum,nerde var mı?
    Yoluna düştüm aşkın
    Dağ tepe demeden
    Dumanlı dağları aştım
    Denizleri dolaştım,

    Aşkımı arıyorum
    Hani nerde var mı?

    Var ama-
    Ayaklarımı yerden kesecek aşkın
    Hançer yarası olduğunu nerden bileyim.

    Korkak Cesaret

    Bir sevda vardı derinden
    Büyüyordu
    Sözlerle beslenmeden

    Lâl olmuştu diller
    'Seviyorum' demeyi bilemediler
    Korkuları sevindirip
    Birbirlerine söyleyemediler

    Gözlerinde yansırdı yürekleri
    Ayıp sanmışlardı hissetmeyi
    Nerden bilirlerdi ki;
    ölümsüzlüğü seçmişti sevgileri....

    Onlar, yüzüstü bırakıp hayalleri
    Kilitlediler kalplerini
    Kilitlerin tek sebebi
    Bulamadıkları cesaretti...

    Yıllar su gibi geçti
    Kutsal bildiler gizlediklerini
    Kutsiyeti neydi
    Bilinmemesi mi
    Bunca yıl bitmemesi mi

    Oysa; ikisi de bir tek şey istedi

    Bilinmeyi! ..

    Sonra
    Adam kadına seslendi
    Ve dedi ki; Tanrı Okyanuslara saldı beni
    Özledim, coştu yüreğimin nehri
    Anlatacağım sakladığım sevgimi
    Karşılığı sende mi

    Kadın; önce dinledi
    Dile geldi bin yıllık sevgi
    Ve cevap verdi;

    Çok sevmiştim, kader mi neydi
    Bilir misin bunca yıldır merak ettiğimi
    Tanrı bize verdiyse bu sevgiyi
    Neden eksik bıraktı cesareti

    Bak, sen de hissettin ki; küllerin altından çıktı
    Bitmemiş sevginin alevi

    Her ikisi
    Açtılar ellerini
    Son dua da birleşti dilleri

    Yarabbi!

    Yaşatmadığı sevgilerin kefareti
    Ateşe atıp yakmalı bu cesareti
    Savurmalı ummana küllerini
    Cesurca söylesin sevenler sevgilerini!

    Nihal Artuner Kilic

  • GUZEL/Durak YigitDatum01.08.2011 12:24
    Foren-Beitrag von mehmet oezdal im Thema GUZEL/Durak Yigit

    Bir Aşk Arıyorum
    Bir elimde kalkan
    Bir elimde hançer
    Allahın bana bahşettiği
    Ama bir türlü bulamadığım
    Aşkı arıyorum,nerde var mı?
    Yoluna düştüm aşkın
    Dağ tepe demeden
    Dumanlı dağları aştım
    Denizleri dolaştım,

    Aşkımı arıyorum
    Hani nerde var mı?

    Var ama-
    Ayaklarımı yerden kesecek aşkın
    Hançer yarası olduğunu nerden bileyim.

  • GUZEL/Durak YigitDatum01.08.2011 12:20
    Foren-Beitrag von mehmet oezdal im Thema GUZEL/Durak Yigit

    Beni bir gün uyarmadınız
    Zaman ne çabuk/ta akıp gidiyor
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?
    Hayat artik bana veda ediyor
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Gönlümü hapsettin dünya malına
    Çiçeklerden baktın her/gün falıma
    Çileyi kondurup benim dalıma
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Ümidim kalmadı bahardan yazdan
    Dizilir lokmalar gitmez boğazdan
    Hiç fayda görmedim oğul/dan kızdan
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Yokluk çöllerinde yakıp kavurdun
    Çileden çileye atıp savurdun
    Can evimden beni vurdukça vurdun
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Bir/şeyim kalmadı varda ve yokta
    Dert kaynıyor gönül denen ocakta
    Bacı,kardeş benle karakucakta
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Perişanım işte yaram sarılmaz
    Eşin,dostun hiç yanına varılmaz
    Mecun/a söylerim oda darılmaz
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Bozuldu bağlarım yastayım yasta
    Garib gönlüm yine bu sene hasta
    Haber verin gelsin vefasız dosta
    Neden bir gün beni uyarmadınız.?

    Eridi bağrımda yağlar eridi
    Bir zamanlar DURAK sende bey idi
    Bu çileler artık bedeni gerdi
    Hoş değildir aram sizle AYNALAR

  • GUZEL/Durak YigitDatum01.08.2011 12:17
    Thema von mehmet oezdal im Forum Şiirler / Gedicht...

    Güzel..9..
    Ni/derim dünyada sensiz ni/derim?
    Verin NAZLI yârim bayram ederim
    Bir hayırsız sevmek imiş kaderim
    Dar ettin dünyamı dar ettin GÜZEL..

    Çok çileler çektim seni seveli
    Mecnuna döndürdün aşka düşeli
    Zalım anan seni benden edeli
    Zar ettin dünyamı zar ettin GÜZEL..

    Kapadın yolları kaldım çaresiz
    Bırakıpta gittin beni habersiz
    Bu düşmanlık niye böyle sebebsiz?
    Zor ettin dünyamı zor ettin GÜZEL..

    Kereme eş oldum aştım dağları
    Viran koydun bahçeleri bağları
    Sürdürmedin bana devran çağları
    Har ettin dünyamı har ettin GÜZEL..

    Seviyordum seni ölürcesine
    Seninle her yere gelircesine
    Birlikte mezara girercesine
    Zay ettin sen beni zay ettin GÜZEL...
    DURAK YIGIT

    DURAK neyler artık dünya malını
    Perişan eyledin benim halımı
    Helal olsun sana gel dök kanımı
    Tatlı candan beni sen ettin GÜZEL..

  • M.Ikbal.(Kurtuba Camii)Datum01.08.2011 11:52
    Thema von mehmet oezdal im Forum Şiirler / Gedicht...

    Kurtuba Camii

    Gece ile gündüz zinciri, hadiselerin görünüş tablosudur,
    Gece ile gündüz zinciri, hayat ile ölümün aslıdır.

    Gece ile gündüz zinciri iki renkli ipek ipliğidir sanki,
    Bunlardan örer zat-ı ilahî kendi sıfatlarının elbisesini.

    Ezel sazının tellerinden çıkan feryattır gece ile gündüz zinciri,
    Bunlarla yapmakta Allah teala tiz ve pes perdelerini.

    Bu beni de seni de kontrol etmektedir,
    Gece ve gündüz zinciri, kâinatın sarrafıdır.


    Çev.Yusuf Salih Karaca

    Senin ayarın düşük, benim de ayarım bozuksa eğer;
    Ölüm senin fermanındır, benim de fermanımdır.

    Allah’ım, senin gece ile gündüzünün aslı astarı nedir?
    Gecesi ve gündüzü olan bir zaman akışı değil midir? ..

    Geçicidir sanatın da tekniğin de bütün harikaları,
    Yoktur, yoktur dünya işlerinin kalıcılıkları.

    Her şeyin önü de sonu da zahiri de batını da fânidir,
    Yapılan eski de olsa yeni de olsa son durağı yine fâniliktir.

    Buna rağmen Allah dostlarının eseri olan eşyada,
    Bir ölümsüzlük bir ebedîlik vardır adeta!

    Allah dostlarının her işinin olgunluğa gidişi aşktandır.
    Aşk hayatın ta kendisidir, ölüm ona haramdır.

    Gerçi zamanın akışı pek hızlıdır her şeyi silip götürmektedir;
    Ama aşkın kendisi diğer selleri durduran bir büyük seldir.

    Aşk takviminde geçip giden asırlardan,
    Başka zaman mefhumları da vardır adı olmayan!

    Aşk Cebrail’in nefesi, aşk Mustafa’nın kalbidir,
    Aşk Allah’ın kelâmı, aşk Allah’ın Peygamberidir! ..

    Topraktan olan insan aşkın cezbesinden canlıdır,
    Aşk katıksız bir şarap, aşk cömert bir şarap bardağıdır!

    Aşk Kâbe’nin fakihi, aşk orduların önderidir,
    Aşk binlerce uğrak yeri olan bir gezgindir.

    Hayat sazından gelen nağme aşk mızrabının vuruşundandır,
    Hayatın nuru saadeti aşktan, ateşi alemi yine aşktandır.

    Ey Kurtuba Camii senin varlığın aşktandır,
    Aşk büsbütün devamlılıktır, onda fânilik yoktur.

    Renk ya da taş tuğla, saz ya da kelime ve ses olsun hepsi bir,
    Sanatın harikalığı ciğer kanından meydana gelmesidir! .

    Ciğer kanıyla taş sütunları gönül olur,
    Ciğer kanından ses yanış, neşe ve nağme olur.

    Ey Kurtuba! fezan gönül açıcı, şiirim göğüs yakıcıdır,
    Senden gönüllere huzur, benden de heyecan ve yanış vardır.

    Arş-ı Alâ’dan daha kısa değildir, insanoğlunun göğsü imanla dolarsa;
    Her ne kadar bu topraktan yaratık gök kubbe ile bağlanmışsa da! ..

    Melekler daima secdede bulunuyorlarsa ne var sanki?
    Onların nasiblerinde secdelerin yanış ve yakılışları yok ki!

    Hintli bir kâfirim, aşkıma ve cezbeme bak benim,
    Salât ve selâma durmuştur kalbim ve dilim!

    Aşk dilimdedir benim, aşk üflediğim ney’imdedir benim,
    «Allah hu» nağmesi kanımda, damarımdadır benim.

    Ey Kurtuba! Güzelliğin ve azametin kahraman bir insanın âlametidir,
    Sen güzel ve azametlisin, seni yapan da güzel ve azametlidir.

    Senin mimarin ebedî, sütunların sayısızdır,
    Sanki Şam yaylasında hurma ormanı gibidir.

    Senin çatı ve kapına Sina çölünün ışığı vurmuştur sanki,
    Yüksek ve güzel minaren Cebrail’in tecelli yeridir sanki.

    İslâm milleti hiçbir zaman yok olmayacaktır,
    Çünkü ezanlarında Musa ile İbrahim’in sırrı tecelli etmektedir.

    Onun vatanı sınırsız, bütün dünya onun ufku gediksizdir,
    Denizin dalgaları Dicle, Nil ve Dinyeper nehirleridir.

    Ne hayret vericiydi o müslümanların devri;
    Medeniyetleri inanılması güç bir efsane gibiydi.

    Köhne devirlere göç emrini verdiler.
    Manevî zevk sahiplerine neşe cezbe vermiştiler.

    Ve aşkın savaş meydanlarında onlar müthiş süvarilerdi,
    Onların şarapları tertemiz, kılıçları çok keskindi.

    Zırhları da «la ilahe illallah» olan erlerdi.
    Kılıçların gölgesinde sığınakları yine tevhid idi.

    Ey Kurtuba! sırrı seninle aşikâr olmuştu mü’min’in,
    Gündüzlerinin vecd, geceleri yanış ve yakılış dolu olduğunu gösterdin!

    Yüksek olduğunu makamının, ulvî olduğunu hayalini,
    Aşkını, neşesini naz ve niyazını sen gösterdin.

    Allah dostlarının eli, Allah’ın elidir;
    İş becerir iş yapar işi halleder ve galip gelir.

    İlahî sıfatları kuşanan kul, insan görünüşlü melektir,
    İki dünyada da kimseye minnet etmez, tok gönüllüdür.

    Arzuları azdır onun, gayeleri çok yüksektir,
    Bakışları gönül okşayıcı, tavırları büyüleyicidir.

    Onun konuşması sıcak kanlı, hakkı arayışta heyecanlıdır,
    Sohbet meclisinde de savaş meydanında da mü’min iyi kalbli ve iffetlidir.

    Allah ehlinin gerçek imanı, Hakk’ın bu dünyaya aksedişidir,
    Yoksa bu dünya bir efsane, vehim ve sahte oluştan ibarettir.

    Mü’min kul, aklın uğrak yeri aşkın ta kendisidir,
    Kâinat dizisinde meclisin ateşi ve hareketidir.

    Ey Kurtuba Camii! Sanat âşıklarının Kâbe’si, İslâm’ın azâmetisin,
    Endülüs toprağı harem mertebesine çıkmıştır varlığınla senin! ..

    Eğer yeryüzünde varsa bir benzerin,
    Müslümanın kalbindedir o da bulunamaz başka yerde eşin.

    Ah! O hak yolcularına; Asil İslâm izindeydiler,
    Onun yüce ahlâkının, doğruluğunun ve imanının örneği idiler.

    Şu sade hakikati ortaya koymuştur onların hükümdarlığı;
    Krallık değil fakirliktir, gönül ehlinin saltanatı.

    Doğuyu ve batıyı onların görüşleri terbiye etmiştir,
    Avrupa’nın karanlık çağında onların aklı yol göstermiştir.

    Bugün bile İspanyalılar onların kanının geliştirdiğindendir,
    Hoş gönüllü tatlı hareketli açık ve temiz kimselerdir.

    Bugün bile o memlekette ahu gözlüler pek çoktur,
    Ve gözlerin okları bugün bile tam yüreğe dokunur! ..

    Endülüs’ün havasında hâlâ Yemen’in kokusu var,
    Onun şarkılarında hâlâ Hicaz ahengi var!

    Ey Kurtuba! Yıldızlara göre senin zeminin gök kubbe gibidir,
    Binlerce ah! ki asırlardır senin fezan ezansız beklemektedir.

    İslâm’ı tekrar buraya getirecek aşkın tufan gibi ordusu sert canlı,
    Hangi duraklarda, hangi konaktadır, nerede kaldı? ..

    Almanya dinde reform hareketini, inkılâbını gördü,
    İnkılâp ki köhne devrin bütün izlerini silip süpürdü...

    Hıristiyanların papasının günahsız olduğu iddiası çürütüldü;
    Bu çok nazik fikir gemisi aldı yürüdü.

    Fransa’nın da gözü o müthiş inkılâbı gördü,
    O inkılâp ki Avrupa dünyasını başka bir çehreye döndürdü.

    Gelişen İtalyanlar da köhne fikirlere tapmaktan vazgeçti,
    Yenilik lezzetinden o da tekrar gençleşti.

    Müslüman ruhunda bugün o devrimlerin dalgalanması vardır,
    Lisan izah edemez; bu Allah’ın bir sırrıdır.

    Denizde tufan kopmak üzere derinliklerden ne çıkacak bakalım,
    Gök rengini değiştirecek mi, bekleyip anlayalım!

    Dağ yamaçlarında bulut gurubun kurnazlığına boğulmuş,
    Güneş sanki Bedahşan yakutundan bir yığın alev koymuş.

    Köylü kızın şarkısı sade ve yıkıcıdır,
    Gençlik devri gönül gemisi için bir sel gibidir.

    Ey Kurtuba’nın önünden akıp giden Kebîr Irmağı, kenarında senin,
    (İkbal diye) Biri oturmuş rüyasını görmektedir bir başka devrin.

    İstikbal henüz mukadderat perdesi altında gizlidir,
    Gözlerimin önünde onun seheri perdesizdir.

    Eğer fikirlerimin üzerinden perdeyi kaldırırsam görülecektir,
    Avrupa benim kehanetlerime tahammül edemeyecektir.

    Kendisinde devrim olmayan hayat ölüm demektir,
    Milletlerin hayatı devrim çırpınışlarını gerektirir.

    Kendini kontrol edebilen her millet hayatta kalabilir,
    Kaza ve kader elinde keskin bir kılıç gibidir.

    Ciğer kanı olmadan her iş eksik ve bozuktur,
    Ciğer kanı olmadan şairlik de sevdaların en boşudur.

    Muhammed İkbal

Inhalte des Mitglieds mehmet oezdal
Beiträge: 5
Anfragen und Anregungen bitte direkt an tiav@hotmail.de adressieren. Vielen Dank!
Xobor Einfach ein eigenes Xobor Forum erstellen
Datenschutz