Canlılar arasındaki, bir kafa, iki kulak, iki göz, bir ağız gibi benzerlikler nasıl açıklanabilir? Neden farklı yaratılmamışlar?
Yazar: Sorularla İslamiyet 2009-06-25
- Evet, bu benzerlikler insan türü için de geçerlidir. Öyle anlaşılıyor ki, canlılardaki farklılıklar ve benzerlikler, ilahî hikmet tarafından özenle seçilmiş birer olgudur. Bu husus, insanlar için çok daha belirgindir. İnsan bir tek nevi olmasına rağmen, saydığınız temel unsurlarda aynı olduğu halde, genel simasıyla hiçbirisinin tıpa tıp diğerine benzememesi şüphesiz bir hikmet dersi veriyor. Bu hikmetlerin bir çok yönü olmakla beraber, en büyüğü, Yüce Yaratıcının varlığını/birliğini, iradesini göstermektir.
Canlıların, özellikle de insan nevinin ittifak ettiği benzer yönleri, kendilerini yaratan Allah’ın birliğinin açık belgesidir. Çünkü, “El-vahidu la yasduru illa anil’vahidi = Birliği olan şey, ancak bir tek kaynaktan gelir.” kaidesi gereğince, sözgelimi insanların, onlarca -iç ve dış- organlarında birbirine benzerlik göstermesi, bu yapılan sanatın yaratıcısının bir olduğunu gösterir. Kâinattaki fiziksel ve kimyasal entegrasyon, birlik kümelerinin varlığı gibi binlerce vahdet rabıtaları, Yüce Yaratıcının birliğini gösteren ontolojik imzalardır.
Farklılıklar ise, Allah’ın küllî iradesinin belgeleridir. İnsanın küçük simasında, parmaklarının ucunda kendini gösteren -adeta sonsuz- farklı nakışlar, Allah’ın sonsuz ilim ve kudretini gösterdiği gibi, dilediğini yapabilen mutlak iradesine de işaret/delalet etmektedir. Çünkü, bir tek ferdin farklı bir simaya kavuşturulması için, geçmiş ve gelecek bütün fertlerin simasını gören, onlarda bulunmayan yepyeni bir nakış dokumakla bu ferdin simasına farklı bir şekil veren sonsuz bir ilim, irade ve kudret gerekir. Bu sonsuz sıfatlar ise, Allah’da bulunması zorunlu olduğu gibi, ondan başkasında da bulunmaması zorunludur. Aksi takdirde -haşa- başka ilahları kabul etme zorunluluğu doğar ki, ne dinen, ne ilmen ve ne de aklen böyle bir şeyin varlığı kabul edilemez, ispat da edilemez. (Bu konu için bk. Nursi, Lem'alar, Otuzuncu Lem'a Dördüncü Nükte).